Baydemir'e günün ilk ziyaretini aralarında eski İsviçre Yeşiller Partisi Milletvekili Kaspar Birkhauser, İsviçre Sosyal Demokrat Parti Milletvekili Carlos Sommaruga ve Uluslararası Af Örgütü Türkiye Koordinatörü Maya Heuscman'ın da yer aldığı İsviçre delegasyonu gerçekleştirdi. Delegasyon üyeleri, Başkan Baydemir ile yarınki dava hakkında görüş alışverişinde bulundu. Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkanı Baydemir, Kürt siyasetinin son 100 yıl içerisinde karşılaştığı en büyük yargısal baskı ile karşı
karşıya olduğunu iddia etti. "Neden böyle bir dava açıldı? Kürtler neden böyle bir yönelime maruz kaldı?" diye soran Baydemir, "Çünkü Kürt legal siyasetinin önü kesilmeye çalışılıyor. Çünkü Kürt legal siyaseti kriminalize edilmeye çalışılıyor" dedi.
Başkan Baydemir, kendisinin de aynı dava dosyası kapsamında 5 saat boyunca sorgulandığını ifade ederek, "Savcılık bana 5 saat boyunca neden DTP'nin Yerel Yönetimler Komisyonu üyesi olduğumu, neden Hasankeyf'i Yaşatma Girişimi içinde yer aldığımı sordu. Evet her siyasal partide olabileceği gibi Yerel Yönetimler Komisyonu DTP'nin bir organıdır ve yasaldır. Ve ben Hasankeyf'in sular altında kalmaması için mücadele ediyorum. Bu suçlamalar ve suç isnatları gösteriyor ki bizler bir hukuk skandalı ile karşı
karşıyayız" diye konuştu.
Baydemir, Büyükşehir Belediye Başkan Vekili Ali Şimşek, Genel Sekreter Yardımcısı Hüseyin Bayrak, Kadın Sorunlarından Sorumlu Danışmanı Dirayet Taşdemir ve DİSKİ Genel Müdürü Yaşar Sarı'nın şu an cezaevinde olduklarını söyledi. Baydemir, "Bu insanlar 18 aydır içeride olması bir hukuk skandalıdır. Bu adil yargılama ilkelerine aykırıdır. Bütün arkadaşlarımızın tahliye edilmesi lazım. Böyle olmayacağını biliyorum. Çünkü arkadaşlarımız siyasi saiklerle cezaevine konuldular" dedi.
Cezaevinde bulunan siyasetçilerden hiçbirinin şiddete bulaşmadığını öne süren Baydemir, "Üstelik bu arkadaşlarımızla ilgili tek bir bir şiddet isnadı yok" ifadesini kullandı.
Dava ile ilgili bilgi de veren Baydemir, 151 tutukluyu 200'e yakın avukatın savunacağını, 100'e yakın izleyicinin de içeri alınması gerektiğini söyledi. Tutuklananların Kürtçe savunma yapmak isteyeceklerini ve mahkemenin buna izin vermeyeceğini söyleyen Baydemir, ortaya çıkabilecek gerilimli atmosferden kaygı duyduğunu ifade etti.
Başkan Baydemir, ardından aralarında Uluslararası İnsan Hakları Federasyonu Başkanı Souhayr Belhasen, İHD Genel Başkanı Öztürk Türkdoğan, eski İHD Genel Başkanı Hüsnü Öndül, aktivist Ragıp Zarakolu'nun da bulunduğu İnsan Hakları Ortak Platformu temsilcilerini ağırladı. Baydemir, misafirlerini "Bugün sizleri buraya getiren bu coğrafyada yaşanan travmadır. Dayanışmanız için teşekkür ediyorum" diye karşıladı. İnsan hakları mücadelesinde uzun bir süre yer aldığını hatırlatan Baydemir, "İnsan hakları
ortamının bana öğrettiği bir şey var. Karanlıkta kalan her ihlal, başka ihlallellerin habercisidir; yeni insan hakları ihlallerinin zemini ve habercisidir" dedi.
Baydemir, "151 sanığın birbirinden farklı olduğunu düşünmüyorum. Ama en çok ağırıma giden, çığlık atmak isteyişimin nedeni Muharrem Erbey'in tutuklu olmasıdır. Tek suçu insan hakları mücadelesinin içerisinde yer almasıdır. Şu anda cezaevine bulunan belediye başkanlarının tek suçu, başarılı yerel yöneticiler olmalarıdır. Cezaevinde bulunan Kürt siyasetçilerin en büyük suçu, siyaseti legal zeminde yürütmek isteyişleridir. Kürt sorununun çözümünü şiddet araçlarında değil, legal alanda ve parlamentoda
görmeleridir" ifadelerini kullandı.
Baydemir, konuklarına kendi gözlemlerinin yer aldığı İngilizce ve Türkçe iki dilde "2009 Yerel Seçimleri, Yerel ve Parlamenter Kürt Siyaseti Üzerindeki Baskılar ve Demokratik Açılım Tartışmaları" konulu bir raporu sundu.
Osman Baydemir, daha sonra İsveç Sol Parti Milletvekili Yekbun Alp, Genel Başkanın danışmanlarından Hediye Güzel ve Olof Palme Merkezi Türkiye Program Koordinatörü Helin Şahin'i kabul etti. Delegasyon üyeleri, Taraf Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Ahmet Altan'ın tutukluların serbest bırakılmanın barışın bir işareti olarak algılanacağını yönündeki yazısını hatırlatıp Baydemir'in yorumunu sordu. Baydemir, yürüyüşlere katılan ya da taş atan çocukların tutuklandığını savunarak, "2010 yılında bu yasa kısmi
olarak düzeltildi ve sadece bazı çocuklar bırakıldı. Ben soruyorum; Kürt sorunu mu çözüldü, Türkiye'ye barış mı geldi? Üç geri adım atıp bir ileri adım atmak sorunu çözmüyor" diye konuştu. Baydemir, davanın siyasi saikle açıldığını, tutuklamaların da siyasi saikle yapıldığını iddia ederek, "Tahliyeler de, tutuklamamın devamı yönünde karar da siyasidir" dedi.
Başkan Baydemir'e 'Kck Davası' Ziyaretleri
İsviçre Karma Delegasyonu, Avrupa İnsan Hakları Vakfı ve İsveç Delegasyonu üyeleri, Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Baydemir'i ziyaret etti.