Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, Ege Sanayicileri ve İşadamları Derneği’nin (ESİAD) Kaya Thermal Otel’de ‘Küresel Ekonomideki Gelişmeler ve Türkiye Ekonomisi’ başlıklı 30. Yüksek İstişare Konseyi Toplantısı’nda İzmir iş dünyasına seslendi. Ekonominin gidişatının iyi olduğunu belirten Babacan, yardım isteyen bir ülkeyken Türkiye’nin yardım yapan, donör ülkeler listesinde yer aldığını söyledi.
Kuzey Afrika ve Ortadoğu’da tarihi bir dönüşüm yaşandığını belirten Babacan, bu süreçte Türkiye’nin önemli bir rolü olduğunu söyledi.
Türkiye’nin kendi içinde yaptıkları ile birçok ülkeye ilham kaynağı olduğunu vurgulayan Babacan, bölgedeki ülkelere birçok alanda destek verdiklerini açıkladı.
Türkiye’nin 2002 yılında dışarıdan yardım alan ülkeler listesindeyken, artık dışarı bağış yapan donör ülkeler konumuna geçtiğini belirten Babacan, yurt dışına sadece hibe olarak 1.3 milyar dolarlık destek verdiklerini kaydetti.
Babacan, “Kuzey Afrika ve Ortadoğu’da tarihi dönüşüm yaşanıyor. Tunus, Libya, Mısır, Suriye tarihi bir süreçten geçiyor. Bu süreçte de Türkiye’nin önemli bir rolü var. Türkiye kendi içinde yaptıklarıyla herkes için ilham kaynağı olmuş durumda. Bir ülke neler yapabiliyormuş Türkiye ortaya koymuş oldu. Kendi yaptıklarımızı paylaşıyoruz. Diğer ülkelerin de ekonomik ve siyasi reformlarda başarılı olmaları için elimizden gelen desteği veriyoruz. 2 milyar dolar Mısır’a kredi açtık. 1 milyar dolarını nakit gönderdik. 500 milyon dolar Tunus’a, 100 milyon dolar Yemen’e verdik. Türkiye donör oldu, dışarıya bağış yapıyor. 1 milyar 300 milyon dolar dışarıya yardım yaptık. Türkiye’deki gönüllü kuruluşlar da bir o kadar yurt dışına yardım ediyor. Dışarıdan yardım için çabalayan bir ülke dışarıya destek verir hale geldi.” dedi.
Çok uluslu şirketlerin İstanbul’u bölgesel finans merkezi olarak seçtiğini dile getiren Babacan, sözlerine şöyle devam etti: “Tarihimizde olan, Türkiye’nin iş yapma genlerinde yer alan 'bölgesel güç olma vizyonu' ön plana çıkıyor. Bu büyük potansiyelin gereğini yerine getirmek için hep beraber çok çalışmak zorundayız. Devlet makro ekonomik tedbirleri almak zorunda. Ancak asıl gelişme özel sektöre düşüyor. Bu da çok şükür gerçekleşiyor. 2002’den beri büyümelere baktığımızda asıl büyümenin kaynağı hep özel sektör oldu.” Dünyanın ekonomik krizi henüz atlamadığına dikkat çeken Babacan, güven unsurunun Avrupa’da aşağı inmeye devam ettiğini söyledi.
Avrupa’nın üretken nüfusunda gerileme olduğuna değinen Babacan, 2040’larda Türkiye’nin de aynı konuma gelebileceğini belirterek, çocuk sayısını artırmanın makro hedefler için zorunlu olduğunu ifade etti.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın sık sık tekrarladığı 3 çocuk gerekçesiyle ilgili de konuşan Başbakan Yardımcısı Babacan, Türkiye çalışma çağındaki nüfusun 30- 40 yıl sonra stabilize olacağını belirterek, “Sürdürülebilir bir sosyal güvenlik sistemi için bu elzem. Yoksa biz de Avrupa’nın yaşadığı durumu yaşayabiliriz.” şeklinde konuştu.
2011 yılında Türkiye’nin dünyadaki en yüksek cari açığını verdiğini hatırlatan Babacan, “Hızlı büyüdük, ama kompozisyonda ağırlıklı olarak iç talep yer aldı. Kazandığımız kadar harcasak sorun değil, ama bankalardan kredi çekerek harcadığımız için tedbir almak zorunda kaldık. Sonuçta 2012’de daha dengeli büyümeyi sağladık.” diye konuştu.
Türkiye’nin dünyadan pozitif yönde ayrıştığını vurgulayan Babacan, 2009’dan beri çalışan sayısının 4 milyon 600 bin kişi arttığını kaydetti.
İşsizlik oranının en hızlı düştüğü ülkenin Türkiye olduğunu belirten Babacan, gelir dağılımının da düzeldiğini açıkladı.
Babacan, “Türkiye’de artık 2 doların altında nüfusumuz kalmadı. 4 doların altındaki nüfusumuz yüzde 2.9 seviyesine indi.” değerlendirmesini yaptı.Türkiye’de tasarruf oranlarının düşük olduğunu dile getiren Babacan, bu durumun cari açığa yol açtığını söyledi.
Babacan, şunları söyledi: “2011 yılında cari açık çok arttı. Çünkü hızlı büyüdük, iç talebe dayalı büyüdük. Kazandığımız kadar harcasak sorun değildi. Ama bankalardan kredi çekip tüketime yönelik harcadık. Cari açık arttı. 2012 yılında daha dengeli büyüdük. Türkiye bu krizde diğer ülkelerden pozitif bir şekilde ayrışıyor. İstihdam artıyor, 2009 yılından bu yana 4 milyon 600 bin kişi arttı. Aynı dönem ABD ve Avrupa’da toplam 11 milyon istihdam kaybı var. İstihdam artışına baktığımızda yüzde 49 erkek, yüzde 51 kadın. Çok önemli yapısal bir trend. İstihdamı en hızlı artıran ülke Türkiye. İşsizlik oranını en hızlı düşüren ülke de Türkiye. Gelir dağılımı da düzeliyor. Hangi parametreden bakarsanız bakın bir yandan kalkınma var, diğer yandan gelir dağılımının düzelmesi söz konusu. OECD ülkeleri içinde gelir dağılımının en hızlı düzeldiği ülke Türkiye. Cari açıkta 2012 yılında 2011’e göre 4 puanlık düşüş yaşadık. İlk kez planlı programlı bir şekilde düşürmüş olduk. Cari açık kaynağı, enerji ithali. 60 milyar dolar enerji ithalatı var. Daha çok yenilenebilir enerji ve nükleer enerjiye yönelmeliyiz.”'HER TÜRLÜ BARIŞÇIL ÇABAYA DESTEK VERMEYE HAZIRIZ'ESİAD Yüksek İstişare Konseyi Başkanı Kemal Çolakoğlu, kardeş kanı dökülmemesi ve anaların evlatlarını şehit vermemesi için her türlü barışçı çabaya destek vermeye hazır olduklarını belirterek, “Barış adına susuyor ve acımızı içimize atıyoruz.” dedi.
Milli birlik ve beraberlik adına çok şey söylenebilecekken, sessizce destek verdiklerini kaydeden Çolakoğlu, “Bizler adına bu görüşmeleri yapanların elini güçlendirmek istiyoruz. Bir güven ortamı oluşsun istiyoruz.” diye konuştu.
Çolakoğlu, Türkiye’nin 2023’te 500 milyar dolar ihracat hedefine ulaşması ve işsizliğin çözülmesi için her yıl yüzde 7 büyüme oranının yakalanması gerektiğini söyledi.
Kemal Derviş döneminde ekonomide başlatılan dönüşümü AK Parti’nin başarılı şekilde devam ettirdiğini belirten Çolakoğlu, ekonominin iyi şekilde yönetildiğini ifade etti.
ESİAD Yönetim Kurulu Başkanı Bülent Akgerman, Kürt ve terör sorununun kalıcı bir çözüme kavuşturulmasını, ülkedeki demokratik standartların tüm vatandaşlar için yükseltilmesini desteklediklerini belirtti.
Başbakan Yardımcısı Babacan: Türkiye Yükselen Donör Ülkeler Listesinde
Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, Türkiye’nin 2002'de dışarıdan yardım alan ülkeler listesindeyken, artık dışarı bağış yapan donör ülkeler konumuna geçtiğini söyledi.