Başbakan Yardımcısı Kurtulmuş Şarku'l-Evsat'a Konuştu

Başbakan Yardımcısı Kurtulmuş:'Emperyal güçler 100 yıl önce bölgede sınırların çizildiği SykesPicot anlaşmasını dayattılar. Şimdi ise ikinci SykesPicot projesi ile karşı karşıyayız' 'Türkiye, Irak, Suriye, Libya ya da başka ülkelerde parçalanma görmek istemiyor. Mezhepçi politikaların sona erdirilmesini ve bölgede istikrarı sağlayacak bir ajanda üzerinde birleşmemiz, işbirliği yapmamız gerekiyor''Şu anda kritik bir süreçte ve yol ayrımındayız. Ya ikinci SykesPicot'a teslim olacağız ya da mezhepçiliğe karşı birleşeceğiz''Vizelerin kaldırılması ve geri kabul anlaşması birbirine paralel ve eşittir. Eğer Avrupa vizeleri kaldırmazsa, göçmenlerin Avrupa’ya girmesini engellemeyi bırakacağız''Şanghay İşbirliği Örgütü'ne yakınlığımız hatta katılmamız, Batı ülkeleriyle ilişkilerimizin ya da AB'ye katılım girişimimizin öneminin azaldığı anlamına gelmiyor. Şanghay İşbirliği Örgütü, Avrupa Birliği'nin alternatifi değil'

Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş, İslam ülkelerine, 'Ortadoğu'da mezhepçi temellere dayanan yeni bir Sykes-Picot anlaşması senaryosuna karşı birlik olma' çağrısında bulundu.

Kurtulmuş, Suudi Arabistan'ın etkili gazetelerinden Londra merkezli eş-Şarku'l-Evsat'a verdiği röportajda, Ortadoğu'daki genel durum için İslam dünyasının net bir anlayış geliştirmesi gerektiğini söyledi.

'Emperyal güçler 100 yıl önce, bölgede sınırların çizildiği Sykes-Picot anlaşmasını dayattılar. Şimdi ise ikinci Sykes-Picot projesi ile karşı karşıyayız.' diyen Kurtulmuş, İslam ülkelerinin mezhepsel parçalanmışlık temeline dayalı bir bölünmeye karşı mücadele için omuz omuza vermesini istedi.

- 'Ya ikinci Sykes-Picot'a teslim olacağız ya da mezhepçiliğe karşı birleşeceğiz'

Türkiye'nin Suudi Arabistan'la yürüttüğü işbirliği çerçevesinde İslam ülkelerinin bölünmesinin önüne geçmeye çalıştığını vurgulayan Kurtulmuş şöyle devam etti:

'Türkiye, Irak, Suriye, Libya ya da başka ülkelerde parçalanma görmek istemiyor. Mezhepçi politikaların sona erdirilmesini ve bölgede istikrarı sağlayacak bir ajanda üzerinde birleşmemiz, işbirliği yapmamız gerekiyor. Suudi Arabistan'ın bu konuda etkin rol oynadığını görüyoruz. Şu anda kritik bir süreçte ve yol ayrımındayız. Ya ikinci Sykes-Picot'a teslim olacağız ya da mezhepçiliğe karşı birleşeceğiz.'

Türkiye ile Avrupa Birliği (AB) arasındaki ilişkilerin geleceği hakkında da değerlendirmede bulunan Kurtulmuş, şunları kaydetti:

'AB ile 1993'ten bu yana sıkı ilişkilerimizi koruduk. Ancak bu uzun soluklu ilişkide maalesef Türkiye zaman zaman AB siyasetindeki iki yüzlü ve taraflı tutumlar ile karşı karşıya kaldı. Örneğin Avrupa'nın Türkiye'ye tam üyelik yerine imtiyazlı ortaklık sunması bunlardan biri idi. Türkiye ile Avrupa arasındaki son siyasi tartışmaya baktığımızda da eş zamanlı iki konu etrafında yaşandığını görüyoruz. Bunlardan birisi Türklere vize muafiyeti diğeri de Türkiye'den Avrupa'ya yasa dışı göçmen akışının durması.'

- 'Avrupa vizeleri kaldırmazsa, göçmenlerin Avrupa’ya girmesini engellemeyi bırakacağız'

Kurtulmuş, 'Avrupa'da siyasi karar alıcılarla görüşmeler gerçekleştirdik. Türk yargısındaki 73 maddeyi kapsayan reform programını sürdürdük. Vizelerin geçen temmuz ayında kaldırılması gerekiyordu. Türkiye üzerinde anlaşılan tüm talepleri yerine getirme konusunda kararlı oldu. Bunların arasında yasa dışı yollarla Yunan adalarına geçen göçmen sayısını azaltmak da vardı ki bu oran neredeyse sıfırlandı. Ancak ne yazık ki Avrupa tarafı ikna edici bir neden olmaksızın vizelerin kaldırılmasını erteledi.' ifadelerini kullandı.

'Vizelerin kaldırılması ve geri kabul anlaşması birbirine paralel ve eşittir. Eğer Avrupa vizeleri kaldırmazsa, göçmenlerin Avrupa’ya girmesini engellemeyi bırakacağız.' diyen Kurtulmuş, 15Temmuz'daki başarısız darbe girişiminin ardından AB ülkelerinin Türkiye’deki demokrasiye destek vermekten kaçınmasının kendilerini hayal kırıklığına uğrattığını ve yalnızca İngiltere'nin Türkiye'nin yanında durduğunu kaydetti.

- 'Şanghay İşbirliği Örgütü, Avrupa Birliği'nin alternatifi değil'

Türkiye’nin Şanghay İşbirliği Örgütü'ne girmesinin AB ile müzakereleri engelleyeceği ve gerilimi artıracağı yönündeki soruyu yanıtlayan Kurtulmuş, 'Zannetmiyorum. Türkiye’nin coğrafi, kültürel ve stratejik birçok özelliği var. Biz NATO üyesiyiz ve AB üyeliği için beklemedeyiz. Bunun yanı sıra İslam İşbirliği Teşkilatı, Türk Dili Konuşan Ülkeler İşbirliği Konseyi ve diğer birçok yapının üyesiyiz. Aynı zamanda Ortadoğu ve Balkanlara aitiz.' değerlendirmesinde bulundu.

Kurtulmuş, Türkiye'nin dış ilişkiler alanında kullandığı çeşitli araçları olduğunu ifade ederek, 'Şanghay İşbirliği Örgütü'ne yakınlığımız hatta katılmamız, Batı ülkeleriyle ilişkilerimizin ya da AB'ye katılım girişimimizin öneminin azaldığı anlamına gelmiyor. Şanghay İşbirliği Örgütü, Avrupa Birliği'nin alternatifi değil. Tüm kartlarımızı oynamak ve tüm taraflar ile ilişkilerimizi pekiştirmek hakkımız.' diye konuştu.

Ana Sayfa
Manşetler
Video
Yenile