AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, partisinin Muğla'da, Eski Garaj Meydanı'nda düzenlenen mitingde halka hitap etti.
Erdoğan, 15 Ocak 2011'de, Muğla'ya geldiklerini, açılışlar yaptıklarını anlatan Erdoğan, “27 Mayıs 2011'de, Muğla'ya tekrar geldik. Ege'nin GAP'ı olarak nitelenen Dalaman Akköprü Barajı'nı açtık. Ege'nin en büyük, Türkiye'nin 6. büyük barajı olan, yapımı 16 yıl süren Dalaman Akköprü Barajı ve Hidroelektrik Santralı'nı, biliyorsunuz, biz tamamladık. Laf değil icraat ortaya koyduk” diye konuştu.
'Ezanı aslıyla okumayı yasakladı, bu CHP'
Türkiye'nin demokrasi yolculuğunun, Ege bölgesinin iki şehri Aydın ve Muğla'dan başladığına işaret eden Erdoğan, şöyle devam etti:
“Merhum Adnan Menderes, ‘yeter söz milletindir' diyerek, buradan yürüyüşüne başladı. Merhum Menderes, 10 yıl bu ülkeyi idare etti. Baskılara son verdi. Zulme son verdi. Hakarete, ayrımcılığa, kibirli devlet anlayışına son verdi. Kardeşlerim, ardından manevi değerler üzerindeki, düşünün, ya ezanı aslıyla okumayı yasakladı bu CHP ve onu merhum Menderes aslına döndürdü. Kuran öğrenmenin, öğretmenin üzerindeki baskıları merhum Menderes kaldırdı. Sanayi dedi, yatırımların önünü açtı, tarım dedi, Türkiye'nin her tarafında tarıma can suyu verdi. Şehirleri imar etti. Köprüler, barajlar, yollar, okullar inşa etti. Merhum Menderes ile birlikte milletin yüzü güldü. Milletin sofrasına, tarlasına, dükkanına, evine huzur geldi, bereket geldi. 10 yıl boyunca milletinin hizmetkarı oldu.'
'Bunların olduğu yerde yolsuzluk var'
'Biz bu yola çıkarken ne dedik, ‘biz bu millete efendi olmaya değil hizmetkar olmaya geldik' dedik' ifadelerini kullanan Erdoğan, şöyle dedi:
'İhtilal yaptılar, ihtilalde merhum Menderes'i ve iki arkadaşını ipe götürdüler. CHP, bu olayın da arkasındaydı. Evet yoksa benim milletim CHP'ye tek başına bu ülkede iktidarı vermedi, vermez. Yolsuzlukların içinde olan, yoksulluklardan geldiği böyle bir iktidarı, bu millet, ‘gel de bizi idare et' der mi? Çok partili dönemde hiçbir zaman CHP iktidar olamamıştır. Niye? Millet kimin ne olduğunu biliyor. İşte ancak geldi, Muğla'da merkezde bazı ilçelerde, Türkiye'nin genelinde bazı illerde bazı belediyeler kazanıyor. Yoksa kalkıp da bu ülkenin iktidarını alamıyor. Neden? Millet güvenmiyor, bunların olduğu yerde yolsuzluk var, yoksulluk var. Bunların olduğu yerlerde yasaklar var. Bunlar her şeyi yasakladı. Bunların olduğu yerde milletin gerildiğini görüyoruz.'
'Menderes'i idam edenler sürekli lanetleniyor'
CHP'nin, merhum Menderes'i de milletin gözünden düşürmek için çalıştığını söyleyen Erdoğan, şunları söyledi:
'Merhum Menderes'i milletinden koparmak için gazetelerle, manşetlerle hücum ettiler. Sokak olaylarını kışkırttılar. Mecliste gerginlik çıkardılar. Menderes'e hücum ettiler. Hiçbirisi itibarını zedeleyemedi. Sandıkta Menderes'i yenemediler. İşte onun üzerine, 27 Mayıs 1960 askeri müdahaleyle merhum Menderes'i indirdiler. Ne oldu? Menderes, idam edildi, peki? Menderes unutuldu mu? Merhum Menderes gönlümüzde. Ama merhum Menderes'i idam edenler sürekli lanetleniyor, lanetle anılıyor.”
Said-i Nursi'nin cezaevine atıldığı zamanlarda ülkesini hiç bir zaman terk etmediğini, Sibirya'ya sürüldüğünü ancak daha sonra ülkesine geldiğini anlatan Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Birileri gibi buradan kaçıp, Pensilvanya'ya gitmedi. Pensilvanya'ya giden zat, Bediüzzaman'ın izinden gidiyoruz, diyordu. Fakat Bediüzzaman o cezaevinde olduğu zaman bir şey söyledi; o çok enteresan, ‘zalimler için yaşasın cehennem' dedi. Şimdi, Merhum Menderes'i idam edenler için yaşasın cehennem.”
Başbakan Erdoğan'ın, bu sözleri üzerine, miting alanındaki vatandaşlar, “Vur vur inlesin Pensilvanya dinlesin” şeklinde sloganlar attı.
Erdoğan, daha sora şöyle devam etti:
'54 yıl önce, merhum Menderes'e yapılanın aynısını şu anda bize yapıyorlar. Çirkin iftiralarla üzerimize geliyorlar. Yolsuzluk iftiralarının, iffetsiz iftiralarının benzerini de şimdi de bize yöneltiyorlar. O gün CHP, nasıl rol üstlendiyse bugün de aynı rolü üstleniyor.'
'CHP zulüm demektir'
Erdoğan, partisinin Muğla'daki mitinginde yaptığı konuşmada, ana muhalefet partisi CHP ile ilgili eleştirilerde bulundu. 'CHP baskı demektir, CHP zulüm demektir, CHP iş yapmayan, iş yapana da engel olan demektir, CHP esersizliktir demektir' diyen Erdoğan, Muğla Belediyesini 40 yıldır CHP'nin yönettiğini söyledi. Erdoğan, 'Alışmışlar nasıl olsa, 'Muğla bize oy veriyor' diye yan gelip yatmaya alışmışlar' diye konuştu.
Buraya gelinceye kadar seçim mitingleri kapsamında bazı illere uğradığını ifade eden Erdoğan, Yozgat'ın, Afyonkarahisar'ın, Kütahya'nın, Burdur'un, Denizli'nin, Sivas'ın, Uşak'ın, Balıkesir'in, Kırklareli'nin Ak Parti'de olduğunu, ancak Muğla'nın AK Parti'de olmadığını belirtti. Erdoğan, 'İnanın, AK Partililerle diğerleri arasındaki fark dağlar gibi. Sivas başka, Yozgat başka, Balıkesir başka, Denizli başka' dedi.
Muğla'da kanalizasyon sorununun hala çözülmediğine dikkati çeken Erdoğan, şunları kaydetti:
'Düşünebiliyor musunuz, burası bir turizm şehri, tarih ve medeniyet şehri. Muğla bir kanalizasyon meselesini, alt yapı meselesini dahi çözemedi. Kardeşlerim, şu mitingin yapıldığı alanı bile düzenleyemediler. Bundan önce geldiğimde de bu alan böyleydi, daha beterdi. Şimdi, nasıl olduysa asfalt dökmüşler.
Kardeşlerim, soruyorum Allah aşkına Muğla, bunu hak ediyor mu? Muğla'ya bu yakışıyor mu? Öyleyse, şurada 28 gün var. Ben diyorum ki 28 gün gece gündüz çalışarak şu Muğla'yı AK Parti'ye teslim edeceğiz. Belediyecilik neymiş, nasıl olurmuş göstereceğiz.'
'Biz Muğla'yı büyükşehir yaptığımızda ilk kim karşı çıktı, biliyor musunuz?' diye soran Erdoğan, 'Anayasa Mahkemesine götürdü, Muğla büyükşehir olmasın diye. Şimdi, CHP hangi yüzle sizin karşınıza gelecek de 'oyu bize verin' diyecek. Bunlara şunu söylemeniz lazım. 'Siz, Muğla'ya büyükşehir olmayı yakıştıramadınız. Hangi yüzle, utanmıyor musunuz da bizim karşımıza geliyorsunuz?' İnanın bunlar kasaba bile yönetemez' dedi.
Kendisinin belediyecilikten geldiğini, İstanbul Belediye Başkanlığını ve belediyeyi CHP'den aldığını anımsatan Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
'CHP yolsuzluklar içerisindeydi. İSKİ yolsuzluğunu duyarsınız, meşhurdur. İstanbul susuzdu, aynen burası gibi, İstanbul'da çöp dağları vardı, hava kirliliği vardı. Evelallah, iki yılda ne susuzluk, ne hava kirliliği, ne çöp dağları kaldı, hepsinden arındırılmış bir İstanbul. Bunu biz yaptık. Neden? Çünkü, bizim milletimize sevdamız vardı. Bizim derdimiz vardı ve dedik ki 'süratle bunu halletmemiz lazım.'
'Dünya şehri İstanbul, dünyada tanınan İstanbul, bu ihmalkarlığı hak etmiyor', dedik. Şimdi aynen diyorum ki Muğla da bunu hak etmiyor. İnşallah, AK Parti'nin büyükşehir belediyesi ile bu alanı en güzel şekilde Muğla'ya kent parkı haline getirelim. Ve burada kentin en güzel toplantıları yapılabilsin. İnşallah, bunu da yapacağız.'
'CHP, korkutma siyasi ile işi idare ediyor'
'CHP, korkutma siyaseti ile işi idare ediyor' diyen Erdoğan, 'CHP, kasetlerle, istismar siyaseti ile işi idare ediyor. Milli değerleri kullanarak, bunlar tehdit altındaymış gibi göstererek, Muğla'yı çöpe, toza, kokuya, toprağa mahkum ediyor' dedi.
Çok çalışılması gerektiğini vurgulayan Erdoğan, vatandaşlara 'kapı kapı dolaşmaya var mıyız?' diye sordu. Erdoğan, Muğla'nın merkezinden ilçelerine kadar her yerde çalışacaklarını bildirdi.
Türkiye Cumhuriyeti'nin Başbakanı olarak, Muğla'nın ilçelerindeki yapılanmayı gördükçe şok olduğunu ifade eden AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Erdoğan, 'Fethiye'nin, Datça'nın, Bodrum'un, aklınıza ne gelirse, hali bu mu olmalı? Bizim devlet olarak, hükümet olarak yaptıklarımıza bakın, belediye olarak bunların yaptıklarına bakın' diye konuştu.
Duble yolların, havaalanlarının, okul ve hastanelerin hepsinin 'kendilerinin eseri olduğunu' dile getiren Erdoğan, 'Ama belediye olarak bunlara bakın, bir şey var mı? Yok. Ben istiyorum ki, şimdi hem belediye ile hem merkezi yönetimle el ele verelim ve Muğla'yı adeta yeniden ayağa kaldıralım. İnşallah 40 yılın yıkımını gelin beraber halledelim. Bunun kararını siz vereceksiniz. Bunun için 30 Mart çok önemli. 30 Mart'ın önemi her geçen gün artıyor' açıklamasında bulundu.
'Pensilvanyalı zat karıştı, ortak oldular, kafa kafaya verdiler'
Yaklaşık 12 yıldır hükümette olduklarını belirten Erdoğan, şunları kaydetti:
'Hiç kimsenin hayat tarzına karışmadık. İşte Kayseri orada, Sakarya orada, Kocaeli, İstanbul, İzmir, Rize, Çorum, Erzurum, Trabzon, Ankara, Konya orada. Hiç kimsenin yediğine içtiğine biz karışmadık. Hiç kimsenin giyimine kuşamına karışmadık. Hiç kimsenin dinine, etnik kökenine, inancına, milli ve manevi değerlerine karışmadık. Tam tersine biz, her zaman demokrasinin, özgürlüklerin, barışın, kardeşliğin, bir arada yaşama kültürünün arkasında olduk.
Şimdi, bu CHP geliyor, Muğla'da asılsız korkular pompalıyor. Söyleyecek projeleri, fikirleri olmadığı için korku siyasetine sarılıyor. Ama Ankara'da ne yapıyor? Ankara'da farklı işlerin peşinde. CHP, Ankara'da Pensilvanyalı zat ile her zaman yaptığı gibi darbe tertip ediyor. Pensilvanyalı zat ile CHP'nin eline montaj kasetler tutuşturuluyor, ses kaydı tutuşturuluyor. CHP Genel Müdürü de onunla idare ediyor. Bakın seçime 28 gün kaldı. CHP'den MHP'den şu ana kadar herhangi bir proje duydunuz mu? Şehirler için, ülke için herhangi bir hedef, plan duydunuz mu? Bunlar üç kafadar. CHP Genel Müdürü, MHP Genel Başkanı, bir de Pensilvanyalı zat karıştı, ortak oldular, kafa kafaya verdiler, Türkiye Cumhuriyeti hükümetine hücum ettiler.'
Erdoğan, ulusal güvenliğe saldırıda bulunulduğunu belirterek, 'Fıkra gibi bunlar. CHP'ye kasetle genel başkan ataması yaptılar, biliyorsunuz. Şimdi de güya Başbakan'ı devirecek, kasetle oraya da atama yapacaklar. Bu ülke kasetle değil, şehitlerin kanıyla kuruldu. Bu ülke kasetlerle devrilemeyecek, kutlu yürüyüşü kasetlerle durdurulmayacak kadar büyük bir ülkedir' dedi.
'Pensilvanya zatın emrinde olan bir kısım yargı ve emniyet içinde bürokrasi içinde yuvalanmış bir çete sabah-akşam Türkiye'yi gizlice dinliyor' ifadelerini kullanan Erdoğan, geçen hafta çıkan dava dosyasında yaklaşık üç bin kişinin üç yıl boyunca gizlice dinlendiğinin ortaya çıktığını söyledi.
'Paralel yapının işi hançerlemektir'
Önceki gün çıkan bir dosyada da 450 MHP'linin dinlendiğini dile getiren Erdoğan, şöyle konuştu:
'Hiçbir ayırım yapmadan kendileri dışında AK Partili, MHP'li, CHP'li, BDPli herkesi dinlemiş, kaydetmişler. Bürokratları, sanatçıları, gazetecileri tek tek dinlemiş takip etmişler. Şimdi CHP'nin genel müdürü ve MHP'nin genel başkanı, bu illegal dinlemeleri onun yanında montajları ellerine alıyor ve bunlarla seçim meydanlarında kürsülere çıkıyorlar. Kendileri de dinlenmiş. Yarın bu paralel yapı, işine gelmeyince bunların da kayıtlarını ortaya dökecek. Bu paralel yapının işi zaten hançerlemektir. Yarın CHP'yi de MHP'yi de sırtından hançerleyecekler. Şantajla istediğini aldıktan sonra, kullandıktan sonra bu CHP ve MHP'ye de ihanet edecekler, bize ettikleri gibi.
Ülkesine ihanet eden, ülkesinin gizli belgelerini, bilgilerini servis eden, herkese ihanet eder, herkesi hançerler. CHP de MHP de maalesef işin ciddiyetinin farkında değiller. CHP'nin genel başkanı kasetle genel başkan oldu. Şimdi de 'belki kasetle Başbakan olurum' diye bu çirkin tuzağa giriyor.'
''Bu dershanelerden çocuklarınızı lütfen alın''
Başbakan Erdoğan, alanda bulunanlardan birşey isteyeceğini dile getirerek, şunları kaydetti:
'Çocuklarınızı bu paralel örgütün dershanelerine gönderenler, bu dershanelerden çocuklarınızı lütfen alın. Bunların okullarına gönderenler, lütfen çocuklarınızı bunların okullarından alın. Devletimizin okulları var. İşte yasa çıktı bundan böyle hafta sonlarında da eğer anne baba isterse takviye kurslarını okullarımızda vereceğiz. Bunların ücreti tamamen devlete aittir, biz ödeyeceğiz. Çünkü bunlar, milletimi çok sömürdüler sülük gibi emdiler. Ama sülük çok değerli bir hayvandır. Sülük zararlı olan kanı emer. Bunlar maalesef faydalı olan kanı emdiler. Onun için bunlar çok tehlikeli. Bu bakımdan bunların dershanelerine verip de aman ha geleceğimizi karartmayalım.'
'Bunlar ablalar yetiştirmişler. O ablalar, gece seansları yapıyorlar. Yurtlarında kalan yavrularımızı ayağa kaldırıp oradan Başbakan'a beddua ettiriyorlar' diye konuşan Erdoğan, şöyle devam etti:
'Geçenlerde üniversite tahsili yapan sekiz kızımız yanıma geldiler. Başbakanım 'bizi kaldırıyorlar, bize gece seansı yaptırıp size beddua ettiriyorlar. Eşinizle alakalı, kızlarınızla ilgili, çocuklarınızla ilgili bize yalan yanlış şeyler anlatıyorlar. Artık dayanamadık' diyorlar ve 'sizinle görüşmek istedik' diyorlar. 'Kızım haberimiz var' dedik. Ne olacak, bunların hocası televizyonda izledik nasıl beddua ettiğini gördük. Bir hoca beddua eder mi ya? Bedduaya lanet, duaya davet... Biz zulumle emrolmadık biz gazapla emrolunmadık biz rahmetle emrolunduk rahmetle. Biz merhamet için varız, zulüm için değil. Onun için bizim rahmetimiz gazabımızı aşacaktır inşallah. Biz yola böyle çıktık ve böyle de yürüyeceğiz. Onun için ben o harekete gönül veren saf, temiz tabandaki kardeşlerime sesleniyorum. Ah kardeşlerim artık bu oyunu bozun. Başınızı iki elinizin arasına alın düşünün. 10 yıl önce bu Türkiye neydi, şimdi bu Türkiye ne oldu?'
Artık okullarımıza rahat rahat gidiyoruz, kızlarımızı başı örtülü diye okullara sokmuyorlardı. Bu zat ne diyordu o zaman biliyor musunuz? 'Başörtüsü furuattır' diyordu. Aynı zat, daha önce de itikadi noktada, başörtüyü inkarın küfür olduğunu söyleyen zattı. Akşam başka sabah başka. Niye? 28 Şubat böyle talimat verdi ve dediler ki 'ne istiyorsanız onu yaparız.' Hatta okulları paşam size teslim ederiz dedi bu zat. Şimdi bana haber gönderiyor. 'Eğer Başbakan istiyorsa, biz okullarımızı ona teslim ederiz'. Senin okulların senin olsun. Bize kendi okullarımız yeter, devletin okulları yeter. Zaman gelecek kendi okullarına öğrenci bile bulamayacaksın. Çünkü artık güven vermiyorsun.'
'Gençleri sokağa dökmek için ellerinden geleni yapıyorlar'
Başbakan Erdoğan, 'AK Parti her ankette birinci parti çıkıyor, her ankette yüksek oy oranlarına sahip görünüyor. Sandıkta bir kez daha kaybedeceğini anlayan CHP, şu anda sokakları tahrik etmenin mücadelesini veriyor. Pensilvanyalı zatla birlikte CHP şu anda gençleri sokağa dökmek için ellerinden geleni yapıyorlar' dedi.
Erdoğan, Türkiye'nin istikrarla büyüdüğünü belirterek, 'Bunlara tavrınızı koyun, bunların gazetelerini artık okumayın, atın çöpe. Yalan, dolan herşey var bunlarda. Bunlarda takiye var, yalan var, her numara var. Geçenlerde diyorlar ki, tablet bilgisayarları çocuklar almıyormuş. Yalan olur da bu kadarı da olur mu? Ama bunlarda var' diye konuştu.
'Ah CHP, ah MHP, siz aynısınız, ruh ikizisiniz'
Başbakan Erdoğan, devlet borçlanma faizinin düşürüldüğüne dikkati çekerek, yüzde 30 olan enflasyonun da tek haneli rakama indiğini ifade etti.
'Devlet memuruna, işçisine borçlu olamaz' diyerek 'zorunlu tasarruf' ve 'konut edindirme' adı altında kesilen paraları ödediklerini hatırlatan Erdoğan, 'İşçiden, memurdan kesilen 17 milyon katrilyon ödendi. Hani bu CHP işçinin, memurun yanındaydı? Ah ah CHP, ah ah MHP, siz aynısınız, ruh ikizisiniz. Bu milleti acımasız şekilde sömürdünüz. Bu MHP iktidar da değil miydi bizden önce, bize IMF'ye borcu nasıl bıraktı, 23 buçuk milyar dolarla bıraktı. Kim ödedi bu borcu? Biz ödedik. Geçen Mayıs'ın 14'ünde bu borç bitti. Şimdi IMF bizden istiyor' şeklinde konuştu.
SİT alanlarıyla ilgili keyfi uygulamalara son vereceğiz
Başbakan Erdoğan, 'Doğal SİT alanlarından dolayı mağduriyet yaşayan Muğlalı vatandaşlarıma şunu müjdelemek istiyorum. Türkiye'de 2 bin civarında doğal SİT alanı var. Bu alanların yaklaşık 200 tanesi Muğla'da. Ön değerlendirme çalışmalarımız tamamlandı. İnşallah önümüzdeki bir buçuk yıl içerisinde üniversitelerimizle işbirliği halinde ekolojik temelli bilimsel çalışmaları da bitireceğiz. Bu alanlarla ilgili vatandaşlarımızın mağduriyetine yol açan keyfi uygulamalara son vereceğiz. Olur olmaz her yeri SİT alanı ilan edip koruyamamak ve vatandaşımızın mağduriyetine yol açmak yerine, gerçek doğal SİT alanlarını belirleyip dünya standartlarında bir koruma sağlayacağız' dedi.
Başbakan Erdoğan: Okullara öğrenci bulamayacaksın
Başbakan Erdoğan, Muğla mitinginde Fethullah Gülen için "Zaman gelecek kendi okullarına öğrenci bile bulamayacaksın. Çünkü artık güven vermiyorsun." dedi.