Başbakan Erdoğan, HaberTürk TV, Bloomberg TV ve Show TV ortak yayınında Fatih Altaylı'nın sorularını yanıtladı.
"Taksim'deki olayları nasıl değerlendiriyorsunuz?" sorusu üzerine Erdoğan, Gezi Parkı'nı, Türkiye'de bilmeyen çok sayıda insan bulunduğunu, ancak bu durumun kullanılarak bazı şehirlerde olaylar çıktığını dile getirerek, "Bunların hiçbirinin demokrasiyle filan alakası yok. Gezi Parkı'ndaki sökülen sökülen ağaçlarla alası yok ki orada da, kesilen ağaç değil sökülen ağaçlar var. İki tane de kesilen ağaç var" dedi.
Erdoğan, Gezi Parkı'nın geçmişte Topçu Kışlası olduğunu hatırlatarak, Topçu Kışlası'nın mimarisinin Lütfi Kırdar'ın valilik ve belediye başkanlığına kadar sürdüğüne, belli bir bölümü yıkılarak Taksim Stadı olarak kullanıldığına değindi.
İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı döneminde, Gezi Parkı'nın rölevelerinin önüne geldiğini, o günkü merkezi yönetimin kendisine destek vermediğini ve bu işi yüklenmediğini, vazgeçtiğini ifade eden Erdoğan, başbakan olduğunda önüne gelen projeyi "nefis" şeklinde tanımlayarak, "Burada biz böyle bir eseri kazandırırsak Taksim'e, bir defa hem orada yeşili büyük oranda kullanırız, yeşilin yanında tarihi ve kültürü yeniden kazanırız ve bir de yayalaştırmayı yapacağız. O da benim belediye başkanlığı dönemi hedefim. O yayalaştırmaya başladık. Bir başka hedefim daha var, AKM'yi yıkmak. AKM'yi de yıkalım diyorum çünkü yan tarafta boşluk var, tüm bunlarla oraya biz şimdi mevcut AKM'nin dışında çok büyük bir kültür merkezi yapalım. Şu anda bunun içindeki sahne kültürü çok zayıf. Bizim burada yapacağımız eserle dünyadaki en ileri mimari noktadaki teknoloji nerede kullanılmışsa, sahne, seslendirme vesaire nerede kullanılmışsa, biz bunu kullanarak böyle bir eser yapalım. Hatta Mete Caddesi boyunca o mimariyle de uyumlu yapalım. Baroksa barok, daha başka mimariyse o Taksim Meydanı'nda güzel bir esere sahip olalım" diye konuştu.
Erdoğan, Taksim'de tarih-kültür, çevre, yayalaştırma ve AKM ile meydana getirilecek yeni estetikle yeni yapılanma kazanılacağını belirterek, projeye ilişkin, "Tarihi bir eser var. Nasıl yapılacağı noktasında bir şey yok. 2011 öncesinde biz buradaki yıkılmış, yerle yeksan edilmiş olan, CHP zihniyetinin yıktığı bu eseri yeniden dikeceğiz diye yola çıktık. 2011'de açıkladığım çılgın projelerden biri de buydu" dedi.
3. Boğaz Köprüsü'nde bugün protesto olduğunu kaydeden Erdoğan, şöyle devam etti:
"Geçen bir televizyon programında izliyorum. '358 bin ağaç kesilecek' diyor adam. Sen bunu neye göre söylüyorsun? Kim sana bunu dedi.
Öyle bir rakam yok, ben işin içindeyim, bizzat takip ediyorum. Bu bölge ağırlıklı olarak, ağaç kesimi veya sökümü denilen yerlerin dışında maki, makinin ötesinde kömür ve taş ocakları. Bölge, şu anda bu adımla güzelleşecek. Havalimanı ve 3. Köprü projeleriyle o alanların tamamen, aynı zamanda tanzimini getiriyor. Bu düzenlemeyle birlikte oralar tamamıyla yeşile kavuşacak. Oralar, orman içinden 3. köprü otobanının geçtiği yollar haline gelecek. Havalimanı çevresi aynı şekilde çok çok farklı güzelliklere kavuşacak. Üçüncü bir proje daha var. O da 'Kanal İstanbul '.Bunu, buraya yapmamızın sebebi de, her iki taraf Asya, Avrupa güzelleşecek. Burada çevreciliğin en ileri noktada uygulaması yapılacak. Buradaki mesele, Taksim'de, aslında Gezi Parkı olayı, AVM olayı da değildir. Buraya AVM yapılabilir mi? Ben bunu alışveriş yeri diye söylerken, üstünde otel, rezidans gibi şeylerin olabileceğini söyledim. Bir de şehir müzesi olayını telaffuz ettim. Niye? Çünkü İstanbul'da ciddi bir şehir müzemiz de yok. Şehir müzesinin dışında İstanbul'a milli kütüphane de düşünüyoruz. O milli kütüphane de Rami Kışlası olacak. Şimdi bunlar, buna da kıyamet koparırlar. Şu anda zaten Rami Kışlası diye bir kışla kalmamış. Bizim elimizde onun röleveleri var. Biz, bunları ihya edip, burayı bir milli kütüphaneye çevirip, 2-3-4 milyon, ne kadar alabiliyorsa cilt eseri buraya sığdıralım."
Başbakan Erdoğan'dan Açıklama
İstanbul - Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, şehir müzesi dışında, İstanbul'a milli kütüphane de düşündüklerini belirterek, "O milli kütüphane de Rami Kışlası olacak. Şu anda zaten Rami Kışlası diye bir kışla kalmamış. Bizim elimizde onun röleveleri var. Biz, bunları ihya edip, burayı bir milli kütüphaneye çevirip, 2-3-4 milyon, ne kadar alabiliyorsa cilt eseri buraya sığdıralım" dedi.