Basın-yayın ve Enformasyon Genel Müdürlüğü`nün İftar Yemeği
Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, Türkiye`nin terörle mücadele yöntemlerinin olduğunu ve bunu kullanmaya devam edeceklerini belirterek, "Gerek terörle mücadelemiz gerekse, milli birlik ve kardeşlik projemiz devam edecek" dedi.
Basın-Yayın Enformasyon Genel Müdürü Murat Karakaya, yerli ve yabancı medya mensuplarına iftar yemeği verdi. Basın-Yayın ve Enformasyon Genel Müdürlüğü`nde gerçekleştiren iftar programına Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç`ın yanısıra aralarında TRT Genel Müdürü İbrahim Şahin, Anadolu Ajansı Genel Müdürü Kemal Öztürk, TGRT Haber ve İhlas Haber Ajansı Ankara Temsilcisi Batuhan Yaşar`ın da bulunduğu Türk medyasının temsilcileri, yerel gazete ve televizyonların temsilcileri, yabancı medya temsilcileri ilebüyükelçiliklerde çalışan basın ateşeleri katıldı. İftarın onur konuklarından biri ise Somali`nin Ankara Büyükelçisi Nur Sheikh Hamud Mursal oldu. İftar yemeğinin ardından bir konuşma yapan Arınç, Basın Yayın ve Enformasyon Genel Müdürlüğü`nün kadro, görev alanı bakımından değişeceğini söyledi. Birkaç gün içinde Basın Yayın Enformasyon Kurumuna ilişkin kanun hükmünde, kararname çıkaracaklarını bildiren Arınç, bu kanun ile birlikte kurumun Türkiye`deki ve dünyadaki irtibat ve haberleşmelerini daha üst düzeye çıkaracağını ifade etti. Basın kartlarının uygulanması, basın mensuplarının özlük hakları ile gri pasaportlarda çalışmaların devam edeceğinisöyleyen Arınç, eğitim seminerleriyle yerel medya bilgilendirme seminerlerinin ise devam ettiğini kaydetti. "SOMALİYE YARDIMLARIN 500 MİLYON DOLARI BULACAĞINI TAHMİN EDİYORUZ" Konuşmasında Somali`de yaşanan kıtlığa ve Türkiye`nin yaptığı yardımlara değinen Başbakan Yardımcısı Arınç, şunları söyledi: "İnancı ne olursa olsun, Türkiye dünyada mazlum insanlara yardımcı oluyor, hem de büyük felakatlerde, tsunami, kıtlık gibi elinden gelen gayreti herkesten önce götürüyor ve takdim ediyor. Somali güvenlik açısından riskli bir bölgeydi. Mogadişu Havaalanı`na inebilir mi, hastalık olabilir mi diye endişe vardı. Başbakanımız bunların hiçbirini dinlemedi, eşi ve çocuklarıyla yardımsefer kitleyle Somali`ye gidip yerinde gördüler. Türkiye`nin sadece selam verdiği, ellerinden tuttuğu başlarını okşadığı sağlıklı altyapı için gerekenleri yaptığı hamiyet sever halkının gönderdiği yardımları bizzat teslim etmeyi Başbakanımız sunmuştur. Türk ferdi olarak iftihar edilecek bir durum. 74 milyon insan tarafından alkışlanmıştır bu durum. Ekmeğini fakirle paylaşmayı bilen insanlarız, insani vazife olarak geleneklerine bağlı olan bir milletin çocuklarıyız. Kadir gecesi ve bayram sabahı namazındatoplanacak paralarla yardımın 500 milyon lirayı bulacağını tahmin ediyoruz. Bütün dünyadan yapılması vaat edilen yardımın fazlasıdır. Türkiye bir tarafa, dünya bir tarafa, Türkiye daha fazla yardımda bulunmuştur. Oyuncağını veren kağıt toplayan, kumbaralarındaki, küçük bilezikleri yardım olsun diye veren milletin yardımları iftihar verici. Türkiye`den en büyük yardımı götürmenin gururun yaşıyoruz. " "LİBYA VE SURİYE`DE YAŞANAN OLAYLAR" Konuşmasında Libya ve Suriye`de yaşanan olaylara da değinen Arınç, "Bu ayların içinde ne yazık ki acı olayları yaşıyoruz. Libya dost ve kardeş bir ülkedir. İsteriz ki halkın kendi yönetimi barışçıl yöntemlerle kurulsun. Ölümler olmasın, o ülkenin tabi varlıkları perişan edilmesin. Bir devrin bitmekte olduğunu yeni bir devrin başlamakta olduğunu görüyoruz. Keşke barışçıl yöntemlerle, kan dökülmeden, halkın taleplerine bu kadar yabancı dış güçler karışmadan gerçekleşebilseydi. Huzur ve güvenlik içerisindeekonomisi gelişmiş bir ülke olmasını diliyoruz. Suriye`deki olaylar da üzüntü verici. Geçmişten bu yana ilişkiler ne olursa olsun, bu her zaman dostluğu ve kardeşliği gerektirmiştir. Ölümlerin, çatışmaların silah gücüyle insanların hayatına son verildiğinin acı görüntülerini görüyoruz. Aynı düşüncemizi her zaman paylaşıyoruz. Her zaman huzur ve güvenlik olmalı, toprak bütünlüğü olmalı halkın istekleri demokratik yollarla olmalı. Silah, şiddet olmamalı. Basit ve kuru temenniler değil. Anlayacakları dille,yapmaları gereken usulle Başbakanımız, Cumhurbaşkanımızla her zaman söylemeye devam ediyoruz. Bir ramazan ayında şehirlerin tanklarla kuşatılması, denizden bombalanması yüreklerimizi dağladı. Bölgemizin barış ve huzur içerisinde olmasını ister Türkiye.. keşke dinleyebilseler tavsiyelerimizi. Türkiye örneğinden hareket etseler, bugün ulaşılan dinamikleri bir araştırabilseler. " "TERÖRLE MÜCADELE YÖNTEMLERİMİZ VAR, KULLANMAYA DEVAM EDECEĞİZ" Son günlerde artan terör olaylarına değinen Arınç, konuşmasını şöyle sürdürdü: "Yüreklerimizi yakan dağlayan şehitlerimizin acı feryatları da üzüyor. Yıllardır mücadele ettiğimiz terörle patlatılan mayınlar, pusularla evlatlarımız yaşamını yitirdi. Terör ve teröristlerle mücadele yöntemlerimiz var. Kullanmaya devam edeceğiz. Çünkü terörün amacı silahı bellidir. Terörle mücadele ortak platform ortak inancı gerektiriyor. 30 yıldan bu yana terör olaylarının karşısında hep üzüntü duymuştur. 100 milyardolarlık maddi kayıplar ve ölçülemeyecek insan unsurumuz zarar gördü. Bu ülkenin çok zenginlikleri var. Demokrasi, özgürlük var. Herkes düşüncesini her zaman her yerde fazlasıyla ifade edebiliyor. Ağzına geleni söyleyebiliyor. Hakaret olursa da söylüyor. Her şeye müsamaha gösteren yasa çerçevesinde dur denilebilen demokratik bir ülkeyiz. Kimse kendi kimliğini dilini konuşmaktan men edilmiyor. Buna rağmen ayrılıkçı terör örgütü sebepsiz kan dökmeye devam ediyor. Terörle mücadele de devam edecek, Milli Birlikve Kardeşlik projesi de devam edecek. Farklılıktan dolayı kimsenin ayrımcılığa tabi tutulduğu saygın bir toplum olacağız. Yaptıklarımız devam ediyor, yapacaklarımız da var. Siyasetin de demokrasinin de kalbi Meclisimizdir. Bize ne kadar nefret veren düşünceler de olsa kürsü platformunun iyi bir şekilde kullanılması gerekir. Demokrasi ve özgürlüklerden bir milim sapmadan terörle mücadele yöntemlerinden de vazgeçmeden devam edeceğiz. Hedefi amacı ne olursa olsun, terörün üstesinden geleceğiz. Hiçbir zamanmeşru ve makul görmeyeceğiz." "CEZAEVİNDE TUTUKLU BULUNAN GAZETECİLER" Cezaevinde tutuklu bulunan gazetecilerin durumuna değinen Arınç, "Biz gazetecilerin mesleklerini ifa ederken hiçbir kayıtla baskıyla karşılaşmamasını dileriz. Gazeteci sıfatıyla yasaların suç saydığı fiillerin işlenmesi kaydıyla kanunlarla cezası bellidir. Birkaç örneği göstererek, bütün gazetecileri cezaevinde göstermek doğru değil. Gazeteci sıfatını kullananların Terörle Mücadele Kanunu`ndan yargılandığını biliyoruz. Bunlar bir terör örgütünü yapmakta, eylemlerine katılmakta, lojistik destek sağlamakgibi maddelerden mahkum olmuşlardır. Bu maddeleri kaldırılmasını istiyorlarsa, hiç gizlemeye saklamaya gerek yok. Ama hem gazeteciler içeride şikayetini yapacağız hem de TEM`e iki satır laf söylemeyeceğiz. Bugün tutukluluklarının üzüldüğüm birkaç arkadaşım var. İnşallah en kısa zamanda tahliye olurlar. İkisi hakkında iddianame bile tanzim edilmedi. TEM kanunu canınızı acıtıyor peki kalksın peki TEM ile nasıl mücadele edelim? Türk Ceza Kanunu 3. veya 4.maddesindeki kısaltılması ve azaltılması konusundatasarımı hazırladım komisyondan da geçirdim. Feryat figan eden hiçbir gazeteci iyi oldu demedi" diye konuştu. Öte yandan, iftarda konuşan Somali büyükelçisi ise, Türk halkına ve hükümete yardımlarından dolayı teşekkür etti. Arınç. Basın-Yayın Enformasyon Genel Müdürlüğü çalışanlarının topladığı yardım parasını büyükelçiye takdim etti.



















