Erdoğan, CHP'nin, Anayasa değişikliğini Anayasa Mahkemesi'ne götüreceği yönündeki açıklamasına işaret ederek, "Uğurlar olsun. Siz mahkemeye gidersiniz, biz ise millete gideriz." dedi. Erdoğan, kendisini Churcill'e benzeten Baykal'a, Çanakkale Savaşı sonrasında görevinden istifa eden Churchill gibi yapmasını istedi.
Erdoğan, AK Parti grup toplantısında, milletvekillerinin Anayasa değişikliklerinin ilk turunda 10 günde 160 saat çalıştığını ifade etti. Erdoğan, "İsimlerinizi tarihe yazdırdınız." dedi. 22 Temmuz 2007'de milletin kendine kutsal bir emanet yüklediğini anlatan Erdoğan, "Sizler bir daha bu emanete sahip çıktınız. Bu emanetin hakkını verdiğiniz. Anayasa değişikliğinin 1. turunda verdiğiniz, sergilediğiniz performans tarihi nitelikte önemlidir. Anayasa değişikliklerine katkıda bulunan, olumlu oy veren her milletvekiline Türk demokrasisinin gelişimi adına, modern standartlara ulaşmamız adına teşekkür ediyorum." diye konuştu.
Erdoğan, Meclis'te milletvekillerinin gösterdiği performansın, milletin gönlünde yer bulduğunu ve tarihe altın harflerle not düşüldüğünü kaydetti. Milletin, kendi emanetine sahip çıktığı milletvekillerinden razı olduğunu vurgulayan Erdoğan, "O emaneti yere düşürmediğiniz için, o emanet üstünde hiç bir baskıya, hiç bir iradeye, hiç bir vesayete boyun eğmediğiniz için hür iradenizle, hür vicdanınızla millet adına karar verdiğiniz için, inanıyorum millet sizden ziyadesiyle razıdır." diye konuştu.
Konuşmasında, muhalefeti, topu orta alanda çevirmekle suçlayan Erdoğan, neticenin golü atmak olduğunu, onun yerinin de kulübe olduğunu hatırlattı. Erdoğan, muhalefetin bütün engellemelerine göğüs gerdiklerini, muhalefetin milletin iradesini hiçe sayan, TBMM'yi hiçe sayan muhalefete; yeter, 'yeter söz de karar da milletindir' deme yüceliğini gösterdiklerini belirterek, konuşmasına şöyle devam etti: "Türkiye'yi bugünlere ulaştıran, Türkiye'ye bu tarihi anları yaşatan, kelimenin tam anlamıyla tarih yazan sizleri, siz değerli kardeşlerimi bir kez daha tebrik ediyor, her birinizi muhabbetle kucaklıyorum. Sizler, Türkiye'nin dünya ülkesi olmasının mimarısınız, sizler Türkiye'nin en büyük, dünyanın en büyük 17. ekonomisi haline gelmesinin, küresel krizin başarıyla aşmasının mimarlarısınız. Türkiye bugün bazı şeyleri sorguluyorsa, statükoya karşı onurla direniyorsa, çeteler, mafya ile Türkiye bugün demokrasi için yüreğini ortaya koyuyorsa işte bu hiç tartışmasız sizlerin eseri."
Erdoğan, milletin hayal kırıklığı yaşamaması ve inancının sarsılmaması için mücadele vermeye devam edeceklerini söyledi. Erdoğan, milletvekillerinin 10 günlük performansı ile kendilerine oy verenlerin değil, Türkiye'nin vekili olduğunu da en güzel şekilde ortaya koyduklarını söyledi. Erdoğan, milletvekillerinin bu süreçte Türkiye'nin yükünü omuzladıklarını belirtti. Erdoğan, muhalefet millet huzurundaki imtihanı kaybederken, ağır imtihandan başarıyla çıktıklarını vurguladı.
Ak ile karanın, şu 10 günlük anayasa değişikliği maratonunda güneş gibi belirgin hale geldiğini söyleyen Erdoğan, şöyle dedi: "Kimin hangi üslup seviyesinde olduğu, kimin hangi ruh hali içinde olduğu, kimin çözümden yana, sorunlardan yana olduğu bu süreçte bir defa daha net bir şekilde görülmüştür. Statükocular da değişimi samimi şekilde ortaya çıkmıştır. Çözüm iradesinden yana olanlar da sorunu üreten zihniyete destek çıkanlar da anlaşılmıştır. 28 yılıdır her kesimin istediği anayasa değişikliği talebi, muhalefet partilerinin sağır duvarlarında silinip gitti."
Kendisi hakkında, anayasa değişikliği sürecini yavaşlatmak için verdiği gensoru önergesini eleştiren Erdoğan, "En boş, en ciddiyetsiz, en hazırlıksız gensoru önergesi. Grup Başkanvekilimizin de ifade ettiği gibi çakma gensoru önergesi verdiler." dedi. CHP'ye, kendi milletvekillerine neden güvenmediğini soran Erdoğan, Türkiye demokrasi tarihinde, kendi arkadaşlarına inanmayan böyle bir sürecin daha önce yaşanmadığını söyledi. Erdoğan, bir başka partinin ise milletvekillerinden iskartaları istediğini, diğer oyları istediğini belirtti.
OY KULLANIRKEN DİKKAT ETMELERİNİ İSTEDİ
Konuşmasında, milletvekillerini, oy kullanırken nasıl davranmaları konusunda uyaran Erdoğan, şunları ifade etti: "Bu turda, olayı çok farklı şekilde ele alacaksınız. Zarflarınızın içine iyi bakacaksınız. Kulübenin içine gireceksiniz, oyunuzu kullanacaksınız. Hiç göstermeye gerek yok. Gelip oy kutusuna oyunuzu atın. Devamlı arayış içindeler. Bakıyorsunuz 'efendim bunlar birbirinin arkasına takip koymuşlar'. Her şey kameraların önünde oluyor. Siz kameralardan çok hoşlanırsınız. Kameraların önünde oluyor, gizli olan bir şey yok. Kim nasıl hareket ediyor, nasıl külübeye gidiyor ortada, kendi adamları ortada. Oy kullanmak için külübeye gidemiyorlar ama külübenin yanına kadar sokuluyorlar. Konuşmaya gelince rahatlar ama oy kullanmaya gelince 'kullanamazsanız'. Sadece konuşmayın gelin oyunuzu da kullanın. Hayır diyecekseniz hayır deyin. Gelin külübeye girin. Çünkü demokrasinin netice hareketi külübedir. Kürsüde başlar külübede bitir."
Muhalefetin, görüşmelerde devamlı önerge vermesini eleştiren Erdoğan, sürekli, bilgisayardan çıkmış matbu önergelerin verildiğini belirterek, "Ayıptır ayıp. Bu demokrasiyle, Meclis'in ahlakıyla, çatının ahlakıyla bunlar uyuşmaz. Biraz kendinizi yorun da maddelerle ilgili önerge verin." di.
"ANA MUHALEFET MAHKEMESİ HALİNE GELDİ"
Anadolu'da "Abdestinden şüphesi olmayan namazından şüphe etmez" diye bir sözün olduğunu ifade eden Erdoğan, şunları söyledi: "Bunlar kendi gerekçelerine kendileri inanmadıkları için arkadaşlarına da hali ile güvenmediklerini, kendi ülkelerinin hukukçularına, akademisyenlerine, bilim adamlarına, anayasa profesörlerine kıymet vermiyor. Okyanus ötesine, hariçten gazel okuyanlara ipine sıkı sıkı sarılıyor. Bunlar milletle, milletin iradesiyle irtibat kuramadıkları için irtibatı başka yerlerde, mahkeme kapılarında arıyorlar. Meclis iradesini sürekli mahkemelik hale getirmek millet iradesine tahammül edememektir. Meclis iradesini örselemeye çalışmak, yasama yetkisini zaafiyete düşürmek, demokratik bir siyasete, demokratik bir parlamenter sistemin en önemli unsuru olan partilere yakışır mı ? 'Cumhurbaşkanının onayının ardından derhal Anayasa Mahkemesi'ne gideriz' diyor ana muhalefet partisinin lideri. Artık Anayasa Mahkemesi, ana muhalefet mahkemesi haline geldi. Yaptıkları iş bu. Madem kendinize güveniyorsunuz, niçin referandumdan korkuyorsunuz ? Niçin millete gitmekten kaçınıyorsunuz ? Uğurlar olsun. Siz mahkemeye gidersiniz, biz ise millete gideriz."
"TERÖRÜN SON BULMASINI İSTEMEYENLER RAHATSIZ OLUR"
CHP'nin, Kamu Güvenliği Müsteşarlığı Kanunu'nu Anayasa Mahkemesi'ne götürmesini eleştiren Erdoğan, "Bunların terörle mücadeleye bile tahammülleri yok. Biz terörle mücadeledi daha etkin hale getirmek, bu konuda koordinasyon oluşturmak, terörle mücadeleyi kurumsal hafızaya kavuşturmak, güç birliği yapmak, tüm birikimleri değerlendirmek için adım atıyoruz. Terörle mücadele lojistik destek merkezi oluşsun istiyoruz. Bunu bile hazmedemiyorlar. Burada gerekçe ne Allah aşkına. Niçin bununla ilgili rahatsızlık duydunuz ?" diye konuştu.
Recep Tayyip Erdoğan, demokratik açılımın iki hedefi olduğunu; birincisinin demokratikleşme, ikincisinin ise terörün son bulması olduğunu ifade etti. Erdoğan, atılan adımın terörün son bulması ve demokratikleşme açısından önemli bir koordinasyon hizmeti göreceğini, bu adımdan, demokrasiye tahammül edemeyenler, terörün son bulmasını istemeyenlerin rahatsız olacağını belirtti.
CHURCHILL ELEŞTİRİSİ
Baykal'ın, 'Anayasa değişikliği ile ilgili her türlü yolla mücadele edecekleri' yönündeki sözlerini hatırlatan Başbakan Erdoğan, "Kendisini Churchill'e bu ülkenin hükümetini ise Hitler'e benzetiyor. İlla Hitler'e benzetecek bir siyasi figür arıyorlarsa, kendi genel merkezindeki eski genel başkan fotoğraflarına baksınlar. Orada führere özenip kendisine milli şef dedirmiş genel başkanlarının Hitlervari bıyıklarının altından kendilerine gülümsediğini görecektir. AK Parti seçimle, milletin oylarıyla, milletin kararıyla iktidara gelmiştir. Vakti zamanında geldiğinde, millet emanetini aldığında da milletin önünde boynunu eğer ve kenara çekilir." şeklinde konuştu.
Erdoğan, Çanakkale'deki yenilgi sonrasınra Churcill'in, İngiltere'de Bahriye Nazırlığı'ndan istifa etmek zorunda kaldığını belirterek, "Eğer CHP, Churchill'den örnek arıyorsa Çanakkale savaşına baksın. Tarihin her döneminde başarısız olan bedel öder. Bunun nadir istisnalarından biri CHP'nin genel başkanıdır. Neredeyse 23 Nisan törenlerinde çocuğa bile koltuğunu bırakmayacak." dedi.