Başbakan Yardımcısı Kurtulmuş Açıklaması (1)

'(FETÖ'nün darbe girişimi) Ben hemen bakan arkadaşlarımızı, başta Milli Savunma Bakanımızı ve İçişleri Bakanımızı aradım. Sayın Başbakanımıza ve Cumhurbaşkanımıza, telefonlarına ulaştım. Başbakanımızın Özel Kalem Müdürü çıktı, Cumhurbaşkanımızın telefonuna da Sayın Berat Bey çıktı. Onunla konuştuk' 'Bu arada, bundan evvel de bir önceki Genelkurmay Başkanımız Necdet Özel Paşa'yı aradım. Sağ olsun Necdet Özel Paşa da zaten meseleyi son derece ciddi bulduğunu, birçok kuvvet komutanına ulaşamadığını söyledi. 'Sizin zaten önceki birçok arkadaşınızdır, şu anda illa en üstte olmayabilirler, ama kime ulaşabilirseniz ulaşmaya çalışın.' dedik. Sağ olsun Necdet Paşa da o akşam sıkı bir telefon diplomasisi yürüttü. Hemen arkasından Çankaya'ya geldik' 'Neyi söylüyorduk hep, 'Bu darbe artık son darbedir, Türkiye bir daha darbelerle karşılaşmayacak.' 12 Eylül'de söylediğimizi hatırlıyorum. Gençlik yıllarımızda hep bu konuşuluyordu. Arkasından 28 Şubat oldu, arkasından 27 Nisan muhtırası oldu. 'Artık çok güçlü ve istikrarlı bir hükümet var, bu kararlılıkla bir daha darbeler olmayacak' diyorduk. Şimdi darbe üreten bir sistem olduğu gerçeğiyle karşı karşıyayız' 'Evet, çok hain, Türkiye'nin şimdiye kadar karşılaşmadığı şekilde, gerçekten Türkiye'yi bir iç savaşa ve belki bir dış işgale müsait hale getirmek üzere yapılmış olan bir darbe teşebbüsünü savdık, ama şimdi öyle yapalım ki bir daha hiç kimse aklının ucundan dahi darbe yapmayı geçirmesin' 'Şu andaki temel meselemiz, öncelikli meselemiz, TSK içinden bu virüslerin temizlenmesi, FETÖ'cü eşkiyanın dışarıya çıkarılması. Eyvallah, yeter mi? Yetmez. Öyle bir hale getirelim ki Türk Silahlı Kuvvetleri ve Türk siyasal sistemi bir daha darbe üretmeyecek hale gelsin. Bu anlamda TSK'nın bu yapısal dönüşümü sağlaması gerçekten zorunludur'

Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş, Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) darbe girişiminde bulunduğu 15 Temmuz gecesine ilişkin, 'Ben hemen bakan arkadaşlarımızı, başta Milli Savunma Bakanımızı ve İçişleri Bakanımızı aradım. Sayın Başbakanımıza ve Cumhurbaşkanımıza, telefonlarına ulaştım. Başbakanımızın Özel Kalem Müdürü çıktı, Cumhurbaşkanımızın telefonuna da Sayın Berat Bey çıktı. Onunla konuştuk.' dedi.

Kurtulmuş, TGRT Haber'de katıldığı canlı yayında gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu, soruları yanıtladı.

15 Temmuz gecesi, nerede olduğu ve neler yaşadığı sorulan Kurtulmuş, 'Hakikaten çok kötü, çok korkunç bir geceydi, ama o gecenin en koyu anında dahi bağlandığımız televizyon kanallarında da şunu söyledik; 'Evet, Türkiye kötü bir gece yaşıyor, ama yarın inşallah çok hayırlı, çok güzel bir sabaha, günün ışımasıyla birlikte uyanacağız.' Hakikaten çok zor bir geceydi.' ifadesini kullandı.

Kurtulmuş, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın, olayın yaşandığı ilk andan itibaren kararlılık ve cesaret gösterdiğini belirtti. Daha sonra darbe girişimine direnen yaralıları hastanelerde ziyaret ettiğini anlatan Kurtulmuş, 'Her biri muhteşem bir kahramanlık öyküsü. O kahramanlık öyküleri, medyanın çok ciddi dik duruşu... sizin aracılığınızla bütün medya kuruluşlarını tebrik ediyorum. Aynı şekilde Bakanlar Kurulunun, milletvekillerinin, parlamentonun son derece dik duruşu ve bu anlamda da Türkiye'deki bütün sivil toplum kuruluşlarının gerçekten darbeye karşı durmasıyla Türkiye bir beladan, tahminlerimizin çok üstündeki bir beladan kurtulmuş oldu. Allah'a çok şükür.' diye konuştu.

- 'Arkadaşlar telefon açmaya başladılar'

Kurtulmuş, 15 Temmuz gecesi yaşadıklarını şöyle anlattı:

'O akşam ne oldu? ilk andan itibaren şunu çok net söylemek lazım; Cumhurbaşkanımız 'Eniştemden öğrendim.' dedi, Sayın Başbakanımız 'Eşten dosttan öğrendim.' dedi. Ben de akşam eve gitmiştim, tam üstümü çıkarmak üzereydim, hakikaten bizim evden, uzak olduğu için sesler duyulmuyor. Arkadaşlar telefon açmaya başladılar, dediler ki 'Efendim ne oluyor, uçaklar uçmaya başladı.' Çok kısa bir süre içinde bir darbe teşebbüsüyle karşı karşıya kaldığımızı öğrendik, anladık. Ben hemen bakan arkadaşlarımızı, başta Milli Savunma Bakanımızı ve İçişleri Bakanımızı aradım. Sayın Başbakanımıza ve Cumhurbaşkanımıza, telefonlarına ulaştım. Başbakanımızın Özel Kalem Müdürü çıktı, Cumhurbaşkanımızın telefonuna da Sayın Berat Bey çıktı. Onunla konuştuk. Bu arada, bundan evvel de bir önceki Genelkurmay Başkanımız Necdet Özel Paşa'yı aradım. Sağ olsun Necdet Özel Paşa da zaten meseleyi son derece ciddi bulduğunu, birçok kuvvet komutanına ulaşamadığını söyledi. 'Sizin zaten önceki birçok arkadaşınızdır, şu anda illa en üstte olmayabilirler, ama kime ulaşabilirseniz ulaşmaya çalışın.' dedik. Sağ olsun Necdet Paşa da o akşam sıkı bir telefon diplomasisi yürüttü. Hemen arkasından Çankaya'ya geldik.'

Çankaya Köşkü'ne geldiğinde yolların kesildiğini ve vatandaşların gelmeye başladığını belirten Kurtulmuş, 'Biz hatta durduk, vatandaşlar bizim olduğumuzu anlayınca geçişe müsaade ettiler. Geçtik ve bir müddet sonra Çankaya'da sabah 05.30'a kadar Sayın Tuğrul Türkeş Bey, İsmet Yılmaz Bey, Süleyman Soylu ve diğer bakan arkadaşlarımız orada oldu. Gelen gidenlerimiz oldu.' dedi.

- 'Vatandaşlar tankı püskürttü'

Kurtulmuş, Çankaya Köşkü çevresinden silah sesleri geldiğinin hatırlatılması üzerine, 'Bir kez tanklar girmeye çalıştı, önce 1 numaralı kapıdan. Vatandaşlar tankı püskürttü. Arkasından daha geç saatlerde, zannediyorum 02.30-03.00 civarında da tanklar 5 numaralı kapıdan girmeye çalıştı. Yine vatandaşlarımız püskürttü. Bu sefer tanklar havaya üç el tank atışı yaptılar. Arkasından sürekli uçaklar geçiyor, hatta bir keresinde bomba atıldı zannettik. O 'süper sonik blast' dedikleri şey oldu.' dedi.

Bütün bunlar yaşanırken korumaların, 'Sığınağa inelim.' dediklerini aktaran Kurtulmuş, bazı bakanlarla beraber sabaha kadar Çankaya Köşkü'nün üst katında, saldırıya en açık olan yerinde olduklarını dile getirdi.

15 Temmuz gecesi, Başbakan Yardımcısı Tuğrul Türkeş, Başbakanlık Müsteşarı Fuat Oktay, Milli Güvenlik Kurulu Genel Sekreteri Seyfullah Hacımüftüoğlu ve Milli Eğitim Bakanı İsmet Yılmaz ile birlikte Çankaya Köşkü'nde olduklarını, ilerleyen saatlerde de diğer bakanların Köşk'e geldiğini anlatan Kurtulmuş, 'Orada sabaha kadar herkes elindeki telefon bilgisiyle ulaşabileceği herkese ulaşmaya gayret etti.' dedi.

Kurtulmuş, 'Muhafız Alayı'ndan bir hamle geldi mi?' şeklindeki soruya, 'Olanları sonra öğrendik. Öyle bir hamlenin geldiğini sonradan öğrendik. Çok sayıda silah sesleri oldu. Ayrıca helikopterlerin üstümüzden geçerken taciz ateşleri attığını öğrendik. Aşağıdaki polis arkadaşlar da gerekli cevapları verdiler.' karşılığını verdi.

- 'Gerçekten zor bir geceydi'

'O gece mesela saat 05.30'da çıkıp TRT'ye yayına giderken orada şunu gördüm, insanlar, yaşlı amcalar, gencecik çocuklar sabaha kadar orada bekliyorlar ve ola ki birileri gelir diye, o halde, orayı hiçbir şekilde terk etmeden, orada duruyorlardı. Gerçekten çok zor bir geceydi.' ifadesini kullanan Kurtulmuş, şöyle devam etti:

'Şunu çok net söyleyeyim; ne bakan arkadaşlarımız ne de milletvekili arkadaşlarımızın hiçbiri, en ufak bir karamsarlık, en ufak bir üzüntü içinde olmadılar. İlk andan itibaren ben ve diğer arkadaşlarım, telefon ve televizyon bağlantıları yaptık. İlk andan itibaren hep şunu gördük, büyük bir saldırı, boyutlarının henüz ne olduğunu bilmiyoruz, ama sabaha inşallah çok iyi şeyler olacak.' Bu moralimizi, bu inancımızı hiç kaybetmedik. Allah razı olsun milletimizin kahramanlığı, cesareti sayesinde Türkiye büyük bir belayı savuşturmuş oldu.'

Sabah saatlerinde Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hulusi Akar'ın Çankaya Köşkü'ne geldiğini söyleyen Kurtulmuş, 'O kişinin (Mehmet Dişli) de orada olduğunu biliyoruz. Daha sonra ilgili bakan arkadaşlarımız geldiler. Sayın Başbakanımızın yaptığı basın toplantısı öncesi ve sonrasındaki süreçte de orada hep beraber durum değerlendirmeleri yaptığımız toplantılar oldu.' şeklinde konuştu.

- TSK'nın yeni yapısı

Numan Kurtulmuş, 'Jandarma Genel Komutanlığı ile Sahil Güvenlik Komutanlığının İçişleri Bakanlığına bağlanacağını biliyoruz. Oradaki yapı nasıl olacak? Türk Silahlı Kuvvetlerinin yapısına ilişkin gücün tek elde toplanmaması, gücün yayılmasını duyuyoruz. Bu ne demek?' şeklindeki soruya yanıt verirken de şöyle dedi:

'Neyi söylüyorduk hep, 'Bu darbe artık son darbedir, Türkiye bir daha darbelerle karşılaşmayacak.' 12 Eylül'de söylediğimizi hatırlıyorum. Gençlik yıllarımızda hep bu konuşuluyordu. Arkasından 28 Şubat oldu, arkasından 27 Nisan muhtırası oldu. 'Artık çok güçlü ve istikrarlı bir hükümet var, bu kararlılıkla bir daha darbeler olmayacak' diyorduk. Şimdi darbe üreten bir sistem olduğu gerçeğiyle karşı karşıyayız. Bu sistemi değiştirmediğimiz sürece, bu sistemin yapısını değiştirmediğimiz sürece Türkiye bundan sonra da darbelere gebe olur. Evet, çok hain, çok gerçekten Türkiye'nin şimdiye kadar karşılaşmadığı şekilde, gerçekten Türkiye'yi bir iç savaşa ve belki bir dış işgale müsait hale getirmek üzere yapılmış olan bir darbe teşebbüsünü savdık.

Ama şimdi öyle yapalım ki bir daha hiç kimse aklının ucundan dahi darbe yapmayı geçirmesin. Bu, yapısal değişiklikleri ve bunun da öncesinde bir zihniyet değişikliğini gerektiriyor. Zihniyet değişikliği nedir, Türkiye'de bütün gücün sivil iradede olduğunu ortaya koyabilecek bir değişikliğe ihtiyaç var. Bu, bir taraftan Türk Silahlı Kuvvetleri'nin yapısal dönüşümünü gerekli kıldığı gibi, bir taraftan da Türk siyasetinin yapısal dönüşümünü gerekli kılıyor.'

- 'Dört nokta önemli'

Bu konuda dört noktanın önemli olduğuna işaret eden Kurtulmuş, 'Onlardan bir tanesi... inşallah o istikamette gelişmeler olacak, sivil-asker ilişkilerinde, milli iradenin belirleyici olması. Birincisi bu. İkincisi, Türk Silahlı Kuvvetlerimizin bir reorganizsayon çalışmasına girmesi. Zaten daha önceki Bakanlar Kurulu sırasında Genelkurmay Başkanlığından da bu konuda bir brifing aldık. TSK'nın 2030 perspektifi yani TSK'nın uzman orduya dönmesi.' dedi.

Kurtulmuş, 'Profesonel ordu' tartışmalarının hatırlatılması üzerine, 'Profesyonel lafını kullanmayalım. Bizim milletimizin tabiatına uymaz. Uzman ordu. Yani çok az sayıda ordu. Yüz binler değil, az sayıda ordu ama uzman insanlar ve bunların gerçekten artık özellikle 21. yüzyılın savaşlarına hazır hale gelebilecek bir niteliğe kavuşması. Zaten ordunun böyle bir çalışması var. Bunun hızlandırılması, ciddi bir reorganizasyon çalışması.' değerlendirmesinde bulundu.

Kurtulmuş, şunları kaydetti:

'Üçüncü olarak TSK'nın kaynağının çeşitlendirilmesi. Sadece bir tek kaynaktan değil, çeşitli kaynaklardan TSK'ya personel sağlayabilecek imkanların ortaya konulması. Bununla ilgili olarak da gerekli adımların atılması. Dördüncü alan ise bu anlamda kaynağı çeşitlenmiş olan TSK'nın da tek elde toplanmaması. Yani bu anlamda gücün gerçekten ilgili profesyonellik, reorganizasyon çerçevesinde bu gücün bir şekilde desantralize edilmesi.

Bununla ilgili çok sayıda şey konuşulabilir. Birliklerin şehir dışına çıkarılması... Bunlara girmiyorum ama şu andaki temel meselemiz, öncelikli meselemiz, TSK içinden bu virüslerin temizlenmesi, FETÖ'cü eşkiyanın dışarıya çıkarılması. Eyvallah, yeter mi? Yetmez. Öyle bir hale getirelim ki Türk Silahlı Kuvvetleri ve Türk siyasal sistemi bir daha bir darbe üretmeyecek hale gelsin. Bu anlamda TSK'nın bu yapısal dönüşümü sağlaması gerçekten zorunludur. Bununla ilgili olarak da ortaya özellikle bu Yüksek Askeri Şura toplantısından sonra hızla çalışmalar yürüyecek.'

(Sürecek)
Ana Sayfa
Manşetler
Video
Yenile