Başbakan Recep Tayip Erdoğan'ın STK temsilcisi kadınlarla yaptığı görüşme yaklaşık yedi saat sürdü. Toplantı sonrasında Başbakanlık çalışma ofisinden ayrılan katılımcılar toplantıya dair görüşlerini dile getirdiler. Katılımcıların yaptığı açıklamalarda kadınların demokratik açılıma verdikleri güçlü destek vurgulandı. Bazı katılımcılar toplantıda sundukları tekliflerini de ifade etti.
Türk Kadınları Kültür Derneği İstanbul Şube Başkanı Cemalnur Sargut, beş parmağın eşit olmadığı halde birbirini kabul ettiği için güzel olduğunu söyledi. Sargut, "Sayın Başbakan uzun uzun herkesin derdini dinledi. Genel olarak kadın sorunları hakkında konuşuldu. Çözümün olacağına inanıyorum. Ben birliği anlattım. Birlikten yanayım. Elimle birliği gösterdim. Türkler şöyle yapar dedim. Beş parmak eşit olmadığı halde birbirini kabul ettiği için güzeldir. Dolayısıyla birleşirsek birçok problemi halledeceğimize inanıyorum. Başbakanın da aynı görüşte olduğunu duymaktan çok mutlu oldum. Böyle diyaloglar çok yerinde olur. Ama benliği, nefsi aradan çekip hepimiz birbirimizi tanıyıp hürmet edersek çok daha verimli olacağına inanıyorum." dedi.
Mutabakat sağlanması için toplumda bir üst dilin oluşturulması gerektiğini kaydeden Türk Diyanet Vakfı Kadın Faaliyetleri Merkezi Başkanı Ayşe Sucu, "Açılım üst başlığında Türkiye'nin problemlerine değinildi. Daha çok kadın eksenli meselelere bakılmaya çalışıldı. Sayın Başbakanın bu tür toplantılarını çok önemsiyorum. Hem toplumumuz adına hem de siyaset adına önemli olması açısından düşünüldüğünde sanıyorum en azından toplumun nabzını tutma adına sayın Başbakan ve beraberindeki heyet konuşmaları değerlendirecektir. Benim çok önemsediğim bir şey var. Sayın Başbakana özellikle de söyledim. Eğer mutabakat sağlamak istiyorsak bir üst dil oluşturmak zorundayız. O üst dili eğer oluşturabilirsek onun altındaki bütün problemler ister Alevi-Sünni, ister Türk-Kürt ve tüm diğer etnik gruplar adı altında yaşanan problemler olarak düşünün isterse çok daha farklı bağlamda düşünün bunu eğer toplumsal mutabakat sağlamak istiyorsak üst dili oluşturmak zorundayız." ifadelerini kullandı.
Herkesin birbirini sabırla ve sevgiyle dinlediğini belirten TOBB Kadın Girişimciler Kurulu Başkanı Aynur Bektaş, kadınların açılıma güçlü bir destek verdiğini söyledi. TOBB olarak 79 ilde iş kadın teşkilatlarını kurduklarını aktaran Beştaş, toplantıya bölgeyi en çok tanıyan bir örgütün başkanı olarak katıldığını aktardı.
Bölgeye özel teşvik uygulanmasını istediğini anlatan Bektaş, "Tabi ki kadınlardı konumuz. Özellikle de benim taleplerim bu bölgede özel bir teşvik verilmesi konusundaydı. Çünkü her ne kadar bölgenin sorunu sadece ekonomik değilse de ekonominin bölge halkına bir refah getireceğini ve orada en çok mağdur olan kadınların sorunlarını çözeceğini dile getirdim. Ama eğer bugüne kadar yapılan teşvik sistemiyle gidilirse bu bölge yatırım almayacaktır. Bunu içeride ifade eden iş kadınları da oldu." diye konuştu.
Ekonominin yanı sıra demokrasinin de çok önemli olduğunu vurgulayan Bektaş, "Bölgede yaygın bir demokratik açılım yapılmalı öncelikle. İnsan haklarında bir sistem vardır 'yasak yasaktır'. Gerçekten yasakların kaldırılması lazımdır. Avrupa insan haklarının benimsediği 'yasak yasaktır' böyle bir ifade varsa tabi ki bu bölge için de geçerli. Ülkemizin her yeri aynıdır." dedi.
Kadınların açılım istediğini gördüğünü ifade eden Bektaş, "Katılanlar her bölümden, dernekler, birlikler her kesimden iş kadını vardı. Şunu gördüm ki bütün kadınlar açılım istiyorlar. Hakikaten bu açılıma destek veriyorlar. Herkes birbirini sabırla ve sevgiyle dinledi. Yani kadının girdiği yerde kavga olmuyor. Bu nedenle açılımı kadınlar üzerinden geliştirmek ve kadınlara öncelik vermek çok önemli. Bu zaten Başbakana da bir serzeniş olarak geldi. Kim yaptı bilmiyorum ama 'keşke ilk bizimle başlasaydınız' dendi. Ben de katılıyorum. Evet kadın güçlü ve bu açılıma çok destek verecek." şeklinde konuştu.
Kendisinin özellikle 3 yıldır Doğu ve Güneydoğu Anadolu'da bulunduğunu kaydeden Bektaş, yöre halkından zarar görmediği gibi en karlı fabrikalarının da buralarda olduğunu söyledi. Açılımın devam etmesi gerektiğine işaret eden Bektaş, "Özellikle de iş, aş gitmesi lazım. Bölge halkı zor durumda. Yani arada derede kalan bölge halkı. Bölge halkını kazanmamız lazım. Üstelikte Kürt-Türk diye bir ayrım olamaz. Biraz önce Başbakan da ifade etti. 'Partimde 60 tane Kürt kökenli milletvekili var' dedi." şeklinde konuştu.
"Teşvik teklifinize yanıt alabildiniz mi?" sorusuna Bektaş, "Cevabını alamadım. Herhalde benden sonra son bir değerlendirme yapacak. Ama gördüğüm kadarıyla olumsuz bir hava yoktu. Bu bölgeye mutlaka özel bir teşvik getirilmeli. Eğer özel teşvik verilirse yatırımlar hız kazanır. Oradaki iş adamlarıyla da ortak çalışmalar yapmak lazım. Çünkü onlar oraları biliyorlar. Son zamanlarda şunu duyuyorum, 'ne işin var oralarda Aynur, kendi zengin adamları yapsın' diye. Buna çok kızıyorum. Ben de oradaki zengin işadamlarından Çankırı'ya yatırım yapmasını bekliyorum. Ben geçtiğimiz günlerde bir toplantıda 'nereliyim?' diye sordum. Her kafadan Anadolu'nun bir şehri çıkmıştı. Demek ki Türkiyeli olmayı başarmış bir kadınım. Bunu başardığımız zaman sorunun çözüleceğini düşünüyorum. Son derece olumlu bir toplantı oldu." dedi.
Türkiye Aile Planlaması Derneği Başkanı Hakan Şatıroğlu da toplantıyı son derece olumlu bulduğunu anlattı. Başbakan Erdoğan ve bakanlara toplantıyı düzenledikleri için teşekkür eden Şatıroğlu, "Çünkü hem vatandaş hem de 25 yıldır STK'da çalışan birisi olarak gerçekten demokratik açılımın ne olduğunu bilmek ve önerilerimizi sunabilmek ihtiyacı içindeydik. Burada herkesin her şeyi söyleyebildiği çok güzel bir toplantı oldu. Umuyoruz ki ülkemiz hak ettiği ve her zaman yaptığı gibi bundan da başarıyla çıkar. Bunu yaparken kimliklerden ziyade biz hekimlerin ve STK'ların yaptığı gibi insan odaklı yapmamızda yarar olduğunu gördük. En azından ben öyle algıladım. Bu bir demokratik açılım olacaksa eğer, ki öyle gözüküyor, insan odaklı olmalı. Öyle olacak gibi gözüküyor. Kimlikler üzerinden konuşmak çok zor. Çok örseleyici olabilir, toplum yaşayabiliyor bunları da. Bu nedenle sayın Başbakanın ve devlet erkanının bu konuda özellikle STK'ların kısıtlamasız fikirlerini alması bence çok pozitif." diye konuştu.
Bu toplantılarda neler konuşulduğunu hep merak ettiğini belirten Şatıroğlu, "Güzel konuşuluyor. Net ve kısıtlamasız konuşuldu. Konuşmalarımız tüm Türkiye ile ilgiliydi. Hiçbir zaman özellikle bölgesel olmaması gerektiğini zaten herkes vurguluyor, biz de vurguladık. Ankara'nın çok yakınında da benzer sorunları yaşayabiliyorsunuz. Kimse bilmezdi, biz Dağlıca'yı Hakkari'yi bilirdik. Kars'ı biliriz ama bunun yanında Keskin'i de bilir, bunun yanında Bodrum'un elektriği olmayan köylerini de bilir oralarda da çalışırdık. İşte bütün bunların konuşulduğu güzel bir toplantı oldu. Sonuçları izlemek tabi ki yine bizim görevimiz. Sayın Başbakan ve çalışma arkadaşlarını toplum izliyor ama biz STK'lar daha yakından takip edeceğiz." şeklinde konuştu.
Başbakanın çok sabırlı olduğunu belirten Şatıroğlu, "Şunu da tespit etmek gerekir sayın Başbakan çok sabırlı. Saat 14.00'de başladı hala içeride dinliyor not alıyor. Bu hoş bir davranış. Umarım bunlar Türkiye'nin en büyük sivil toplum örgütü olan TBMM'nin tümünün kararlarıyla ortak bir sonuç olarak çıkar. Sadece bizim ülkemiz değil bölgemiz, bütün dünya bundan yararlanır." dedi.