Akdoğan, Kanal 24'teki "Ankara Masası" programında gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu.
HDP milletvekili Pervin Buldan'ın sürecin devam etmesi durumunda kendisini istemediklerine dair açıklamasının hatırlatılması üzerine Akdoğan, "İsteme makamındalar hazretler, sürekli istiyorlar. Yani 'O olmasın, bu olsun.' Onlar oy alsın, işi başkaları yapsın. 'O olsun, bu olmasın.' Böyle bir isteme makamına oturmuşlar ve sürekli istiyorlar. Ondan dolayı da bizi kırmızı çizgi ilan etmişler, 'Aman bu olmasın' vesaire. Yani koalisyon yapacak bir parti bulurlarsa onlardan isterler. Yani 'Şu isim olsun, olmasın', o noktaya gelirlerse herhangi bir partiyle" değerlendirmesinde bulundu.
HDP'ye oy veren vatandaşların çok farklı nedenlerle hareket ettiğini ve bunu da saygıyla karşıladıklarını dile getiren Akdoğan, şöyle devam etti:
"Bu ayrı. Ama iki faktör önemli olmuştur. Bir tanesi 'Eğer barajı geçmezse isyan çıkar.' Bu korku üzerine insanların 'Aman şimdi bir sıkıntı yaşanmasın' düşüncesiyle hareket ettiklerini görüyoruz. O diğer bahsettiğimiz işte hile, hurda, korku vesaire onlar ayrı şeyler. Bir partinin aldığı oy bütün bunlara indirgenemez tabi. Çünkü çok farklı bölgelerde farklı kesimler, farklı saiklerle oy kullanıyor olabilir. Ama bu da bir motivasyon kaynağı olmuştur, olumsuz tarafından bakarsak."
- "AK Parti senin taşeronun mu?"
Akdoğan, çözüm sürecini destekleyen insanların HDP'ye 'çözüm olsun' diye oy verdiklerini vurgulayarak şöyle konuştu:
"HDP ne yapıyor? Çözüm Süreci'ni yapabiliyor mu? Çıkıyor istiyor işte 'O yapsın, bu yapsın.' Biz yapalım, bizden istiyor, 'Siz bunu yapın.' Oyu sen aldın o kadar. Sen yapacaktın bunu. Niye yapmıyorsun? Yani insanlar 'Sen yap' diye verdi bu oyu. Yapabiliyor musun, yani sonuca bir faydan var mı senin? Burada AK Parti, bunu yapabilecek olan parti. Ama sen bunu hep istismar ettin. Şimdi AK Parti'ye diyorsun ki 'Sen bunu yap.' Elbette bu AK Parti'nin projesidir, AK Parti, bu sürecin sahibidir, başlatıcısıdır, yapıcısıdır. Ama o zaman 'Yani ben olmazsam kıyamet kopar, süreç olmaz' vesaire diye insanları kandırıp oy almayacaksın. AK Parti bu süreci bir noktaya getirecek olan partidir. AK Parti'yi sen devirme projesinin içinde olacaksın, ondan sonra diyeceksin ki 'Sen şunlarla koalisyon yap. Bu süreci de hallet.' AK Parti senin taşeronun mu? Bunun vatandaşlarımız tarafından doğru anlaşılması lazım. Bu sürecin sahibi AK Parti'dir. AK Parti olduğu sürece bu süreç bir noktaya varabilir. Diğerleri sadece bunun istismarını yapan partilerdir. Bunun bir kere anlaşılması lazım."
Akdoğan, "Şimdi 'Devlet politikası olsun, devlet yapsın.' Bunlar alışmış zaten 'Her şeyi devlet yapsın, devletten gelsin, devlet etsin.' Peki o zaman sen yapacaksın? Yani sizi lağvedelim, devlet politikası, devlet bütün bunları kendi kendine yapsın. Elbette bu siyasi mücadeledir ve bu süreci başlatan ve devam ettirecek olan da AK Parti'dir. Ama sen Çözüm Süreci'nin sahibi olan, aktörü olan yapılara savaş açarsan, onlara devirmenin projesi olarak kendini kullandırtırsan ondan sonra böyle bir darboğazda kalır" diye konuştu.
- "HDP'liler panikte"
Şimdi bir sürü HDP'linin paniklediğini ifade eden Akdoğan, "Yani 'Şimdi ne olacak?' Yani 'Tamam biz bir şey yaptık, kendimizi kullandırdık, barajı da geçtik. Siz de tek başına iktidar olamadınız. Şimdi ne olacak? Bu süreci kim, nasıl yapacak? MHP'yle koalisyon kurarsanız ne olacak? CHP'yle kurulursa ne olacak? Bu süreç ne olacak?' Bunu arkadaş zamanında niye düşünmüyordun? Niye düşünmedin? Yani o projede kendini kullandırtırken niye düşünmedin? İnsanları niye kandırdın? Biz hep dedik 'AK Parti varsa bu var'. Şimdi paniktesin 'Ne olacak?' diye" değerlendirmesinde bulundu.
Akdoğan, vatandaşlardan müsterih olmalarını isteyerek, "Sürecin bunlar istismarını yaparlar, bu sürecin sahibi AK Parti'dir ve ne yapacaksa yine AK Parti yapacak. Bunlar, dışarıdan böyle konuşup duracaklar" dedi.
Demokratik açılım ve Çözüm Süreci'nin iç içe geçmiş süreçler olduğunu ve bu sürecin devam edeceğini belirten Akdoğan, "Bunların, bu gerçekliğin oturup konuşulması gerekiyor. Varsa yanlış algılamalar, bunların düzeltilmesi gerekiyor. Yani isimler, başlıklar değişebilir. Ama Türkiye'nin gerçeklerini bir şekilde herkesin göreceğini ben düşünüyorum ve bu yolda yürümeye devam ederiz inşallah" ifadesini kullandı.
HDP heyetinin, uzun süredir İmralı ile görüşememesi konusundaki şikayetinin de bir tıkanıklık anlamına gelip gelmediği sorusuna ise Akdoğan, "Devletin ilgili kurumları çalışmalarını devam ettirdiler, seçim sürecinde de devam ettirdiler. Yani burada ben bir eksiklik, aksaklık olduğunu düşünmüyorum. Ama onun ötesini bütün bu çalışmalardan sonra göreceğiz" yanıtını verdi.
-"HDP ile CHP koalisyon yapsa 'terör kabinesi' mi olacaktı?"
HDP'lilerin, olası bir AK Parti ve MHP koalisyonunu "Savaş kabinesi" olarak değerlendirmesi konusundaki görüşü sorulan Akdoğan, şunları söyledi:
"Yani MHP savaş lobisini mi temsil ediyor? Yani HDP ile CHP koalisyon yapsa 'terör kabinesi' mi olacaktı? Bunlar çirkin yakıştırmalar. Yani burada 'savaş lobisi' falan diye bir şey söz konusu değil. 'Savaş kabinesi' vesaire demek doğru bir yaklaşım olmaz. Yani neticede AK Parti, CHP'yle de görüşecek, MHP'yle de görüşecek. Türkiye'nin gerçekleri ortadadır, ulusal çıkarları, menfaatleri ortadadır. Süreç bağlamında birçok başlık var. Terör örgütü 'Silah bırakacağım' derse, MHP 'bırakma' mı diyecek? MHP, 'terör devam etsin, şehitler gelsin' bunu mu istiyor? Yani bunlar doğru şeyler değil. AK Parti olarak bizim önceliklerimiz bellidir, hassasiyetlerimiz bellidir. AK Parti'nin kırmızı çizgileri yok ama ilke ve değerleri var. Bunlardan da biz taviz vermeyiz."
Akdoğan, MHP'nin, Suriye konusunda da 'Girelim, vuralım, kuralım' şeklinde bir yaklaşımı olmadığını belirtti. Akdoğan, "Tam tersi şu anda daha eleştirel yaklaşım içerisinde. Yani bu yüzden 'savaş kabinesi olur' derken, bunu da kastettiklerini sanmıyorum. Ama genel olarak ben, Çözüm Süreci bağlamında bu lafı kullandıklarını düşünüyorum" diye konuştu.
Akdoğan, Suriye konusunda Türkiye'nin kendi ulusal güvenliğini düşünmek durumunda olduğuna dikkati çekerek, şunları ifade etti:
"Yani yanı başınızda, sınırınızda bir sürü terör örgütü cirit atıyor. Bir iç savaş var. Yani biz burada tedbir almayacak mıyız? Uluslararası çıkarlarımızı düşünmeyecek miyiz? Şimdi HDP'liler konuşuyorlar, işte 'Kendi çocuklarını göndersinler. Oraya savaşmaya mı gidecekler? Bu işte kirli bir oyundur' falan. Şimdi bir taraftan böyle diyorlar. Yani Türkiye bir şekilde askeri olarak oraya müdahale ederse 'Aman işte bu kıyamet. Biz engelleriz.' Bir taraftan da diyorlar ki 'Niye DEAŞ'la mücadele etmiyorlar? Yani tanklar orada durdu. Niye Kobani'ye girmediler? Niye DEAŞ'ın üzerine gitmiyorlar?' Yani şimdi böyle bir tenakuz olur mu? Bir taraftan ajitasyon yapacaksınız, öbür taraftan 'Niye siz müdahale etmiyorsunuz, niye üzerine gitmiyorsunuz?' diyeceksiniz. Bu samimi bir yaklaşım değil. Bunu aynı tezkerede de gördük. Suriye tezkeresine 'hayır' dediler, sonra 'Niye siz müdahale etmiyorsunuz Kobani'ye?' dediler. Arkadaş bir karar verin ya. Yani Türkiye bunlara müdahale etsin mi etmesin mi?"
- "Türkiye partisi olacaksan Türkiye'yi öncele"
Akdoğan, "(Aman ha girmeyin), yani siz istediğiniz hedeflere yönelirse alkış tutun, hemen girsinler vursunlar, başka bir yere yönelirse 'Aman ha, insanlığı katletmek olur.' Şimdi bu doğru bir yaklaşım değil. Burada biz onun bunun çıkarını değil, Türkiye'nin menfaatini gözetmek durumundayız. Ona göre hareket etmek durumundayız" dedi.
Yalçın Akdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Türkiye'yi böyle teröristlere yardım eden ülkeymiş gibi gösterme, kendi ülkesini suçlama... Sen artık barajı geçtin, yüzde 13 oy aldın arkadaş. Türkiye partisi olacaksan Türkiye'yi öncele. Sen niye Türkiye'ye zarar verecek işlerin içerisine giriyorsun? Türkiye'nin imajı bozulursa bundan sen menfaat mi sağlayacaksın? Yani orada her şeyi biz yapacağız, sen kalkıp bizi suçlayacaksın. Yani insanları, oradaki sivilleri kabul edeceğiz, bütün insani yardımları biz göndereceğiz, yaralılarını biz alacağız, işte 1 milyon 700 bin insana kucağımızı açacağız. Bu konuda ne yapılıyorsa biz yapacağız, sonra da suçlu da biz olacağız, sen kalkıp bizi suçlayacaksın, eleştireceksin, bizi işte 'teröristlere yardım eden ülke' göstereceksin. Bu vefasızlıktır, bu ayıp bir şeydir.
Teşekkür etmiyorsun madem takdir etmiyorsun ama bu şekilde suçlama. Bu kara propagandayı bırakın arkadaş. Bütün dünyada davul zurnayla Türkiye'yi kötülemeye çalışıyorlar. Bu DEAŞ'ı Türkiye terör örgütü ilan etmiştir. Bütün Başbakanımızın konuşmalarında 'DEAŞ terör örgütü' diye cümle kurar. Bu bizim ulusal güvenliğimiz açısından bir sorun. Yani senin ne düşündüğünü geçtik. Biz sınırımızda bu tür şeyleri kabul edebilir miyiz? Elbette Türkiye burada bir takım tedbirler almak durumunda."
-"Partiler kuramazlarsa o zaman milletin kendisi buna karar verecek"
Akdoğan, bir başka soru üzerine, seçimden çıkan sonucun, "tek başına bir parti iktidar olamıyor, birlikte hükümeti kurun" yönünde olduğuna işaret etti.
Akdoğan, şu ifadeleri kullandı:
"Bunu eğer partiler kuramazlarsa o zaman milletin kendisi buna karar verecek. Biz burada samimi diyalog ve güven temelinde işbirliği... Samimi bir şekilde diyalog kurarız, çaba gösteririz ama bunu hiçbir art niyet olmadan, samimi bir şekilde, doğru olan Türkiye'nin menfaatine olan hükümeti kurmak için sonuna kadar zorlarız, gerekeni yaparız ve güven temelinde bir işbirliğini ararız, zorlarız. Yani burada olmaz'ı değil, olur'u ararız, olur'u yapmaya çalışırız. Bunun için her türlü çabayı gösteririz. Ama buna yanaşmazlarsa ayak direrlerse, bir takım şartlar dikte ederlerse, bu hırçın üslubu devam ettirirlerse, yani bu iş olamazsa o zaman millet karar verir tabii, seçime gidilir. Milletimiz de şu anda yaşananları da takdir eder, olup bitenleri partilerin tavırlarını vesaire ölçer biçer; ona göre yani seçimden önceki süreç ayrı bir değerlendirme bu süreç de önemlidir, seçmen kanaati açısından. Bunu da görür; ona göre vatandaşımız karar verir. Ama inşallah bir an önce bunlar neticelenir, taşlar yerine oturur. Çünkü bunlar hep kayıptır. Yani şimdi düşünün 3 ay önce durdu bütün şeyler, uluslararası yatırımlardan başka şeylere kadar. Bir an önce bu belirsizlik ortamından çıkmamız gerekiyor. Onun için herkes samimi bir şekilde taşın altına elini koysun, makulde buluşalım ve Türkiye'yi bir an önce düzlüğe çıkaralım."
-"Bu yap-boz tahtası değil"
"Türkiye'de güven ve istikrar önemli, yani bu yap-boz tahtası değil. Yani böyle taktik, işte şu kadar ay gitsin, 5 ay gitsin 1 yıl gitsin vesaire böyle bir şey olmaz" diyen Akdoğan, şunları kaydetti:
"Bahsettiğimiz yeni Türkiye, bütün her açıdan gelişmiş bir ülke, hep birlikte bunu yapmalıyız. Bu işler kolay olmuyor, yatırımlar icraatlar, bunlar 3-5 ayda yapılacak işler değil. Biz ona göre plan, proje yapmak zorundayız. Ama olmuyorsa da burada tabii erken seçimi de bunu da kıyamet gibi görmemek lazım, yani neticede vatandaş burada doğru olana karar verir."
(Bitti)
Başbakan Yardımcısı Akdoğan Açıklaması (3)
Başbakan Yardımcısı Yalçın Akdoğan, HDP'li Pervin Buldan'ın kendisini çözüm sürecinde istemediklerine dair açıklaması üzerine, "İsteme makamındalar hazretler, sürekli istiyorlar. Yani 'O olmasın, bu olsun.' Onlar oy alsın, işi başkaları yapsın. 'O olsun, bu olmasın.' Böyle bir isteme makamına oturmuşlar ve sürekli istiyorlar. Ondan dolayı da bizi kırmızı çizgi ilan etmişler, 'Aman bu olmasın' vesaire. Yani koalisyon yapacak bir parti bulurlarsa onlardan isterler" dedi.