Başbakan Yardımcısı Yılmaz Gündemi Değerlendirdi

Başbakan Yardımcısı Yılmaz Gündemi Değerlendirdi

Başbakan Yardımcısı Cevdet Yılmaz, Diyarbakır’da gündemi değerlendirdi. Yılmaz, 1 Kasım seçimlerinin AK Parti açısından ülke genelinde 7 Haziran seçimlerinden daha önemli bir tablo ortaya koyduğunu söyledi.

Seçimlerden dolayı sürekli olarak Türkiye’yi dolaştığını belirten Başbakan Yardımcısı Cevdet Yılmaz, AK Parti’nin 1 Kasım seçimlerinde daha güçlü bir şekilde iktidara geleceğini kaydetti.

Yılmaz, “Ben epeyce bir il dolaştım, özellikle Doğ ve Güneydoğu’da Bingöl dışında Bitlis, Muş, Van, Batman, Siirt, Malatya, Elazığ gibi birçok ile gittim, hepsinde de, istisnasız 7 Haziran’a göre daha iyi bir tablo görünüyor AK Parti açısından. Bunun Türkiye’de istikrarın önemine ilişkin beklentilerin önemli bir rol oynadığını düşünüyorum açıkçası, yani siyasi istikrarın ekonomik istikrarla bağlantısını vatandaşımız gayet iyi görüyor. Diğer taraftan, tabi bölgemizde yaşanan hadiseler, huzur ortamı, güven ortamı, bunun hayata yansımaları, bütün bunlar için bir an önce siyasi belirsizliklerin ortadan kalkması ve güçlü bir hükümetle Türkiye’nin meselelerinin ele alınması açısından vatandaşımızın çok ciddi bir şekilde teveccühünü görüyoruz. Bunun ben sandıklara da yansıyacağını düşünüyorum” dedi.

“5 MİLYON YOLCU KAPASİTELİ TERMİNAL YAPILDI”

Başbakan Yardımcısı Cevdet Yılmaz, Diyarbakır’da yeni hizmete giren havalimanı yatırımını da değerlendirdi. Yılmaz, “Bakın burada içinde bulunduğumuz bina bunun göstergesi, yeni terminal kompleksimiz burası. Sadece bakın bu terminal için 250 milyon liraya yakın bir para harcandı ve gerçekten bu terminal binamız son derece önemli bir yatırım oldu, 5 milyon yolcu kapasiteli bir terminal binası. Güneydoğu’da ilk defa bir körüklü terminal yapıldı, 10 uçak aynı zamanda hizmet verebiliyor, yanaşabiliyor. Bu aslında eski Türkiye’yle yeni Türkiye’nin farkı bence. Diyarbakır’ın eski terminaliyle, eski havalimanıyla bu yeni terminalini mukayese ettiğiniz zaman, eski Türkiye’yle yeni Türkiye’nin ne kadar farklı olduğunu da görebiliyorsunuz. Gerçekten ben de ilk defa böyle hizmet verirken görüyorum, inşa aşamasında görmüştüm. Yani bu huzur ortamında hem yatırımları artırdık biz, hem özgürlükleri genişlettik, insanımız bir nefes aldı, bir soluklandı, bu bölgede ekonomik potansiyel harekete geçmeye başladı, bunun yansımalarını hep çözüm sürecinde gördük. Çözüm süreci özü itibarıyla doğru bir süreçti, terörü ortadan kaldırma, huzur ortamını pekiştirme, özgürlükleri yaşama, kalkınmamızı hızlandırma, bu amaçlara hizmet etsin diye hükümetimiz gündeme getirdi. Ama birileri bu ortamı istismar etti ve maalesef bu ortama yönelik ciddi anlamda birtakım eylemler içine girdiler” diye konuştu.

“KARDEŞLİK, BİRLİK, BERABERLİKTEN HİÇ BİR ZAMAN VAZGEÇMEDİK”

Başbakan Yardımcısı Cevdet Yılmaz, AK Parti’nin hiçbir zaman birlik, beraberlik, kardeşlikten vazgeçmediğini söyledi.

Yılmaz, “Bizim seçim beyannamemize bakın, ortaya koyduk, biz kardeşlikten, birlikten, milli birlikten, demokratikleşmeden hiçbir zaman vazgeçmedik ve vazgeçmeyiz. Bir taraftan terörle mücadele ediyoruz ve etmeye devam edeceğiz, bu da hiçbir şekilde yarım kalmayacak inşallah, bu mücadeleyi sonuna kadar sürdüreceğiz, ama demokratikleşmeden de asla taviz vermeyeceğiz, kazanımlarımızı koruyacağız ve daha ileriye taşıyacağız. Yalnız burada şunun altını çizmek isterim. Bu demokratikleşme tüm toplumu ilgilendiriyor, sadece belli bir kesimi, belli bir grubu değil, bu bölgemizde yaşayan kim varsa, ülkemizde yaşayan kim varsa herkesi ilgilendiren bir süreçtir ve bu süreç temelde milli birliğimizi sağlama, özgürlüklerimizi, haklarımızı genişletme sürecidir. Kimin elinde de silah varsa, şiddet uyguluyorsa, terör uyguluyorsa onunla da kamu mücadele etmek durumunda. İster bir etnik gerekçeyle yapsın bunu, ister dini gerekçeyle, ister mezhebi gerekçeyle, hangi gerekçeyle olursa olsun, kime karşı yapılırsa yapılsın terör terördür ve buna karşı da topyekun bir mücadele yapıyoruz, yapmaya devam edeceğiz; bunun da altını çizmek isterim” ifadelerini kullandı.

DİYARBAKIR’DAKİ IŞİD OPERASYONU

Açıklamalarında Diyarbakır’da geçtiğimiz gün yapılan IŞİD operasyonuna da değinen Bakan Yılmaz, bu operasyonda şehit düşen 2 polis memurunun ailesine ve millete başsağlığında bulundu. Bakan Yılmaz, bu operasyonda yaralanan polis memurlarını da hastanede ziyaret edip durumları hakkında bilgi aldığını da kaydetti.

Yılmaz, “Bu hadiseler şunu gösteriyor. Türkiye sadece bir tane terör örgütünün saldırısıyla karşı karşıya değil, birden fazla ve farklı gerekçeler kullanan terör örgütleri var. Ancak şunu gözden kaçırmamalıyız. Adeta koordineli hareket ediyorlar, eş zamanlı bir şekilde Türkiye’ye dönük saldırılar başlattılar, bu da aslında bu terör örgütlerinin arka planındaki yapıyla ilgili bize bir fikir veriyor doğrusu. Bunlar Türkiye’nin büyümesini, gelişmesini istemeyen odaklar, Türkiye’nin huzurunu, istikrarını bozmak isteyen yapılar. Dolayısıyla, kim yaparsa yapsın görünürde hangi gerekçeye yaslanırsa yaslansın, teröre hepimizin hayır demesi lazım, terörü lanetlememiz lazım, birliğimizi de daha çok artırmamız lazım” dedi.

“TERÖRE KARŞI ORTAK TAVIR ALINMALIDIR”

Başbakan Yardımcısı Cevdet Yılmaz, terörün amacının, insanları birbirine düşürmek, kamplaştırmak, ayrıştırmak olduğunu söyledi.

Yılmaz, “Biz tam tersine hareket etmeliyiz, kardeşliğimizi daha da güçlendirmeliyiz, milli birliğimizi, beraberliğimizi daha da güçlendirmeliyiz. Siyasi polemikleri başka alanlarda yapabiliriz, herkes gitsin başka konularda ne yapacaksa yapsın, ama terör söz konusu olduğunda hepimizin ortak bir tavır sergileyebilmesi lazım. Maalesef geçtiğimiz dönemde bazı siyasilerin sorumsuz açıklamalarıyla terörün değirmenine adeta su taşıdığını da gördük. Bunu bir siyasi rant olarak kullanmaya çalışanları gördük. Milletimiz de bunun en iyi şekilde değerlendirmesini yapacaktır diye inanıyorum” diye konuştu.

“SANDIKLARIN GÜVENLİĞİNİ SAĞLIYORUZ”

Başbakan Yardımcısı Cevdet Yılmaz, sandıkların güvenliğini alacakların belirterek tüm halkın mutlaka sandıklara gitmesi gerektiğini söyledi.

Yılmaz, “Her türlü tedbiri alıyoruz. Çünkü biz şuna inanıyoruz, halkımız sandık başına gitmeli, özgür iradesiyle huzur içinde oyunu kullanmalı. Kim bunu engelliyorsa halkın iradesine saygı duymuyor demektir, halka saygı duymuyor demektir. Kime oy vereceğini vatandaş kendisi bilir, istediği partiye gider oyunu verir. Ama bizim görevimiz, huzur ve güven ortamını pekiştirmek, sandık güvenliğini sağlamak, vatandaşımızın özgür iradesinin sandığa yansımasını temin etmek. Bunun için de bütün kamu kurumları harekete geçmiş durumda ve eskisinden çok daha güçlü bir şekilde inşallah şu sandık güvenliği sağlanacak, vatandaşımızın bir endişesi olmasın. Herkes mutlaka sandık başına gitsin, buradan çağrıda bulunuyorum. Biz insanlar olarak, vatandaşlar olarak da sandığa sahip çıkmalıyız. Sandık bizim namusumuz, irademiz, dolayısıyla herkes bir defa sandığa gitmeli, oyunu kullanmalı ve kendi oyuna da herkes sahip çıkmalı. Bir taraftan kamunun tedbirleriyle, bir taraftan da halkımızın duyarlılığıyla, hassasiyetiyle ben bu seçimlerin çok daha rahat, çok daha emin bir ortamda geçeceğine inanıyorum. Şimdi biz eski anlayışla hareket etmiyoruz. Eskiden devlet güvenliği diye bir anlayış vardı, bir paradigma vardı, şimdi artık halkın güvenliği diyoruz, insanın güvenliği. Yani niye emniyet güçlerimiz var burada, niye askerimiz, polisimiz var? Halkın emniyetini sağlamak için, halk daha rahat yaşasın, huzurlu yaşasın, işini, gücünü daha rahat yapsın, seyahat özgürlüğünü rahat kullansın, gece çoluk çocuğuyla çıkıp çarşıda, pazarda, sokakta yürüyebilsin, bütün bunlar halkımız için esasında. Ve terörün en büyük bedelini, maliyetini de bu bölgedeki halkımız ödüyor, yaşama kalitesi düşüyor, iş ve yatırım ortamı zehirleniyor. Dolayısıyla bir kez daha şunu ifade etmek istiyorum: Terör ve şiddet demokrasinin de, kalkınmanın da düşmanıdır, özgürleri yaşamanıza da engel olur, refahınızı artırmanıza da engel olur. Dolayısıyla hep birlikte, siyasi görüşümüz ne olursa olsun, partimiz, fikrimiz, etnik yapımız, mezhebimiz ne olursa olsun, hep birlikte şu terörle karşı bir duruş sergilemeliyiz. Ben inanıyorum ki, Türkiye bugünleri de atlatacak, çok daha gelişmiş, olgun bir demokrasi olarak yoluna devam edecek. Diğer partileri hiçbir zaman düşman olarak görmedik, görmeyeceğiz, onlar bizim siyasi rakiplerimiz. Güzel, tatlı bir rekabet içinde inşallah hep birlikte sandık başına gideriz. Halkımız kimi hayırlı görüyorsa, kimi çoluk çocuğu için, gençleri için hayırlı görüyorsa, kendi hayatı için faydalı görüyorsa ondan yana oyunu kullanır ve biz de bu çıkan sonuca saygılı oluruz diye düşünüyorum. Sahada şunu görüyoruz, AK Parti’ye dönük ciddi bir teveccüh var. Bu seçimi geçen seçimle mukayese ettiğim zaman gerçekten ciddi bir fark var. İnşallah bunun sandığa yansıdığını da görürüz” dedi.

Başbakan Yardımcısı ve AK Parti Bingöl milletvekili adayı Cevdet Yılmaz açıklamalarını şöyle sürdürdü:

“Şimdi her bakımdan önemli. Bakın dünyada bir küresel kriz var, ekonomik istikrarımız açısından siyasi istikrar çok önemli bir defa bu. Yani ekonomide daha rahat, daha iyi günlere gitmek için siyasi istikrar kilit noktada. İkincisi; bölgemizde jeopolitik gelişmeler var, Suriye başta olmak üzere Ortadoğu gerçekten çok önemli dönüşümlerden geçiyor. Bu ortamda Türkiye’nin güçlü olması, kendi içine kapanmaması, çevresine bakabilmesi çok çok önemli. Üçüncüsü; tabi bu terör saldırıları ve halkın huzurunu kaçıran hadiseler, buralarda da yine güçlü iradeye sahip bir hükümetin işbaşında olması ve halkın huzurunu temin etme yönünde gayret sarf etmesi de yine son derece önemli. Hangi açısından bakarsanız bakın istikrar eskisinden de önemli hale gelmiş durumda ve ben halkımızın bu istikrara yönelik oylarını kullanacağına inanıyorum."
Ana Sayfa
Manşetler
Video
Yenile