Bozdağ, Türk Ocakları'nın kuruluşunun 100. yıl dönümü dolayısıyla Türk Ocakları Eskişehir Şubesi'nce düzenlenen etkinlikte yaptığı konuşmada, cumhuriyetin başlangıcında ve öncesinde en büyük desteği samimiyetinden ve davalarına inancından alan Türk Ocakları'nın birçok sıkıntı yaşadığını söyledi.
''Türk Ocakları'nı zaman zaman darbeciler, zaman zaman İngilizler kapattı'' diyen Bozdağ, ''Yani kimin çıkarına dokunduysa bu ocağın kapısına kilit vurmakta çareyi buldular. Ama ocağı kapatanların, kapısına kilit vuranların bugün hiçbiri ortada yok. Türk Ocağı hala yanıyor. Dileğimiz bu ocağın her zaman tütmesi, her zaman yanmasıdır. Bir daha bu ocak ve bu ocak gibi başka hayırda, iyilikte ve güzellikte yarış yapan gönüllülerin oluşturduğu teşekküllerin kapısına inşallah kilit vurulmaz'' diye konuştu.
Bozdağ, Türk Ocakları'nın ülkenin birliği ve bağımsızlığın sembolü olan ocaklardan olduğunu belirterek, şunları kaydetti:
''Geçmişi iyi bilmemiz bugün ve gelecekte güçlü kalmamızın olmazsa olmaz şartıdır. Türk Ocakları bu açıdan yol göstericidir. Orayı öğrenmek geleceğe doğru yol alırken bize en büyük rehber olacaktır. Türk Ocağı'nın gönüllüleri zorlukları aşarak var oldular ve pek çok başarılı hizmete imza attılar. Bugün ve gelecekte daha da başarılı olabilmemiz için dünyayı ilimde, kültürde, siyasette, ekonomide, sanatta, teknolojide hasılı her alanda gelişmeleri ve değişmeleri doğru zamanda algılamalı, okumalı ve politikalarımızı sürekli güncelleyen yaklaşımları ortaya koymalıyız. Herkesten önce yol alan bir anlayışa sahip olmalıyız. Aksi takdirde döner döner olduğumuz yerde dururuz, mesafe aldığımız zannederiz, her defasında da yanılırız. Bu ocak her zaman yanmalı, ateşte her zaman insanlığın hayrına nimetler pişmelidir. İkram ettiği nimetlerle yani fikirlerle yaşatmayı hedef almalıdır. Bu ocaktan yanan ateş insanları yakmak için değil insanları mutlu etmek içindir. Türkiye'yi küçültmek için değil büyütmek içindir. Rüyaları karartmak için değil büyük Türkiye rüyasını hakikate dönüştürmek içindir. Bunu hiçbir zaman aklımızdan çıkarmamamız lazım.''
-''Gönül köprülerimizi yeniden güçlendirmemiz gerekir''-
Bugünkü Türkiye'nin dünkü Türkiye'yle kıyaslanamayacak kadar değiştiğini ve güçlendiğini belirten Bozdağ, şöyle devam etti:
''Vatan coğrafyamız belki 780 bin kilometrekaredir ama gönül coğrafyamız milyonlarca kilometrekaredir. Gönül coğrafyasındaki etkinliğimiz, gönül coğrafyamızı gören gözümüz, gönül coğrafyamızı duyan kulağımız, gönül coğrafyamızın içinde özgürce dolaşmayı ve oralarda da büyümeyi hedef alan yolumuz olduğu sürece ancak büyük olabiliriz. Bu ocak ancak o zaman amacına uygun olarak yanmış ve yanmaya devam ediyor olabilir. Aksi takdirde 780 bin metrekarenin içinde yanan ocaktan bu 780 bin metrekare de layıkıyla istifade edemez. Buradan çıkan ışık milyonlarca kilometrekarelik gönül coğrafyamızı da elbette aydınlatacaktır. Bugün yaşayan Türk halkı ile geçmişteki Türk milleti arasında köprüleri kurmamız lazım. Bugünden düne baktığımız zaman köprü zayıf. Bugünden geleceğe bu zayıf köprülerden geçerek yürürsek o zaman bu köprüler bizi taşımaz. Bizleri taşıyamadığı için de gelecekte güçlü olamayız. Onun için bu ocaklara büyük görevler düşüyor. 'Peki nedir bu köprüler' diye baktığımızda daha iyi değerlendirme yapma imkanı buluyoruz. Din, dil, ortak tarih, kültür, sanat, medeniyet, ekonomi, siyaset, bunları çoğaltabilirsiniz. Onlarca aramızda köprüler var. Onun için bu köprüleri iyi kullanmak zorundayız.''
Bozdağ, din köprüsünün önemine değinerek, ''Din köprüsünü güçlendirmeliyiz. TBMM'de en son kabul edilen yasayla bu konuda önemli bir adım atıldı. Kur'an-ı Kerim'in ve Peygamber Efendimizin hayatının ortaokul ve liselerde seçmeli ders olarak okutulacak olması bu köprünün en önemli adımlarından olmuştur'' diye konuştu.
-''Daha güçlü hale gelebiliriz''-
Köprüleri güçlendirmek ve bu konuda hizmet etmek isteyen herkese destek vermeye hazır olduklarını ifade eden Bozdağ, şunları kaydetti:
''Biz biliyoruz ki büyük Türkiye sadece hükümetlerin ortaya koyduğu icraatlarla tek başına kalıcı olarak ayakta duramaz. Ancak sivil toplumla ancak milletten aldığı destekle oluşmuş gönüllü teşekküllerin ortaya koyduğu fedakarlıklarla daha güçlü hale gelebiliriz. Bu anlamda önemli adımlar atıyoruz. 2008'de Yunus Emre Vakfı'nı kurduk. Alman, Fransız, İngiliz kültür merkezi var ama bir Türk kültür merkezi yok. Herkes kendi kültürünü anlatmak, kendi kültürüyle dünyayı buluşturmak için milyonlarca dolar harcarken maalesef bizim yoktu. Ancak sayın Başbakanımızın talimatıyla 25 ülkede Yunus Emre Türk Kültür merkezlerini hayata geçirdik. Bunları dünyanın her yanına yaymaya özen gösteriyoruz.''
-''Anadolu Ajansı'nı dünya dillerinde yayın yapar hale getirme kararı aldık''-
Bozdağ, 2010'da Yurt Dışı Türkler ve Akraba Toplululuklar Başkanlığı'nı kurduklarını hatırlatarak, şunları söyledi:
''Daha da büyüyecek, dünyanın her yerinde olacak sloganımız şu, 'nerede bir vatandaşımız varsa, nerede bir soydaşımız varsa, nerede bir akrabamız varsa Türkiye oradadır, her zaman da orada olacaktır'. TRT Avaz'ı hayata geçirdik. Türkçe'nin doğru konuşulması, her yerde öğrenilmesi için ayrıca TRT Türk'ü dünyanın bütün ülkelerinde seyredilebilir hale getirdik. Ayrıca Türkiye'nin en önemli ajansı olan Anadolu Ajansı'nı bütün dünyanın dillerinde yayın yapar hale getirme kararı aldık. Balkanlar Şubesi'ni kendim de katılarak Bosna Hersek'te açtık. Orta Asya Şubesi'nin önümüzdeki günlerde Azerbaycan'ın Bakü kentindeki açılışını yapacağız. Böylelikle dünyanın neresine giderseniz gidin Türkiye'yi oradan duyacaksınız, oradan dinleyeceksiniz. Bütün kulaklara ulaşan bir hür sedaya çevirdik, daha da atacağımız adımlar var, onları atacağız.''
-''Türk Ocakları her alanda katkı sağladı''-
Eskişehir Valisi Kadir Koçdemir de 100 yıl önce 190 tıbbiyeli Türk evladının beyannamesiyle Türk Ocakları'nın kurulduğunu hatırlatarak, ''Aradan geçen 100 yılda Türk Ocakları mensuplarının cephede çarpışmaktan, Türkçemizi yaşatmaktan ve güzelleştirmekten, milli mensubiyet ve aidiyet duygusunu tesis etmeye müşterek bir duygusunu konuşturmaya kadar bu toprağın insanının ihtiyaç duyduğu her alanda önemli katkı sağladı'' dedi.
AK Parti Eskişehir Milletvekili Salih Koca da Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ve Başbakan Yardımcısı Bozdağ'a Eskişehir'in 2013 Türk Dünyası Kültür Başkenti olma konusundaki yardımlarından dolayı teşekkür etti. Eskişehir'in 2013 Türk Dünyası Kültür Başkenti olmasının gelecek hafta TBMM Genel Kurulu'na geleceğini belirten Koca, bunun Türk halkına hayırlı olmasını diledi.
Türk Ocakları Genel Başkanı Nuri Gürgür de öteleyici değil birleştirici bir mayaları olduğunu belirterek, ''100 yıl önceki akıbeti belli olmayan bir Osmanlı devleti değil kabuğunu kırmış bir Türkiye var. Türkiye bugün dünyayla birleşen, şehirleşen, ticarileşen bir ülke haline gelmiştir'' dedi.
Gecede, Gürgür, Bozdağ'a bir plaket verdi. Bozdağ da etkinlik sonunda Türk Ocakları Eskişehir Şubesi Özel Ödülü'nü 16 yıl önce Diyarbakır'da şehit düşen Ali İhsan Karabulut'un oğlu Ali Karabulut'a takdim etti.
Etkinliğe, Büyükşehir Belediye Başkan Vekili Ertan Koşarsoy, Odunpazarı Merkez İlçe Belediye Başkanı Burhan Sakallı, Eskişehir Osmangazi Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Hasan Gönen, Eskişehir Ticaret Odası Başkanı Harun Karacan, AK Parti İl Başkanı Süleyman Reyhan ve BBP İl Başkanı Ahmet Namık Akdoğan da katıldı.
Başbakan Yardımcısı Bozdağ Açıklaması
Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ, ''Biz biliyoruz ki büyük Türkiye sadece hükümetlerin ortaya koyduğu icraatlarla tek başına kalıcı olarak ayakta duramaz. Ancak sivil toplumla ancak milletten aldığı destekle oluşmuş gönüllü teşekküllerin ortaya koyduğu fedakarlıklarla daha güçlü hale gelebiliriz'' dedi.