Başbakan Yardımcısı Kurtulmuş Açıklaması (5)

Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş, Çözüm Süreci'ne ilişkin, 'Bu işin sahibi millettir. Bu anlamda terör örgütüyle, terör şebekeleriyle bu anlamda bir müzakere yürümeyecektir' dedi.

Kurtulmuş, Kanal 7 televizyonunda yayınlanan 'İskele Sancak' programında gündeme ilişkin değerlendirmede bulundu, soruları cevapladı.

Çözüm Süreci konusunda yeni dönemde ne şekilde hareket izleneceği konusunda görüşleri sorulan Kurtulmuş, bu işin sahibinin de hakiminin de milletin kendisi olduğunu söyledi.

Bu konuda kimin ne görüşü varsa hepsini dinleyeceklerini ifade eden Kurtulmuş, 'Aslında Akil Adamlar Heyeti, bu amaçla kurulmuş bir heyetti. Kısmen de fonksiyon icra etti. Nihayetinde bütün toplum kesimlerinin sokulması gereklidir, şarttır. Bundan sonraki süreç de böyle yürütülecek. Bu işin sahibi millettir. Bu anlamda terör örgütüyle, terör şebekeleriyle bu anlamda bir müzakere yürümeyecektir' şeklinde konuştu.

HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş'ın Çınar saldırısına ilişkin, 'Çınar saldırısını yapanlar, kadınlar, bebekler ve siviller için çıkıp bu halktan özür dilemeli' sözleriyle ilgili düşüncesi sorulan Kurtulmuş, 'İnşallah bu saldırıyı yapan terör örgütü içindeki insanlar çıkıp, 'Özür diliyoruz' diye bir açıklama yapar. Ümit ederim ki terör örgütüne karşı yapılan bir açıklamadır. Terör saldırısına karşı yapılan bir açıklamadır. Bu amaçla yapılmışsa doğru bir açıklamadır' değerlendirmesinde bulundu.

Kurtulmuş, sözlerini şöyle sürdürdü:

'Keşke HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş ve diğer parti yetkilileri her fırsatta ve her gün dönüp terör örgütüne karşı 'Durun, ne yapıyorsunuz, bu halka karşı haksızlık yapıyorsunuz, bu asker de bu jandarma da bu polis de bu ülkenin insanları. Niye bu halka karşı saldırı yapıyorsunuz, niye bu çukurları kazıyorsunuz, niye bu bombaları koyuyorsunuz?' diyebilseler. Orada ölen her bir insandan dolayı hepimizin yüreği sızlıyor. Ufacık çocukların ölmesi... Bu, insanlık mıdır? Bu, vahşettir. Türkiye'nin gerçekten demokratik siyaset yolu açılmak isteniyorsa bu anlamda HDP'den beklentileri budur.'

Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerinde mevcut şartlarda ayakta duran tek partinin AK Parti olduğuna dikkati çeken Kurtulmuş, 'Keşke diğer partiler de en az AK Parti kadar bölgede bulunsalardı, en azından siyaset biraz daha normal mecra içerisinde yer alırdı' dedi.

Partisinin her yerde seçime katıldığını anımsatan Kurtulmuş, ikisi dışındaki bütün illerde milletvekili çıkardıklarını anlattı.

Kurtulmuş, şunları dile getirdi:

'Bütün illerde siyasi temsil sahibi oldu. İnşallah oylarımızı daha da artıracağız. Bizim için Edirne ile Hakkari'nin, Trabzon ile Şırnak'ın farkı yok. Tunceli'yi de Hakkari'yi de Şırnak'ı da kurumsal olarak terk ediyor değiliz. Orada teşkilatlarımız, arkadaşlarımız var. Son derece dipdiri şekilde mücadelelerini veriyor, varlıklarını gösteriyor, çalışmalarını yapıyorlar. Kolay değil, hakikaten çok zor bir şey. Buradan özellikle o bölgede mücadeleyi sürdüren bu arkadaşlarımızı tebrik ediyor, yürekten kutluyorum.'

- Suriye'deki gelişmeler

Suriye'deki gelişmelerin Türkiye'ye etkisi sorulan Kurtulmuş, Suriye'de yaşananların son bulmasının bölgesel terörün azalmasına büyük katkı sağlayacağını ancak bitirmeyeceğini vurguladı.

Kurtulmuş, Suriye'de birinci safha olarak iç savaş başlatıldığına işaret ederek, 'İkinci safha ise Suriye'de özellikle son iki yıldır vekalet savaşları başladı. Aşağı yukarı şu an dünyada örgütler üzerinden birçok güç kendi bölgesel gücünü artırmak ve kendi küresel gücüne katkı sağlamak için bu örgütleri kullanıyor. Bu, tek başımıza bizim çözeceğimiz bir sorun değil. Keşke Türkiye'nin öyle bir gücü olsaydı da Suriye'yi tek başına çözecek bir imkanı olsaydı ama başından beri vekalet savaşlarının ne anlama geldiğini, niçin yapıldığını ve burada esas muhatabın kim olduğunu da çok iyi biliyoruz' görüşünü paylaştı.

Suriye meselesinde üçüncü safhanın açılmak üzere olduğunu aktaran Kurtulmuş, şunları söyledi:

'Suriye meselesinde ikinci safha da tamamlandı. Şimdi ise üçüncü perde açılıyor. Artık neredeyse dünyanın bütün ordularıyla, uçaklarıyla, deniz güçleriyle hatta bir kısmı kara güçleriyle bölgededir. Suriye savaşı bu şekliyle devam ettiği sürece artık bölgesel bir çatışma olmaktan çıkıp, küresel bir güç kavgası haline gelecektir. Bu anlamda ben büyük güçlerin açık isim söyleyeyim, Amerika'sı, Rusya'sı, Çin'i, İran'ı, Suudi Arabistan'ı, Türkiye'yi de bütün bölgesel ve küresel güçleri etkileyen çok büyük bir çatışma potansiyeli de gelmiştir. Bunu bütün dünyadaki güçlerin de gördüğünü tahmin ediyoruz. Dolayısıyla bu, Suriye'de de barışın yakınlaştığını gösteriyor.'

(Sürecek)