Başbakan Erdoğan AK Parti İl Başkanları Toplantısı'nda konuştu...

Başbakan Erdoğan AK Parti İl Başkanları Toplantısı'nda konuştu...

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan AK Parti İl Başkanları Toplantısı'nda yaptığı konuşmada önemli açıklamalarda bulundu.

11 yıl içinde karalamalar, iftiralar olduğunu söyleyen Başbakan Erdoğan "Sicilimizin bembeyaz kalabilmesi adına kötüleri aramızdan ayıkladık. Hakkında iftira olanların da aklanıp gelmesini sabırla bekliyoruz. Bizim bu noktadaki hassasiyetimiz sırf iftiraya maruz kaldı, sırf çamur atıldı diye söylentiler üzerinden, kimse kusura bakmasın, biz bu tür operasyonlara da aramızda girmeyiz. Hukuk adaletin tecelli etmesi içindir. Meclis mahkemelerin yerine geçemez. Siyasi parti genel başkanları hakimlerin yerine geçemez" dedi.

Erdoğan, konuşmasının başında İzmir'deki römorkör kazasında şehit olan 8 asker ve 2 işçi için Allah'tan rahmet, yakınlarına başsağlığı diledi.

Pakistan temaslarıyla ilgili bilgiler veren Erdoğan, Karadeniz gezisinde kendisine gösterilen ilgi için teşekkür etti.

Bütçe görüşmeleri sırasındaki tartışmaları da hatırlatan Başbakan Erdoğan, 'Yapılan çirkin girişimlere rağmen AK Parti grubu bütçe görüşmelerini sonlandırdı' dedi.

Erdoğan, konuşmasının büyük bir çoğunluğunu iki bakanın çocuklarının da tutuklanmasına neden olan yolsuzluk ve rüşvet operasyonuna ayırdı.

Başbakan Erdoğan, isim vermeden Fethullah Gülen'le ilgili de bazı mesajlar verdi.

Erdoğan'ın konuşmasından satır başları şöyle:

Biz, 'Milletimize mahçup olmayacağız, milletimizi hayal kırıklığına yaşatmayacağız' dedik, 11 yıl bu sözümüzü tuttuk. Milletimiz müsterih olsun, gönlünü ferah tutsun. Milletimiz bize güvensin. Bizler her zaman hakkı söylemeye, doğruya doğru, eğriye eğri demeye devam edeceğiz. Halkın önünde hesaba çekilebiliriz. Bundan da öte, hesap gününde mahşerde hesaba çekileceğimizi de biliriz. Her adımı bu şuurla, bu anlayışla, bu korkuyla atarız.

Bizim partimizi bu seviyelere çıkartan, bizi bu makamlara getiren, 11 yıl bizi burada tutan en başta dürüstlüğümüzdür, emanete olan bağlılığımızdır, yolsuzluklar karşısında sert, kararlı, tavizsiz duruşumuzdur.

'EN KÜÇÜK SİYAHLIK İÇİN GEREKENİ YAPARIZ'

AK Parti'nin ak kadroları olarak bembeyaz, süt kadar ak bir sicille yürüyoruz. En küçük bir çamur parçası, en küçük bir siyahlık bizim sicilimizde hemen dikkat çeker. Çektiğinde de gereği neyse onu yaparız.

AK Parti yolsuzluklara göz yummaz, müsamaha göstermez zira bunu yaparsa var oluş zeminini ortadan kaldırmış olur. Bizi bugünlere dürüstlüğümüz ulaştırdı. Bizim başkalarını örnek almamıza gerek yok. İyiler bize örnek olabilir ama bizim için sicili siyah olanlar bize örnek teşkil edemez. Onların yaptıkları zaten ortada. Biz kendi sicilimize bakarız ve o sicil üzerinde en küçük bir leke olmaması için de azami dikkat ederiz.

'KÖTÜLERİ ARAMIZDAN AYIKLADIK'
11 yıl içinde karalamalar, iftiralar oldu. Sicilimizin bembeyaz kalabilmesi adına kötüleri aramızdan ayıkladık. Hakkında iftira olanların da aklanıp gelmesini sabırla bekliyoruz. Bizim bu noktadaki hassasiyetimiz sırf iftiraya maruz kaldı, sırf çamur atıldı diye söylentiler üzerinden, kimse kusura bakmasın, biz bu tür operasyonlara da aramızda girmeyiz.

Hukuk adaletin tecelli etmesi içindir. Meclis mahkemelerin yerine geçemez. Siyasi parti genel başkanları hakimlerin yerine geçemez.

'BU İNSANLARI KİRLETMEYE KİMSENİN HAKKI YOK'
9 gündür bir operasyon yürütülüyor. 'Yolsuzluk ve rüşvet operasyonu' denildi, daha sonra 'tarihin en büyük rüşvet operasyonu' denildi. Gizlilik kaydı olmasına rağmen içeriden dışarıya sürekli bilgi sızdırıldı. Burada yürütmenin uzatması, yargının safhası demek ki bunlar burada servis yapıyor. Bize düşen burayı da temizlemektir. Bu insanları kirletmeye kimsenin hakkı yok. Beraat eden insanların operasyon süreci içinde kirletilmesinin bedelini kim ödeyecek?

'O KUTULARI NEREDEN BİLİYORSUNUZ?'
Günlerdir Halkbank Genel Müdürü'nün evinden çıkan kutular konuşuluyor. Siz bu kutuların ne olduğunu siz nereden biliyorsunuz? CHP genel müdürüne soruyorum, evinden 2.5 milyon lira çıkan şahsı siz neden milletvekili yaptınız? Yargıyı da polisi de savunuyor. İnşallah böyle kalırsınız. Polise demediğini bırakmayan CHP, şimdi sahip çıkıyor.

DOKUZ NEDEN SAYDI

Bir, İstanbul'da 46 milyar dolarlık havaalanı ihalesi gerçekleştirdik. Bu rahatsız etti. Bu havalimanına karşı her olumsuzluğu her an yapabilirler. İki, Ankara'da Japonya Başbakanı'nı ağırladık, anlaşmalar yapıldı. Üç, İstanbul 2.5 milyar dolarlık bir köprünün temelini attık. Bunu da engellemeye çalıştılar. Dört, İstanbul Borsası rekor kırdı. Bu da hazmedilmedi. Beş, Merkez Bankası rezervi 135 milyar dolara ulaşarak rekor kırdı. Altı, gösterge faizi, Mayıs'ta yüzde 4.6'ya indi. Yedi, dört kredi derecelendirme kuruluşu Türkiye'nin kredi notunu Mayıs ayında artırdı. Sekiz, IMF'den aldığımız borcu Mayıs ayında sıfırladık. Uluslararası güçler devreye girdi. Dokuz, enflasyon, sanayi üretiminde rekorlar kırıldı.

'BU VATANA İHANETTİR'

Gezi olayları denilen sokak eylemleri başladı. Uluslararası medya İstanbul'a, Ankara'ya adeta kamp kurdu. Bir yandan uluslararası medya, bir yandan ulusal medya, bir yandan sosyal medya Türkiye'yi dünyaya karalamaya başladı. Bu bir ihanettir, bu vatana ihanettir ve bunu acımasızca yaptılar. Apaçık bir ihanete, apaçık bir ekonomik suikaste bu dönemde şahit olduk. Gezi'de istedikleri başarıyı elde edemediler.

'ULUSLARARASI BOYUTU VAR'
2013 yılında biz çok farklı bir Mayıs ayı yaşadık. Küresel finans krizinin etkileri tüm dünyada çok ağır şekilde devam ederken, Mayıs ayında biz Türkiye olarak tarihte örneği görülmeyen başarılara, rekorlara imzamızı attık. Bunları çok iyi değerlendirmemiz lazım. Çünkü şu olay, altını çizerek söylüyorum, ulusal bir operasyon değildir. Bu olayın uluslararası boyutu vardır. Uluslararası boyutta bunun en tepe noktası vardır. Ve onun altında da bunun çeşitli yerlerdeki taşeronları vardır. Bu olay basit olarak ele alınmasın. Bu, AK Parti iktidarının Türkiye'nin büyümesine olan öncülüğü sebebiyle yapılan bir operasyondur.

'İNTİKAM İÇİN TEZGAH KURDULAR'
Gezi'de Mayıs ayının başarıları, 17 Aralık'ta çözüm süreci hedef alındı. 17 Aralık'ta Diyarbakır'daki barışımıza da suikast düzenlediler. Kamuoyunu etkilemek için yolsuzluk paketiyle sundular. Kamuoyunu yolsuzluk iddialarıyla meşgul ederken, arka planda, Diyarbakır'ın intikamını almak için, Mavi Marmara'nın intikamını almak, Oslo'nun, 7 Şubat'ın, bunun yanında Halk Bank'ın intikamını almak için tezgah kurdular.

'HALK BANK'I DEĞİL, ÜLKEYİ ÇÖKERTİYORSUNUZ'

9 günlük süreçte sadece Halkbank'ın uğradığı zarar 1 milyar 625 milyon dolardır. Şu anda borsaya kote olan bir Halk Bank'ı ve dünyada değişik ülkelerde misyonu olan bir Halk Bank'ı siz çökerttiğiniz zaman, bir genel müdürü çökertmiyorsunuz. Ülkeyi çökertiyorsunuz.

14 ay izleniyor. Yargıda, yürütmede birkaç zatın haberi olacak. Onların bağlı olduğu birimlerin haberi olmayacak. Dokuz günde yaşadıklarımız tam anlamıyla turnusal kağıdı olmuştur.

'ÇETELERE VERDİĞİMİZ MÜCADELE YETMEMİŞ'
Kendi ülkesini değil, başkalarının çıkarlarını düşünen ajanlık yapan casuslar, sermaye güçleri, medya çeteler var. Devlet içinde böyle maşalar var. Bunun üzerine gideceğiz. Demek ki çetelerle ilgili verdiğimiz mücadele yetmemiş, demek ki bu zincirin daha çok farklı halkaları var. Devlet içinde paralel yapıların oluşmasına izin vermeyeceğiz. Her yolu mübah gören bir hareket başarıya ulaşamaz.

'DİNİ KİSVELİ ÖRGÜTLER ÜLKEMDE OPERASYON YAPAMAZ'
Yanlış içinde olanlar yara alır, onların maskeleri düşer. Kim olursa olsun. İster şahsım olsun ister başkaları olsun düşer. Kime ve niye hizmet ettikleri açıkça ortaya çıkar. Birliğimizi, kardeşliğimizi, milletimizin bekasını ilgilendiren bir durum ortaya çıkıyorsa biz de anayasa ve yasalar çerçevesinde gereken adımı hiç tereddüt etmeden atarız. Dini bir kisve altındaki örgütlerin, birtakım ülkelerin ve çevrelerin maşası olarak benim ülkemde operasyon yapmalarına, ameliyat yapmalarına kesinlikle müsaade etmeyiz.

CHP seçimle görev almış bir parti değildir. CHP, hep atanarak gelen bir partidir. CHP'nin geçmişi budur. Ya darbelerle, ya da işte böyle kirli komplolarla iş başına getirilmiştir. İş başına geldiği zaman da arkasında enkaz bırakarak, onlarca yolsuzluk dosyası bırakarak iktidardan ayrılmıştır. İşte şimdi partilerinin içinde yolsuzluktan hüküm giymiş suçu sabit milletvekilleri var. Bu yetmedi, İstanbul'a yolsuzlukla suçladıkları, kendi kongrelerinde yolsuzluk nedeniyle ihraç ettikleri şahsı büyükşehir belediye başkan adayı olarak koydular. Hatta genel müdür, yolsuzluk klasörünü bizzat kendisi raflardan indiriyor, o teşhir ediyordu. Bu ne perhiz bu ne lahana turşusu?

'BİRLİKTE ANCAK BEDDUA SEANSLARI DÜZENLERLER'

CHP yolsuzluk yapan görmek istiyorsa gitsin kendi geçmişine baksın, gitsin aynaya baksın. On yıllardır eleştirdikleri, hatta hakaret ettikleri, hatta kuyusunu kazdıkları o örgütle şimdi ittifak yapıyorlar. Bunların birlikte yapabilecekleri tek bir şey var, bunlar birlikte ancak beddua seansları düzenlerler.Bize milletimizin duası yeter. Böyle yürüdük, bundan sonra da böyle yürüyeceğiz.

'YOLSUZLUK SORUŞTURMASI DEĞİL, AÇIK BİR TEZGAH'
Bu bir yolsuzluk soruşturması değil, millete karşı açık bir tezgahtır. Bu oyun 30 Mart'ta sandıkta bozulacaktır. Yeni Türkiye yürüyüşümüzü kimse durduramayacaktır. Ya millet ya zillet.

'BAYKAL'A DA KOMPLO YAPTILAR'

Sadece AK Parti'ye, hükümete değil, Türkiye'ye 76 milyona yapılmış bir komplodur. Hangi partiye oy verirseniz verin ama bu komployu görün. Bu komplonun Türkiye'nin hayrına değil, şerrine olduğunu görün. Bu komplonun benzeri Sayın Deniz Baykal'a da yapıldı. Milletim bu medyanın, sermaya çevrelerinin asıl niyetini görsün ve anlasın.

Bu çeteleri hukuksuzlukları temizlendiğimizde Türkiye'nin çok farklı bir yer olduğunu göreceğiz. Şer olarak görünen de hayır vardır. Bu çirkin komplodan, bu çirkin operasyondan çok güçlenerek çıkacağız.

'BU SÜREÇ İSTİKLAL MÜCADELESİDİR'

30 Mart seçimleri çok önemli ve süreç çetin gececek. En küçük bir ihmale, boşvemişliğe, moralsizliğe yer yok. Bu süreç, yeni Türkiye'nin istiklal mücadelesi sürecidir. Türkiye'nin istiklal mücadelesi sürecek, bu kadar önemli.

'BEDDUAYA LANET, DUAYA EVET'

Millet bizimle, milletin hayır duası bizimledir. Bırakın, iğrenç internet sitelerinde kasetleriyle boğulsunlar. Biz bedduya lanet, duaya evet diyeceğiz.

'BU İŞ ŞİRAZESİNDEN ÇIKMIŞ'
Arif, alim olan insanlara beddua değil tam aksine dualar yakışır ve o insanlara ıslah ifadesini kullanmak bile yakışmaz. Hele hele bir Müslüman kardeşi için hidayetinin artırılması talebi yakışır. Ama görünüyor ki bu iş şirazesinden çıkmış. Böyle bir sürecin içerisindeyiz. Her zaman söylüyoruz, bize milletimizin hayır duası yeter.


Ana Sayfa
Manşetler
Video
Yenile