Kurtulmuş, TRT Haber'de katıldığı canlı yayında gündeme ilişkin soruları yanıtladı ve değerlendirmelerde bulundu.
Rusya bağlamında doğalgaz krizi yaşanıp yaşanmayacağı ve Türkiye'nin alternatif enerji kaynaklarına ilişkin soruya karşılık, Kurtulmuş, "Son 'gerilim' diyelim, 'kriz' demeyelim. Bu gerilim olmadan önce de Türkiye zaten bütünleşik bir enerji stratejisi üzerinde çalıştı" diye konuştu.
Türkiye'nin alternatif enerji rotaları, bu enerji rotalarının Türkiye üzerinden geçmesini sağlayacak, Türkiye'ye getireceği yeni faydalar, Doğu Akdeniz'deki petrol ve doğalgaz kaynaklarının Türkiye üzerinden geçirilmesi istikametinde atılacak adımların Türkiye'ye katkısı yönündeki konuların konuşulduğunu belirten Kurtulmuş, bütünleşik enerji stratejisi üzerinde bir programın hazırlandığını kaydetti.
Ayrıca Türkiye'nin güneş, rüzgar gibi alternatif enerji alanlarına yöneldiğini anlatan Kurtulmuş, bunların önemli bir kısmının orta vadede sonuç vereceğini kaydetti.
Ekonomik şartların sadece Türkiye tarafından değil, Rusya tarafından da bakılması gerektiğine işaret eden Kurtulmuş, "Doğalgaz problemi ortaya çıkarsa, biz çıkmayacağını ümit ediyoruz, Rusya'nın da böyle bir noktaya ilişkileri getirmeyeceğini düşünüyoruz. Ben böyle bir gerilimi o doza çıkaracaklarına asla ihtimal vermiyorum" ifadesini kullandı.
Numan Kurtulmuş, Türkiye'nin alternatif enerji kaynakları alanları konusunda ise çalışmaları hızlı bir şekilde yürüttüğünü bildirdi.
- Hava sahasını ihlal eden Rus uçağının düşürülmesi
"Rus uçağının düşürülmesi noktasında uçağın Rus uçağı olduğu bilinseydi ne gibi sonuç olurdu? yönündeki soruya ise Kurtulmuş, orada kullanılan sözün yanlış yorumlandığını ifade etti.
"Rusların Türkiye toprakları üzerine hasmane bir tavrı olmadığını bildiğimiz için farklı davranırdık" cümlesi kullanıldığını aktaran Kurtulmuş, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Maalesef Suriye'nin sahası üzerinde uçan herhalde 15-16 ülkenin uçağı var. Sahada birçok ülkenin askeri varlığını biliyoruz. Bölgede özellikle çok sayıda, bu krizin yükselmesiyle birlikte çok sayıda savaş gemileri vs. var. Dolayısıyla zaten bölge maalesef bir savaş alanı haline gelmiş ve Türkiye ısrarlı bir şekilde kendi angajman kurallarını Rusya'ya da diğer ilgili bütün ülkelere de defaatle bunları belirtmiş. Dolayısıyla bizim orada söylediğimiz şey Rus uçağı olsaydı düşürmezdik manasına, başka bir sonuç ortaya çıkardı. Dediğimiz şey, 'zaten düşmanca tavırları olmadığını bildiğimiz için böyle davranırdık' manasıdır ama bu bizim 'egemenlik haklarımızı korumayacağız' anlamına gelen bir söz asla değildi. Bazıları bunu yanlış anladı, lafı tersinden anlayarak hatta yanlış yorumlar yaptı."
- Musul'daki Türk askerleri
Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş, Musul'a gönderilen Türk askerleri ile ilgili soru üzerine, askerlerin Musul'a yeni gitmediğini, 2014 yılından itibaren orada olduğunu söyledi.
Türk askerinin Musul'a bir davet üzerine gittiğini vurgulayan Kurtulmuş, şunları söyledi:
"Musul Ulusal Muhafız Birliğine ne zaman bu ihtiyaç oldu? Musul IŞİD tarafından kuşatılma altına alındı ve istila edildi. Resmen Musul IŞİD'in eline geçti. Şunu unutmayalım. Merkezi hükümete bağlı güvenlik kuvvetleri de hiç savaşmadan Musul'u IŞİD'e teslim etti. Bugün merkezi hükümet yetkilileri, Türkiye'nin oradaki askeri eğitim varlığından rahatsızlık duyuyorlar ama kusura bakmasınlar, Türkiye oraya kendi başına gitmedi. Merkezi hükümetin IŞİD'e karşı kendisini garanti altına almak için daveti üzerine ve Kuzey Irak yönetiminin, bölgesel yönetiminin daveti ve özellikle zamanın Musul Valisi olan Sayın Nuceyfi'nin daveti üzerine, Musul Ulusal Muhafız Birliğini oluşturmak, eğitmek için Türkiye oraya gitti, 2014 yılının eylül ayında. Dolayısıyla o tarihten bu yana oradadır ve bir davet üzerine oraya gitmiştir."
Türk askerinin o bölgede takviye ile varlığını sürdürdüğünü belirten Kurtulmuş, eğitim kampının IŞİD cephesine çok yakın bir mesafede olduğunu ve IŞİD tarafından birinci derecede tehdit durumuna geldiğini söyledi.
Oradaki askerlerin varlığını korumak ve eğitime devam etmek için Türkiye birliğinin takviye edilmiş bir şekilde orada olduğunu dile getiren Kurtulmuş, medyada olayın çok fazla abartıldığını bu nedenle de Irak hükümetinde olağanüstü hassasiyet oluştuğunu ifade etti.
Bu hassasiyetlerin kuvvetli bir şekilde hissedilmesinde Türkiye ile Rusya arasındaki gerilimin de bir katkısı olduğuna işaret eden Kurtulmuş, ilgili yetkililerin süreç hakkında bilgilendirildiğini kaydetti.
Türk askerinin orada eğitim vermesini kimsenin sorgulamamasını isteyen Kurtulmuş, "Biz hem Suriye ile hem Irak ile çok uzun sınıra sahip olan bir ülkeyiz. Irak'ın özellikle o bölgesinde meydana gelen her türlü değişme Türkiye'yi birebir ilgilendiriyor. Çok uzaktan gelen birçok ülke zannediyorum şu anda 15-16'ya yakın ülkenin de Irak'ta askeri varlığı var. Dolayısıyla bu asla Irak halkına karşı değildir, asla Irak ile savaşmaya dönük bir askeri varlığımız değildir. Tamamen oradaki birliklerin ulusal muhafızların eğitilmesine dönük 2014'ten beri süren bir süreçtir" ifadelerini kullandı.
Kurtulmuş, Lübnan, Irak, Suriye, Türkiye'de ve İran'da mezhep ve etnik ayrışmaların 1991'den beri fiilen devam ettiğini ve coğrafyanın bölünmeye çalışıldığını belirtti.
Türkiye ile aynı coğrafyada bulunan ülkelerdeki gelişmelerin Türkiye'yi etkilediğini belirten Kurtulmuş, bu durumun bölgelerin birbirine bağlı olmasının doğal bir sonucu olduğunu aktardı.
Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş, şunları kaydetti:
"Bu farklıları ortadan kaldıracak adımlar atılması lazım. Siyasi farklılıklarımız kalkmayabilir ama bu siyasi farklılıkları etnik ve mezhebi farklılıklar üzerinden tarif etmeye başlarsanız orası ateş çemberine döner, orası maalesef bir kıyamet yerine döner. Dolayısıyla bunun giderilmesi lazım. Türkiye onun için bölgedeki bütün gelişmeleri kendi ulusal güvenliği bakımından hassasiyetle takip etmek mecburiyetindedir. Türkiye kendi ulusal güvenliğini, dirliğini, birliğini sağlamak için de bölgenin dirliğini ve birliğini savunmak mecburiyetinde. Belki bir başka bölge ülkesi böyle bir mecburiyet içerisinde değil."
Fırat'ın batısının kırmızı bir çizgi olduğuna dikkati çeken Kurtulmuş, "Bunu bütün ilgili tarafların bildiğini biliyoruz ve özellikle buradaki uluslararası koalisyonun Türkiye'nin bu fikrine çok dikkatle riayet ettiğini biliyoruz. Daha evvel de Fırat'ın batısına geçmenin de Türkiye'nin güçleri tarafından fiilen durdurulmasında herkesin de bizim kararımıza saygı duyduğunu biliyoruz"
Diyarbakır'ın Sur ilçesindeki Fatih Paşa Camisi'ne yapılan saldırıya ilişkin ise Kurtulmuş, "Maalesef terör örgütü kendi hakkını, hukukunu koruduğunu iddia ettiği halkın, yani Kürt halkının, Kürt kardeşlerimizin aslında sahip olduğu değerlere de itibar etmediğini gösteriyor. Siz oradaki bir tarihi, Kürt halkına mal olmuş, Diyarbakır'ın bir parçası olmuş, Diyarbakır kültürü olan Fatih Paşa Camisi'ni yakıyorsunuz. Bunun insafla, insanlıkla bağdaşır tarafı yok" dedi.
(Bitti)
Başbakan Yardımcısı Kurtulmuş Açıklaması (3)
Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş, "Bugün (Irak) merkezi hükümet yetkilileri, Türkiye'nin oradaki askeri eğitim varlığından rahatsızlık duyuyorlar ama kusura bakmasınlar, Türkiye oraya kendi başına gitmedi. Merkezi hükümetin IŞİD'e karşı kendisini garanti altına almak için daveti üzerine ve Kuzey Irak yönetiminin, bölgesel yönetiminin daveti ve özellikle zamanın Musul Valisi olan Sayın Nuceyfi'nin daveti üzerine Musul Ulusal Muhafız Birliğini oluşturmak, eğitmek için Türkiye oraya gitti" dedi.