Başbakan Yardımcısı Yılmaz Açıklaması

Başbakan Yardımcısı Cevdet Yılmaz, Sözcü gazetesinin, "Yerli ve milli diyene bak" manşetine ilişkin, "Sözcü Gazetesinin manşetinde gördüğüm, faşizan bir söylem, ırkçı bir söylem, dışlayıcı bir söylem, sanki AK Parti’nin içinde belli işte Kürt, Zaza, Arnavut, değişik kesimlerden insanlar sanki bu ülkede yerli değilmiş, milli değilmiş gibi bir hava oluşturmaya çalışıyorlar. Bu hukuki olarak  da gerçekten hepimizin karşısında durmamız gereken bir hadise" dedi.

Yılmaz, Kanal 24'te katıldığı programda gündemdeki konulara ilişkin soruları yanıtladı.

AK Parti iktidarlarının ekonomik büyüme yanında refahı, adalet içinde dağıtmayı öncelik yaptığını dile getiren Yılmaz, bu bütünlüğü bundan sonra da devam ettireceklerini söyledi.

Toplumun her kesimine yönelik çalışmaları bulunduğuna işaret eden Yılmaz, şöyle konuştu:

"Ciddi bir tecrübemiz var, 13 yıldır devleti yöneten bir parti AK Parti. Bunun getirdiği bir tecrübe var, bir birikim var ve bu birikimle ayakları yere basar şekilde, sağlam şekilde politikalarımızı şekillendiriyoruz, vatandaşımıza dönük taahhütlerimizi de ortaya koyuyoruz, hesabını kitabını yaparak. Bütçemiz içinde, makro dengelerimiz içinde yerini gayet dikkatli bir şekilde ortaya koyarak, bir taraftan sosyal dengelerimizi gözetirken bir taraftan  da bu politikalarımızı akılcı bir şekilde tasarlayıp uzun vadeli ekonomik potansiyelimizi de geliştiriyoruz."

- Terörün maliyeti

Terörün doğrudan ve dolaylı maliyeti bulunduğunu ifade eden Yılmaz, doğrudan maliyetin terörün verdiği zararlar ve güvenlik harcamalarının artması, dolaylı maliyetin ise iş ve yatırım ortamının bozulması, yaşam ortamının tahrip olması, bölgeye nitelikli insanların, öğretmenin, doktorun, mühendisin gitmemesi, turistin gitmemesi, ticaretin, ticaret kanallarının, ulaşım imkanlarının darbe yemesi şeklinde ortaya çıktığını belirtti. Cevdet Yılmaz, teröre karşı en büyük bedeli bölge insanının ödediğini vurguladı.

Terör karşısında bugüne kadar atılan demokratik adımları, kazanımlarımızı koruyacaklarını, daha ileri demokratik adımlar atacaklarını dile getiren Yılmaz, "Demokrasimizi ilerleteceğiz, diğer yandan da kamu düzenini, güvenliği de tam anlamıyla tesis edip hem yaşam kalitesini artıracağız inşallah, hem de iş ve yatırım ortamını iyileştireceğiz. Bunu yapmadığımız sürece terör demokrasiye de, kalkınmaya da zarar vermeye devam edecek" dedi.

Türkiye'de demokratik bir ortamın varlığına işaret eden Yılmaz, şunları kaydetti:

"Bütün kanalların açık olduğu bir ortamda, herkesin fikrini ifade edebildiği bir ortamda silaha başvurmanın hiçbir mazereti olamaz. Bir tek insanımızın hayatı bütün bu siyasi tartışmalardan daha değerli.

Temenni ediyorum ki bu terör en kısa sürede gündemden kalkar, bir taraftan tabii güvenlik tedbirlerimizle, bir taraftan da halkımızın, bütün toplumsal kesimlerin siyasi görüşü ne olursa olsun, siyaseten fikri, savunduğu görüş ne olursa olsun herkesin ortak tavrıyla, ortak duruşuyla kardeşliğimizi de daha fazla pekiştirerek bu terör meselesini aşacağız inşallah. Bu topraklarda yaşayan hiç kimseye bunun bir faydası yok. Başkalarına olabilir, başka ülkelere, başka coğrafyalara, ama bu ülkede yaşayan hiçbir insana bunun faydası yok, bunu da hepimiz görüyoruz. 30 yıldır bu acıları yaşıyoruz, artık yeter dememiz lazım. Toplum olarak da devlet olarak da kamu olarak da el birliği içinde bu sorunla sonuna kadar mücadele etmemiz lazım."

- Sözcü gazetesine yanıt

Bir gazetede, AK Partili bazı siyasetçilerin etnik kökenlerine gönderme yapan ve "Yerli ve milli diyene bak" ifadelerine yer verilen habere ilişkin soru üzerine Yılmaz, bu tür yayınların uluslararası hukukta nefret söylemi kapsamına girdiğini söyledi.

Demokrasilerde medyanın hükümetleri en sert şekilde eleştirme hakkına sahip olduğuna işaret eden Yılmaz, şöyle konuştu:

"Ama düşünce özgürlüğüyle nefret söylemini, ırkçılığı  birbirine karıştırmamamız lazım, faşizan söylemleri birbirine karıştırmamamız
lazım. Bugün benim Sözcü Gazetesinin manşetinde gördüğüm, faşizan bir söylem, ırkçı bir söylem, dışlayıcı bir söylem, sanki AK Parti’nin içinde belli işte Kürt, Zaza, Arnavut, değişik kesimlerden insanlar sanki bu ülkede yerli değilmiş, milli değilmiş gibi bir hava oluşturmaya çalışıyorlar. Bu hukuki olarak  da gerçekten hepimizin karşısında durmamız gereken bir hadise.

Cumhurbaşkanımıza dönük kullandıkları üslup da gerçekten çok çok ayıp diyeceğimiz bir üslup gerçekten. Bakın cumhurbaşkanları seçimle geliyor artık  ve mevcut Cumhurbaşkanımız yüzde 52 oy alarak geldi. Bu üslup aslında  topluma bir hakaret bence. Cumhurbaşkanımızı seçen topluma aslında bir  hakaret ve gerçek anlamda yerli bir duruşa sahip olmadıklarını zaten bu üsluplarından da görüyoruz maalesef. Yani Sözcü gazetesinin izlediği yayın  çizgisini çok provokatif, tahrik edici, hakaretlerle dolu, seviyesiz bir üslup olarak görüyorum. Ve bu tarzın ne medya dünyamıza, ne siyasete, ne  demokrasimize bir faydası var. Bunun karşısında da yine hep birlikte durmamız ve hukuki bir dille, ahlaki bir dille durmamız gerekiyor."

- FED'in faiz kararı

Cevdet Yılmaz, Amerikan Merkez Bankası'nın (FED) faiz kararına ilişkin sorular üzerine, FED'in normalleşmeyi geniş zaman aralığı içinde gerçekleştireceği beklentisinde olduğunu söyledi.

FED kararına ilişkin bir takvim vermenin doğru olmayacağı değerlendirmesinde bulunan Yılmaz, "FED küçük adımlarla gidecek, zamana yayacak, ani bir sıçrama olmayacak, bunu görüyoruz. Zaten uzun zamandır FED’in bu kararı gündemde, dolayısıyla büyük oranda da fiyatlanmış durumda aslında" dedi.

Türkiye'nin geleceğine ilişkin farklı değerlendirmeler bulunduğunun hatırlatılması üzerine Yılmaz, "Türkiye’nin geleceğini Türkiye’yi rakamlarla takip edenler görüyorlar. Medya imajı üzerinden takip edenler için olumsuzluklar olabilir, ama uzun vadeye bakan, rakamlara bakan, objektif kriterlerle değerlendiren yatırımcılar için ben bir sorun olduğunu zannetmiyorum doğrusu" diye konuştu.

Siyasi belirsizliklerin 1 Kasım’la birlikte azalacağını belirten Yılmaz, şunları kaydetti:

"Görünen tablo şu: AK Parti tek başına iktidarını devam ettirecek veya güçlü bir ortağı olduğu bir yapı içinde devam edecek. Tabii ikisinin farklılıkları var, ama bir taraftan da baktığınızda bu son aylarda yaşadığımız tartışmalar belirsizlik ufkunu biraz daha daraltmış gibi. Yani seçenekler aşağı yukarı daha net görünüyor. Dolayısıyla bizim ümidimiz, halkımızın desteğiyle, vereceği kararla tek başına AK Parti’nin gelmesi ve hızlı bir şekilde politikalarımızın hayata geçmesi."

- Enflasyondaki gelişmeler

Enflasyonda son dönemlerde bir miktar bir artış olduğuna işaret eden Yılmaz, şu değerlendirmelerde bulundu:

"Merkez Bankamız tabii bunu dikkate alarak mutlaka enflasyonla ilgili yeni beklentilerini ortaya koyacaktır. Bir miktar yukarı yönlü bir risk olduğunu görüyoruz, bu büyük oranda da liranın değer kaybından kaynaklanıyor, bunun iç piyasaya yansımaları var.

Merkez Bankamız hesabını kitabını yapıp piyasadaki beklentileri de görüp önümüzdeki süreçlerde bunları paylaşacaktır. Ama bir miktar yukarı yönlü bir etki olduğunu söyleyebiliriz ama öyle çok aşırı bir etkiden bahsedemeyiz."

Ana Sayfa
Manşetler
Video
Yenile