Başbakan Yardımcısı Atalay, Kırıkkale'de

Partisinin İl Başkanlığında gazetecilerin sorularını yanıtlayan Atalay, Akil İnsanlar Heyetinin 2,5 ay Türkiye'nin 7 bölgesinde çalışmalarını yürüttüklerini ve vatandaşların görüşlerini aldıklarını söyledi.

Sivil toplum kuruluşlarıyla görüşen heyetin, her birisinin bir rapor hazırladığını ifade eden Atalay, şöyle devam etti:

"Toplantıda her heyet başkanı kendi raporunu sundu. Şimdi bu 7 ayrı raporun üzerinde çalışıyoruz. Kamu Düzeni ve Güvenliği Müsteşarı yürütüyor. Bu raporların tek rapor haline getirilmesi için çalışmalar sürüyor. Bu sonuçlandığında da bizim çözüm süreciyle ilgili önümüzde yeni yol haritamız da bize epey katkı sağlayacak. Bu iyi bir emeğin mahsulu. Akil İnsanlar Heyeti devletle toplum arasında sivil bir göz olarak, istişari mekanizma olarak büyük bir çalışma yaptılar. Biz de çözüm sürecinde milletimizin vatandaşlarımızın düşüncelerini gözönüne alarak, bundan sonraki yol haritamızı belirlemiş olacağız. Yine mecliste bir komisyonumuz var. Çözüm Süreci Değerlendirme Komisyonu kurduk. Gerçi MHP ve CHP üye vermedi. AK Parti ve BDP'nin verdiği üyelerle komisyon çalışmalarını yürütüyor. Buradan da bize önemli veriler gelecek."

Atalay, çözüm sürecinde hemen bir kaç ayda ciddi mesafeler alınamayacağını belirterek, "Ama bildiğiniz gibi çözüm sürecinin başında bizim en temel şartımız, terör ve şiddet bitecek ve terör unsurları ülkemiz sınırlarının dışına çıkacak. Bu safhası şu anda yürüyor. Orada gecikmeler var ama bunu sorun etmemek gerekiyor. Neticede taahhütlerin yerine getirilmesi ve o sürecin iyi yürümesi gerekiyor" ifadelerini kullandı.

Sürecin çok ciddi samimiyet ve güven istediğine dikkati çeken Atalay, kimsenin kimseyi yanıltmaması, sabotaj ve provakasyonlara karşı çok dikkatli olunması gerektiğini vurguladı.

-"Demokratikleşme adımlarımızda bir durma yok"

Atalay, çok büyük sorunların çözüldüğünü ve mesafelerin alındığını dile getirerek, şunları kaydetti:

"Terörün bitmesi Türkiye'yi en fazla rahatlatacak konulardan birisi ve şu 6 aydır bu manada bir sükunetin olması, şehitlerin gelmemesi, ülkenin gençlerinin hayatını kaybetmemesi bile kendi başına bir rahatlama getiriyor. İlk defa çözüm süreciyle ilgili ülkenin her kesiminde vatandaşlarımızın çok büyük bir desteği var. Anayasa referandumunun da üzerinde. Şu anda yüzde 60'ların üzerinde bir destek var. Özellikle Doğu ve Güney Doğu bölgelerinde sürece destek daha yüksek. Yüzde 80'lerin üzerinde. Biz bunu kararlı bir şekilde yürütüyoruz. Terör örgütü birimleriyle istihbarat birimlerimiz görüşmüştür. Biz siyaset kesimi olarak görüşmedik ama siyaset kesimiyle de görüşmeleri biz yürüttük. BDP ile de sağlıklı bir şekilde iletişim devam ediyor. Hiç kimsenin kimseye verilmiş bir sözü yok, verdiğimiz bir söz yok, taahhüt yok. Çözüm sürecinin özü şudur; terör ve şiddet bitecek, onun gerisinde varsa sorunlar siyaset kurumu bir araya gelecek. Bunları o zaman görüşecek. Demokratikleşme adımlarımız 11 yıldır nasıl devam ediyorsa bundan sonra da devam edecek. Biz bugüne kadar attığımız demokratikleşme adımlarının kimseyle bir pazarlığını falan yapmadık. Demokratikleşme adımlarımızda bir durma yok."

-"Çözüm sürecini yönetenlerin bu konuda çok dikkatli olması gerekir"

Son günlerde Lice'de yaşanan olayları ve bir kaç ilde Çözüm Süreciyle hükümümetin görevini yapmadığı şeklindeki çağrıları endişeyle karşıladıklarını aktaran Atalay, şöyle konuştu:

"Yani BDP'nin son günlerdeki değerlendirmeleri ve açıklamalarını doğrusu biz endişeyle karşılıyoruz. Son zamanlarda özellikle çözüm sürecine dönük, değişik yerlerde bu süreci aksatacı, sabote edici tutumlar zaten görüldü.

Onlara karşı dikkatliyiz. Ama Lice'de karakola vatandaşların yürütülmesi ve orada meydana gelen olaylar da bizi çok üzmüştür. Özellikle bir vatandaşımızın hayatını kaybetmisi en üzücü boyutudur. Bir de Diyabakır, Bingöl yolunda bir askerimiz kaçırıldı ve bu gelişmeleri biz çözüm sürecine dönük çok ciddi riskler olarak gördük ve görüyoruz. Lice'deki olay üzerine dikkatlice gidildi. Hükümet bir inceleme başlattı. Mülkiye müfettişleri alanda çalışıyor. BDP'nin İçel'de, Adana'da Diyarbakır'da tekrar vatandaşları sokağa çağırması, yani bunları yadırgıyoruz ve süreçle ilgili sorumlu tutumlar olarak görmüyoruz. Çözüm sürecini yönetenlerin bu konuda çok dikkatli olması gerekir. Biz bunları endişeyle izliyoruz."