Başbakan Yardımcısı Ve Hükümet Sözcüsü Bozdağ Açıklaması

Başbakan Yardımcısı ve Hükümet Sözcüsü Bekir Bozdağ, terör örgütü YPG/PKK eski eş başkanı Salih Müslüm'ün serbest bırakılmasına ilişkin, "Bu karar, teröre çok net bir destek kararıdır." dedi.

Bozdağ, Çekya'da Salih Müslüm'ün serbest bırakılmasına ilişkin sorularını yanıtladı.

Söz konusu kararın, uluslararası hukuka, suçluların iadesine dair Avrupa sözleşmesine de aykırı bir karar olduğuna dikkati çeken Bozdağ, kararın, terörle mücadele konusunda gerek BM'nin gerek AB'nin gerekse uluslararası toplumun ortaya koyduğu ortak iradeye de aykırı olduğunu söyledi.

Bozdağ, "Çok net bir şekilde bu terör örgütlerine destek niteliği taşıyan bir karardır. Bu karar, Türkiye-Çekya arasındaki ilişkileri olumsuz etkileyecek bir karardır. Tabii şu anda bize ulaşmış henüz bir gerekçe yok, gerekçe geldikten sonra da bir bakacağız ama sonuç ortada. Sonuç, bir terör örgütünün kurucusu, yöneticisi olan; geçmişte, halen de terör örgütü içerisinde etkin faaliyette bulunan, pek çok insanın ölmesine yol açan eylemlerin bizzat talimatını veren terörist başı maalesef serbest bırakılmıştır." diye konuştu.

Terör olaylarında pek çok vatandaşın hayatını kaybettiğini vurgulayan Bozdağ, şu değerlendirmede bulundu:

"Bir kişinin yaptığı veya yaptırdığı faaliyetlerin terör faaliyeti olması için daha kaç tane sivil masum insanın hayatını kaybetmesi gerekir, daha kaç insanın yararlanması gerekir. Terör örgütlerinin öldürdükleri Türk vatandaşı olursa veya Müslüman olursa o zaman onları öldürenler terör örgütü sayılmıyor mu? Bir örgütün terör örgütü olarak kabul edilebilmesi için ille de başka ülkelerin, AB üyesi ülkelerin veya ABD'nin vatandaşlarından herhangi birine zarar vermesi şart mıdır?

Biz biliyoruz ki bütün dünya da biliyor ki Çekya da biliyor ki PYD; YPG, PKK, DEAŞ gibi azılı, eli kanlı bir terör örgütüdür. Sivillere, masumlara pek çok cana zarar vermiştir. Türkiye'de de pek çok canlı bombayı bu terör örgütü kullanmıştır. Pek çok insanımız da hayatını kaybetmiştir. Bu nedenle bu kararın hem aramızdaki hukuk bakımından hem uluslararası hukuk bakımından yanlış bir karar olduğuna inanıyoruz. Bu karar, teröre çok net bir destek kararıdır. O nedenle de bu tür kararlar hukukla, delille, dosya durumuyla izah edilemeyecek çok net siyasal kararlardır. Türkiye'ye karşı yapılan terör faaliyetlerine, Türkiye aleyhine destek kararlardır."

- "Bizim için şaşırtıcı bir karar değildir"

Bekir Bozdağ, bundan sonraki diplomatik adımlarla ilgili olarak, Türkiye'nin terörle etkin mücadelesini devam ettireceğini ifade etti. Uluslararası arenada zaman zaman Türkiye'nin aleyhine, terörün lehine kararlar çıktığını ancak bu kararların Türkiye'nin terörle mücadeledeki azmini, kararlılığını asla etkilemeyeceğini belirten Bozdağ, şunları söyledi:

"Biz, ülkemizin, milletimizin, masum sivillerin, bölgemizin güvenliği için, huzuru için, barış ve istikrarı için her türlü terör örgütüyle ve bunların teröristleriyle kararlı bir şekilde mücadeleye devam edeceğiz. Biz şunu biliyor ve inanıyoruz; teröristlerin ve terör örgütlerinin rengi, dili, dini, cinsiyeti, inancı olmaz. Bunların hepsi terör örgütüdür, bunlarla beraber hareket edenlerin hepsi teröristtir. Bunlarla mücadele etmek bütün uluslararası toplumun ve ülkelerin ortak görevidir. Terör faaliyetlerinin her biri, bir insanlık suçudur. Biz bu insanlık suçlarıyla, bu eli kanlı katillerle, terör örgütleriyle ve onlara destek verenlerle mücadelemizi sürdüreceğiz. Bu tür kararlar bizim için sürpriz değil. Çekya'dan şimdi çıkan karar, Türkiye için şaşırtıcı bir karar olmamıştır, sürpriz de olmamıştır. Çünkü AB üyesi ülkelerin bu konularda Türkiye'ye bakışları ve Türkiye aleyhine terör faaliyeti sürdürenlere yaklaşımları ortadadır. Bu benzer yaklaşımın tekrarından başka bir şey değildir. Bizim için de şaşırtıcı bir karar değildir."

Kararın farklı ülkelerde örnek teşkil edip etmeyeceği yönündeki soruya ise Bozdağ, şu yanıtı verdi:

"Bir örnek teşkil etmesi bakımından, ortak her yerde uygulanan bir kural olursa o zaman örneklik teşkil eder. Ama her ülke ile Türkiye arasında, hem suçluların iadesine dair sözleşmeler var hem de suçluların iadesine dair Avrupa sözleşmesi var. Tabii bu sözleşmeler gereği uygulanacak hukuk belli. Hukuk ortada, önemli olan o hukuka uymak ve o hukuku uygulamak.

Şu anda Çekya'da eğer hukuk uygulansaydı, hukuka uyulsaydı, bu terörist başının, Türkiye'ye iade edilmek üzere geçici olarak tutuklanmasına karar verilirdi. Dosya tetkikinden sonra da bir karar verilir ve Türkiye'ye iade edilirdi. O nedenle hukuk var ama hukuka uyan yok. Bir hukuka uyulursa o zaman ortak olur ve her tarafta benzer şeyler çıkar. Ama hukuka uymama konusu da tabii bir örnek teşkil edebilir."