Demirtaş. partisinin Kovancılar İlçe Teşkilatı 3. Olağan Kongresi'nde yaptığı konuşmada, anadilde eğitimin hakları olduğunu belirterek, ''Hayatında Türkçe duymamış bir çocuğa sen ilkokula geldiğinde Türkçe dersi anlatıyorsun. Çocuk anlamadığı bir dilde ders dinliyor" diye konuştu.
BDP milletvekilleri hakkında açılan davalara da değinen Demirtaş, bu davaların kendilerini korkutmak ve bir daha konuşmamalarını sağlamak için açıldığını ileri sürdü.
Kongre sonrası basın mensuplarının soruları üzerine Demirtaş, Öcalan'ın, yaklaşık 2 aydır hiçbir heyetin, ailesinin ziyarete gitmemiş olmasından büyük kaygı duyduğunu belirterek, şöyle konuştu:
"Yani kendisi dışarıyla ilişkisinin, iletişiminin bu şekilde kesilmesini çözüm sürecinin ruhuna aykırı değerlendiriyor, biz de öyle görüyoruz. O yüzden Hükümet'ten istediğimiz çözüm sürecinde gerçekten hızlı mesafe kat edilmesini istiyorsa avukatlarının, ailesinin ve BDP heyetlerinin rutin gidişleri artık düzene bağlanmalıdır. Bu çok önemlidir."
Demirtaş, şöyle devam etti:
"İkinci mesele şudur ki Hükümet artık ikinci aşamayla ilgili ne yapacağını netleştirmelidir. Dolayısıyla BDP ve AKP arasında artık ikinci aşamada nelerin yapılacağının konuşulması gerekir. Parlamentoya taşınması gerekir, diğer muhalefet partileri destek veriyorsa onlarla ortaklaşılması gerekir. Bu kritik aşamada Hükümet eğer elini çabuk tutmazsa sıkıntılar yaşanabilir, benim gözlemlediğim o. Hükümet meseleyi, süreci ciddiye almayan, 'böyle gelmiş nasıl olsa böyle gider' gibi bir yaklaşım içerisinde olursa bu yanılgılı olur. Umut ediyorum ki böyle bir tutum içerisinde olmaz. Biz pazartesi günü Hükümet'le Ankara'da tekrar bir temas kuracağız. Hükümet'in ne yapıp ne yapmayacağını göreceğiz. Şu anda demokratikleşme, reform konusunda Hükümet'in atacağı adımlar, Türkiye'de en akılcı adımlar olur, en akılcı yaklaşımlar olur, bekliyoruz.''
Bir gazetecinin, "Sırrı Süreyya Önder'in İmralı'ya gidememesini nasıl değerlendiriyorsunuz?" sorusu üzerine Demirtaş, Hükümet tarafından kendisinin ve Pervin Buldan'ın gidişine izin verildiğini, bu aşamadan sonra adaya gidişin problem olmaması gerektiğini kaydetti.
Bu konuda çok ciddi bir yaklaşımın olduğunu savunan Demirtaş, ''Mesele, isim meselesi değil. Biz başından beri isimlere takılmadık, takılmıyoruz ama herhangi bir milletvekili arkadaşıma dönük bu şekilde bir yaklaşım, diyalog ve müzakere ruhuna tümden terstir" dedi.
Selahattin Demirtaş, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Hükümet'in bu yaklaşımı nedeniyle biz bu defa adaya gitmeme şeklinde bir tutum içerisindeydik aslında. Heyetimizden bir üyenin engellenmesi nedeniyle gitmeme taraftarıydık fakat kendi içimizde tartıştık, partideki arkadaşlarımızın ağırlıklı görüşü en azından Öcalan'ın bu konudaki görüşünün, düşüncesinin alınmasıydı. Kendisi de bu tutumumuzu haklı buldu. Bir daha böyle bir yaklaşım olursa kendisi de BDP'nin kararına saygı duyacak ama unutulmasın ki İmralı adasıyla tek ilişki, tek bağlantı biziz. Bizim gitmememiz halinde ilişki kesilir, bu da doğru olmaz. Biz bir şantaj, bir tehdit olarak bunu söylemiyoruz, hak-hukuk işletilmesi lazım. Bütün milletvekilleri Türkiye'deki bütün cezaevlerine girebiliyor ama İmralı Cezaevi'ne AKP'nin istediği milletvekilleri girebiliyor. Bu çok yanlış.''
Bir gazetecinin "Önder ve Kışanak'ın reddedilmesi, Başbakan'ın tasarrufu olduğu belirtiliyor" ifadesi üzerine Demirtaş, ''AKP'de Başbakan'ın dışında işler yürümez. Başbakan'ın onayının olmadığı hiçbir karar, AKP'de hayata geçmez, doğrudur'' dedi.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, "yola Çıkarken Ne Dedik, Biz Kefenimizi Giyerek Bu Yola Çıktık. Bu Can Bu Tende Oldukça Allah'tan Başka Kimseye Verilecek Hesabımız Yoktur. Bize Bazı Marjinal Gruplar Değil Bize Millet Hesap Sorar. Milletin
Elazığ - BDP Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, çözüm sürecine ilişkin, ''Şu anda demokratikleşme, reform konusunda Hükümet'in atacağı adımlar, Türkiye'de en akılcı adımlar olur, en akılcı yaklaşımlar olur, bekliyoruz" dedi.