Başbakan Yardımcısı Hakan Çavuşoğlu, engelli vatandaşların iş gücüne katılımını ciddi oranda artırdıklarını belirterek, "2002 yılında sadece 5 bin 777 olan kamudaki engelli personel sayısı bugün 50 binin üzerine çıktı. Yani tam 10 katı artmış durumda." dedi.
Çavuşoğlu, Yeni Karaman Mahallesi Polat Caddesi'ndeki Bursa Engelliler Derneğinin açılışında yaptığı konuşmada, Türkiye'nin, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan liderliğinde tamamen vatandaş eksenli sosyal bir devlet anlayışıyla tanıştığını söyledi.
Tüm vatandaşlara ayrım yapmaksızın hizmet götüren, her vatandaşa hakkını teslim eden devlet anlayışının sosyal devlet anlayışı olduğunu ifade eden Çavuşoğlu, şöyle konuştu:
"Kısacası patron vatandaştır. Devlet ise onun hizmetkarıdır. İşte böyle bir sosyal devlet anlayışının gereği olarak sosyal yardım ve hizmet alanında kullanılan kaynak miktarını 2017 yılında bütçesine 45 milyar lira olarak koymuştur. Bu miktar 2002 yılında sadece 1,6 milyar liraydı. Böylesine kıt kaynaklarla yapılanlar da doğal olarak çok sınırlıydı. Bizler faiz bütçesi değil, sosyal bütçe yaptık. Böylece bütçeden ayrılan kaynak miktarında yaklaşık 28 kat artış sağlamak suretiyle bugün yapılanlar için Cenabıhakk'a şükrediyoruz. Hepinizin bildiği gibi 2005 yılında ülkemizin Engelliler Kanunu çıkarıldı. İlgili diğer mevzuatla birlikte yaklaşık bin 500 maddelik engelliler hukuku oluşturuldu. 2010 yılında anayasa değişikliğiyle engellilere pozitif ayrımcılık anayasal düzeyde de güvence altına alınmıştır."
- "Engellilerin toplumsal hayatın merkezinde olmasını istiyoruz"
Çavuşoğlu, 2005 yılından bu yana ilk defa bakıma muhtaç tüm engellilerin bakım hizmeti kapsamına alındığını, engellilere evde veya özel bakım merkezlerinde sunulan bakım hizmeti ücretlerinin ödenmesinin sağlandığını dile getirerek, şunları kaydetti:
"2002 yılında 2022 Sayılı Kanun kapsamında engelli maaşı alan vatandaşlarımızın sayısı 262 bin 378 iken, bugün bu sayısı 629 binlere yükselmiştir. 2002'de sadece 24 lira olan engelli aylığı bugün 21,6 katına çıkarılmak suretiyle 529 liraya yükseltilmiştir. Kapalı kapılar ardında sosyal yaşamın dışında bir insan hayatını kabul etmek kesinlikle mümkün değildir. Bizler engelli kardeşlerimizin toplumsal hayatın tam merkezinde olmasını istiyoruz. Bu tavır insan odaklı olmamızın bir gereğidir. Biz 'insanı yaşat ki devlet yaşasın' ilkesini kendisine şiar edinen bir siyaset geleneğine sahibiz. Yasal düzenlemelerle sağlanan ilerlemeler ve sağlanan imkanlarla engelli bireyleri öteleme, dışlama, damgalama ve arka planda bırakma eylemini büyük oranda ortadan kaldırdığımızı görmenin memnuniyeti içindeyiz."
- "Kamuda engelli istihdamı 10 kat arttı"
Engellilerin toplumdan soyutlanmalarını ve sosyal haklarından yoksun kalmalarını önleyici en güzel örneklerden birinin engellilere sağlanan eğitim olanakları olduğunu anlatan Çavuşoğlu, "Bir yandan tüm okul ve eğitim kurumlarının fiziksel koşullarını engelli bireylerin erişimlerini kolaylaştıracak şekilde düzenlerken diğer yandan 86 bin engelli yavrumuzu taşımalı eğitimle evlerinden okullarına götürüyoruz. Böylece engelli çocuklarımızın okullarından geri kalmamalarını sağlıyor, bu yavrularımızın daha güçlü ve daha müreffeh bir Türkiye'ye güç vereceklerine, katkı sağlayacaklarına inanıyorum." ifadelerini kullandı.
Çavuşoğlu, engelli vatandaşların iş gücüne katılımını ciddi oranda artırdıklarını belirterek, şöyle devam etti:
"Engelli vatandaşlarımızın iş gücüne katılımını ciddi oranlarda artırdık, daha da artırıyoruz. Bu çerçevede kamuda engelli istihdamı çok ciddi oranda artırıldı. 2002 yılında sadece 5 bin 777 olan kamudaki engelli personel sayısı bugün 50 binin üzerine çıktı. Yani tam 10 katı artmış durumda. İnşallah daha da artıracağız. Bugün 498 binleri aşan sayıda vatandaşa evde bakım yardımı götüren bir devletimiz var. Tabii bunun 2002 ve daha önceki yıllarla kıyaslanması mümkün değildir. Çünkü maalesef bir vatandaş engelliyse evinde dört duvar arasına terk edildiği bir anlayış bu dönemde hüküm sürüyordu. 2002 öncesinde her ne kadar engelliler için iç açıcı bir tablo mümkün olmasa da tarihimizin ve kadim medeniyetimizin köklerinde her zaman insanı yaşatma arzusu bulunmuştur."
- "Asla bir lütuf, inayet değildir"
Ecdadın ruhsal ve zihinsel engellileri, müzik ve su sesiyle tedavi ettiği dönemde, Avrupa'da akıl hastalarının "içlerinde şeytan var" denilerek ateşe atıldığını anımsatan Çavuşoğlu, şu ifadeleri kullandı:
"Yine Fatih Sultan Mehmet döneminde işitme engeli bulunanların Osmanlı sarayında istihdamı başlatılmıştır. Kanuni Sultan Süleyman döneminde saray görevlileri zorunlu olarak işaret dili öğrenmeye başlamışlardır. Batı'da ve dünyadaki diğer medeniyetlerden çok önce bizim medeniyetimizde ecdadımız işitme engellilerin eğitimi için okullar açmıştır. Bu alandaki tarihi ve kültürel mirasımızın çok zengin olduğunu belirtmeliyim. Bu çerçevede az önce örneklerini verdiğimiz adımlarımız asla bir lütuf, inayet değildir. Vatandaşlarımızın en doğal haklarıdır ve onların hukuklarının gereğidir."
Çavuşoğlu, Bursa'da kurulacak engellilere yönelik yaşam merkezi ödeneğinin ayrıldığının da müjdesini verdi.
Kurdele kesiminin ardından dernek binasını gezen Çavuşoğlu, engelliler ve aileleriyle sohbet etti.
Açılış törenine, Vali İzzettik Küçük, AK Parti İl Başkanı Ayhan Salman ve çok sayıda engelli katıldı.
Başbakan Yardımcısı Çavuşoğlu Açıklaması
'Engelli vatandaşlarımızın iş gücüne katılımını ciddi oranlarda artırdık, daha da artırıyoruz. Bu çerçevede kamuda engelli istihdamı çok ciddi oranda artırıldı. 2002 yılında sadece 5 bin 777 olan kamudaki engelli personel sayısı bugün 50 binin üzerine çıktı. Yani tam 10 katı artmış durumda' 'Biz 'insanı yaşat ki devlet yaşasın' ilkesini kendisine şiar edinen bir siyaset geleneğine sahibiz. Yasal düzenlemelerle sağlanan ilerlemeler ve sağlanan imkanlarla engelli bireyleri öteleme, dışlama, damgalama ve arka planda bırakma eylemini büyük oranda ortadan kaldırdığımızı görmenin memnuniyeti içindeyiz'