Erdoğan, Sincan 1. Organize Sanayi Bölgesi'nde , ASO 49. Yıl Başarı Ödülleri töreninde yaptığı konuşmada, Ankara Sanayi Odası üyelerine ve 2011 yılı kurumlar vergisi, gelir vergisi, Ar-Ge ve ihracat ödülü alan tüm firma ve şahıslara Ankara'ya, Türkiye'ye yaptıkları hizmetlerden dolayı şahsı ve millet adına teşekkür etti ve başarılarının devamını diledi.
Başbakan Erdoğan, 2012 yılının son 4 gününe girildiğini anımsatarak, önceki 9 yılda olduğu gibi bu yılı da ekonomide yeni rekorlar ve yeni başarılarla kapattıklarını söyledi.
Küresel krizin dünya ekonomisini ağır bir şekilde etkisi altına aldığı bir dönemde, Türkiye'de hükümetin, pozitif bir büyümeyle, ihracatta Cumhuriyet tarihinin yeni bir rekoruyla, enflasyon ve işsizlikte en düşük oranlarla 10. yılını geride bıraktığını ifade eden Başbakan Erdoğan, şöyle devam etti:
''Ekonomide elde ettiğimiz büyük başarıda, rekor seviyelerde elbette 75 milyonun katkısı var, tamamının alın teri var. 2012 yılının bu son günlerinde 75 milyon vatandaşımızı, aziz milletimizi ekonomide kaydettiğimiz tüm başarılardan dolayı tebrik ediyorum. İşçi kardeşlerimize, memur kardeşlerimize, çiftçimize, esnafımıza, zanaatkar kardeşlerimize emeklerinden, gayretlerinden, çabalarından dolayı şükranlarımı ifade ediyorum. Ankara Sanayi Odası mensupları olarak sizlerin şahsında tüm sanayicilerimize, yatırımcı, girişimci, ihracatçı kardeşlerimize, üretmeye, ihracat yapmaya, istihdam sağlamaya devam ettiğiniz için ayrıca şükranlarımı ifade ediyor, yolunuz açık olsun diyorum.''
2008 yılının son aylarında başlayan küresel finans krizinin başta gelişmiş ülkeler olmak üzere dünya ekonomisi üzerinde ağır bir baskı oluşturmaya devam ettiğini vurgulayan Erdoğan, şunları kaydetti:
''Dünya genelinde birçok ülkede bütçe açıkları artıyor, kamu borç stokları tarihi yüksek seviyelere ulaşıyor, merkez bankaları ne yazık ki karşılıksız para basıyor, işsizlik aynı şeklide tarihinin en yüksek oranlarına ulaşıyor. ABD'de işsizlik 2010 yılında yüzde 9.6 oranını gördü ki bu tarihinin en yüksek oranıdır. Avro Bölgesi'nde işsizlik ortalaması yüzde 10,7 ile tarihinin en yüksek seviyesine ulaştı. İspanya ve Yunanistan'da işsizlik yüzde 25 seviyelerine ulaştı, son İspanya ziyaretimizde buradan nasıl çıkacağız bunun düşüncesi ve bunun artık ciddi manada sorumluluğu ve yükü altında eziliyorlar, kıvranıyorlar. Türkiye olarak biz Eylül 2012 döneminde yüzde 9.1 işsilik oranıyla son yılların en düşük seviyelerinde bulunuyoruz. Birçok ülkede ücretler donduruldu, komşumuz başta olmak üzere, teşvikler kısıldı, sosyal harcamalarda kesintiye gidildi. Biz, 2012 yılında da 2013 bütçemizde de ücretler üzerinde, sosyal harcamalara üzerinde hiçbir kısıntıya, kesintiye gitmiyor, enflasyonun üzerinde artışlarla yolumuza devam ediyoruz.''
-''2014 - 2015 yıllarında yüzde 5'lik büyüme hedefliyoruz''-
Başbakan Erdoğan, 2012 yılında küresel büyümenin yüzde 3,3 olarak gerçekleşmesinin beklendiğini belirterek, ''Gelişmiş ekonomilerin ortalama yüzde 1,3 büyüyeceği tahmin edilirken, Avro Bölgesi'nin 2012 yılında yüzde 0,4 daralacağı tahmin ediliyor. Türkiye olarak biz, 2012 yılında yüzde 3,2, 2013'te yüzde 4 ve 2014 - 2015 yıllarında da yüzde 5'lik büyüme hedefliyoruz'' diye konuştu.
Küresel finans krizi sürecinde kamu borçlarının tarihi düzeyde arttığına dikkati çeken Başbakan Erdoğan, şöyle konuştu:
''ABD'de son 5 yıl içinde kamu borcunun, milli gelire oranı 40 puan artı ve yüzde 107'ye ulaştı. Bizde bazıları bu işlerin nasıl hesaplandığını bilmez. Çıkarlar, 'bizim borcumuz şu kadar derler', ama bunun milli gelire oranlamak suretiyle yapılacağını bilmediği için de hep açığa düşerler. Atalarımızın güzel bir ifadesi var, 'borç yiğidin kamçısıdır' derken oradaki yiğit, milli gelirdir. Eğer milli gelirimiz gerçekten iyiyse oradaki borcun oranı ona kıyaslandığında her şey çok açık, net ortaya çıkar. Avro Bölgesi'nde kamu borçları 27 puan arttı, yüzde 93'e ulaştı. Bu oran Japonya'da bir felaket, yüzde 237'ye, Yunanistan'da yüzde 171'e, İtalya'da yüzde 126'ya ulaştı. Bizde ise kamu borçları azalmaya devam ediyor. Son on yılda Türkiye'nin kamu borç yükünü 40 puan azalttık. 2002 sonunda yüzde 74 olan AB tanımlı genel yönetim borç stokunun milli gelire oranı bu yıl sonunda yüzde 36 civarında gerçekleşecek. Kamu borç stokunun milli gelire oranı ise 2002 yılında yüzde 61,5'ti, 2011 sonunda biz bunu yüzde 22,4'e çektik, şu anda da bu oranın yüzde 18'ler civarında olduğunu tahmin ediyoruz. Elbette biz kendimizi en kötü örneklerle kıyaslayacak değiliz, kendimizi, kendi istikametimizi dünyanın diğer ülkelerine göre belirleyecek değiliz. Bizim bir istikametimiz var, bir rotamız var. Biz, sağa sola bakmadan kilitlendiğimiz bu hedeflere doğru kararlılıkla ilerlemeye devam ediyor, devam edeceğiz.
-''10 yıl önce tam anlamıyla karamsarlık, tam anlamıyla umutsuzluk hakim olmuştu''-
Erdoğan, törenin yapıldığı salonda bulunan Ankara Sanayi Odası üyelerinin aşağı yukarı tamamına yakınının 10 yıl önce de sanayinin içinde olduğunu vurgulayarak, ''Şöyle başımızı iki elimizin arasına alalım, 10 yıl önceki manzarayla 10 yıl önceki atmosferle 10 yıl önceki psikolojiyle bugünküler arasında kıyas bile kabul etmeyecek farklılıklar var. Bu bütün hesaplar çok açık, net ortaya koyuyor. 10 yıl öncesini hatırlayın, her alandaki başarısızlığının yanında Türkiye'nin Türkiye ekonomisini, sanayicisinin üzerine tam anlamıyla karamsarlık, tam anlamıyla umutsuzluk hakim olmuştu'' dedi.
AK Parti iktidarından önce ekonominin en büyük ve kronik sorunu enflasyonun yüzde 30'lar seviyesinde olduğunu hatırlatan Başbakan Erdoğan, şunları söyledi:
''O gün 10 yıl sonra enflasyonun yüzde 6'lara düşeceği söylenseydi açıkçası hiç kimsenin buna inanacak ne dermanı vardı ne hali vardı, paradan 6 sıfırın atılacağı söylendiğinde buna hiç kimse inanmıyordu. Hatta bazıları çıkıp, köşe yazarlarından 'Taksim Meydanı'nda eşek gibi anırırım' diyordu, ama bunlar anırmadı, hala vurmaya devam ediyorlar. O gün 23,5 milyar dolar seviyesinde olan IMF borçlarının 860 milyon dolara kadar gerileyeceği söylenseydi, hem de tarihin en büyük küresel krizlerinden biri devam ederken bu borcun 1 milyar doların altına düşeceği söylenseydi buna hiç kimse inanmazdı. Ve bakın bugün burada Mayıs ayında da sıfırlıyoruz, artık biz IMF ile standby anlaşması yapmıyoruz. Şu anda bizde 5 milyar dolar borç istiyorlar, şu anda teknik görüşmeleri yapıyoruz. 5 milyar dolar biz IMF'ye borç vereceğiz. Oralara geldik ve bununda yanında şu anda biz, IMF'nin 20. sıradaki ortağı durumuna yükseldik.''
27,5 milyar dolar olan merkez bankası döviz rezervinin 121 milyar dolara ulaşacağı söylenseydi buna da hiç kimse inanmayacağını dile getiren Erdoğan, ''Buyurun, şu anda bizim Merkez Bankamızın döviz rezervi 121 milyar dolara ulaştı. Bu 10 yıl içinde en başta bu umutsuzluğu, inançsızlığı, karamsarlığı ortadan kaldırdık. 10 yıl boyunca Türkiye'nin bütün meselelerini çözebileceğini, iddialı hedefler otaya koyabileceğini, bu hedeflere ulaşabileceğini gösterdik. İmkanlar, şartlar oluştuğunda, özellikle güven ve istikrar sağlandığında Türkiye evelallah hepsinin üstesinden gelebilecek ülkedir, böyle bir insan potansiyeline sahiptir, bunu da bu süre içinde göstermiştir, göstermeye de devam edecektir'' diye konuştu.
-''Bu millete büyük düşünmek yakışır''-
Başbakan Erdoğan, 10 yıl önce millete, Türkiye'ye, sanayiciye ufuk çizemeyen, vizyon gösteremeyen ve sanayiciye karamsarlıktan başka bir şey veremeyenlerin bugün de 2023 hedefleri konusunda sadece karamsarlık pompalamaya çalıştıklarını ifade ederek, ''Çünkü onlar büyük düşünemiyorlar, bu millete büyük düşünmek yakışır, eğer büyük düşünürseniz büyük işleri başarırsınız, ama cüce, küçücük, minicik düşünürseniz o zamanda çok yalnız kalırsınız. İşte biz 2023 hedeflerinin mümkün olduğunu, ulaşılabilir olduğunu ısrarla vurgularken birileri çıkıp bunun nasıl olmayacağını anlatmakla meşgul oluyorlar'' değerlendirmesinde bulundu.
Türkiye İhracatçılar Meclisi'nin kamu ile görüşüp 'biz, 500 milyar dolar ihracatta ulaşacağız' dediklerini hatırlatan Erdoğan, şunları söyledi:
''Bakıyorsunuz Türkiye'deki anamuhalefet başta olmak üzere, bazıları 'bunu nasıl başaracaksınız' diyor. İşin işindeki 'başaracağız' diyor, sen bu işlerle yakından, uzaktan alakan yok, kalkıp diyorsun ki; 'nasıl başaracaksın'. Şu anda damdan düşen o. Sen, hayatında daha bir şey ihraç etmiş değilsin, neyin değerlendirmesini yapıyorsun, işin içindeki diyor; 'biz bunu başaracağız'. Bunlar 10 yıl önce 36 milyar dolar ihracat yaparken, 'biz, 10 yıl sonra 150 milyar dolara ulaşacağız' dediğimizde de bize aynı şeyleri söylüyordu. Biz, 150 milyar dolara geldik, bak oluyor. AB üyesi ülkelerde ciddi manada Türkiye'den ithalat azaldığı halde bunu başardık. Neden- Dünyada farklı pazarlara girdik, bunları yine siz başardınız. Bugün de burada ödülleri alıyorsunuz. Bütün mesele nedir biliyor musunuz, inanç. Yine atalarımızın bir sözü var, 'inanç tekeden bile süt çıkartır', mesele bu. İnanmak çok önemli, azmetmek çok önemli, kararlılık çok önemli.''
BAşbakan ERdoğan, Sincan Organize Sanayi Bölgesi'nde hiç kimsenin haberi olmadan sessiz sedasız devrimler gerçekleştirildiğini vurgulayarak, aynı devrimlerin OSTİM'de, İvedik'te, Ankara'nın 12 ayrı organize sanayi bölgesinde de sessiz sedasız yapıldığına anlattı.
İmza atılan çok büyük başarıların görülmediğini dile getiren Erdoğan, şöyle devam etti:
''Çünkü öyle bir dertleri yok. Elektronikte, savunmada, yazılımda, insansız uçak üretiminde, zırhlı personel taşıyıcı üretiminde, bilyalı rulman dişli kutusu tasarım ve üretiminde Ankara artık dünya ile rekabet ediyor. Ankara, ASELSAN gibi, TUSAŞ, HAVELSAN, ROKETSAN gibi dünya çapında büyük firmalarıyla sadece başkent olarak değil, sanayi merkezi olarak da dünyada bir yıldız gibi artık parlıyor. Sadece şu Sincan Organize Sanayi Bölgesini ziyaret eden, burada dolaşan bir kişi buradaki akılla, zekayla, buradaki azim ve gayretle 2023 hedeflerinin hiç ama hiç uzak olmadığını gayet net olarak görecektir. Ben buna inanıyorum. Biz, Ankara'da yaşanan sessiz devrimin farkındayız. Ankara'daki sessiz devrimin diğer 80 vilayette yaşanan büyük dönüşümün çok hızlı şekilde Türkiye'yi farklı bir boyuta, kulvara taşımakta olduğunun farkındayız. İnşallah önümüzdeki 10 yıllık süreçte Ankara'ya kazandıracağımız büyük projelerle, hastanelerle, lojistik merkezlerle, yollarla, yeni şehirlerle bu süreci daha da hızlandıracağız. Ankara'yı havacılık sektöründe, savunma sanayinde, lojistikte, ileri teknoloji ürünlerin üretiminde, ulaştırmada, eğitim ve sağlıkta, Ar-Ge'de bir dünya merkezi, dünya başkenti yaparak 2023'ü buradan en güçlü şekilde destekleyeceğiz.''
Muhabir: Hasan Öymez - Kadir Karakuş
Yayıncı: Tolga Özgenç
Başbakan Erdoğan Açıkladı
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, küresel ekonomik krizin dünya genelinde kamu borç stoklarında ciddi artışlara sebep olduğunu, Türkiye'nin ise son 10 yılda kamu borç yükünü 40 puan azalttığını belirterek, ''Biz kendimizi en kötü örneklerle kıyaslayacak değiliz, kendimizi, kendi istikametimizi dünyanın diğer ülkelerine göre belirleyecek değiliz. Bizim bir istikametimiz var, bir rotamız var. Biz, sağa sola bakmadan kilitlendiğimiz bu hedeflere doğru kararlılıkla ilerlemeye devam ediyor, devam edeceğiz'' dedi.



















