Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, 'Cumhurbaşkanlığı Türkiye Vizyon Belgesi'ni açıklamak üzere Haliç Kongre Merkezi'ndeki salona, eşi Emine Erdoğan ile el ele geldi.
AK Parti'nin seçim şarkısı 'Dombra' eşliğinde konuklarını selamlayan Erdoğan, protokolün ön sıralarında oturanlarla da tokalaştı.
İstiklal Marşı'nın söylenmesi ve saygı duruşunda bulunulmasıyla başlayan toplantıda, Cumhurbaşkanı adayı ve Başbakan Erdoğan'ın yaşamını ve siyasi mücadelesini anlatan belgesel film gösterildi.
Filmin ardından Uğur Işılak tarafından hazırlanan 'Milletin adamı Erdoğan' şeklindeki yeni seçim şarkısı katılımcılara dinletildi.
Başbakan Erdoğan, daha sonra 'Vizyon Belgesi'ni açıklamak üzere kürsüye çıktı.
Erdoğan, ilk olarak şarkının bestecisi Uğur Işılak'a teşekkür ederek, 'Gerçekten gönlümüzü son bestesiyle de güftesiyle de tekrar fethetti' diye konuştu.
Tüm katılımcılara teşekkür Erdoğan, özetle şu ifadeleri kullandı:
10 Ağustos'ta Türkiye, ilk kez doğrudan milletin oylarıyla seçecek. 2007'de yaptığımız değişiklikle halk tarafından seçilmesini sağlamanın memnuniyetini yaşıyorum.
Millet yüzde 69'la referandumda 'evet' dedi. Bu ben başkanımı kendim seçmek istiyorum demektir. İradesine sahip çıkan aziz milletimize buradan teşekkür ediyorum.
Halk, cumhuriyet tarihindeki gelişme ve değişimlere paralel olarak değişim istedi. Biz gelmeden önce hakim olan şuydu; önce devlet sonra millet. Biz geldik bunu tersine çevirdik, önce millet sonra devlet.
Demokrasi isteyenler kimi zaman baskıyla, zorbalıkla engellendi. AK Parti 2001 yılında bu değişim arzusunun tezahürü olarak çıktı.
91 yıllık cumhuriyet tarihinde yaşanan acı hadiseler sistemin değişime direnmesi sonucu ortaya çıkmıştır. Dersim'de yaşanan acı hadise, halkın hak taleplerine kulak tıkamanın bir sonucudur. Kapatılan camiler, değişime direncin eseridir.
40 binden fazla insanımızın hayatını kaybettiği terör meselesi statükonun değişime direnmesidir. İşkence, faili meçhuller statükonun değişime direnmesinin sonucudur.
Statükonun bu ağır baskısına rağmen toplumda arzusu hiçbir zaman kaybolmamıştır.
Yavruları okula gidemeyen, okul kapısında tartaklananlar vardı. İfade özgürlüğünü de savunan biz olduk, farklı dil ve lehçelerde yayın yapılmasını da biz savunduk. Sünninin, Alevinin özgürlüğünü savunduk. Özgürlükleri savunan biz olduk. Biz insana bakarken, yaradılanı severiz yaradandan ötürü anlayışını görürüz. Dünün mağdurları olarak bugünün mağruru olmadık.
Biz demokrasi istedik. Hem de herkes için demokrasi istedik, ileri demokrasi istedik. Biz özgürlük istedik, herkes için özgürlük istedik.
Her türlü çeteyle, mafyayla mücadele ettik. Çetelerden ülkemizi arındırdık. Artık milletimiz sandıkta hükümet kuracak dedik, adımını attık.
Devletin koridorlarına sirayet etmiş çeteleri temizledik. Ülkeyi istikrarsızlığa mahkum etmek isteyen çeteleri temizledik.
Her darbeye övgüler düzen, hoşgörü görüntüsüyle büyüyen, hizmet, eğitim gibi değerleri istismar eden, devletin en kritik noktalarını işgal edip, devletine ve milletine ihanet bayrağı açan çetelere de göz yummadık. Bütün çetelerin temizlendiği bir anda Pensilvanya'dan idare edilen, Türkiye'yi yeni bir vesayete mahkum etmek isteyen, Türkiye'yi eski Türkiye'ye döndürmeye çalışan çeteye de eyvallah demedik.
Türkiye milletin değişim taleplerini daha önce görmüş olsa bugün çok farklı bir yerde olacaktık. Elbette mükemmel değiliz, yapacağımız çok iş var.
Ölüm tehditleri aldım, suikast girişimi önlendi. Pınarhisar Cezaevi'ne gönderilmem denklemin dışına çıkarma çabasıydı. Cezaevinde de tehditler aldık.
Şimdi de diyorlar 'aday olamaz, çekilmesi lazım.' Açın şu anayasayı okuyun. Kendileri aday olamadığı gibi ısmarlama adaylarla seçime giriyorlar.
Partimizi kurarken tehditler aldık. Danıştay saldırısını üzerimize yıkılmak istendi. Partim kapatma davasına maruz kaldı.
17 Aralık ve 25 Aralık darbe girişimi başarılı olsaydı Yassıada benzeri yargılama olacaktı.
Tüm bu tehdit, komplo, provokasyona karşı mücadele verdik. Sandığa giden her yolu açık tuttuk. Bir baskı rejimi milletin sandık getirmez. Özgürlük karşıtı bir hükümet basına bu kadar özgürlük sağlamaz.
Eski Türkiye artık eskide kalmıştır. Eski Türkiye'nin kapısı kapanmıştır. Kaçınılmaz değişim artık başlamıştır. Bizi sevsin ya da sevmesin herkes bu değişimden olumlu etkilenmiştir.
Şunu da gururla ifade etmek isterim. Eski Türkiye'den bugüne artık az eser kalmıştır. Terör meselesi, eski Türkiye'nin sorunlarından biridir. İnşallah o meseleyi de çözdük ve çözüyoruz. TBMM'de dün kabul edilen yasa, terör meselesinin çözümünde inşallah yeni bir dönemi başlatacaktır. Kardeşliğimizi güçlendirmek için verdiğimiz mücadele belli bir aşamaya gelmiş, terör, Türkiye'nin can alıcı bir meselesi olmaktan çıkmıştır. Yeni bir anayasa yapmak için samimi mücadele verdik. Muhalefet ipe un serdi.
Eski Türkiye'den aktarılan bir sorun da cumhurbaşkanlığıdır. Cumhurbaşkanlığı makamı milletin karşısında konumlandırmıştır. Devletin milletle kucaklanması engelleniyor.
İki partinin adayı ‘icranın başı değilim' diyor. Anayasayı okumalarını tavsiye ediyorum. 104. maddede yazıyor; cumhurbaşkanı devletin başıdır. Cumhurbaşkanı ne demektir. Cumhur halktır, başkan da onun başkanıdır. Ben halk başkanını seçecek dedim, rahatsız oldular.
Vizyon belgesi yeni dönemin yol haritasını ihtiva ediyor. Vizyon belgesi 77 milyonun başvuru kaynağı olacak. Vizyon belgesi, 'Yeni Türkiye Yolunda' ismini taşıyor.
Vizyon belgemizde demokratik yönetim, refah toplumu ve öncü Türkiye başlığı bulunuyor.
Şehirlerimizin tarihi karakteri restorasyon çalışmalarıyla ortaya çıktı.Türkiye artık yardım alan değil, yardım veren bir ülkedir.
2023 milletimiz için büyük bir hedeftir, gayretimiz bu büyük hedef içindir. Bizim mayamız birliktir. Toplumsal ahengimizi daha da büyüteceğiz. Taş üstüne taş koyan herkesi kucaklıyor, biz kimseyi reddetmiyoruz.
Yeni anayasa öncelikli gündem maddelerimiz arasındadır. Yeni bir anayasa yeni bir gelecek demektir.
Allah nasip eder de Cumhurbaşkanı olursak, çözüm sürecini daha güçlü şekilde sürdürmek için ilgili tüm kurumları yönlendirmeye ve toplum kesimlerini bu sürece sahip çıkmaları için gerekli mesajları vermeye devam edeceğiz. Dolayısıyla cumhurbaşkanı olarak da çözüm sürecinin en yakın takipçisi ve destekçisi olacağız. Bu kardeşlik projesini, bu Türkiye'yi ayağa kaldırma projesini, bu demokratik çözüm sürecini inşallah hep birlikte nihayete erdireceğiz.
Devlet, din ve inanç etrafında örgütlenen vatandaşlarının özgürlüğüne müdahale edemez. Bu özgürlükleri koruyan hukuk, aynı zamanda bu özgürlüklerin suistimal edilmesine de engel olur. Nasıl devlet, din üzerinde tahakküm kuramazsa, dini topluluklar da devlet ve diğer dini gruplar üzerinde tahakküm kuramaz.
Dini istismar eden örgütlerin devlet içinde yapılanmasına, paralel devlet yapıları kurmasına, devletin gücünü kendi çıkarları için kullanmasına elbette izin verilemez. Demokratik devlet bunun güvencesidir. Devletin görevi, dinlerin ve inançların kurduğu yaşattığı kurumların sivil toplum örgütlerinin serbestiyetini güvence altına almaktır. Dolayısıyla devlet-din ilişkisini belirleyen unsur sivilliktir.
Yargı teşkilatı yeniden yapılanmalıdır, yargının demokrasiye olan bağı da güçlendirilmelidir. Genel bütçeden en büyük payı eğitime ayırdık. Bugün 81 vilayetin tamamında üniversite var.
Hastanede rehin kalma dönemi vardı. Ölmüş hastayı rehin alıyorlardı. Biz bunları kaldırdık. Aile hekimliğini başlattık, 30 büyükşehirin tamamında şehir hastaneleri yapacağız.
Paramızdan altı sıfırı attık. Geçmişte İstanbul gibi bir yerde delikli 2.5 kuruşla tuvalete giderdik. Ama 1 milyona tuvalete gider hale geldik. Eskiden milyoner zengine derlerdi. Zengin rakamıyla bizi tuvalete gitmeye mahkum ettiler. Attık 6 sıfırı, düşürdük onu 1 liraya. 'Enflasyon patlar' dediler; tam aksine çatladı, tek haneye düştü. Paramız itibarlı bir hale geldi.
Yüzyılın projesi olarak adlandırılan Marmaray halkımızın hizmetine sunduk. “Marmaray projesi bize ait, hiçbir siyasetin katkısı yok.
Yüksek Hızlı Tren şimdi İstanbul'la buluşuyor.
Savunma sanayi iktidarımız döneminde büyük aşama kaydetti. Bir ülkenin caydırıcı gücü olmazsa o ülke tehdit altındadır. Aselsan en büyük savunma sanayi kuruluşları arasına girdi.
Atılan adımlar boşa gitmiyor, hepsinin bir karşılığı var. 3 milyar fidan ve ağaç diktik. Bunu duymak istemeyen duymuyor.
Kapımız mazlumlara her zaman açık olacak.
Diyorlar ki, 'Ortadoğu'da tarafsız olmalıyız, Filistin'de tarafsız olmalıyız'. Filistin davası bizim davamızdır. Çanakkale'de şehitleri olan Filistinlilere asla sırtımızı dönmeyecek, onları zulme teslim etmeyeceğiz.
Filistin'e ambargonun kalkmasını beklerken Gazze'ye bombalar yağdı. Diyor ki, havan topu attılar, roket attılar. Peki, kaç İsrailli öldü? Var mı ölen, hayır. Nasıl oluyor bu iş? Roket atıyorlar, havan topu atıyorlar ama bir kişi ölmüyor. Ama sizin öldürdüğünüz Filistinli sayısı 100'e yaklaştı. Hayatları yalan üzerine kurulu. Dürüst değiller. Biz buna inanırız; zulme rıza zulümdür. Zalimlerin yanında yer alamayız.
Irak'ta maalesef IŞİD denilen bir örgüt 49 vatandaşımızı kaçırdı ve hala rehin olarak tutuyor. Diyorum ki, bunun size sağlayacağı bir fayda yok ey IŞİD. Bu 49 vatandaşımızı bırakmanız gerekiyor.
Başbakan Erdoğan vizyon belgesini açıkladı
Cumhurbaşkanı adayı ve Başbakan Erdoğan, "Cumhurbaşkanlığı Türkiye Vizyon Belgesi"ni Haliç Kongre Merkezi'nde açıkladı.