Başbakan Yardımcısı Veysi Kaynak, Avrupa Konseyi Parlamenter Meclisi'nin (AKPM) kararına ilişkin, 'Biz Avrupa Komisyonu'nun kurucu ülkelerinden biriyiz ve parlamenter meclisinin dün aldığı karar aslında onların kendi geleceğine, Avrupa Birliği'nin de kendi geleceğini riske eden ve kendi geleceklerinden kaygı duymaları gereken bir karar.' dedi.
Başbakan Yardımcısı Kaynak, çeşitli programlara katılmak üzere geldiği Bursa'da, Vali İzzettin Küçük'ü Heykel'deki tarihi valilik binasında ziyaret etti.
Burada gazetecilerin sorularını yanıtlayan Kaynak, 'AKPM kararını nasıl değerlendiriyorsunuz?' sorusu üzerine, 'Biz Avrupa Komisyonu'nun kurucu ülkelerinden biriyiz ve parlamenter meclisinin dün aldığı karar aslında onların kendi geleceğine, Avrupa Birliği'nin de kendi geleceğini riske eden ve kendi geleceklerinden kaygı duymaları gereken bir karar.' yanıtını verdi.
Kaynak, dünyanın bir terör sarmalıyla karşı karşıya bulunduğunu ve Türkiye'nin terörle mücadeleyi çok uzun yıllardan beri çok yönlü, başarıyla yapabilen bir ülke olduğunu vurgulayarak, şöyle devam etti:
'Bir yandan Türkiye'nin içinde bir bölgeyi bölmek isteyen PKK terör örgütüne karşı ve onun Suriye'deki, Irak'taki uzantılarına karşı PYD'ye YPG'ye karşı etkin mücadele eden bir ülke. Bir yandan DEAŞ terörüne karşı dünyada en etkin mücadeleyi yapan ülke. Bildiğiniz gibi Fırat Kalkanı Operasyonu'yla, Türk Silahlı Kuvvetlerimizin destekleri çerçevesinde, Özgür Suriye Ordusu ile yapılan mücadele de bugüne kadar DEAŞ terör örgütüne karşı verilen, kazanılan en önemli başarıdır. DEAŞ terör örgütünün verdiği en büyük zaiyat bu operasyonda olmuştur. Türkiye bir yandan bu jeostratejik konumu itibarıyla Avrupa'nın da güvenliğinin başladığı bir yerdir. Aslında Avrupa batısında İngiltere'nin Brexit ile başlayan çözülme sürecini, doğusunda kendi sınırlarının güvenliğinin ta Türkiye'den başladığını bilmeyen maalesef de akıl tutulması yaşıyor. Avrupa'nın bu gidişatı, birliği oluşturan temel değerlerde de bir sarsılmaya yol açacaktır. Göreceğiz yakın tarihte de müşahede edeceğiz hiç istemesek de Avrupa'da radikalizm gittikçe içe kapanmacı, ulusalcı daha başka bir safhaya geçecektir.'
- 'Bizim insanımız önemlidir'
AB ülkeleri içinde AB'nin geleceğiyle ilgili kaygıların çok fazla olduğuna değinen Kaynak, şunları söyledi:
'Fransa'da, başka yerlerde, Macaristan'da birlik üyesi olma tartışılıyor. Bizim AK Parti yola çıkarken, kurucu genel başkanımız, cumhurbaşkanımız, liderimiz şöyle söylemişti, 'Bizim için AB değerleri, bizim insanımız önemlidir.' O kriterler bizim kriterlerimizdir. Ekonomik kriterleri, Maastricht kriterleri bakımından şu anda AB ülkelerinin hemen hemen hepsinden daha iyiyiz veya birçoğundan daha iyiyiz. Bizden sonra AB üyeliğine kabul edilen Bulgaristan, Macaristan, Romanya gibi birçok ülkenin hem fert başına milli gelir bakımından çok ilerisindeyiz, hem ekonomik büyüklük bakımından ilerdeyiz hem de pratik değerler bakımından ilerideyiz. Hem de Kopenhag kriterleri, hem bizim insanımız için, bizim insanlarımızın özgürlüğü için, temel haklar için bize gerek. AB ne derse desin, Kopenhag kriterlerini Ankara kriterleri yaparız, Maastricht kriterlerini İstanbul kriterleri yaparız ve bizim insanımız için yola devam ederiz.'
Kaynak, 15 Temmuz darbe girişiminden hemen sonra milletin malı olan helikopteri çalarak, Yunanistan'a giden asker kıyafeti giymiş birtakım teröristlere karşı Başbakan Aleksis Cipras'ın ilk günden iade edileceklerini söylediğini anımsatarak, 'Helikopteri iade ettiler. Bakın dün Türkiye'ye iadesiyle ilgili mahkemeleri olumsuz karar verdi. AB eğer demokrasi, hukuk devleti, özgürlüklerin üzerine inşa edilmişse, bu değerlerin ayakta tutup tutulmadığına, hayata geçirilip geçirilmediğine bakmalıdır.' ifadesini kullandı.
- 'AB açısından tehlike çanları'
'Türkiye'nin, demokrasinin derdinde değil ama Türkiye'deki darbecilerin işkence görüp görmediğine, insan haklarının ihlal edilip edilmediğinin derdine düşmüş bir AB var.' diyen Kaynak, değerlendirmelerine şöyle devam etti:
'Bir yandan Fransa'da geçen Pazar olağanüstü hal düzeni içinde seçimlerin yapıldığı tartışılmazken, Türkiye'de 249 şehit verdiğimiz, Türkiye'nin kamu düzenini ciddi manada tehlikeye düşüren, Türkiye'nin ikbalini, devletin bekasını tehlikeye düşüren bir harekete karşı ilan edilen olağanüstü rejiminin tartışma konusu yapılması gerçekten çifte standarttır. Dolayısıyla biz ülkemizin demokratikleşmesi, kalkınması için aynı mücadelemizi devam ettireceğiz. Bu bizim için, önemli olan kendi insanımızın mutluluğu. Fakat gidişatın AB açısından tehlike çanlarının çaldığını gösterdiğini ben şahsen düşünüyorum. Avrupa, bir Türk bakana, hem de hanımefendi bir bakana siyaset, siyasi, ifade özgürlüğünü ortadan kaldıran tutumuyla ve kendi toprağımız sayılan konsolosluğumuza gidişinin önünü keserek, aracını çekicilerle alma teşebbüsüyle oradaki aynı zamanda kendi vatandaşları, çifte vatandaş Hollandalı soydaşlarımıza, vatandaşlarımıza yönelik atlarıyla, itleriyle orantısız bir müdahalede bulunurken, aslında maalesef orta çağ karanlığının geri dönüşünün işaretlerini vermiştir.'
Her zaman övünerek, 'Ne kadar radikal şeyler varsa, kötülük varsa, faşizm, nazizim, aklınıza ne gelirse gelsin, bunların hiçbirinin doğduğu yerler, Anadolu coğrafyası, Anadolu toprakları değildir.' dediğini anlatan Kaynak, 'Bu kötülüklerin doğduğu yerler maalesef bu (Avrupa) topraklarıdır. Umarım aklıselim galip gelir, umarım Avrupa'nın kendi iç savaşları, yüz yıllardır süren iç savaşları önlenir. Dünyada bir hem barış hem kalkınma modeli ortaya çıkan Avrupa Birliği değerleri herkese eşit standart bir şekilde yeniden uygulanır. Biz yolumuza devam edeceğiz.' diye konuştu.
(Sürecek)
Başbakan Yardımcısı Kaynak Bursa'da Açıklaması
Kaynak: (1) 'Biz Avrupa Komisyonu'nun kurucu ülkelerinden biriyiz ve parlamenter meclisinin dün aldığı karar aslında onların kendi geleceğine, Avrupa Birliği'nin de kendi geleceğini riske eden ve kendi geleceklerinden kaygı duymaları gereken bir karar' 'AB ne derse desin, Kopenhag kriterlerini Ankara kriterleri yaparız, Maastricht kriterlerini İstanbul kriterleri yaparız ve bizim insanımız için yola devam ederiz'.