Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun 'başörtüsü' konusundaki söylemlerini 'olumlu' bulduğunu söyleyerek, "Sayın Kılıçdaroğlu'nun partisi içerisinde ne büyük zorluklar yaşadığını hissediyorum ama yaptığı doğru" dedi.
Arınç, Radyo ve Televizyon Üst Kurulu (RTKÜK) ile Televizyon Yayıncıları Derneğinin işbirliğiyle hazırlanan 'İyi Uykular Çocuklar Projesi'nin, RTÜK'te düzenlenen tanıtım toplantısına katıldı.
Toplantıda konuşan Arınç, çocukların ve gençlerin olumsuz yayın içeriğinden korunması konusunda RTÜK'ün, yayın kuruluşlarının ve ebeveynlerin ayrı ayrı sorumlulukları bulunduğunu söyledi. RTÜK tarafından uygulanan müeyyidelere rağmen sorunların devam ettiğini vurgulayan Arınç, Akıllı İşaretler Çalışma Grubu'nun RTÜK için hazırladığı çalışma raporundan verileri de paylaştı. Rapora göre, 16-17 yaşları arasındaki çocuk ve gençlerin okul dışındaki birinci etkinliğinin TV izlemek olduğunu vurgulayan Arınç,
çocukların, yılda yaklaşık olarak 90 saati okulda, bin 500 saati ise TV karşısında geçirdiğini belirtti. Arınç, aile ortamı içinde iletişimin yetersiz olması, çocuğun televizyona mahkum edilmesi, babanın da televizyonun kontrolünü eline alan aşırı otoriter bir yapıda olması halinde, çocuğun bir müddet sonra güven duygusunu yitireceğine dikkati çekti. "Elimizde sihirli bir değnek yoktur" diyen Arınç, herkesin sorunun bir ucundan tutarak, üzerine düşen görevi yerine getirmesi gerektiğini vurguladı. Arınç,
"Çabalarımızı 'çocuk dostu' bir medya düzeni oluşturuluncaya kadar sürdürmeliyiz" ifadesini kullandı.
'İyi Uykular Çocuklar Projesi'nin, okul öncesi ve ilköğretim çağı çocuklarına akşamları erken yatma alışkanlığının kazandırılmasını, anne ve babaların, çocukların erken yatırılması konusunda duyarlılıklarının ve etkinliklerinin artırılmasını, çocukların geç saatlerdeki televizyon yayınlarının olumsuz etkilerinden korunmasını amaçladığını ifade eden Arınç, şunları kaydetti:
"Değerli anneler ve babalar, gelin el ele verelim; akşam saat dokuz buçukta, çocuklarımızı yatıralım, onları uykudan mahrum bırakmayalım. Ve sevgili çocuklar; siz siz olun, annenizi babanızı dinleyin, saat dokuz buçuk olunca, akıllı işaretlerin sevimli kahramanı ekrana çıkınca hemen yatmaya gidin. Unutmayın; çocuklar uyurken büyür, bunu herkes bilir."
RTÜK BAŞKANI DURSUN
RTÜK Başkanı Davut Dursun ise, diğer ülkelerde olduğu gibi Türkiye'de de, çocukların televizyon yayınlarından korunmasına yönelik özel yasalar bulunduğunu ancak sadece kanunla verilen yetkileri kullanmanın sorunun çözümü için tek başına yeterli olmayacağını kaydetti. Genellikle en çok reyting alan dizilerin, aynı zamanda en çok şikayet edilen diziler olduğuna dikkati çeken Dursun, böyle bir paradoksla karşı karşıya bulunulduğunu vurgulayarak, şöyle devam etti:
"Bu sorunun tek çözümü ortak denetimdir. Dünyada da bu kavram giderek gelişiyor. Kamu otoritesinin, kanun yapan mercilerin, yayın kuruluşlarının, sivil toplum kuruluşlarının katılımıyla ortak denetim önemlidir. Bütün çocukları korumak, hepimizin en önemli görevi. Bu bakımdan 'İyi Uykular Çocuklar Projesi', ortak denetim anlayışının uygulamaya geçmesidir."
SORULAR
Başbakan Yardımcısı Arınç, toplantının ardından gazetecilerin gündeme ilişkin sorularını cevaplandırdı. Başörtüsü tartışmasına ilişkin görüşünün sorulması üzerine Arınç, konuya ilişkin görüşünün belli olduğunu ifade ederek, "Bunu tekrar gündeme getirmenin doğru olmadığını düşünüyorum. Ancak Sayın Kılıçdaroğlu'nun bir süreden beri söylediği şekliyle yani başörtüsü üniversitelerdeki eğitim özgürlüğüne engel olmamalı. Bu konuda özgürlüklerden yanayım söylemini çok olumlu buluyorum" dedi.
Gerek Anayasada, gerekse kanun ve yönetmeliklerde kadınların kıyafetiyle ilgili bir düzenleme bulunmadığını vurgulayan Arınç, "Anayasa normunda ve kanun normunda bir yasaklayıcı hüküm bulunmamaktadır" diye konuştu.
Üniversitelerde, başörtünün 1998 yılında dönemin YÖK başkanının yazısıyla yasaklandığına işaret eden Arınç, Anavatan Partisi'nin iktidar olduğu dönemde iki defa kanun çıkarıldığını ve ikisini de SHP'nin Anayasa Mahkemesi'ni taşıdığını belirterek, "Bugün CHP'nin yaptığını o zaman SHP yapıyordu" diye konuştu.
"KILIÇDAROĞLU'NUN YAŞADIĞI ZORLUKLARI HİSSEDİYORUM"
AK Parti ve geçmişte diğer partilerin başörtüsü yasağına karşı çıkmalarının anayasal bir suç olarak kabul edildiğini ve laikliğe aykırı eylemlerin odağı olmakla suçlandığını vurgulayan Arınç, "Ama bu sadece belli partiler için bir suçlamadır. Maalesef başka partiler için bu hiçbir zaman suçlama sebebi olmamıştır. Eski zihniyet bugünidesini kullandı.
' olsaydı eminim Kemal Kılıçdaroğlu'nun sözleri karşısında Başsavcıyı harekete geçmeye davet ederlerdi ama Türkiye değişiyor. Türkiye artık yeni bir Türkiye" şeklinde konuştu.
Kılıçdaroğlu'nun kendi partisi içerisinde ne büyük zorluklar yaşadığını hissedebildiğini ancak yaptığının doğru olduğunu belirten Arınç, "Artık garip olan, anlaşılmaz olan, dünyaya izah edemediğimiz bu yasaklardan kurtulmanın zamanıdır. Ama bu yasaklar madem anayasada, madem kanunlarda yok sadece birilerinin zihinlerinde vardır; ya onlardan kurtulacağız yani onlar artık bu konularda yasak kelimesini konuşmaktan vazgeçecekler ya da siyasi irade bu konuda onlara bakmadan kendi kararını verecektir" diye
konuştu.
Başörtüsünü, AK Parti hakkında yeni bazı tezgahlar düzenlemeyi amaçlayan insanlara yem etmek niyetinde olmadıklarını vurgulayan Arınç, bir gazetecinin, 'Yasaklar zihinlerde dediniz, yani yasal bir düzenlemeye gerek yok mu?' sorusu üzerine, "Orasını açık bıraktım üzerinde biraz daha çalışmanız gerekli" ifadesini kullandı.
BDP'NİN DİZİ RAHATSIZLIĞI
BDP Genel Başkanı Selahattin Demirtaş'ın dizilerde Kürtlerin kötü ve çirkin gösterildiği yönündeki tepkisinin hatırlatılması üzerine Arınç, şöyle devam etti:
"Okudum onu o önemli bir konu bir siyasi parti genel başkanı bir konuda iddiada bulunuyorsa biz bunu ciddi buluruz, değerlendiririz ve gereğini yaparız. Ancak ben bu konuda RTÜK'e yazılı bir şikayette bulunuldu mu ya da herhangi bir görüş bildirildi mi diye sordum. Sayın Demirtaşın sanıyorum o anda gazetecilere söylediği bir konudur. Şu ana kadar Demirtaş ve BDP temsilcilerinin herhangi birisinin RTÜK'e bu dizilerle ilgili bir şikayeti olmamış olabilir. Bu dizilerle ilgili vatandaşların şikayette
bulunduklarını biliyorum, bazıları için de müeyyide uygulandığını biliyorum ancak ben şunu gözlemledim, orada ismi geçen dizilerden bir kısmını ben de izliyorum, bu dizilerden özellikle güneydoğu hayatını yansıtan birilerinde şu yapılmaya çalışılıyor, halk masumdur, terör örgütü vardır ve zulmetmektedir. Terör örgütü sadece masum vatandaşlara değil kendi bünyesindeki kişilere bile işkence uygulamaktadır. Terörü doğuran sebepler ve sonuçlar anlatılmaya çalışılıyor ama ben bu konuda bir itiraz varsa ve
özellikle Sayın Demirtaş dikkati çekiyorsa Kürt kökenli vatandaşlarımızın tümünü ilgilendiren ve yanlış algılamalara yol açabilecek tehlikeli yönleri varsa RTÜK bu konuda göreve hazırdır. Lütfen itirazlarını yapsınlar, şikayetlerini yapsınlar, gözden kaçanlar da olabilir ama bu dizilerde temel prensibin ülkemizin birliğini, dirliğini çok önemseyen televizyonlarımız için masum halkımızla teröristi birbirinden ayırmak ve de terörü doğuran sebepleri yok etmek üzere iyi zihinlerde iyi algılamalar meydana
getirmek çabası olduğunu düşünüyorum. Biz kimseyi tahrik etme, kimseyi birbirini üzerine düşmanlık yükleme niyetinde değiliz. Sayın Demirtaş lütfen bu konudaki düşüncelerini bize RTÜK'e bildirirse bundan ayrıca mutlu oluruz."
DANIŞTAY'IN KARARI
Başbakan Yardımcısı Arınç, bir gazetecinin, başörtüsü konusunda yasal düzenleme yapılmasıyla ilgili olarak, 'Danıştay'ın 1998'de aldığı bir karar vardı, hakkında soruşturma açılan bir öğretim üyidesini kullandı.
'esi hakkında. Eğer yasal düzenleme yapılmazsa, bu tür şeyler ortaya çıkmaz mı?' sorusu üzerine, şunları kaydetti:
"O kadar çok şey gördük ve geçirdik ki işi sağlama bağlamak, işi gerçekten bütün sonuçlarıyla ortadan kaldırmak ve bu konuda yanlış anlamalara yol açabilecek, yanlış anlamaları ortadan kaldırabilecek bir yasal düzenlemeye ihtiyaç olduğu düşünülebilir. Danıştay'ın her olayla ilgili aldığı kararları emsal kabul etmek doğru değil. Mesela ben hatırlıyorum ki başını dışarıda örten bir öğretmenle ilgili olarak bile 'Öğretmenlik mesleği başı açık olmayı gerektirir' şeklinde bir karara bağlamışlardı.
Başörtüsüyle laikliğin bize göre hiçbir zaman doğrudan bağlantısı olamaz. Yani başını örten laikliğe karşıdır, laikliğe karşı olmamak için başı açık tutmak gerekir' şeklinde bir kanaat dünya hukuku içinde yer bulmuş değildir. Bu garabeti Türkiye yaşıyorsa önce bundan kurtulması gerekir. Benim düşüncem Anayasa değişliğine kesinlikle ihtiyaç olmadığı noktasındadır. Bu benim şahsi düşüncem, nihayet bir teklif gelecek olursa ben sadece milletvekili sıfatımla bunu imzalarım ya da imzalamam."
Arınç, bir yasal düzenleme ihtiyacının görülmesi halinde teklifin diğer partiler tarafından verilmesinde de fayda olduğunu vurguladı.
CHP'YE 'LİDERLİK' GÖNDERMESİ
Bazı CHP milletvekillerinin, bu yasağın devam etmesi noktasında genel başkanlarını eleştirdiğini ifade eden Arınç, "Burada liderlik ön plandadır. Liderlik artık başörtüsü yasağının, türban nedir, başörtüsü nedir, bunların ayrıntılarına girmeden model vermeden konuşulmasında ve bunun bir yasa hale getirilmesinde fayda olabilir diye düşünüyorum" dedi.
"Bir bayanın başını nasıl örtmesi gerektiğini, ne kadar örtmesi gerektiğini bizim tarif etmemiz kadar kepazelik olamaz" diyen Arınç, şöyle devam etti:
"Biz kadınları kategorize etmiyoruz, başı açıklar, başı kapalılar, onlar iyi, bunlar kötü. Çok kötü bir ayrımcılık olur. Başını açana veya kendisini bu şekilde ifade edene ne kadar saygı gösteriyorsak, başını şu veya bu şekilde örten kadına karşı da aynı saygıyı göstermemiz lazım. Bunlar iyidir, bunlar kötüdür, bu alçakça bir yakıştırmadır. Hiçbir zaman böyle bir kategorizasyon içerisine girmedik ama bizim önümüze böyle bir madde getirildi. Kim tarafından getirildiğini az çok bilirsiniz, çünkü onlar
bugün bile öyle bir madde olsaydı iyi olacaktı diye konuşuyorlar. Alttan bağlanacak, perçem çıkacak, böyle olacak, bu kadına karşı en büyük saygısızlıktır. Biz onlara başını nasıl istiyorsan öyle ört deme noktasındayız. Umarım bu çok daha demokratik çok daha özgürlükçü bir yaklaşım olur."
SAMSUNSPOR'UN TRT ŞEŞ TEPKİSİ
Bir gazetecinin, 'Samsunspor maçının TRT 6'da yayınlanacak olmasına özellikle Samsunspor'un tepki gösterdiği yönünde haberler var, nasıl değerlendiriyorsunuz?' sorusuna Arınç, "Bugün ben de bir gazetede okudum ama bizim prensibimiz şöyledir, yani bu tür maçları sadece TRT Şeş'te yayınlamıyoruz biz, belki de ilk yayınlanacak olan maçlardan birisidir. TRT Haber'de de yayınlıyoruz. Dolayısıyla iki televizyonda da yayınlanacaksa idesini kullandı.
'bunun şikayet edilecek bir tarafı yoktur. Böyle bir şikayetin olduğunu düşünmek de istemiyorum. Özellikle Samsun ile ilgili böyle bir spekülasyonu doğrusu uygun görmem. Biz maçları özellikle bu tür maçları iki kanalda, belki farklı zamanlarda yayınlamayı prensip olarak kabul ettik. Bunda tartışılacak bir konu yok" karşılığını verdi.
Başörtüsü Tartışmaları Ve Kılıçdaroğlu'nun Açıklamaları
Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun 'başörtüsü' konusundaki söylemlerini 'olumlu' bulduğunu söyleyerek, "Sayın Kılıçdaroğlu'nun partisi içerisinde ne büyük zorluklar yaşadığını hissediyorum ama yaptığı doğru" dedi