Başbakan Yardımcısı Bozdağ Açıklaması (3)

'(MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin, cumhurbaşkanlığı seçimine ilişkin açıklamaları) Türkiye'nin ve Türk milletinin birliği, dirliği, bütünlüğü, huzuru, refahı, istiklali, istikbali ve bekası için birlikte olmak, bir arada bulunma ve yeni hükümet sistemini birlikte inşa etme, geleceğin Türkiye'sinin kapılarını birlikte arama iradesidir' 'Sadece AK Parti ve MHP birlikteliği değil, diğer partilere oy vermiş bütün vatandaşlarımıza da bizim çağrımız var. Birlikte bu büyük mutabakatın altında yer alalım ve Cumhuriyetin 100. yılına doğru giderken yeni hükümet sistemiyle Türkiye'yi yeni bir yüzyıla beraber taşıyalım istiyoruz' 'Bakın çok net söylüyorum. Devlet FETÖ ile kılı kırk yararcasına, büyük bir dikkat ve itina ile mücadele ediyor. Suçluyla suçsuzun karışmasına engellemek, yaş ile kurunun bir arada yanmasını engellemek için büyük bir titizlik, büyük bir dikkat, büyük bir itina ile çalıştığını herkesin bilmesinde fayda vardır'

Başbakan Yardımcısı ve Hükümet Sözcüsü Bekir Bozdağ, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin cumhurbaşkanlığı seçimine ilişkin açıklamalarıyla ilgili, "Türkiye'nin ve Türk milletinin birliği, dirliği, bütünlüğü, huzuru, refahı, istiklali, istikbali ve bekası için birlikte olmak, bir arada bulunma ve yeni hükümet sistemini birlikte inşa etme, geleceğin Türkiye'sinin kapılarını birlikte arama iradesidir." dedi.

Bozdağ, belediye düğün salonunda düzenlenen, partisinin Boğazlıyan İlçe Kadın Kolları 5. Olağan Kongresi'nde yaptığı konuşmada, bütün hesapların 2019 üzerine yapıldığını söyledi.

Son referandumda "hayır" oyu verenleri CHP'nin, cebinde, çantada keklik gören bir anlayışta olduğuna dikkati çeken Bozdağ, şöyle konuştu:

"CHP, 'AK Parti'den 2 puanı çalarsak cumhurbaşkanını seçebiliriz' (diyorlar.) Sanki 'hayır' oyu verenlerin tamamı CHP ne derse onu yapacakmış gibi. Böyle bir hesap içerisindeler ama bakarsanız 'hayır' oyu veren blok içerisinde farklı siyasi partiler var. CHP'nin oyu yüzde 25. Bunların fikirleri, programları, hedefleri birbirinden farklı. Adeta birbirine benzemez yapılardan oluşuyor. Bunları nasıl tek hakla içerisinde mütalaa edersiniz. Edemezsiniz. Bunların içerisinde AK Parti'li, MHP'li ve diğer partilerden olup 'hayır' verenler de var. Sisteme karşı olduğu için 'hayır' verenler var. Yarın cumhurbaşkanlığı seçimi olduğu zaman Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan'ın adaylığı var. Öte yandan CHP'nin adayı var. 2016'da sisteme 'hayır' dedi diye Cumhurbaşkanımızı bırakıp da CHP'nin adayına mı oy verecekler. Sistem değişikliğinden dolayı 'hayır' oyu verenlerin cumhurbaşkanlığı seçimi söz konusu olduğu zaman liderimiz, Cumhurbaşkanımız Erdoğan'a tereddütsüz, büyük bir sevgi ve saygıyla oy vereceğine yürekten inanıyorum. MHP içerisinde de 'hayır' oyu verenlerin değişik gerekçeleri var. Bu 'hayır' oyu verenlerin tamamı Cumhurbaşkanlığı seçiminde CHP ile aynı safta yer tutacak demek, siyaseti de bilmemektir, MHP'yi de tanımamaktır, ülkücüleri de tanımamaktır."

- MHP Genel Başkanı Bahçeli'nin açıklaması

Bozdağ, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin cumhurbaşkanlığı seçimine ilişkin açıklamalarına değinerek, Bahçeli'nin ortaya koyduğu bu iradenin bir hesap, bir pazarlık sonucu olmadığını vurguladı.

Bunun altını özellikle çizmekte fayda gördüğünü dile getiren Bozdağ, konuşmasını şöyle sürdürdü:

"Türkiye'nin ve Türk milletinin birliği, dirliği, bütünlüğü, huzuru, refahı, istiklali, istikbali ve bekası için birlikte olmak, bir arada bulunma ve yeni hükümet sistemini birlikte inşa etme, geleceğin Türkiye'sinin kapılarını birlikte arama iradesidir. Bölgemizde yaşanan pek çok olumsuzluk, pek çok olumsuz hesabı 15 Temmuz'da nasıl bozduysak, cumhurbaşkanlığı hükümet sistemiyle Türkiye'nin geleceğine vurulmak istenen prangaları nasıl yok ettiysek, Allah'ın izniyle 2019'da da bütün hesapları ve oyunları bozacağız. Bu, Cumhurbaşkanımızın ifadesiyle yerli ve milli duruşu olanların birlikteliğidir. Ortaya çıkan tablo bir milli mutabakat tablosudur, iradesidir. Bu milli mutabakatın içerisinde yer almak isteyen herkese bu kapı elbette açıktır. Sadece AK Parti ve MHP birlikteliği değil, diğer partilere oy vermiş bütün vatandaşlarımıza da bizim çağrımız var. Birlikte bu büyük mutabakatın altında yer alalım ve Cumhuriyetin 100. yılına doğru giderken yeni hükümet sistemiyle Türkiye'yi yeni bir yüzyıla beraber taşıyalım istiyoruz."

Bozdağ, CHP'nin Bahçeli'nin bu açıklamasının ardından adeta çıldırdığını ve 2014'te çatı adayı desteklerken Bahçeli ve ekibine onca güzel söz söyleyen ve destek veren CHP'nin şimdi başka şeyler söylediğini ifade etti.

CHP'nin her sözcüsünün Bahçeli ve ekibine hakarette yarış yapar hale geldiğini aktaran Bozdağ, şunları kaydetti:

"Sizinle aynı çatı altına geldiğinde iyi, değerli olan ve ileriyi gören birisi, sizinle değil de AK Parti ile geleceği beraber yürüyeceğim dediğinde birden bire nasıl kötü oluyor. Bu, esasında bu değerlendirmeleri yapanların içerisindeki kötülüğün dışa yansımasından başka bir şey değildir. Anamuhalefet bu milli mutabakattan dolayı adeta çıldırdı. Sadece anamuhalefet çıldırmadı. Türkiye'nin geleceğinde omurgasız, kukla yönetim isteyen çevrelerin tamamı çıldırdı. Dışarıdaki bazı güçler, Türkiye'nin üzerinde karanlık hesabı olanlar, terör örgütleri PKK ve FETÖ dahil, Türkiye'ye karşı terör eylemleri yapanların hepsi çıldırdı. Çıldırsınlar. Bizim onlara diyecek bir şeyimiz yok. Biz yolumuza Allah'ın izniyle devam edeceğiz.

2019'a giderken her gün yeni bir kirli hesabın, oyunun, algı operasyonunun, iftiranın milletin önüne çıkarılacağını da hepimizin bilmesi lazım. Çünkü Türkiye büyük bir ülke. Türkiye'nin başında bu aziz milletin hukukunu canı pahasına koruyan lider istemiyorlar. Türkiye'nin başında Türk milletinin ve Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin onurunu bugünkü noktadan daha ileri noktalara taşıyan lider istemiyorlar. Bölgede ve dünyada kendine has politikalar ortaya koyan, kendine has adımlar atan, tam bağımsız hareket etme iradesi ortaya koyan bir lider istemiyorlar. İstiyorlar ki biz başımızı kaldırdığımızda bir şey demeden Türkiye'yi yönetenler bizim dediğimiz istikamette uydu gibi vaziyet alsınlar. Kusura bakmasınlar. Türkiye kabile devleti değil. Türkiye'yi yönetenler de hiçbir gücün uydusu değil. Biz sadece Türk milletinin gözüne bakar, hiza ve istikameti milletimizin gözünden alırız. Bu millet Türkiye'de uydu yönetimlere, bazı büyük güçlerin irade ve istikametinde hareket edecek idarelere tahammülü yoktur."

- Terörle mücadele

Bozdağ, terörle mücadelenin etkin ve kararlı şekilde devam ettiğini ve bundan sonra da devam edeceğini vurguladı.

Bozdağ, konuşmasına şöyle devam etti:

"Terör ile mücadele konusunda bölgede vatandaşlarımızın üzerine terör örgütünün kurduğu baskı kalkmıştır. Milletimizin her bir ferdinin olduğu gibi bölgede yaşayan fertlerinin de devletine olan güveni artmıştır. Bundan sonra da bu güveni artıracak adımları kararlı bir şekilde devam ettireceğiz. Terörün, Türkiye'nin herhangi bir yerinde yer tutmasına, güç, kudret elde etmesine bugüne kadar izin vermediğimiz gibi bundan sonra da izin vermeyeceğiz. Hem Türkiye'nin içerisinde hem de Türkiye'nin dışarısında Türkiye'ye karşı terör örgütlerinin tehdit oluşturmasına, tuzak kurmasına, kumpaslar yapmasına da izin vermeyeceğiz. Hendekleri nasıl başlarına yıktıysak, nasıl Suriye'de Fırat Kalkanı ile İdlib'e atığımız adımlarla oradaki oyunları bozduysak, nasıl DEAŞ terör örgütünün üzerine kararlılıkla gidip netice aldıysak, nasıl FETÖ'yü yerle bir ettiysek aynı şekilde bundan sonra da terörle etkin ve kararlı mücadelemizi sürdüreceğiz."

Başbakan Yardımcısı Bozdağ, ülkenin, milletin geleceği için bunu tavizsiz yapmaları gerektiğini vurgulayarak, "Tavizsiz yapmaya devam edeceğiz. Bu konuda kimsenin yol göstericiliğine de ihtiyacımız yok. Bize yol gösterenler, terör örgütlerine şefkat talebinde bulunanlar. Kusura bakmasınlar askerimize, polisimize, masum vatandaşımıza bomba atanlara, kurşun atanlara, tuzak kuranlara, canlı bomba gönderenlere karşı biz çiçek ile gidemeyiz. Onlara karşı hangi dilden anlıyorlarsa o dilden bugüne kadar konuştuğumuz gibi bundan sonra da konuşmaya devam edeceğiz. Gabar'da, diğer dağlarda her yerde bu milletin evlatları teröristlerin karşısında olmaya ve onlara haddini bildirmeye devam edecektir. Allah bu gayrete zeval vermesin. Milletimizin duasını ve desteğini bizden ayırt etmesin." ifadelerini kullandı.

- FETÖ ile mücadele

FETÖ ile devletin mücadelesinin kararlı şekilde devam ettiğini de dile getiren Bozdağ, konuşmasını şöyle tamamladı:

"Bildiğiniz gibi FETÖ, örgüt üyeleri arasında haberleşme aracı ByLock'u devletin tespit ettiğini fark eder etmez ne yapıyor? FETÖ bir yazılım geliştiriyor, 'Mor Beyin' diye bir yazılım, onun üzerinden bazı sitelere giren kişiler kurulan tuzakla FETÖ haberleşme programı ByLock'a yönlendiriliyor. Bunlar o kadar vicdansız. Kendilerini kurtarmak veya kendi örgüt mensuplarının bazılarını gizlemek için FETÖ ile ilgisi olmayan insanları örgütün içine yönlendirerek onlara en büyük kötülüğü, en büyük zulmü yapıyorlar. Bakın çok net söylüyorum. Devlet FETÖ ile kılı kırk yararcasına, büyük bir dikkat ve itina ile mücadele ediyor. Suçluyla suçsuzun karışmasını engellemek, yaş ile kurunun bir arada yanmasını engellemek için büyük bir titizlik, büyük bir dikkat, büyük bir itina ile çalıştığını herkesin bilmesinde fayda vardır.

Mor Beyin ile ilgili ihraçlar yapıldığında eldeki bütün belgeler, veriler bunun ByLock olduğunu gösteriyor ama daha sonra devlet burada bir tuzak olduğunu gördü. Tuzağı tespit etti. Tuzağı kuran FETÖ'nün teröristlerini tespit etti. Ne yaptı? Bu yeni bulgular, deliler çerçevesinde de FETÖ'nün tuzağa düşürüp mağdur ettiği bu insanlarla ilgili adımlarını atmakta tereddüt etmedi. Bizim derdimiz terör örgütüyle ve onun teröristleriyle mücadele etmek. Bunun çok net altını çiziyorum. O yüzden burada yapılan FETÖ'nün kurduğu tuzağa düşen vatandaşlarımızla ilgili adım atmaktır ve onların hakkını teslim etmektir. Tutuklu olanlar tahliye oldular, kamudan ihraç edilmiş olanların da son KHK ile kamuya dönmeleri önü açılmıştır. Bilerek ve isteyerek devletin yanlış yapması, bir hukuksuzluğun altına imza atması mümkün değildir. Ama eldeki bilgi, belge, veri somut net şeyler bir şeyi gösteriyorsa onun aksini ispat edene kadar ona itibar etmek de hukuk devletinin gereğidir. Bizim yaptığımız da budur."

(Bitti)
Ana Sayfa
Manşetler
Video
Yenile