Başbakan Erdoğan’ın Newsweek İçin Yazdığı Makale Yayımlandı
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın Newsweek dergisi için kaleme aldığı ve ’Avrupa’nın Sağlam Adamı’ başlıklı yayımlanan makalede Türkiye’nin artık AB kapısında yalvaran uysal bir ülke olmadığını söyledi.
Amerika’da haftalık olarak yayınlanan ve dünyada geniş bir okuyucu kitlesine sahip olan Newsweek dergisinde Başbakan Recep Tayyip Erdğan’ın yazdığı makale yayımlandı. ’Avrupa’nın Sağlam Adamı’ başlığı atılan makalede Erdoğan dünyada değişen güç odaklarına değinerek, "İçinde bulunduğumuz yüzyılın başlarında dünya politikasındaki güç odaklarının değiştiğini gözlemliyoruz. G20 küresel ekonominin gözetmeni olarak G7’nin yerini alıyor. Uluslararası düzenin daha iyi temsil edilmesi için BM Güvenlik Konseyi’ninyeniden yapılandırılmasına ihtiyaç var. Brezilya, Hindistan, Türkiye ve diğerleri gibi hızla gelişen güçler, küresel ekonomik konularda oldukça etkili rol oynuyor" diye konuştu.AB’nin bu güç dengelerindeki değişiklerden etkilenmeyerek kalamayacağını ifade eden Erdoğan, "Mali krizler Avrupa’nın büyük bir dinamizm ve değişime ihtiyacı olduğunu ortaya çıkarmıştır. Avrupa iş piyasaları ve sosyal güvenlik sistemleri komaya girmiştir. Avrupa ekonomileri durağan haldedir. Avrupa toplumları ihtiyarlığın eşiğindedir. Avrupa bu konuları ele almadan yeni dünya düzeninde gücünü ve güvenilirliğini sürdürebilir mi?" dedi.Türkiye’nin AB’ye aday ülke olduğunu da belirten Erdoğan, Türkiye’nin etkili ekonomik kalkınmaması ve siyasi istikrarıyla küresel arenada damgasını vurduğunu söyledi. Erdoğan, "Türk ekonomisi Avrupa’nın en hızlı büyüyen ekonomisi ve 2011 yılında da büyümeye devam edecek. Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Örgütü tahminlerine göre 2050 yılına kadar Türkiye, Avrupa’nın en büyük ikinci büyük ekonomisi olacak. Türkiye AB’nin oldukça ihtiyacı olan büyük bir enerjiye sahiptir" dedi.Türkiye’nin gösterdiği gelişmelerin sadece ekonomik anlamda olmadığını kaydeden Başbakan Erdoğan, "Türkiye yumuşak gücüyle bölgesel ve küresel bir oyuncu haline gelmeye başlamıştır. Türkiye yıllardır göz ardı ettiği komşularını yeniden keşfetmektedir. Balkanlardan Ortadoğu’ya ve Kafkaslara uzanan etkin bir politika izlemektedir. Türkiye’nin geniş bir bölgedeki ülkelere yönelik izlediği ’sıfır problem ve sınırsız ticaret’ politikaları hepimiz için dogmatik olmayan istikrar limanı oluşturmayıhedeflemektedir. 61 ülkeyle aramızda vizesiz seyahat ediyoruz. Bu romantik Yeni Osmanlıcılık değildir. Bu gerçek politikaya dayanan dünya düzeninin yeni vizyonudur. Bu vizyonun önümüzdeki yıllarda AB’ye de yardımcı olacağına inanıyorum" dedi.Türkiye’nin yoğun diplomatik çabalarının Irak’ta, Afganistan’da, Balkanlarda ve aynı zamanda İran’ın nükleer programında meyvelerini verdiğini söyleyen Erdoğan, "Türkiye küresel politikanın bütün başlıca alanlarında aktif bir oyuncu haline gelmiştir ve bu ivmeden vazgeçme niyetinde değiliz. Türkiye AB üyesi olduğu zaman, ekonomik politikadan bölgesel güvenliğe ve sosyal harmoniye kadar Avrupa’nın geniş konulardaki çıkarlarına katkıda bulunacaktır" dedi.Türkiye’nin AB üyelik süreci hakkında bilgi veren Başbakan Erdoğan, "Üyelik sürecimiz bazı üye ülkelerin yönettiği direnişle karşılaşmaktadır. Maalesef müzakere sürecimiz şu anda gerektiği gibi ilerlemiyor. 22 fasıldan 18’i siyasi zeminde engellenerek askıya alındı. Bu daha önce hiçbir aday ülkenin tecrübe etmediği bir çeşit Bizans oyunlarına dönüşüyor. Bu yapılan muamelede Türkiye’nin eşi yoktur" dedi.Başbakan Erdoğan sözlerine şu şekilde devam etti: "Avrupalı dostlarımız Türkiye-AB ilişkilerinin hızla bir dönüm noktasına yaklaştığının farkına varmalıdır. AB son genişleme dalgalarında ekonomik büyümelerini teşvik etmek, demokrasilerini güçlendirmek ve onlara sığınak sağlamak için kısmen küçük ülkeleri ve zayıf ekonomileri sorunsuzca kabul etmiştir. Bunun gibi önemler Türkiye’ye verilmemiştir. Bu ülkelerin aksine Türkiye küresel bir oyuncudur, yumuşak gücüyle kapsamı genişleyen ve dirençli, büyükekonomisiyle uluslararası bir aktördür. Bazen Türkiye’nin gücünün AB’ye kabul edilmesine engel mi oluyor diye düşünüyorum"Türkiye’nin yarım yüzyıldan fazla süredir Avrupa’nın kapısını çaldığını söyleyen Erdoğan, "Geçmişte Türkiye’nin AB’ye daveti sadece ekonomikti. Ancak bugünün Türkiye’si farklı. Artık AB’nin kapısında yalvararak bekleyen uysal bir ülke değiliz" dedi.Türkiye’nin AB’den başka bir alternatifi olmadığı iddialarına da değinen Erdoğan, "Bu tartışma, Türkiye ile AB arasındaki ekonomik bütünleşme ve özellikle de liberal ve demokratik bir Avrupa’nın Türkiye’deki reformların çapası olduğu gerçeği göz önüne alındığında yeterince doğru olabilir. Aynı zamanda bunun tersi de geçerlidir. Avrupa’nın Türkiye’den başka gerçek bir alternatifi yoktur. AB, özellikle güç dengesinin yön değiştirdiği küresel düzende, daha güçlü, zengin, daha kapsamlı ve daha güvenli birbirlik olmak için Türkiye’ye ihtiyaç duymaktadır. Avrupalı dostlarımızın bu gerçeği çok geç olmadan keşfetmelerini umuyorum" dedi.