Başbakan Yardımcısı Nurettin Canikli, Türkiye ekonomisinde güçlü büyümenin 2017'ye damgasını vuracağını, ihracatın ithalatı karşılama oranının yüzde 80'lerin üzerine çıkacağını ve 600 binin üzerinde net istihdam kapasitesi oluşacağını söyledi.
Yatırım Ortamının İyileştirilmesi Koordinasyon Kurulu (YOİKK), Canikli başkanlığında Başbakanlık Merkez Bina'da toplandı.
Canikli, açılış konuşmasında, Avrupa Birliği (AB) Komisyonunun geçen hafta aldığı kararla, Türkiye'deki bankacılık sektörünün düzenleyici ve denetleyici içeriğinin AB mevzuatıyla eşdeğer olduğunu kabul ettiğini anımsattı.
Bu şekilde güçlü finans ve bankacılık sektörü yapısının AB tarafından teyit ve kabul edildiğine dikkati çeken Canikli, 'Daha önce nispeten yüksek risk ağırlığına tabi olup şirket olarak kabul edilen bankalarımız, bundan sonra banka olarak kabul edilecek, daha düşük risk ağırlığına tabi tutulacak. Böylelikle yurt dışı bankaların Türkiye'de iştirak sahibi olmaktan kaynaklı ilave sermaye maliyetlerinde ve genel olarak bankacılık sektörünün maliyetlerinde önemli bir düşüşü beraberinde getirecektir. Diğer taraftan finansman imkanlarının artırılması anlamında Türkiye bankalarına AB ülkelerinden temin edilecek fonlar açısından kaynaklara erişim ve maliyet avantajı da sağlanacaktır. Bir başka ifadeyle bankacılık sektörümüz bütün yönleriyle aslında AB kriterlerini karşılayarak AB'ye dahil olmuştur denilebilir.' değerlendirmelerinde bulundu.
Yatırım ortamının iyileştirilmesine katkı sağlayacak Sınai Mülkiyet Yasası'nın TBMM'de görüşülerek kabul edildiğini hatırlatan Canikli, diğer taraftan geçen hafta ayrıca İstanbul Finans Merkezi ile çalışmaları ele almak üzere İstanbul Finans Merkezi Koordinasyon Kurulu'nun toplantısını yaptıklarını, kısa sürede merkeze ilişkin yasal düzenlemeyi sonuçlandırıp hayata geçireceklerini, merkezin fiziki alt yapısının hedeflenen sürede tamamlanmasını sağlamak için etkin bir koordinasyonu da gerçekleştirdiklerini söyledi.
- 'İhtiyaç hasıl olması halinde bu rakamlar daha da artırılacak'
Canikli, Başbakan Binali Yıldırım'ın açıkladığı destek paketi kapsamda firmaların bugünkü nakit ihtiyaçları ya da nakit akışında dengesizlik nedeniyle ortaya çıkacak likidite ihtiyaçları ile gelecek dönemde ortaya çıkması muhtemel ihtiyaçları gidermek amacıyla Kredi Garanti Fonu'nun garantisiyle 250 milyar liraya kadar kredi hacmi oluşturulduğunu da anımsattı. Canikli, şunları kaydetti:
'2017'de yatırım teşvik belgesi kapsamında yapılacak olan imalata yönelik yatırım harcamaları için yatırıma katkı oranını, mevcut orana ilave olarak yüzde 15 daha artırıyoruz. 2017'de iş olanakları ve istihdamı artırmaya, özel sektör firmalarımızın maliyetlerini düşürmeye yönelik tedbirlerimiz devam edecek. Özel sektörümüzün asgari ücret desteğinden yararlanmaları, prime esas gün sayısına karşılık gelecek şekilde 2017 ocak, şubat, mart primlerini, ekim, kasım, aralık aylarına öteliyoruz. Ekonomiye, reel sektöre ihtiyaç duyduğu tüm finansmanı enjekte ediyoruz. Finans-nakit akışındaki bozulma nedeniyle hiçbir üretim firmamızın üretimden çekilmesine müsaade etmeyeceğiz. 250 milyar liralık finansman paketi bu amaç için yeterlidir.'
Aynı zamanda ekonomiye ciddi satın alma gücü enjekte ettiklerini de ifade eden Canikli, bunu gelecek yıl 500 bini kamu desteği ve özel sektör eliyle, 100 bini ise kamu eliyle olmak üzere toplam 600 bin yeni istihdam imkanı açarak gerçekleştireceklerini belirtti. Canikli, 'İhtiyaç hasıl olması halinde bu rakamlar daha da artırılacaktır. Bu şekilde marjinal tüketim eğilimi yüksek olan gruplara, talebin artırılması için aynı zamanda hem istihdam potansiyeli oluşturulması, hem de bu kesimlere ciddi bir satın alma gücü veriyor, talep artışına neden olacak kaynak aktarıyoruz.' şeklinde konuştu.
- 'Ekonomide Türkiye'nin yükseldiği bir yıl olacak'
Canikli, belirttiği düzenlemelerin önemli bir bölümünün 2017 yılında olumlu sonuçlarını ortaya koyacağına işaret ederek, şöyle devam etti:
'2017 yılı ekonomide Türkiye'nin yükseldiği bir yıl olacaktır. Para ve sermaye piyasalarındaki küresel kaynaklı dalgalanmaların artık sonuna gelinmek üzeredir. Para, döviz piyasaları dahil dalgalanmadaki dalga boyu küçülmüş, daha istikrarlı bir trende girilmiştir. Dolar baskısı, faizlerin yükselmesini sağlayamamıştır. Özellikle Türk lirası kullanımında yaygınlığın artması, kurdaki dalgalanmanın sakinleşmesinde itici güç olmuştur. Sayın Cumhurbaşkanımızın bu yöndeki çağrısına toplumdan inanılmaz destek, döviz kurunun yükselmesi üzerine etik olmayan hayaller kuranları hayal kırıklığına uğratmıştır. En sofistike ve güçlü para politikası araçlarıyla elde edilmesi son derece zor sonuçlar, Cumhurbaşkanımızın Türk lirasına dönüş çağrısıyla elde edilmiştir. Özellikle bu yolla hanehalkının dövize olan muhtemel talebi önlenmiş ve hatta hanehalkı sürekli olarak piyasaya döviz sağlayıcı pozisyonuna gelmiştir. Bu da özellikle döviz piyasalarındaki dalganın sakinleşmesine önemli katkı sağlamıştır. Bugün bu gelişme neticesinde dolarizasyon tehlikesi, Türkiye ekonomisi için azalmıştır ve çok da küçük boyutlardadır.'
Gelecek yıl Türkiye ekonomisini etkileyen jeopolitik ve bölgesel risklerin azalacağını da vurgulayan Canikli, Türkiye ve Rusya'nın garantörlüğünde Suriye'de sağlanan ateşkesin, bu bölgede normalleşmenin önünü açacağına dikkati çekti. Benzer gelişmelerin kısa zaman diliminde Irak'ta da ortaya çıkacağını ifade eden Canikli, '2017'de Suriye ve Irak ile olan ticari ilişkilerimizde sıçrama yaşanacaktır. AB ile ekonomik ilişkilerimiz ivme kazanacak, mal ve hizmetler dolaşımında yeni fırsatlar ortaya çıkacak. Özellikle Gümrük Birliği Anlaşmasının güncellenmesiyle AB ile olan ticaret hacmimiz genişleyecektir.' diye konuştu.
Cumhurbaşkanlığı sistemine yönelik düzenlemeye de değinen Başbakan Yardımcısı Canikli, 'Güçlü ve istikrarlı yönetim yapısının oluşumunu sağlayacak cumhurbaşkanlığı sistemi 2017 yılı için altın vuruş olacaktır.' değerlendirmesinde bulundu.
- 'Yatırımlar, üretim ve istihdamı öne çıkaracak'
2017'nin tüm makroekonomik göstergelerin olumluya döndüğü bir yıl olacağına vurgu yapan Canikli, sözlerini şöyle sürdürdü:
'Güçlü büyüme 2017'ye damgasını vuracak, ihracatın ithalatı karşılama oranı yüzde 80'lerin üzerine çıkacak, 600 binin üzerinde net bir istihdam kapasitesi oluşacaktır. Kamu ve özel kesim yatırımları, üretim ve istihdamı öne çıkaracaktır. Finansal piyasalar, uluslararası sermayenin yoğun talep ve tercihiyle muhatap olacaktır. 2017'de, turizmde de 2016'da yaşanan kayıpların önemli bir bölümü telafi edilecektir. En son kasım ayı rakamları aslında turizmle ilgili bu telafinin 2016'nın son çeyreğinde de ortaya çıkmaya başladığını göstermektedir.'
Başbakan Yardımcısı Canikli, Türkiye'nin içinden geçtiği bu süreçte daha fazla yatırım, istihdam ve refahın artırılması için 'ekonomik seferberlik' ilan edildiğini belirterek, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın çağrısına milletçe cevap vermek üzere, başta iş adamları ve sanayiciler olmak üzere tüm kurum ve kuruluşları bu seferberliğe katılıma, yatırıma, üretime, ihracata, taleplerini ve tüketimlerini ertelememeye, realize etmeye çağırdı.
Seferberlik sürecinde hükümet olarak reform gündemini canlı tuttuklarını anlatan Canikli, ülkenin ihtiyaç duyduğu yapısal reformları hayata geçirmek için daha büyük azim, gayret ve kararlılıkla üzerlerine düşenleri yapmaya devam edeceklerini söyledi. Canikli, Türkiye'nin geleceğine inanan, yatırım yapan, istihdam sağlayan, 'taş üstüne taş koyarak' bu ülkenin kalkınmasına katkı sunan bütün yatırımcılara, YOİKK üyesi sivil toplum kuruluşları nezdinde teşekkür etti ve 2017 yılının hayırla vesile olması temennisinde bulundu.
(Bitti)
Başbakan Yardımcısı Canikli Açıklaması (2)
'Güçlü büyüme 2017'ye damgasını vuracak, ihracatın ithalatı karşılama oranı yüzde 80'lerin üzerine çıkacak, 600 binin üzerinde net bir istihdam kapasitesi oluşacaktır' 'Kamu ve özel kesim yatırımları, üretim ve istihdamı öne çıkaracaktır. Finansal piyasalar, uluslararası sermayenin yoğun talep ve tercihiyle muhatap olacaktır. 2017'de, turizmde de 2016'da yaşanan kayıpların önemli bir bölümü telafi edilecektir' 'En sofistike ve güçlü para politikası araçlarıyla elde edilmesi son derece zor sonuçlar, Cumhurbaşkanımızın Türk lirasına dönüş çağrısıyla elde edilmiştir' 'Bugün bu gelişme neticesinde dolarizasyon tehlikesi, Türkiye ekonomisi için azalmıştır ve çok da küçük boyutlardadır'