Başbakan Erdoğan Beyaz TV'ye konuk oldu

Başbakan Erdoğan Beyaz TV'ye konuk oldu

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Beyaz TV'de yayınlanan Referandum Özel isimli programa konuk oldu.

Erdoğan: İstanbul'da dün bambaşka bir havayı yakaladık sabahın erken saatlerinden itibaren yağmur saat 3'e kadar bu yağmur devam etti. Bu yağmura rağmen kazlıçeşmeyi dolduran yüz binlerce insan Kazlıçeşme Meydanı'nı doldurdu. Bazı illerde konuşmamın sonuna doğru dağılanlar olmuştu. Fakat İstanbul'da normal limitlerinüstüne çıktım. 88 dakika bir konuşma oldu. 88 dakikalık konuşmaya arğmen oradaki insanlar hala devam, davam diyordu.

Şamil T: Siz neye bağlıyorsunuz bu halkın büyük ilgisini.

Erdoğan: Demokrasi ve halkın özgürlüklere karşı olan susamışlığına bağlıyorum. Tabi İstanbul diğer ilerden farklı gelişmiş bir il. Her etnik unsur İstanbul'da mevcut. Her Bölge mevcut, Her inanç mevcut. İstanbul'da bunlar birleşiyor ve İstanbul adeta milli iradeye ipotek koyulmasına karşı duruyor. Bundan dolayı da ayrıca mutluyum.

Hakan Çelik: Yoğun bir tempoda programlarını yürütüyorsunuz Urfa'daydınız şimdi İstanbul'da bunun özel bir sırrı var mı?

Erdoğan: Siz halkın desteğini arkanıza alırsanız bu yeterlidir.

AYAĞIMIZDA PRANGALAR VAR

Sedat Yazıcıoğlu: 12 Eylül çok önemli bir tarih, heyecanlı mısınız ne düşünüyorsunuz?

Erdoğan: Heyecanlı falan değiliz, Biz onları aştk. Tabi heyecanlı olanlar var. 8 yıllık iktidar döneminde özellikle ülkemize en üst hizmeti nasıl verebiliriz. Fakat ayağımızda bazı prangalar var. Onları aşmak için zaten bu çalışmaları başlattık. Bakın şahıs olarak konuluyorum şimdi şuradan ben olaya yaklaşayım. Şu anda ana muhalefet partisinin liderini söylediniz. Peki ana muhalefet partisinin lideri bu ülkenin başbakanına ne diye hitap etti. Ha bu beni rahatsız ediyor mu etmez. O milletimin nezninde o insanın şahsiyetini gösterir. Bir insanın şahsiyeti, cibiliyeti çok önemlidir. Bir insanın beyanındaki üslup onun aynen insan olarak yapısını gösterir. Bakın daha önceki lider veya CHP kendilerini ziyaret ettim. Kendileri genel başkan oldu. Bu çalışmayla ilgili hep kendileri bekledikleri için, biz hiç gurur meselesi yapmadık gittik Meclis'teki grup odasında ziyaret ettik. Sayın Bahçeli keza öyle, talebime hiç bir cevap alamadım. Düşünün bu ülkenin Cumhurbaşkanı bile davetler yaptı. Bu ülkenin Cumhurbaşkanı parlementoya girdiğinde ana muhalefet grubunun ayağa kalkmamasını ardından siz gerilimi neyle izah edersiniz.

Şamil Tayyar: Kılıçdaroğlu'nun hadi adamsan çık karşıma televizyon programına gibi çağrıları var. Bu Deniz Baykal döneminde de çok alışkın olmadığımız bir durum. Siz ana muhalefetin belden aşşağı söylemlerini neye bağlıyorsunuz.

Erdoğan: Az önce söyledim bu cibiliyet meselesidir. Akrep suya düşmüş balığı görmüş. Balığa yalvarmış balık kardeş beni kurtar. Balık demiş ki; akrep senin kötü huyların var seni kurtarırım ama bana yanlış yapmayasın. Demiş beni kurtaracaksın nasıl yanlış yapayım sana. Balık sırtına almış tam kıyıya gelmişler akrep görevini yapmış. balık can çekişiyor demiş ki yazıklar olsun sana. Akrep demiş ki; ah balık kardeş böyle olsun istemezdim ama ne yapayım cibiliyetimin gereği bu demiş. Şimdi bunların cibiliyeti bu.

ANKETLERE GÜVENMİYORUM

Sedat Yazıcıoğlu: Sahil bandında size karşı bir endişe var. Neden sizden korkuyorlar. Birde Güneydoğu'daki seçmenleri nasıl sandığa götüreceksiniz.

Erdoğan: Şimdi ben şunu söyleyeyim bir deda her ankete güvenmiyorum. Bizim de yaptırdığımız anketler var. Bize ulaşan anketlerde arada 8-10 bandında bir fark var. Bunlar sadece bir tane araştırma firmasını değil. Bir kaç araştırma firmasının. Ama en doğrusu bunun pazar günü ortaya çıkacak. Çok fazla heyecanlanmaya falan gerek yok. Pazar günü çıkacak neticede asıl rakamları göreceğiz. Tabi yalancılarda söyledikleri o yalan rakamlarla ortada kalmış olacaklar. Ben şunu söyleyeyim AK Parti bir defa bu halk oylamasında oylanmıyor. Siz yerel seçimlerle genel seçimleri birbirine karşıtırıyorsunuz arkadaşlar. Etnik unsurlar farklı bölgelerde toplanıyorlar. Sahil kumsal falan buralarda da CHP'nin birinci parti olduğunu gerüyoruz. AK Parti'ye bakınca da AK Parti'nin Türkiye'nin genelinde başarılı olduğunu görüyoruz. Siz bunların nekadarını bunlarla özdeşleştirebilirsiniz. İstanbul mesela Türkiye'nin özeti. Benim belediye başkanlığımdan buyanada benim bıraktığım arkadaş burda seçimi kazandı. Neden çünkü hizmet veriyoruz. Bir de şu var. AK Parti Türkiye'nin genelinde ya birinci parti ya ikinci parti. Fakat bu hak oylamasını bununla karıştırmayacağız. Halk oylaması farklı bir durum. Bu asla ne iktidarın ne muhalefetin oylanaması değildir. Biz bir defa burada halkımızın çok rahat sandığıma gitmesi konusunda kararlıyız. Çünkü milli irade vatandaşın namusu onu korumak zorundayız. Çıkıyor bir tanesi açıklama yapıyor. Biz her sandığın başına bir adam koyacağız kim gelmiş kim gelmemiş bunları tesbit edeceğiz. Ben bir de şunu söyleyeyim Diyarbakır mitingine gelen insanlar adeta meydan okumuşlardır. Oraya gelen sivil toplum kuruluşları adeta meydan okumuşlardır.

Hakan Çelik: O meydandan çıkan mesaj neydi efendim?

Erdoğan: Biz varız. O meydandan çıkan mesaj biz varız. Ben demokrasiye inanmış ve demokratik hayatı temsil eden bir siyasi partiyi temsil ediyorum diyen bir parti kalkıpta sadığın üzerine çarpıyı koyar mı ya?

DEMOKRAT PARTİ'Yİ AĞZIMA BİLE ALMAM

Şamil Tayyar: 27 Mayıs'ta da Adnan Menderes'in üzerine çarpıyı koymuşlardı.

Erdoğan: Benzeri, sen Kürt'ü boykot etmekle süreçten düşürüyorsun. Bunu parlementoda yaptınız. Çıkıyorsun ilgisi alakası olmayan şeyler söylüyorsun. Sonrada arkadaşını sandığa göndermiyorsun. Sonrada diyorsunki Kürt halkı süreçten düşürüyorlar. Yani senin gibi düşünenler mi bu sürecin içinde oluyor. Türkiye'de Kürtler sadece BDP'demi var benim partimde 60 'ın üzerinde Kürt vekil var. Ben burada bir şeyi daha anlamıyorum. Burada CHP ve MHP'nin duruşu çok önemli. Net bir şey yok ortada mix olmuş her şey karışmş birbirine. Ama ben inanıyorumki CHP'ye ve MHP'ye gönül veren vatandaşların ben CHP'ye MHP'ye oy vermiyorum ben 26 maddelik partie oy veriyorum. diyecekler.

Sedat Yazıcıoğlu: Muhalefet sizden korkuyor efendim. 12 Eylül'den eğer evet oyları yüksek çıkarsa sizin daha sertleşeceğiniz dile getiriliyor. Sizin geçtiğimiz yıllarda çok birleştirici bir konuşmanız vardı. Yine böyle bir konuşma yapacak mısınız?

Erdoğan: Siz sözlere mi inanıyorsunuz. Yapılanlara mı inanıyorsunuz. Bu söylediğiniz kişiler geçmişteki yapılanmalara bakın. Demokrat Parti' diyorsunuz ben şu anda ağzıma bile almayı istemiyorum. Bunların ne demokrasiye ne de özgürlükler noktasında sürece saygısı var. Bunlar geçmişti Menderes'in üzerinden nemalanarak gelmişlerdir bugüne. Bunlar 28 Şubat'çıdır. Bunlar bu ülkenin temelinin üzerine ne koymuşlar. CHP'ye bakın şimdi, CHP çok partili hayata geçtikten sonra Merhum Menderes görevi devr aldıktan sonra hep ne demiştir. Rejim yıkılacak. Sürekli bunun üzerinden konuşmuşlardır. Başbakanlık yapıyorum ülkemde başbakanlık yaptığım süre içerisinde ülkeme negatif mi pozitif mi kaygılarım oldu. Ama bu ülkede birşeyler birbirine karıştırılıyor. Eğer siz dindarsanız laik olamazsınız. Laik olmak bir defa kişilerin şahsıyla alakalı bir şeydir. Bir kez daha söylüyorum. İnsanlar laik olmaz devlet Laik olur. Ben demokratik, laik bir hukuk devletinin başbakanıyım eh hasbel kader dindar olmaya çalışıyorum. Şu ana kadar AK Parti iktidarı bu ülkeye neler kattı bunları konuşalım. Türkiye'nin dünyadaki konumu nedir konuşalım. 13 Eylül'den sonra bunları konuşalım. Avrupa parlementosunda başkan olan bir Türkiye var.

KORKU DEVLETİ OLUŞTURMAYA ÇALIŞIYORLAR

Sedat Yazıcıoğlu: Türban 13 Eylül'de mi çözülecek?

Erdoğan: Ana muhalefet lideri diyor ki, türban meselesini ben çözerim. Sizde takip edin 13 Eylül'de hep beraber bunu çözelim. Ben diyorum ki özgürlükler konusunda bir başlık atıyorum. 12 Eylül bir dönüm noktasıdır.

Erdoğan: Az önce Sedat Bey'in söylediği şey yarım kaldı. İnanın biz artık bazı şeylerden bıktık. Özellikle bu sorumluluğumuzun devlette arttığı zamanda bir taraftan dikta korkusu, bir taraftan rejim korkusu artık yetti. Ne zaman bitecek. Az önce özel görüşmemizde Şamil Bey'in de ifade ettiği gibi gidin ta Mendere döneminden ittihat teraki dönemine. Şimdi bir korku devleti oluşturulmaya çalışıyor. Şimdi siz insanların özgüvenini yitirtirseniz muhasır medeniyetler seviyesine nasıl geleceksiniz.

Şamil Tayyar: Bu çeteler sizden ne istiyor Sayın Başbakan'ım geçenlerde bir konuşmanızda da değinmiştiniz.

Erdoğan: Bunların güçleri gidiyor. Şu anda iktidar ciddi manada el değiştiriyor. Şu anda iktidara millet geliyor. Bu ülkede medya iktidar tayini yapıyor muydu? Mafya iktidar tayini yapıyor muydu? Evet yapıyordu. artık bunlardan kurtulalım diyorum.

KILIÇDAROĞLU'NUN SÖYLEMLERİ HAYAL

Hakan Çelik: Kılıçdaroğlu bir konuşmasında eğer evet çıkarsa bir sabah sizi gelip tutuklarlar diyor. Bu konu da ne düşünüyorsunuz.

Erdoğan: Tabi Sayın Kılıçdaroğlu'nun bu söylemlerinin hepsi hayal. Bugünde yine bir talihsiz açıklama yine. Yürütme ile yargının arası açılacak eğer evet geçerse. Bunu bir Yargıtay başkanı nasıl söyler.

Şamil Tayyar: Bunu bir tehdit mi algıladınız?

Erdoğan: Tabi canım, şimdi canım zamn aşımından kurtulanlar var. Niye işi ağırlaştırıyorsunuz. Niye işinizi zamnınızda bitirmiyorsunuz. Kadro mu yetersiz peki efedim kadro alalım. Bize gelen kadar mülakatlarda kamera falan yok. Bizde mülakatlarda kamera olacak. Kim de suç? Şimdi ben sorarım Danıştay'daki beyfendilere siz mesleğe böyle mi girdiniz?

Şamil Tayyar: Bu Danıştay cinayetinin yaşandığı günde kameralar bozuktu.

Erdoğan: Orada da suçu bize yüklediler ama sonra ne oldu. Gerçekler ortaya çıktı.

Şamil Tayyar: Şimdi referanduma dönelim. MHP'li bir milletvekili geçenlerde bir televizyon programında bu Anayasa'ya evet derseniz bir federasyon kurulacak. Memur maaşları düşecek, Öcalan'a af gelecek gibi kampanyalar yürütülüyor. Size de bu tür söylentiler geliyor mu? Şimdi bir süredir Anayasa dışı çok farklı bir kampanyanın yürütldüğü bir süreçten geçiyoruz. Siz böyle düşnüyor musunuz bu referandumu farklı bir cephede yürütmee konusunda ne düşünüyorsunuz?

Erdoğan: Şimdi bu çok net bir cevapla kara propaganda. Aslında MHP kurucular Kurulu cevabı bugün verdi. Bu konu çok tartışıldı 2006'da gündeme geldi. Bunun bir kayıkçı kavgası olduğunu. Asla Öcalan'ın böyle birşeyden istifade edemeyeceğini bunları da söyledim. Şu anda mesela bizim böyle bir görüşme ile ilgili söylentilerde çıktı. Açıkça söyledim böyle bir iddiayı ortaya atanlar şerefsizdir.

İSPATLAMAZSAN ŞEREFSİZSİN

Şamil Tayyar: Bu gibi durumlarda ilk defa şerefsiz ifadesini kullandınız bu sefer bu kadar ağır konuşmanızın sebebi nedir?

Erdoğan: Kanıma dokunuyor. Bugüne kadar hiç bir arkadaşımın bana böyle bir teklifi dahi olmamıştır. Ama bakıyorsunuz Sayın Bahçeli yırtınırcasına gittiler dağda görüştüler şurda görüştüler, burda görüştüler. Zerre kadar devlet terbiyesi görmüş insan böyle bir açıklamada bulunamaz. Şimdi ben ispatlamaya davet ediyorum. İspatlayamazsan şerefsizsin. şimdi burada benim yasal haklarım da saklı. Çok ciddi bir sıkıntı sakatlık. Kimler nerede nasıl, Türk'tür değildire girdiğimiz zaman yanılgıya düşeriz. Şimdi gelelim Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı çıtası altına girelim Türkiye'de ne kadaretnik unsur varsa aynı çatı altında birleşelim. Şimdi YARSAV diye bir kuruluş var kalkıyor. Sanki bir siyasi parti gibi konuşuyor. Biz adını değiştirdik zaten YASAP çünkü bir siyasi parti gibi konuşuyor. Sizden öncekiler zaten bunu yaptı. Beni mahkum edenlerin zaten 2 taneside bu işi yaptılar. Hakikaten siyaseti çok seviyorsanız çıkartın cübbelerini gelin. Herkes yerini bilsin yani yasam organının yeri bellidir bu ülkede, yürütmenin yeri bellidir. Bizler hepimiz Türkiye için çalışmalıyız. Biz Yagı mensupları kadar güvence altında değiliz. Biz bir dönem seçilir bir dönem seçilmeyebiliriz. Onlar 65 yaşına kadar görevlerinin başında.

Şamil Tayyar: Dokunulmazlıkların kaldırılmasına nasıl bakıyorsunuz?

Erdoğan: Bunun içeriği nasıl olacak. Silahlı kuvvetlerde bu belli bir müsadeye tabidir. Yargı mensupları bir müsadeye bağlıdır. Bunların hepsini alalım hepsini masaya yatıralım üzerinde öyle çalışalım. Zannediliyor ki bu ülkede dokunulmazlığı olan sadece milletvekilleridir. Yok öyle birşey aslında milletvekillerinin görevleri bittikten sonra dokunulmazlık kalkar. Bu durum siyaset kurumunu yozlaştırır.

OLGUNLUĞUMUZU KORURUZ

Hakan Çelik: Siz evet yönündeki sonuçların biraz daha farklı olduğunu ifade ettiniz. Referandum sonrasında evetler dediğiniz gibi çıkarsa siyasi atmosfer nasıl bir şekil alır?

Erdoğan: Biz her zamanki gibi olgunluğumuzu koruruz. Kaldı ki 12 Eylül zaten milletimizin lehinde çok önemli bir sıçramanın olacağı bir gündür. Tersi olursa zaten bu ülkede demokrasi büyük bir yara almış demektir. Küresel sermayenin bir defa Türkiye'ye girişi zaten bir beklenti içindir. 12 Eylül küresel sermayenini girişi içinde zaten bir başlangıçtır. HSYK'ya diyorlarki Avrupa'da bütün ülkelerde meclisler çekiyor Türkiye'de niye olmasın. Diyorlar ki, Türkiye buna hazır değil. Bu anlayışla zaten hazır olunmaz. İşte dedik ya, elden fırsatlar kaçmasın, ellerinde tutukları o güç kaybolmasın. Burada hayır demek özellikle ben statükodan memnunum demektir.

Sedat Y: YÖK'le ilgili ne düşünüyorsunuz

Erdoğan: Bunların hepsi konuşulacak tartışılacak şeyler. Oturulup nasıl geliştirilebilir diye tartışmak mümkün.

Ferda Yıldırım: Peki seçim barajı konusunda ne düşünüyorsunuz

Erdoğan: Biz koalisyon hükümetlerinin olduğu dönemlerde hep geriledik. Ama tek partili iktidarlarda Türkiye hep kendine gelmeye başladı. Şu anda iki dönemdir ortada küresel krize rağmen Türkiye hep yükseliyor. Eğer partimizle ilgili kapatma davası olmasa şu anda daha iyi durumda olurduk. Bu durum bizi ciddi manada geriletti.

Sedat Y: Siz 13 Eylül' günü ana muhalefetin üst yönetimi nasıl olacak. Yani şunu diyebilir miyiz evet çıkarsa Baykal geri dönecek

Erdoğan: Ben kimin geleceğini ya da geri döneceğini bilemem.

GÜÇLÜ İKTİDAR GÜÇLÜ MUHALEFETLE OLUR

Hakan Çelik: Şimdi evet çıkarsa eğer artık kimse tutamaz, önüne geçemez, siz ne düşnüyorsunuz bu sözler hakkında.

Erdoğan: Hakan Bey bunu 47'de de söylediler. Biz diyoruz ki güçlü iktidar güçlü muhalefetle olur. Bizdeki iktidar hem güçsüzdü hemde ülkenin çıkarlarına olan işlere hep karşı çıkıyorlar. Yani biz hala düşünebiliyormusunuz. Bir ticaret kanonu ya da borçlar kanunu çıkaramadık. Fazla geri gitmeye gerek yok . Anayasa sürecini inceleyin.

Şamil Tayyar: Daldan dala kayıyoruz ama eğer hayır oyları çıkarsa küresel sermayenin zaten ürkek olduğunu ve erteleme olacağını ifade ettiniz. Zaten kapatma davası açıldığında yine bir geri çekilme olmuştu. Rakamsal olarak ifade ederseniz rakamlar nasıl olur.

Erdoğan: Ben bunun tersini söyleyeyim. Bu küresel krizden sonra uluslararası fonlar var onlar nereye gidiyor. Türkiye şu anda en güvenli ülke.

Hakan Çelik: Önemli bir sıçrama bekliyormusunuz?

Erdoğan: Evet bekliyorum. Ama bizim talihsizliğimiz hemen 1 yıl sonra bir genel seçim olacak. İki dönem bunu bu iktidar bu şekilde götürdü bu iktidarla biz bu şekilde çalışabiliriz. Bütün mesele girmedir zaten. Girip yerleştikten sonra buradaki en önemli sıkıntı bütün çalışmaları süratle geliştirmektir. Türkiye bu konuda bir çok kolaylıklar sundu. Onun için 12 Eylül bizim için ayrı bir dönüm olacak. Onlar için bu çok ciddi bir kapı aralaması. Hemen oturup 2011 sonrasının hazırlıklarını yapmamız lazım.

Şamil Tayyar: Seçimden önce yeni Anayasa çıkarılabilir mi?

Erdoğan: Yok seçimden önce yeni bir yorgunluğa girilmez seçimden sonra olur. Zaten bütçe müzakerelerimiz olacak bizim. Bu işin köklü çalışmasını 2011 sonrası.

Sedat Yazıcıoğlu: Yeni pakette siyasi partiler demokratikleşme hepsi var mı bunların?

Erdoğan: Ee tabi, Köklü diyorum. Görsel ve yazılı medyanın da bu sürece katkısı gerekir. Kurumlar arası uyum giderek iyiye gidiyor. Buralarda ilişkileri karşılıklı olarak arttırmak lazım. Bu başlıklar atılmadan önce ilgili kurumlarla ilgili diyaloglar sağlanmalıdır.

Şamil Tayyar: Yüksek oranda evet çıkarsa böyle bir 2007'deki o balkon konuşmasını hatırlatan bir mesaj vermeyi düşnüyor musunuz?

Erdoğan: 13 Eylül'den sonra bizim hareketimizin geleceği açısında zaten başlattığımız bir süreç var. Şimdi bizi güçlnerek yürüyen bir eylem planını zaten başlatığımızın göstergesi olacak ve bu 26 madde ile güçlenerek çok daha rahat bir şekilde devam edecektir bunu halkımızla payalaşacağız.

ERKEN SEÇİM ZİHNİMİZDE YOK

Şamil Tayyar: Referandum sürecindeyiz sandıklar açılmadan 5-10 dakika önce Özal'ın yaptığı gibi bir erken seçim projesi hiç zihninizden geçti mi?

Erdoğan: Bunları zaten daha önce açıkladım. Kesinlikle şu anda benim dünyamda bir erken seçim projesi kesinlikle zihnimde değil. Bir 5 dakika senaryosu kesinlikle aklımızda yok. Tayyip Erdoğan'ın ağzından söz bir kez çıkar. Çünkü biz şuna inanırız her erken seçim Türkiye'ye kaybettirmiştir. Şimdi alınacak yine böyle bir kararda Türkiye kaybeder. Çünkü istikrar ve güven çok önemlidir. Yapılan bir halk oylamasıdır güven oylaması değildir. MHP ve CHP bunu güven oylamasına çevirmeye çalışıyor. Asla olaya bu şekilde bakmıyoruz. Türkiye gelişmiş ülkelerde olduğu gibi artık belirlenen tarihlerde artık seçimleri yapmaya alışmalıdır. Türkiye'nin siyasi tarihine bakıyoruz ortalama iktidar süresi 16 ay 18 ay. Böyle istikrar olmaz.

Ferda Yıldırım: Katılımın yüksek olacağını düşünüyor musunuz? Malum Ramazan Bayramı var?

Erdoğan: Ben gittiğim illerde o ışığı görüyorum ama oran olarak ne olacak bilmiyorum ama mümkün olduğu kadar azami ölçüde sandığa gitmesini ve bu demokratik hakkını kullanmasını istiyoruz ve inanıyorumki vatandaşımız gümbür gümbür gelecektir.

BİR SİYASİ PARTİYE BAKARAK ADIMLARIMIZI ATMIYORUZ

Hakan Çelik: Güneydoğu'da bir boykot olursa. Sizin üzerinizde çalıştığınız o önemli süreci bir sekteye uğratır mı?

Erdoğan: Biz hükümet olarak yine adımlarımızı atarız. Biz bir siyasi partiye bakarak adımlarımızı atmıyoruz. Bizim partimizin kuruluş amacı bölgedeki vatandaşlarımızn ihtiyaçlarını karşılamak. Bizim hedefimiz şu Batı neyse Doğu'da o. Dengesizlikleri ortadan kaldıracağız. Artık ihmallerin olduğu bir ülke olmayacağız. Yani Kadıköy'de ne varsa Patnos'da da o olmalıdır. Bunun adıda bütünleşme hareketidir.

Şamil Tayyar: Bu referandumla ilgili olarak, aslında bunun sizi bir Cumhurbaşkanlığı alıştırması olduğu söyleniyor. Çıkan Evet oylarını AK Parti'nin oyları olarak değerlendiri misiniz?

Erdoğan: Bu bir saygısızlık olur. Bunu İstanbul mitinginde de söyledim. Çünkü bizimle bu kampanyayı yürüten diğer partilere saygısızlık olur. Mamağı yaşamış ülkücüler çıkıp bizlere destek veriyor. Bunun yanında aynı şekilde yine Kürt aydınları bu sürece destek çıkıyor. Yani oylamanın sayısı benim için önemli değil. Ama çıkışları benim için önemli. Onun için nasıl olurda biz bu halk oylamasından çıkan oyu nasıl AK Parti'nin oyudur diye nitelendirebiliriz.

SÜRECİ YAŞAYAN ÜLKÜCÜLERİN 'HAYIR' DEDİĞİNE İNANMIYORUM


Sedat Yazıcıoğlu: En çok ülkücülerin mi hayır demesi sizi şaşırtıyor?

Erdoğan: Ben bir defa bu süreci yaşayan ülkücülerin hayır dediğine inanmıyorum. Ben o süreci yaşayan ülkücülerle görüşüyorum. Onlar nasıl olurda hayır deriz diyorlar. Sonra o bütün otezgahı hazırlayanlarla beraber olmak mümkün mü? Biz burada bir defa hepsine saygı duyuyoruz ve bu atılan adımlarda katkısı olanlara saygı duyuyoruz ve kendilerine ayrıca teşekür ediyoruz. Bu sürecin içinde bu 26 maddelik paketi hazırlarken bize katkıda bulunana ayınlara teşekkür ediyorum. Yine bu süreci destekleyen sendikalara teşekkür ediyorum. 12 Eylül akşamı yine milletim kazanacak diye düşünüyorum.

Hakan Çelik: U2 ve Bono'nun desteği konusunda ne diyeceksiniz.

Erdoğan: Türkiye'ye daha önce gelmedikleri için pişman olduklarını söylediler. Türkiye'nin Avrupa Birliği'nde yer almamasını anlayamadıklarını belirttiler. Sarkozy ile görüşeceklermiş.

Ferda Yıldırım: Bono kahkaha atmış sizin cezaevinde kalma sebebinizi öğrenince

Erdoğan: Okuduğum şiir sonrası ceaevinde kaldığımı öğrenice gülmeye başladı. Tabi özgürlüğü orada anladığımı da söyledim. Yanlız bir şey teklif etti o çok ilgi mi çekti? Bir İbrahimi dinlerle ilgili 3 din bununla ilgili bir organizasyon yapmak istiyorum dedi. Aslında ben bunu Kudüs'te yapmak istedim ama Kudüs'te bunun sağlıklı olmayacağı düşüncesindeyim dedi. Ne bekliyorsun İstanbul'da yap bunu dedim. Medeniyetler ittifakında zaten birlikteyiz deidm. İstanbul buna daha çok yakışanıdır deidm. Çünkü İstanbul 3 dinin bir arada buluştuğu bir şehir ve İstanbul'u ilk sırada değerlendirmeye alacaklar.

Hakan Çelik: Basketbol maçına gidebilecek misiniz efendim?

Erdoğan: Bakın gündüz miting akşam Belçika maçı var ama orada bir iftar programı koymuşlar sonraki gün Slovenya maçı var ama enteresan bizim o gün bir televizyon programımız var. Bayram boyunca da sabahları medya ile kahvaltı düşünüyorum. Akşam'da yine televizyon programları var.

BİLGİ KİRLİLİĞİ YAPILIYOR


Ferda Yıldırım: Partili arkadaşlarınız tarafından evetin iyi anlatıldığını düşünüyor musunuz?

Erdoğan: Son haftaya girildiğinde artık evet'in iyice anlaşıldığını hissediyorum. Ama yine bir bilgi kirliliği yapılıyor. Apo'nun kurtulacağı ile ilgili yok Danıştay'a gidemyeceksiniz gibi. fakat bu bilgi kirliliği ciddi manada azaldı. Çok kara propaganda yaptılar. Sanıyorum yani bu haliyle mensubu olduğu parti bir taraftan bu sürecin anlatılması bu süreci ileriye taşıdı.

Ferda Yıldırım: Süremizi aştık programı bitirirken var mı söylemek istediğiniz bir şey

Erdoğan: Sizin huzurunuzda vatandaşlarımın geçmiş kadir gecelerini kutluyorum. Gelcek Bayramlarını tebrik ediyorum. Sizlere de çok teşekkür ediyorum.

Ana Sayfa
Manşetler
Video
Yenile