Başbakan Yardımcısı Kurtulmuş Açıklaması (2)

ANKARA - Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş, hükümet kurma süreciyle ilgili, "Yüksek Seçim Kurulu'nun (YSK) ilan ettiği bir süre var. Herhalde 15 gün ya da hemen sonrasında hükümetin kurulacağını zannediyorum" dedi.

Kurtulmuş, A Haber'de gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu.

Etkin mücadele sonucunda terörün çok ciddi kan kaybettiğini ifade eden Kurtulmuş, "Kısa sürede terör olgusunun Türkiye topraklarından tamamıyla silineceğini ümit ediyorum. Terör örgütleri akıllıysa bir an evvel silahı bırakır, silahları toprağa gömerler ve Türkiye'de gerçekten sivil siyasetin önünü açacak adımların atılmasına vesile olurlar" diye konuştu.

"Yeni süreçte, Çözüm Süreci noktasında HDP ve Abdullah Öcalan'ın konumları ne olabilir" sorusu üzerine Kurtulmuş, bu konuda yanlış bir algının olduğunu, başından itibaren Çözüm Süreci'nin sahibinin ve yürütücüsünün de milletin tamamının olduğunu belirtti.

Kurtulmuş, son zamanlarda seçimden önce yapılmış kamuoyu araştırmalarında özellikle Doğu ve Güneydoğu Anadolu'daki vatandaşların yüzde 90'a yakın kısmının Türkiye'de barış, çözüm ve işlerin demokratik siyasetle halledilmesini istediğini aktardı.

Batıdaki vatandaşların da bu düşünceye destek verdiğini anlatan Kurtulmuş "Barış ve kardeşlik süreci diyebileceğimiz bu projeye sahip çıkan bizatihi milletin kendisidir. Zaten millet sahip çıkmazsa siyaseten bunu yürütemezsiniz. 7 Haziran'dan sonraki saldırılar ve Ankara katliamının ardından vatandaşımızın barış ve kardeşliğe dört elle sarıldığını görüyorum. Seçim sonuçları da bunu ortaya koyuyor. Bu süreçte birinci derecede muhatap tabii ki milletimizin kendisidir. Bu anlamda ilgili bütün taraflar, süreç içinde barışa kardeşliğe katkıda bulunsun, yardımcı olsun" ifadesini kullandı.

- AK Parti'nin seçim vaatleri

AK Parti'nin seçimde başarılı olmasındaki en önemli etkenlerinden birinin de ekonomik vaatler olduğu ve bunların yerine getirilmesi takvimiyle ilgili Kurtulmuş, bu konudaki atılması gereken adımlarda geç kalındığını dile getirdi.

"Keşke biz bu vaatleri 2010-2011'de yapabilseydik. Geç kalınmış bir süreçtir. AK Parti'nin seçim kampanyasında bunları ifade ettikten sonra hükümetin birinci derece önceliklerinden biri de budur" diyen Kurtulmuş, "Seçim vaatleri belli çevrelerin gönlünü, oyunu almak için yapılmış vaatler değil. Bunlar ekonomide bir yapısal dönüşümü sağlamak için ortaya konulmuş bir perspektiftir. Buna uygun olarak çok hızlı bir şekilde bu vaatlerimizi yerine getirmek mecburiyetindeyiz. Ümit ederim ki öyle olur. Aksi takdirde Türkiye ekonomik reformlarını geliştirme konusunda biraz daha geç kalmış olur" değerlendirmesinde bulundu.

"Kamuda kadroya alınacak taşeron işçi sayısı ve bununla ilgili bir takvim hazırlığı var mı" sorusuna Kurtulmuş, "Bununla ilgili Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı geçtiğimiz hükümet döneminde çalışmalarını yapmıştı ancak şartlar gereği bu konuda adım atılamadı. Tekrar bununla ilgili son değerlendirmeler yapılır. Burada vatandaşlarımızı mağdur etmeden Türkiye'nin bütçe dengeleri içinde... Gerçekten bu çok önemli bir adım. Buradaki temel mesele şudur. Hangi işlerde taşeronluğun olacağının çok açık belli olması azım. Taşeronluk emek bakımından baktığınızda emeğin sömürülmesidir. Taşeron işçiliğin bütünüyle kaldırılması zorunludur" cevabını verdi.

- Paralel yapıyla mücadele

Kurtulmuş, yeni dönemde paralel yapıyla mücadelenin nasıl olacağıyla ilgili ise Türkiye'nin bu yapı vasıtasıyla tehlikeli badirelerden geçtiğinin herkesçe bilindiğini ifade etti.

"Bu yapıyla mücadele sadece AK Parti'nin üzerine bir sorumluluk değildir. Bu bir devlet meselesidir. Hiçbir devlet buna müsaade etmez. Bu apayrı bir şeydir. Türkiye Cumhuriyeti'nin uzun yıllar boyunca ilk sefer karşılaştığı bir tehdittir" şeklinde konuşan Kurtulmuş, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Burada önemli bir mesafe alındı. Bu işlem ve süreç öyle görünüyor ki uzun yıllar bir devlet politikası olarak devam edecek. Sadece hükümet politikası olarak değil. Paralel yapının bir de reformlarla ilgili kısmı var. Türkiye'de siyasi ve hukuki yapıyı öyle kurmak mecburiyetindeyiz ki devlet artık hiç kimsenin ele geçireceği bir mekanizma olmasın. Devlet, millete hizmet edilecek yerdir. Şu örgüt, dini veya seküler grup, çevre hiç kimse heveslenip de devleti ele geçirmeye kalkmasın. Türkiye'de esas demokratikleşmenin perspektifi bu olmalıdır. Bunu yeni anayasayla ve diğer yasalarla sağlayabilirsek inanın ki AK Parti önümüzdeki 4 yıllık yönetim sürecinde Türkiye'ye borcunu ödemiş, milletin gösterdiği bu büyük teveccühü, verdiği bu büyük primi yerine getirmiş olur. Bütün alanlardaki çalışmalar daha etkili olacak, paralel yapıyla mücadele de daha etkili olacak."

- Beşinci parti iddiaları

Kurtulmuş, seçim sürecindeki 5. parti iddialarıyla ilgili de bu tartışmanın eski Türkiye'ye ait bir tartışma konusu olduğunu vurguladı.

Bir partinin içinden başka bir parti çıkararak siyaseti dizayn etmenin eski Türkiye alışkanlıklarından olduğuna dikkati çeken Kurtulmuş, "Bu tür mühendislik partilerinin, yapay olarak ortaya çıkarılan partilerin ne kendileri kalıcı olur ne de Türkiye siyasetine bir faydası olur. Bunlar karışık dönemlerin, puslu havayı sevenlerin emrinde kurulmuş partiler olur ve bir müddet sonra da giderler. Ben siyasetin doğal mecra içinde akması gerektiğini düşünüyorum" ifadesini kullandı.

Kurtulmuş, seçimin ardından 5. partinin muhalefet içinden çıkacağı konusuyla ilgili ise "Bu anlamda bir olasılığın olup olmadığını bilemem. Diğer partilerin içinde ne olup bitiyor onlar beni ilgilendirmez açıkçası. Buna asla tevessül etmeyiz. Sayın Bahçeli, 5. partiyi AK Parti'nin içinden 'Şemsiye Partisi' benzeri bir parti çıksın diye söyledi. Öyle bir şey olmayacağını söyledik. Olmadı, olmayacak da inşallah. Bunlardan medet umarak siyaset yapılmaz, yapanlar da kafalarını duvara toslarlar ve sonuç alamazlar" dedi.

- Seçim sonuçları

Kurtulmuş, seçimde başarısız olan parti yöneticilerin istifa edip etmemeleri konusunda ise bu durumu bilemeyeceğini ancak bu partilerin bazı konuları gözden geçirmelerinin zaruri olduğunu aktardı.

Muhalefet partilerinin blok siyasetinden, "AK Parti'nin karşısında olan herkes aynı saftadır"' anlayışından vazgeçmesi gerektiğini vurgulayan Kurtulmuş, şunları kaydetti:

"Bu yanlış bir şey. Bu yanlışı CHP, MHP ve HDP seçmeni gösterdi. Bunu gözden geçirmeleri lazım. İkincisi Türkiye'de muhalefetin dilini değiştirmesi gerekiyor. Her hal ve şart altında Türkiye'de ne olursa olsun iktidarı eleştirmek değil. Tabii ki iktidarı eleştirecek ama bu eleştirilerle birlikte muhalefet Türkiye'de 'Şu yanlış ama bu işin doğrusu da budur' demeyi başarabilseydi inanın ki muhalefet daha çok oy alırdı. Eksik alanlarda sonuna kadar eleştiren ama bunu yaparken de yok etmek üzere değil, yapıcı dille eleştiren muhalefete ihtiyaç var. Bunları gözden geçirmeleri gerekir. İstifa ederler etmezler, bu kendi anlayışlarıdır. Bir başka husus da bu seçimler ortaya koymuştur ki 'Biz Beştepe'yi, Sayın Cumhurbaşkanını tanımayız, Cumhurbaşkanı makamını her hal ve şart altında rencide eder ve ağır eleştiri altında tutarız hatta hakaret ederiz' anlayışıyla siyaset yaparsanız... Milletimiz yüzde 49,5 oy verirken de bir şeyi daha söylemiştir. Cumhurbaşkanlığı makamı Türkiye'de siyasetin üstünde ve herkesin asgariden saygı göstermesi gereken bir makamdır. Muhalefetin bunları gözden geçirmesi gerekir. Bunları dostça söylüyorum. İstiyorum ki CHP, MHP, HDP gerçekten yarış etmekten keyif alacağımız partiler haline gelsinler. Eksik yaptığımız alanda işaret versinler, teklifte buyursunlar. Bunları istiyoruz."

Kurtulmuş, yeni hükümetin ne zaman kurulacağıyla ilgili ise "YSK'nın ilan ettiği bir süre var. Herhalde 15 gün ya da hemen sonrasında hükümetin kurulacağını zannediyorum" ifadesini kullandı.

(Bitti)

Ana Sayfa
Manşetler
Video
Yenile