Baykal: Siyasette Rüzgarın Nereden Eseceği Belli Olmaz

Baykal: Siyasette Rüzgarın Nereden Eseceği Belli Olmaz

Eski CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, siyasetin renginin esecek rüzgara göre değiştiğini söyledi.

Baykal, “Siyasetin içinde bazen bir rüzgar eser her şey bir şekilde algılanır. Arkasından başka rüzgar eser başka şekilde algılanır. Bunlarla ben heyecanlanmam, bunları görürüm.” dedi.

Deniz Baykal, Bursa’da basın mensupları ile sohbet toplantısında bir araya geldi. Mahvel Çay bahçesinde basınla buluşan Baykal, Dersim ve özür tartışmaları hakkında görüşlerini paylaştı. Baykal`a eski Bursa milletvekilleri Onur Öymen ve Abdullah Özer ile İl Başkanı Gürhan Akdoğan eşlik etti.

Deniz Baykal, Dersim ve özür tartışmalarını değerlendirirken, şunları söyledi: “İnsanlık tarihi acılarla doludur. Fransız ihtilalinden başlamak üzere, Rusya’da Lenin öncesi ve sonrası, Almanya’da yaşanan olaylar, daha sonra yaşanan iç savaşlar, insanların, yönetimlerin insanlara ve hatta kendi vatandaşlarına karşı zaman zaman acı olayları yaşatma durumunda kaldıkları örnekleri ile insanlık tarihinin dolu olduğunu görmekteyiz.” Bunları yaşanan acıları meşrulaştırmak ve doğal karşılanması için söylemediğine vurgu yapan Baykal, “Bunları üzüntü verici bir tespit olarak söylemekteyim. Sadece tarihi değil, günümüzde de bu acıların sonunun hala gelmediğine tanık oluyoruz. Son dönemlerde Yugoslavya’nın parçalanması ile birlikte Bosna’da yaşanan olaylara bakınız. Yugoslavya’nın nasıl birbirine girdiğine bakınız. Zulmün, haksızlığın temposu hala devam etmektedir. Çevremize baktığımız ve kendimize baktığımızda da bunu görmekteyiz. Günümüzde de yer yer baskı temposu geçmişe göre daha çok gerçekleşmekte.” şeklinde konuştu.


“YASIADA’DAN SONRA ŞİMDİ SİLİVRİ HUKUKUNU YAŞIYORUZ”
Türkiye tablosunda bunu görmenin mümkün olduğunu dile getiren Baykal, şöyle devam etti: “Her gün kanlı haberler alıyoruz ülke coğrafyasının değişik yerlerinden. Kısa süre önce 24 askerimiz şehit edildi. Silivri, bir büyük baskı ve haksızlık organizasyonu olarak ortaya çıkıyor. Tarih bunu değerlendirecektir. Bunları görmemek mümkün değil. Günümüz tablosunda da ülkenin her yerinde büyük haksızlık ve zulümlerin sürmekte olduğuna tanık oluyoruz. Kendi tarihimizde de bunlara tanık olduk. Bir başbakanı idam ettik. Bakanları idam ettik. Yassıada mahkemesi tablosunu yaşadık, Yassıada hukukunu yaşadık ama şimdi Silivri hukukunu yaşıyoruz.”

“HİÇBİR AMAÇ HİÇ BİR ZULMÜ HAKLI GÖSTERMEZ”
Siyasetin görevinin bu tip baskıları, zulümleri engellemek olduğuna işaret eden Baykal, “Sorunu bazen amaçlar, kutsal hedefler doğrultusunda mazur görmemizi bizden birileri isteyebilir. Ama ideal olan hiçbir amacın, hiçbir zulmü haklı göstermeyeceğidir. Bunun anlaşılması lazım. İkinci Dünya Savaşı sırasında Almanya’da yaşanan zulmü bu gün haklı kılacak hangi gerekçe var Allah aşkına. Günümüzde Libya ve Irak’ta yaşanan acılar. Bu tür acılar insanlık tarihinin her döneminde karşımıza çıkıyor.” diye konuştu.

Siyasetçiler olarak bundan sonra baskı ve zulüm üretmeden bu tür olayları engelleyecek, yaklaşıkları tutumları engelleyecek politikaları geliştirmeleri gerektiğinin altını çizen Baykal, şöyle devam etti: “Peki geçmişte yaşanan haksızlıklar baskılar yanlışlar konusunda ne yapmalıyız. Onları görmezlikten mi gelmeliyiz? Yok mu saymalıyız? Hayır geçmişteki baskıları, yanlışlıkları, haksızlıkları da elbette değerlendirmeliyiz. Ama burada ince nokta şudur; geçmişteki haksızlıkları, zulümleri, yanlışlıkları değerlendirirken, eğer amacımız o baskıların zulümlerin oluşturduğu duyguları oradan alıp bir dostluğa, bir sevgi, dayanışma, kardeşlik ve kaynaşmaya taşımak ise ona göre tavır takınmalıyız. Ama eğer geçmişteki olaylardan günümüz siyasetine bir nefret, tepki ve kızgınlık üretmek istiyor isek ona göre davranmalıyız.”

“GÜNÜMÜZDEKİ ÖZÜR TARTIŞMALARI KANATMA AMAÇLI”
Bir siyaset adamına yakışan tavrın geçmişte yaşanan olaylardan günümüze nefret ve kızgınlık taşımamak olduğunun altını çizen Baykal, şunları kaydetti: “Yaşanmış olan haksızlıkların aşılması için gerekenler yapılmalı ama kabuk bağlamış olan yaraları kaşımak ve kanatmak için değil, o olayların duygusal tortularını aşmak için gerekeni yapmaktır. Bu çerçevede Türkiye’de bir özür tartışması yapılıyor. Ama maalesef Türkiye’deki yaşanan özür tartışması geçmişte yaşanan olayları aşmak ve telafi etmek için gerçekleştirilen bir girişim olduğu kanaatinde değilim. Günümüzdeki özür dileme çabaları kabuk bağlamış, yaraları kaşımak, kanatmak ve geçmişteki olaylardan günümüz sıcak siyasetine sevgi değil, tepki taşımak amacına yönelik olduğu kanaatindeyim.”

“BAZEN BİR RÜZGAR ESER HER ŞEY BAŞKA TÜRLÜ ALGILANIR”
CHP’de liderlik konusunun tartışıldığına yönelik sorulara ise Deniz Baykal, şöyle cevap verdi: “Partimiz bu konuları kendi içinde tartışır, kendi içinde çözümlerini bulur, gereken tedbirleri alır. Bunlar doğaldır, siyasetin içinde bazen bir rüzgar eser her şey bir şekilde algılanır; arkasından başka rüzgar eser başka şekilde algılanır. Bunlarla ben heyecanlanmam, bunları görürüm. Ama partimizin Türkiye için büyük önem taşıdığına inanıyorum.”
Sıcak gündemlere ilişkin değerlendirme yapmaktan kaçınan Deniz Baykal, başta bedelli askerlik olmak üzere Suriye konularına yönelik soruları cevaplamadı. Kendi içinden de bedelli için söylenecek çok şey olduğuna işaret eden Baykal, konumu itibari ile bu gündemlere fazla girmediğini sözlerine ekledi.
Ana Sayfa
Manşetler
Video
Yenile