Başbakan Yardımcısı Yalçın Akdoğan, ' 'Türkiye'nin öngörüleri, tahminleri tuttu, tutmadı...' Süper güçlerin tahminleri ne kadar tuttu? Onların da bir takım eylem planları vardı. Tablo tamamen değişti, çok karmaşık bir hale geldi' dedi.
NTV'de canlı yayına katılan Akdoğan, Türkiye'de 2 milyon 640 bin Suriyeli, 172 bin Iraklı'nın olduğunu belirterek, Türkiye'nin kardeşlik hukuku gereği 9-10 milyar dolar harcadığını ve bunları yapmaya devam edeceklerini dile getirdi.
Türkiye'nin olaya insani açıdan baktığını, hayati bir tehlike ve ciddi güvenlik riski olduğunda sığınmacıların kabul edildiğini dile getiren Akdoğan, Türkiye'de 160 bin Suriyeli çocuğun dünyaya geldiğini, 700-800 bin öğrenim çağında çocuk bulunduğunu belirterek, 'Bunların sağlık hizmetleri, ilacı, eğitimi vesaire bu çok ciddi bir yük ama gelen para nedir, BM kaynaklı, yani ülkeleri de katarak söylüyorum 455 milyon. Devede kulak değil. Bu arada Avrupa Birliği 3 milyar avro söz verdi. Bu konuda Sayın Merkel, samimi bir gayret içinde görünüyor. Hollanda dönem başkanı, geçen hafta görüştük, onlar da bir an önce bunun gerçekleşmesi için çalışıyorlar' diye konuştu.
Ankara'daki terör saldırısını gerçekleştiren canlı bombanın Suriyeli olduğunun belirtilmesi üzerine Akdoğan, 'Suriye'den tabii yüz binlerce insan geldi. Göçmen derken ölümden kaçarak ailesiyle birlikte Türkiye'ye sığınan, kampta kalan, yani o kategoride birisi değil' dedi.
Sığınmacılara daha güvenlikli bir kimlik kartı verilmesi konusunda da çalışma olduğunu ifade eden Akdoğan, Suriyelilere vatandaşlık konusunda, gelenlerin tümünün vatandaş olacağı gibi bir algı oluşmaması gerektiğini, vatandaşlıktan önce başka aşamalar olduğunu ve bunların üzerinde çalışıldığını anlattı.
Suriye'den yeni bir göç dalgasının dengeleri değiştirip değiştirmeyeceğinin sorulması üzerine Yalçın Akdoğan, 'Avrupa'yı harekete geçirmek için bir faktör. Avrupa'nın da oradan canı yanmaya başladığı için. Suriye'nin bu kadar bataklığa dönmesinin bir sebebi, ülkelerin uzaktan bu meseleye bakmaları. Kendilerine dokunmadığı sürece bunu daha düşük düzeyli bir mesele olarak görmeleri. Ancak şu anda Avrupa'ya doğrudan temas ettiği için konu, göçmenler meselesinde biraz daha önce çıktılar. Yeni göç dalgaları oluşması Avrupa için kendilerini doğrudan ilgilendiren bir konuya dönüştüğünden dolayı oyunu değiştirecek bir faktördür. Aslında orada ölen her insan, katledilen siviller, bunlar tek başına bir sebep olmalı' diye konuştu.
Akdoğan, Suriye sorununun sona ermesiyle ilgili öngörüsünün sorulması üzerine, şu yanıtı verdi:
'Mesele ilk başta birkaç aktörlüydü ancak şu anda durum çok aktörlü hale geldi. DAEŞ, PYD çıktı. Rusya, İran işin içine girdi. ABD, müttefikler falan baktığımızda, çok oyunculu bir oyun var ortada. Bunların hepsinin ayrı bir amacı var. Bu açıdan bakınca çok kısa vadede çözülecek gibi durmuyor. Bu tabii Türkiye’nin öngörüleri, tahminleri tuttu, tutmadı... Süper güçlerin tahminleri ne kadar tuttu? Onların da bir takım eylem, planları vardı. Sonra tablo tamamen değişti. Bu yüzden bölgeye dönük öngörü de çok kolay değil. Çünkü çok karmaşık bir hale geldi.'
Bölgede herkesin kendi amacını gerçekleştirmek için bir oyun oynadığını, kullanılan malzemenin de DAEŞ olduğunu dile getiren Akdoğan, şunları kaydetti:
'IŞİD'e dair bir şey yaptıkları yok. Yani IŞİD'den en çok mağdur olan ülke Türkiye ve bence en samimi gayreti gösteren ülke de Türkiye. Yıllarca dezenformasyon, kara propaganda yapıldı. Bu işin mağduru Türkiye'dir. Türkiye, samimi gayretle bir mücadele ortaya koymaktadır. IŞİD'le çok ciddi bir mücadele yapılmalıdır ama sadece IŞİD üzerinden yürümek... Yani herkes toplanmış IŞİD... Peki netice alıyor musunuz? Almıyorsunuz. IŞİD temizlendi, Suriye meselesi çözüldü mü? Suriye meselesi başladığında IŞİD yoktu ki. O zaman da siz dirayetli bir duruş ortaya koyamadınız. Yani burada Suriye'nin geleceğinde bütün bu topyekun bunu değerlendirmek lazım. Rejime nötr kalarak, PYD'yi destekleyerek sadece DAEŞ'e düşman olarak Suriye'de meseleyi çözmek çok kolay değil. DAEŞ'le de mücadele edilmeli ama rejime nötr kalarak bir yere varamazsınız. Rejim bu sorunun ana kaynağıdır. PYD gibi örgütler, orada alan kazanmaya çalışan silahlı unsurlar, terör örgütleri, buna karşı net tavır takınmazsanız, bu bölgede bunlar çıban başı olarak kalmaya devam ederler. Orada Türkiye'ye rağmen ne oldu bitti yapabilir birisi ne de öyle bir yapı orada devam edebilir.'
Yalçın Akdoğan, Güneydoğu'da terör örgütü PKK'ya yönelik operasyonların devam edeceğini ifade ederek, sözlerini şöyle tamamladı:
'Mücadelede önemli mesafeler alındı. Kuzey Irak ayağında, Türkiye kırsalında, Cizre, Silopi gibi ilçelerde mesafeler alındı. Tabii başka ilçeler de var terörist unsurlardan temizlenmesi gereken, bununla ilgili elbette güvenlik güçlerinin operasyonları devam edecek. Bu son saldırılar aslında Türkiye’nin terörle mücadeleye dönük azmini kırmaya dönük bir şey ama bu terörle mücadelenin azmini de kıramaz, Türkiye’nin dış politikasına da yön veremez. Terörist saldırılarla kimse Türkiye’ye istikamet veremez. Türkiye doğru bildiği yolda devam edecek, içeride terörle mücadeleye de devam edecek, kendi belirlediği dış politikasını aynı şekilde devam ettirecek. Birileri bir mesaj vermek istiyorsa biz onlara daha güzel mesaj da veririz.'
(Son)
Başbakan Yardımcısı Akdoğan Açıklaması (2)
' 'Türkiye'nin öngörüleri, tahminleri tuttu, tutmadı...' Süper güçlerin tahminleri ne kadar tuttu? Onların da bir takım eylem planları vardı. Tablo tamamen değişti, çok karmaşık bir hale geldi' 'DAEŞ'e düşman olarak Suriye'de meseleyi çözmek çok kolay değil. DAEŞ'le de mücadele edilmeli ama rejime nötr kalarak bir yere varamazsınız. Rejim bu sorunun ana kaynağıdır'