Deniz Baykal’ın “genel başkanlığından” istifası sonrası ortada dolaşan söylentileri, yaşananların seçmeni nasıl etkilediğini, kriz sürecinin nasıl yönetildiğini 2007 Yerel Seçimleri’nin “bilen adamı” A&G Araştırma Şirketi’nin sahibi Adil Gür’e sorduk.
“CHP’yle hiç bir alakam, ilçe teşkilatı ya da beledileriyle ticari ilişkim ya da siyasi bir ikbalim yok. Sadece olayları dışarıdan objektif olarak değerlendiren bir gözüm. Deniz Baykal’da gelse aynı şeyleri anlatırım” diyen Adil Gür, “Değişimi tamamlamış bir CHP, iktidar alternatifi olabilir. İktidar veya ortağı olan CHP, Baykal’ı Cumhurbaşkanı seçerek onore eder ve şerri hayra dönüştürebilir. Seçmen kaset olayına değil, kutuplaşma siyasetine oy veriyor. Kadınların tepkisi, Baykal bedel ödediği için hafifler” dedi.
Adil Gür, VATAN’a yaşananları, seçmenin olaya nasıl bakacağını ve muhtemel gelişmeleri şöyle değerlendirdi:
BAYKAL’IN EN İYİ KONUŞMASIYDI
Deniz Baykal’ın önceki günü yaptığı kısa ve öz konuşma iktidarla girdiği polemik hariç son zamanlarda yaptığı en iyi konuşmaydı. İstifa kararıyla çok onurlu bir davranış sergiledi. Bu davranışın seçmenin bir bölümünde ciddi bir mağduriyet algısı yarattığını düşünüyorum. Kuvvetle muhtemel bugün bir araştırma yapılmış olsaydı CHP’nin oyu en az 2-3 puan artardı. Türk halkı duygusaldır ve duygusal reflekslerle hareket eder. Şayet Baykal parti tabanının baskısıyla kurultayda geri döndüm derse bana göre kazanılan bu oylar geri gider. İkincisi önümüzde bir anayasa referandumu ve milletvekili genel seçimi var. Muhtemelen CHP ve Baykal’ın rakipleri bunu siyasi malzeme yapacaktır. Siyasi malzeme yapılacak olmasının en büyük işareti dünkü tartışmada ortaya çıkmıştır. Baykal şiddetle iktidara yüklenmiş, iktidar da sert bir cevap vermiştir. Görülüyor ki burada centilmenlik sona ermiştir ve bu olay sıkça dillendirilecektir. Bu olay konuşuldukça hem CHP hem de Baykal bundan zarar görecektir.
DÖNMESİ TUZ BİBER OLUR
Türkiye birkaç yıldır Ergenekon, açılım süreci, Balyoz ve Kafes gibi olaylarla siyasi bir kutuplaşma yaşıyor. Aş, iş ve yoksulluk gibi temel meseleler konuşulmuyor. Her şey kutuplaşma siyaseti üzerinden yürüyor. Partiler oylarını hiç bir icraat yapmadan kutuplaşma siyasetinden alıyor. Eğer Deniz Baykal dönerse bu kutuplaşma siyasetinin üzerine tuz biber olur. Kuvvetle muhtemel kavga buradan yürür ve önümüzdeki ayların gündemi bu olay olur. Referandum ve seçim sürecinde de bunu tartışırız.
Bu da Türk seçmenine yapılmış büyük bir haksızlıktır. Çünkü bu mesele temel gündem maddelerinin önüne geçer. İnsanların sağlıklı düşünme ve karar verme yetisi ellerinden alınmasına neden olur.
İSTİFA ETMESEYDİ...
Türkiye’de 1980’den beri değer yargıları çok değişti. Bugün Binbir Gece, Aşk-ı Memnu gibi diziler toplumun büyük kısmını ekran başına topluyor. Orada bu olaydan çok daha çetrefil ve karmaşık ilişkiler var. O nedenle Türk toplumunun büyük bir kısmının bu tip şeylerle ilgilendiğini zannetmiyorum.
Sandık başına giden seçmen Türkiye’nin temel meselerine ve gidişatına bakarak mı oy veriyor zannediyorsunuz? İnsanların büyük bölümü son dönemde tamamıyla kutuplaşma siyasetine oy veriyor. CHP seçmeni daha eğitimli, geliri yüksek, şehirlerde ve metropolde daha fazla yaşayan seçmen. Bu olay doğruysa seçmeni üzerinde bir hayalkırıklığı yaratmış olabilir. Eğer Baykal istifa etmeseydi sonuçların yine çok değişeceğini zannetmiyorum.
ŞEHİR EFSANESİ
Kamuoyunun CHP’den Baykal’la sınırlı olmayan büyük bir değişim beklentisi var. Lider çok şeydir ancak her şey demek değildir. Ak Parti için Erdoğan çok şeydir. Çünkü Ak parti bir lider partisidir ve orada oyların büyük kısmı lidere verilir. Ancak CHP, MHP, BDP gibi partilerde oylar ağırlıklı olarak lidere değil partiye, ideolojiye, dünya görüşüne bakarak verilir. CHP’deki değişim beklentisi sadece liderin değişmesiyle sınırlı değildir.
CHP’nin bugüne kadar iktidar olamamasının önündeki engel de Deniz Baykal değildir. Kamuoyunda ’Baykal olmasa CHP’ye oy veririm’ sözleri yaptığımız araştırmalara göre şehir efsanesinden başka bir şey değildir. İnsanların vermeyecekleri oy için mazeret uydurmaktadır. Baykal olmasa oy verecek insan da var vermeyecek insan da. Dolayısıyla burada faktör nötrdür.
Baykal, ‘onursal başkan’ sağduyusuyla istediği değişimi hızlandırmalı
CHP İÇİN BİR FIRSAT
Baykal’ın konuşmasında çok önemli bir bölüm vardı; ’Şerri hayra dönüştürmek’. Bence bu kurultay şerri hayra dönüştürmek için CHP’nin ayağına gelen önemli fırsattır. Sayın Baykal “onursal başkan” veya bir “abi” sağduyusuyla CHP’deki kendininde istediği değişimi hızlandırmalı. Kurultayda CHP’nin başına toplumun büyük kısmının sevgi duyacağı, kabul görecek bir lider ve CHP’ye atfedilen “zengin partisi, dindarlardan hoşlanmıyor” algılarını değiştirecek bir vizyon taşıyan yönetim seçilmelidir. Böyle olursa neden CHP bir iktidar alternatifi olmasın.
ADAYLIKTAN KORKULUYOR
CHP’de son bir kaç gündür yaşananlar şöyle bir sıkıntıyı ortaya çıkardı. Bugün hiç kimse ben CHP Genel Başkanlığı’na adayım deme cesaretini gösteremiyor ve gösteremeyecek. Çünkü şu anda bu kaseti rakip partiler mi, derin çevreler mi, yoksa parti içi muhalefet mi çıkardı diye bakılıyor. Aday olacak kişi üzerine böyle bir yafta yapıştırılmasından korkuyordur. Burada Baykal’a büyük bir görev düşüyor. Küsüp, kızıp evinde oturmak yerine kongre gününü beklemeden bir açıklama yaparak kesinlikle aday olmayacağını söylemeli, yeni bir başkana destek vereceğini açıklamalıdır.
CUMHURBAŞKANI OLABİLİR
Eğer CHP iktidar ya da ortağı olursa Baykal’a burada bir rol biçmek mümkündür. Bu süreç içerisinde bu olayın bir komplo olduğu ispatlanır ya da doğruysa bile Baykal istifa ederek gereğini yapmış ve bedelini ödemiş olduğu için bu tartışmaları arkasında bırakıp gelebilir. Böylece CHP iktidarının önerdiği bir Baykal Cumhurbaşkanı seçilebilir. Böylece Baykal onore edilmiş CHP’de şerri hayra döndürmüş olur.
"KRİZ KÖTÜ YÖNETİLDİ"
Bir ara formülden bahsediliyor. Sayın Baykal bu kongrede dönmesin. Bir emanetçi seçilsin. Bir kaç ay sonra olağanüstü kurultaya giderek Baykal’ın tekrar genel başkanlığı sağlansın deniliyor. Bununda partiye zarar vereceğini düşünüyorum. CHP’nin bugün ihtiyaç duyduğu değişim eğer iktidar olmak istiyorsa emanetçi değil mutlak bir lider ve yönetimdir. Ancak CHP yönetimi “yüzde 15-25 arası bir oya razıyız, biz iktidar olmak istemiyoruz” diyorsa kimsenin söyleyecek bir sözü yok zaten. Krizin de kötü yönetildiğini düşünüyorum. Dört günlük sesizlikten sonra hele de Baykal’ın konuşmasından önce eften püften açıklamalar yaparak dikkatleri başka yöne çekmek istenmesi çok yanlış. Bu tip şeyler kamuoyundaki algıları olumsuz etkiler. İnsanlar acaba böyle bir şey var mı, doğru mu, bak üzerini kapatıyorlar algısı yaratmış olabilir. Baykal’ın konuşmasının taktik olarak kutuplaşma siyasetine doğru atılmış bir adım olarak görüyorum.
KADINLAR KÜSER Mİ?
Kadınlar ve gençler her gün dizilerde bunların daha fenası onlarca şey görüyor. Onun için psikolojilerinin olumsuz etkileneceğini düşünmüyorum. Olay doğru ve yanlıştır bunu bilemem. Burada olayın mağduru kadınlar vardır. Kadınlar bu yönden etkilenmiş ve yaralanmış olabilir. Ama elimde buna dair bir veri yok. Olay kadın seçmenin hissiyatını etkilese bile Deniz Baykal bu işin bedelini ben ödüyorum diyerek bu etkiyi hafifletmiştir. Baykal böyle davranarak önemli ölçüde bu tepkilerin önüne geçmiştir.
Kaynak: Vatan
'Baykal'ın dönüşü CHP'ye zarar verir''
Adil Gür, CHP'de yaşananları şöyle yorumladı: Baykal'ın istifası seçmende bir mağduriyet algısı yarattı. İstifa sonrası CHP'nin oyunu en az 2-3 puan artırdı. Ancak, Baykal'ın dönüşü CHP'ye zarar verir.