Başbakan Yardımcısı Bozdağ Açıklaması (2)

'Zeytin Dalı Harekatı'nın tek hedefi terör örgütleri, bu örgütlerin araçları, gereçleri, barınakları, mevzileri, sığınakları, üsleri ve mühimmatlarıdır, sadece terör örgütleri ve onlara ait hedeflerdir. Zeytin Dalı Harekatı'nın hedefi siviller kesinlikle değildir. Bu harekat, terör örgütlerine karşı bir harekattır, Kürt kardeşlerimize veya Arap kardeşlerimize veya Türkmen kardeşlerimize dönük bir harekat kesinlikle değildir' 'Bu harekat Kürtlere karşı bir harekat değildir. Terör örgütleri ve o terör örgütlerinin dünyanın dört bir yanındaki destekçileri, bu harekatı Kürtlere karşı bir harekatmış gibi göstermek için pek çok yalan ve algı oluşturmaya dönük haberler, yayınlar yapmaktadırlar. Bunların hiçbiri gerçeği yansıtmamaktadır. Aksine bu harekat, oradaki Kürtleri, o terör örgütlerinin baskısı, zulmü, tehdidinden kurtarmak ve onların can ve mal emniyetini sağlamak ve onların kendi topraklarında güven içerisinde yaşamalarını sağlamak maksadıyla da yapılmaktadır. Onu, orada yaşayan Kürt kardeşlerimiz de çok iyi bilmektedir'

Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ, "Zeytin Dalı Harekatı'nın tek hedefi terör örgütleri, bu örgütlerin araçları, gereçleri, barınakları, mevzileri, sığınakları, üsleri ve mühimmatlarıdır, sadece terör örgütleri ve onlara ait hedeflerdir. Zeytin Dalı Harekatı'nın hedefi siviller kesinlikle değildir. Bu harekat, terör örgütlerine karşı bir harekattır, Kürt kardeşlerimize veya Arap kardeşlerimize veya Türkmen kardeşlerimize dönük bir harekat kesinlikle değildir." dedi.

Bozdağ, AK Parti Genel Başkan Yardımcıları Mahir Ünal ve Mehdi Eker ile yabancı gazetecilerle bir araya geldi.

Bir soru üzerine şu anda İdlip'te herhangi bir çatışma olmadığını kaydeden Bozdağ, Rusya, İran ve Türkiye arasında varılan mutabakat çerçevesinde burada çatışmasız bölge oluşturularak, gözlem noktaları kurulduğunu, Türkiye'nin de 3 gözlem noktası olduğunu kaydetti.

Bozdağ, Afrin operasyonunun sonuçlarına ilişkin beklentilerinin sorulması üzerine, Suriye'de yaşanan terör olayları ve Türkiye'nin dile getirdiği sorunların bir günde bu noktaya gelmediğini belirterek, Türkiye'nin diplomatik kanalları sonuna kadar kullandığını, ABD, Rusya, İran ve uluslararası topluma, bölgedeki terör örgütlerine ve bunların teröristlerine karşı yapılan mücadelenin daha etkin ve daha başarılı olması için görüşlerini muhataplarına ilettiğini anlattı.

DEAŞ'a karşı mücadelenin bir başka terör örgütüyle veya örgütleriyle işbirliğiyle yapılmasının yanlışlık olduğunun yüksek sesle ifade edildiğine değinen Bozdağ, "Sınırın ötesinden 700 civarında bugüne kadar taciz atışı olmuş, bazı vatandaşlarımız hayatını kaybetmiş, bazı askerlerimiz şehit olmuş, yaralı insanlarımız var. Karakolarımıza hakeza taciz atışları yapılmaktadır. Biz bütün bunlar karşısında, uluslararası topluma hem ABD hem Rusya hem İran ve diğer muhataplarımıza olup bitenleri her zaman birinci elden paylaştık. Son harekat başlamadan önce de Rusya, ABD ve İran'la görüşmeler ve gerekli değerlendirmeler karşılıklı olarak yapıldı." diye konuştu.

Bozdağ, şöyle devam etti:

"Türkiye, uluslararası hukuka uygun olarak meşru müdafaa hakkını kullanmıştır. Harekat bu meşru müdafaa hakkı çerçevesinde başlamıştır ve devam etmektedir. Ne kadar sürecek? Tabii bunu şu anda 'Şu kadar sürecek' diye ifade edersek yanlış olur. Bir tahminimiz var. Oradaki teröristlerin gücünü, lojistiğini, konuşlandığı yerleri, hazırladıkları altyapıyı vesaireyi biliyoruz. Bunun bizim nazarımızda alacağı vakti de üç aşağı beş yukarı tahmin ediyoruz, ama tabii neyle karşılaşacağız, neler cereyan edecek bunu tam kestirme imkanı yok. Harekat ilerledikçe bunu göreceğiz. Kesin bir tarih vermek doğru değil. Tahminimizi de paylaşmayı uygun görmüyorum. Ama şunu söyleyelim, bizim amacımız en kısa sürede bu harekatı hedeflerine ulaştırmak ve bölgeden ayrılmak."

- "Terör örgütlerinden, teröristlerden arındırılana kadar devam edecek"

Başbakan Yardımcısı Bozdağ, Türkiye'nin bölgede yaşayan Kürtlerin, Türkmenlerin, Arapların nefes alabileceği, terörün ve terör örgütlerinin baskısından kurtulduğu, özgür olabileceği güvenli alanlar oluşturmaya gayret ettiğini belirterek, şunları söyledi:

"Hem Türkiye'ye dönük terör tehditlerini ortadan kaldırmak, sınır güvenliğini sağlamak hem de oradaki insanların kendi evlerinde, kendi yurtlarında güven ve barış içerisinde, özgürce yaşamasını sağlamak için bu harekat bir yönüyle de yapılmaktadır. PKK/PYD/KCK/YPG ve DEAŞ unsurlarına, terör örgütlerine baktığımızda, PKK terör örgütü pek çok teröristiyle bölgede. Bunların bir kısmı da Türkiye'den oraya giden teröristler, başka bölgeden oraya gelen teröristler var ve Afrin'den bu terör örgütüne katılan teröristler var. Bu teröristleri etkisiz hale getirmek... Bu teröristler orayı bırakır kaçar, başka bir yere gider, nereye gider o onların bileceği iş. biz El Bab'ta, Cerablus'ta, Fırat Kalkanı Harekatı yaptık. Orada da DEAŞ'lı teröristler vardı. O teröristler etkisiz hale getirildi ve terörden, teröristlerden ve terör örgütlerinden arındırıldı. Burası da terör örgütlerinden, teröristlerden arındırılana kadar bu harekat devam edecek. PKK'nın, KCK'nın, PYD'nin, YPG ve DEAŞ'ın tek bir teröristi kalmayana kadar harekat sürecektir. Şu anda Türkiye'de 3,5 milyon Suriyeli mülteci arasında 370 bin civarında bölgedeki Kürtlerden var. Sadece Afrin'den değil, başka yerlerden gelenler de var. Afrin'den de o bölgeden de Türkiye'ye hem Kürtler hem Araplar hem de Türkmenler arasından 250 bin civarında gelen insan var. Onlar tabii güvenli bölge oluştuğunda kendi topraklarına, kendi evlerine dönme imkanı bulacaklar."

Bozdağ, konuşmasını şöyle sürdürdü:

"Zeytin Dalı Harekatı'nın tek hedefi terör örgütleri, bu örgütlerin araçları, gereçleri, barınakları, mevzileri, sığınakları, üsleri ve mühimmatlarıdır, sadece terör örgütleri ve onlara ait hedeflerdir. Zeytin Dalı Harekatı'nın hedefi siviller kesinlikle değildir. Bu harekat, terör örgütlerine karşı bir harekattır, Kürt kardeşlerimize veya Arap kardeşlerimize veya Türkmen kardeşlerimize dönük bir harekat kesinlikle değildir. Sivillere zarar vermeden bu harekatın başarıyla sürdürülmesi için her tür planlama yapılmıştır. Harekat sırasında ortaya çıkacak durumlar karşısında neler yapılacağına dair de hazırlıklar yapılmıştır. Türkiye, bizzat kendi toprakları içerisinde 2015'te başlayan hendek terörü nedeniyle terörle etkin bir mücadele yaptı. Ayrıca Fırat Kalkanı harekatı sırasında da terörle etkin bir mücadele yaptı. Her iki mücadele sırasında da sivillerin zarar görmemesi için kılı kırk yararcasına büyük bir hassasiyet, dikkat ve itinayla harekatlar sürdürüldü. Sivillere zarar vermeden süreçler başarıyla tamamlandı. Burada da sivil herhangi bir kişiye zarar verilmeden bu harekatın hedefine ulaştırılması bizim en büyük dileğimizdir. Bu süreçte buna çok büyük hassasiyet gösterileceğini herkesin bilmesini isteriz. Tüm dünyanın gözleri önünde olduğu için Türkiye'nin bu konudaki hassasiyetini herkes görme imkanı bulacaktır. Bu harekat Kürtlere karşı bir harekat değildir. Terör örgütleri ve o terör örgütlerinin dünyanın dört bir yanındaki destekçileri, bu harekatı Kürtlere karşı bir harekatmış gibi göstermek için pek çok yalan ve algı oluşturmaya dönük haberler, yayınlar yapmaktadırlar. Bunların hiçbiri gerçeği yansıtmamaktadır. Aksine bu harekat, oradaki Kürtleri, o terör örgütlerinin baskısı, zulmü, tehdidinden kurtarmak ve onların can ve mal emniyetini sağlamak ve onların kendi topraklarında güven içerisinde yaşamalarını sağlamak maksadıyla da yapılmaktadır. Onu, orada yaşayan Kürt kardeşlerimiz de çok iyi bilmektedir."

(Devam edecek)

Ana Sayfa
Manşetler
Video
Yenile