Başbakan Yardımcısı Kurtulmuş Açıklaması (4)
'Halkın hep beraber kendisi ne fikir veriyorsa, ne kanaat ortaya koyuyorsa, hangi tercihlerde bulunuyorsa o tercihleri oturup konuşacağız. Bunun yolu parlamentodur, burada ısrarla benim yapmaya çalıştığım, bizlerin yapmaya çalıştığı, biz özellikle HDP'yi bu anlamda çok duyarlı, çok şuurlu davranmaya davet ediyoruz. Dönün ve gerçekten söylediğiniz lafların hiç olmazsa bir kısmını da dağa söyleyin, şehirleri bu halde yaşanmaz hale getiren terör çetelerine söyleyin' 'Terör örgütünün kolunu kanadını kırıp bir kenara bıraksanız bile bazı şer odakları 'aman terör yeniden canlansın' diye Türkiye'nin başına bela olmaya devam edecekler. Yani bir taraftan siyasi mücadele veriyorsunuz bu şer odaklarına karşı, bir taraftan halkımızın bu iradesine sahip çıkmaya çalışıyorsunuz' 'Bu kadar insan demokratik süreçlere, sorunun parlamento içinde tartışılmasına, sorunun barış içinde konuşulup halledilmesine destek verirken, bu insanların çok büyük bir kısmı başkaldırıya destek vermiyor, vermiş olsaydı başka bir şey olurdu. Bu önemli bir noktadır, bu anlamda da nihayetinde siz uğruna mücadele ettiğiniz halkın desteğini almazsanız ne yapabilirsiniz? Dolayısıyla PKK'nın bence en önemli sıkıştığı noktalardan birisi burası' 'Bu terörle mücadele bitecek fiziki mücadele bittikten sonra ilk işimiz burada bizim devlet olarak, hükümet olarak yapacağımız rehabilitasyon çalışmalarıdır'
Kurtulmuş, Kanal 7 televizyonunda yayınlanan 'İskele Sancak' programında gündeme ilişkin değerlendirmede bulundu, soruları cevapladı.
Bölgede öz yönetim açıklamalarının birkaç yüz kişiyle yapıldığını belirten Kurtulmuş, bölge halkının barış dilini kullanıp bunun gereğini yerine getireceğini gösterdiğinde HDP'ye oy verdiğini ve bunun 7 Haziran seçimlerinde de görüldüğünü dile getirdi.
Kurtulmuş, 'Bu kadar insan demokratik süreçlere, sorunun parlamento içerisinde tartışılmasına, sorunun barış içerisinde konuşulup halledilmesine destek verirken, bu insanların çok büyük bir kısmı başkaldırıya destek vermiyor, vermiş olsaydı başka bir şey olurdu. Bu önemli bir noktadır, bu anlamda da nihayetinde siz uğruna mücadele ettiğiniz halkın desteğini almazsanız ne yapabilirsiniz? Dolayısıyla PKK'nın bence en önemli sıkıştığı noktalardan birisi burası' değerlendirmesinde bulundu.
Terörle mücadeleye ilişkin, 'Hükümet içinde 'buradan nasıl çıkarız' sorusunu tartışmıyor musunuz?' sorusu üzerine Kurtulmuş, devlete, ülkenin bütünlüğüne, vatandaşın hayatına kast eden terör şebekelerinin fonksiyonsuz hale getirilmesi gerektiğini ve bu konuda kararlılığın devam ettiğini söyledi.
'Biz sorunlarımızı siyaset yoluyla çözeceğiz' ifadesini kullanan Kurtulmuş, sözlerini şöyle sürdürdü:
'Bir ülke yönetiminden bahsediyorsak, burada muhatap halktır. Halkın hep beraber kendisi ne fikir veriyorsa, ne kanaat ortaya koyuyorsa, hangi tercihlerde bulunuyorsa o tercihleri oturup konuşacağız. Bunun yolu parlamentodur, burada ısrarla benim yapmaya çalıştığım, bizlerin yapmaya çalıştığı, biz özellikle HDP'yi bu anlamda çok duyarlı, çok şuurlu davranmaya davet ediyoruz. Dönün ve gerçekten söylediğiniz lafların hiç olmazsa bir kısmını da dağa söyleyin, şehirleri bu halde yaşanmaz hale getiren terör çetelerine söyleyin. Çünkü bu işin yolu parlamentodur, geleceksiniz parlamentoda görüşlerinizi, yani oyunu aldığınız insanı nerede savunacaksınız? Bu insanlar 'çukur kazın' diye size oy vermiyor ki.'
Terörün sona erdirilmesinin ardından yapılacaklara ilişkin çalışmaların da yürütüldüğünü, gelecek hafta da çalışmaların somut hale getirileceğine dikkati çeken Kurtulmuş, konuyla ilgili koordinasyonu da kendisinin yapacağını bildirdi.
Kurtulmuş, 'Bu terörle mücadele bitecek, fiziki mücadele bittikten sonra ilk işimiz burada bizim devlet olarak, hükümet olarak yapacağımız rehabilitasyon çalışmalarıdır. Sadece imar değil, insanların eğitim alanında, sağlık alanında, esnafla ilgili, şehirlerin yeniden yapılanmasıyla ilgili, belki belli yerlerde kentsel dönüşüm yapılmasıyla ilgili' diye konuştu.
Sur ilçesinde götürü usulüyle çalışan esnafa 3'er bin lira dağıtıldığını anlatan Kurtulmuş, Bakanlar Kurulu kararıyla esnafın SGK primlerinin ve vergi borçlarının ertelenmesini kararlaştırdıklarını hatırlattı.
Kurtulmuş, esas meselenin bölgedeki çarşı, pazar, organize sanayi bölgeleri ve turizmin tekrardan nasıl harekete geçirileceği olduğunu belirterek, 'Bizim derdimiz budur, bu rehabilitasyonu yapacağız ama öncelikli olarak şu anda bu irade bu kadar net bir şekilde ortadayken terörün sonlandırılması, ondan sonra rehabilitasyon çalışmaları ve eş zamanlı olarak da bu sorunun çözülmesi için siyasi olarak kimin ne görüşü varsa, 'ben bu meselede şöyle bir katkım olabilir' diyen kim varsa herkesi de dinlemeye hazır olduğumuzu söylüyoruz. İnşallah Allah'ın izniyle bunun, bütün yönleriyle sorunun ortadan kaldırılmasını sağlayacağız' değerlendirmesinde bulundu.
Önümüzdeki aylarda hükümetin Çözüm Süreci gibi bir modelle yeni bir çalışmaya başlayacağına yönelik iddiaların bulunduğu hatırlatılarak, bu konuda alınmış bir karar olup olmadığına yönelik bir soru üzerine Kurtulmuş, milli birlik ve kardeşlik projesinin büyük siyasi kararlılıkla başladığını vurguladı.
- 'Halk desteklemiyorsa bir şey yapamazsınız'
Terör dolayısıyla 40 bine yakın insanın öldüğünü, Türkiye'nin 1,5 trilyon dolarlık bir iktisadi kayıp yaşadığını dile getiren Kurtulmuş, bu sorunun çözümü için siyasetin büyük bir riski üstüne alarak kararlı bir şekilde yola çıktığının altını çizdi.
Kurtulmuş, siyasi kararlılığın yanında kamuoyu desteğinin de bulunduğunu anlatarak, 'Son ana kadar da bu kamuoyu desteği ve siyasi kararlılık beraber yürüdü. Yani siz ne kadar isterseniz isteyin halk desteklemiyorsa bir şey yapamazsınız. Her döneminde, bu Milli Birlik ve Kardeşlik Projesi'nin her sürecinde milletin çok önemli bir desteği oldu' dedi.
Kurtulmuş, şunları kaydetti:
'Ama bir de biz ne kadar iyi niyetli olarak istersek isteyelim, milletimiz ne kadar çok destek verirse versin bunu istemeyen şer odakları vardı. Oslo'daki görüşmeleri kim deşifre etti, MİT tırlarını kim durdurdu, MİT'e yapılan operasyon, Habur'daki o görüntüleri kim ortaya koydu? Arkasından 7-8 Ekim olaylarında kim terör örgütüne niye talimat verdi de bütün bu süreçleri berhava etti. Baktığımız zaman millet bu süreç çözülsün diye ne kadar kararlı duruyorsa, hükümet burada siyasi iradesine ne kadar çok sahip çıkıyorsa çıksın birileri de işi tersine akıtmaya çalıştı. Aslında sadece terörle mücadele edilmedi bu süreçte aynı zamanda terörün bitmesini istemeyen şer çevreleriyle de mücadele edildi, bundan sonra da böyle olacak.
Yani terör örgütüyle diyelim ki siz etkisiz hale getirip, terör örgütünün kolunu kanadını kırıp bir kenara bıraksanız bile bazı şer odakları, 'aman terör yeniden canlansın' diye Türkiye'nin başına bela olmaya devam edecek. Yani bir taraftan siyasi mücadele veriyorsunuz bu şer odaklarına karşı, bir taraftan halkımızın bu iradesine sahip çıkmaya çalışıyorsunuz, bir taraftan halkın özellikle bölgedeki halkın hakkını, hukukunu, onurunu koruyacak adımlar atmaya gayret ediyorsunuz, bir taraftan da terör örgütünü hareketsiz hale getirmeye çalışıyorsunuz. Çok taraflı bir mücadele, bu mücadele tabii ki siyasi bir kararlılık gerektiriyor ama her şeyden önce de halkın desteğini gerektiriyor.'
(Sürecek)