Böyle bir şey aramızda da geçmedi” dedi.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Murat Akgün’ün moderatörlüğündeki “Gündem Özel” programına konuk oldu. Gazeteciler Mehmet Barlas, Sevilay Yükselir, Mustafa Karaaliooğlu, İbrahim Karagül ve Nihal Bengisu Karaca’nın sorularını cevaplandıran Başbakan Erdoğan, gündeme dair açıklamalarda bulundu. Muhafazakarlık tartışmalarıyla ilgili olarak Başbakan Erdoğan, muhafazakarlık noktasında Fransızlar'ın tanımının kendi tanımları olmadığını belirtti.
Fransızların muhafazakarlık tanımıyla kendi tanımlarının farklı olduğunu dile getiren Başbakan Erdoğan, “Biz bu milletin değerler silsilesini koruma anlamında bir muhafazakarlıktan bahsediyoruz. Bizim muhafazakarlık anlayışımız bu. Ama bizim uygulamalarımıza baktığınız zaman sosyal demokratların sosyal adalet anlayışından mahrum olmaları sebebiyle, bizim bu silsile içinde sosyal adalet anlayışı da var. Biz o konuda da muhafazakarız. Böyle bir durumumuz da söz konusu. Ve bu yapı içerisinde geleceği olgunlaştırmaya gayret ediyoruz” dedi.
Söylediği sözlerin talimat gibi algılanmasına yönelik bir soru üzerine Başbakan Erdoğan, şunları söyledi:
“Siyasi yönümüzün aynı zamanda başbakanlık makamında attığımız adımların yanlış anlaşılması ve bunun üzerine farklı bir şekilde yaklaşım bürokratlar, teknokratlar tarafından da zaman zaman yapılabiliyor. Gerekli uyarıları yapıyoruz. Gerekli incelemeleri yapıyoruz atılması gereken adımlar neyse bu adımları da atıyoruz. Bakınız ahlak değerleri Batıdaki hukuk anlayışına baktığımız zaman, adeta hukukla iç içedir. Hukukun müeyyidelerini hazırlarken bile kendi ahlak değerlerini bir kenara bırakmazlar. Hatta hatta inanç değerlerini. Ama biz şimdi bir Roma Hukuku'na baktığımız zaman nereye dayanıyor acaba onu incelersek orada onların kendi inanç değerlerini görürüz. Hristiyanlığın şu anda var olan ve ona dayalı olan yapısını anlatıyorum. Böyle bir yapı orada söz konusu.”
“BEN BİR BAŞBAKAN OLARAK KATİLİ AFFETME YETKİSİNİ KENDİMDE GÖREMEM”
Genel af tartışmalarına son noktayı koyan Başbakan Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü:
“Benim orada 'dağlardan inme' ve 'cezaevlerini boşalmasıyla ilgili konu'. Başını kesip atıyorlar. Öbür taraftan yine bakıyorsunuz yine bir bölümünü kesip atmışlar. Halbuki benim orada kullandığım cümle çok farklı. Onu iyi takip ettiysek orada bunu çok açık görürüz. Çünkü yanlış anlaşılma var ve işi öyle bir noktaya getirdiler ki genel af beklentisi. Orada ben diyorum ki, 'biz şu anda bir duadayız, bir temennideyiz. Öyle bir gün gelecek ki dağlardan inecekler ve cezaevleri de boşalacak' diyoruz. Hemen genel af. Genel af konusunda bu güne kadar asla böyle bir ifadeyi kullanmadım. Böyle bir taahhüdümüz kimseye yoktur. Böyle bir şey olamaz. Benim bir Uşak konuşmam vardır. Orada çok açık net söyledim: 'Ben bir başbakan olarak katili affetme yetkisini kendimde göremem, hatta hatta devletin katili affetme yetkisini de asla kabul edemem' Niye? Çünkü onu af yetkisi sadece o maktulun varislerin aittir, devlete değil. Ama devlete karşı işlenen suçlarda böyle bir adım atılabilir. Bunu içinde siyasi suçlar da olabilir. Daha farklı suçlar da olabilir. Orada böyle bir adım atılabilir. Ama ben burada kalkıp da katili genel af kapsamı içerisinde nasıl affederim? Ondan sonra ben o maktullere o şehitlere bunun hesabını nasıl vereceğim. O şehitlerin ailelerine bunu hesabını nasıl vereceğim? Böyle bir şey söz konusu değil. Ama özlemimiz temennimiz dağlardan inişlerdir. Cezaevlerinin tabii ki büyük ölçüde boşalmasıdır.”
“CUMHURBAŞKANININ BİR YETKİSİ VAR”
Hasta KCK’lıların serbest bırakılması yönündeki bir soruya ise Başbakan Erdoğan, “O konuda Cumhurbaşkanımızın zaten bir yetkisi biliyorsunuz var” dedi.
“BU RİSKİ ALMAZSANIZ SİYASET YAPAMAZSINIZ”
Diyarbakır’da ortaya çıkan görüntünün siyasette zihin lehinize dönecek mi? yönündeki bir soru üzerine Başbakan Erdoğan, siyasetin, ticaretin ve yaşamın bir risk olduğunu söyledi.
Bunların hepsinin cesaret istediğini dile getiren Başbakan Erdoğan, “Bu riski göze alamazsanız ne siyaset, ticaret yapabilirsiniz ne de yaşamın bir anlamı olur. Adımları atarken istişareleri yaparak atıyoruz. Yaptığımız işin insani olmayan bir boyutu mu var. Hayır. İki günde 100 bin kişi meydanlara gelmişse demek ki bu konuda açlık var. Bu açlığı gidermemiz lazım. Aldığımız telefonlara baktığımız zaman Batı’dan Orta Anadolu, İç Anadolu her yerden. Barışı tesis ettiniz. Batılısını Doğulusunu bir araya kucaklaştırdınız getirdiniz diyorlar” dedi.
“ONLAR BİZE HAİN DEDİLER DİYE BİZ HAİN OLMUYORUZ”
“Genel Başkanları anlamıyorsa bize hain diyorsa, onlar bize hain dediler diye hain olmuyoruz” diyen Erdoğan, “Millet ne diyor aslolan budur. 96 yaşındaki nine kucaklıyor öpüyor, niye böyle. Ortada bir gerçek var. Muhalefet ve anamuhalefet niye Doğu ve Güneydoğu'da siyaset yapmıyor. Tabela partisi olmaktan başka bir şey yok. Buralara gidip siyaset yapsın ki demokrasi güçlensin. Ondan sonra kalkıp sadece sahillerde kumsallarda kalırsın siyasete orada yapmış olursun. Diğer muhalefette bir siyasi parti ırki düşüncelerle hareket ediyorsa diğer partide karşı ırki düşüncelerle hareket ediyor. Biz 81 vilayetinde halkımızla kucaklaşarak bu adımları atıyoruz. Halkımız bizi adım atmaya teşvik ediyor. Diyarbakır'da meydan Türk bayraklarıyla doluydu. Ne oldu kavgamı oldu kıyamet mi koptu. Hiçbir şey olmadı” diye konuştu.
“BARZANİ YANLIŞ YAPMIŞ”
Barzani’nin Öcalan’a af gelebilir yönündeki açıklamasının sorulması üzerine ise Başbakan Erdoğan, “Barzani böyle bir ifade kullanmışsa yanlış yapmış. Böyle bir şey aramızda da geçmedi. Böyle bir şeyi söylemek onun da kendi alanında değil, kendinin de bizim de ilgi alanımızda değil. Bununla ilgili yargı hükmünü vermiştir. Bu hüküm cereyan etmektedir” dedi.
“BİRLİKTE BİR TÜRKİYE'Yİ İNŞA EDELİM İSTİYORUZ”
Başbakan Erdoğan, Diyarbakır’a gerçekleştirdiği ziyaret ile ilgili konuşmasını şöyle sürdürdü:
“Türk diye dayatırsanız veya Kürt diye dayatırsanız Anayasa meselesinde işin koptuğu yerlerden birisi. 'Türkiye ahalisi veya Türkiye halkı' diyeceksin. 3 parti eğer Türk milleti diyorsa sende buna katılırsın olur biter. Bunu ayrıştırma sebebi yapmanın anlamı yok. 12 ayda bitmesi gereken anayasa 25 ay sürünce kurucu unsur çekilince bizde çekildik. Derdimiz, birlikte bir Türkiye'yi inşa edelim istiyoruz. Barzani, Şivan Perver, Tatlıses hep birlikte birlik, beraber iri olalım diri olalım dedik. Burada ayrım nerde. Kendi yapamadıkları şeyi AK Parti iktidarı attığı için rahatsız oluyorlar. Bu adımı burada bırakmayacağız bu adımı sürdüreceğiz. Bu bizim için görevdir. Onlar sorumluluk makamında değil sırtında küfe yok. Biz bunun gereğini yapmak durumundayız. Güneydoğu'daki kardeşlerim niye birbirine düşman nazarıyla nefretle baksın. Bu ayrım niye diyeceksin bu adımları attığımızda yaftalar gelecek. Belediyeye Barzani gitti bende gittim. Daha güzel anlamlı olmadı mı? Böyle bir oluşumu kendileri başaramayınca iktidar başarınca rahatsız oluyorlar. Atılan her iyi adıma önüne gelip bariyer oluşturmak güçlü ülke yapmaya değil zayıflatır. Ama biz daha başka gelecekte farklı sürprizler olur.”
“DERDİMİZ IRAK’TA AYRIMCILIK DEĞİL”
Türkiye'nin Irak'a Irak'ın Türkiye'ye ihtiyacı olduğunu dile getiren Başbakan Erdoğan, “Mezhebi yaklaşımları aşmamız lazım. Baş Yüksek Düzeyli Stratejik İşbirliği çalışmaları yarıda kesildi. Çok büyük mesafeler alabilirdik. Ama şimdi karşılıklı adımlarla konsey toplantılarını yeniden başlatalım. Derdimiz Irak'ta ayrımcılığın değil, birliktelik. Camilerde, kiliselerde ölümler yaşanıyor. Karşılıklı olarak bölgenin istikrarı için Irak'taki çalışmalara İran'ı katmak suretiyle Suriye meselesini çözülmesine fırsat verecektir” şeklinde konuştu.
“TAZMİNATLAR KONUSU HALLOLMADIĞI SÜRECE NORMALLEŞME OLMAZ”
İsrail ile tazminat ve Filistin ambargonun kaldırılması konusunda iki madde hallolmadığı sürece normalleşme olamayacağının altını çizen Başbakan Erdoğan, “Normalleşmeyi sağlamak istiyorsa tazminat ve ambargonun çözmesi gerekir. Ama hala yerleşim yerleriyle ilgili sorun devam ediyor” dedi.
Başbakan Erdoğan ‘gündem Özel’e Konuk Oldu…(3)
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Barzani’nin ‘Öcalan serbest kalabilir’ yönündeki açıklamalarına ilişkin, “Barzani böyle ifade kullanmışsa yanlış yapmış.