Bayraktar: ``afet Riski Taşıyan Alanlarda, Dönüşüm Yasa Tasarısı Taslağını Bitirdik``

Çevre ve Şehircilik Bakanı Erdoğan Bayraktar, "Afet riski taşıyan alanlarda kentsel dönüşüm değil; kentsel, kırsal yani `afet riski taşıyan alanlarda dönüşüm` adıyla bir yasa tasarısı taslağını bitirdik.

Başbakanlığa teslim ettik. Bütçe süreci içersinde bunu da yasallaştıracağız" dedi.

Çevre ve Şehircilik Bakanı Erdoğan Bayraktar, İstanbul Sanayi Odası-Odakule Toplantı Salonu`nda Ekonomi Gazetecileri Derneği`nce düzenlenen Küresel Isınma Kurultayına katıldı. Kurultaya akademisyen, gazeteci, işadamı ve siyasi parti temsilcileri ile davetliler katıldı.

Burada bir konuşma yapan Bakan Bayraktar, "Bildiğiniz gibi, bugün gelinen nokta itibariyle iklim değişikliği; doğal çevre, şehir hayatı, kalkınma, tarım, gıda, temiz su kaynakları ve sağlık başta olmak üzere hayatımızın her safhasını etkilemekte ve yönetimlerin bu konularda çözüm çabalarını arttırmalarını zorunlu hale getirmektedir. Çevre koruma ve doğal kaynakların sürdürülebilirliğini sağlamak modern dünyanın en önemli hedeflerindendir. Sürdürülebilir kalkınma; ekonomik, sosyal ve çevresel alanlardadengeli gelişmeyi ön görmektedir. Bu itibarla, kalkınma, şehirleşme ve çevre dengesini sağlayacak bir bakanlığın kurulmasına ihtiyaç duyulmuştur" dedi.

Bayraktar, "Bugün itibariyle gelinen noktada bakanlığımız, yerleşmeye, çevreye ve yapılaşmaya dair mevzuatı hazırlamak, uygulamaları denetlemek ve mesleki hizmetlerin gelişmesini sağlamak üzere faaliyetlerine başlamıştır. Hedefimiz; ekonomik kalkınma ile çevre arasında en uygun dengeyi kurarak, uluslararası standartlarda çevre yönetimi sistemiyle kalıcı yaşam kalitesini en üst seviyeye taşıyacak bir yapı oluşturmaktır. Değerli katılımcılar, AB üyelik sürecinde en zor fasıllardan biri olan ve aday diğerülkelerin en son müzakere edebildiği çevre faslı müzakereye açılmıştır. İnsan, tabiat ve kültürel varlıklarla bir bütünlük oluşturan çevreyi bozmadan kalıcı hayat kalitesini en üst seviyeye taşıyarak insanımıza daha iyi bir gelecek sağlamak istiyoruz" diye konuştu

Önemli çalışmalara imza attıklarını ifade eden Bakan Bayraktar, "2003 yılından bugüne ülkemizde çevre ve eko sistemin korunması amacıyla önemli çalışmalara imza attık. Bu çerçevede; çevre denetimi ve yönetiminde bilgi ve iletişim teknolojilerinden de yararlanarak etkili bir sistem kurmak için önemli bir yol kat ettik. Hava kalitesi, atık yönetimi, su kalitesi, doğa koruma, kimyasallar yönetimi, endüstriyel kirlilik kontrolü, risk yönetimi ve gürültü yönetimi gibi konuları içine alan Avrupa Birliği çevremüktesebatına uyum çalışmaları büyük bir hızla devam etmektedir" ifadelerini kullandı.

Çevre yönetimi ve kirliliğin önlenmesinde en önemli konunun su ve toprak kaynaklarının muhafazası edilmesi gerektiğine dikkat çeken Bakan Bayraktar, "Bakanlık olarak havza bazında kısa, orta ve uzun vadede hedeflerimizi belirleyerek yol haritamızı oluşturmuş bulunmaktayız. İklim değişikliği ile mücadele ve ozon tabakasının korunması kapsamında strateji belgeleri ve eylem planları tamamlandı. Ülkemiz taraf olduğu uluslararası sözleşme ve protokollerin müzakerelerinde bakanlığımız koordinasyonda en iyişekilde temsil edilmektedir. Ülkemizin ve insanımızın hak ettiği kaliteli çevre şartlarında yaşaması için önemli hedeflerimiz vardır. Bu bağlamda; hava kalitesi ölçüm ve izleme istasyonu sayısı iki katına çıkarılacak ve 2023 yılında hava kalitesi AB standartlarında olacaktır. İklim değişikliğine uyum ve sera gazı sınırlandırmasına yönelik sektörel politikalara ağırlık verilecektir. Üretimde ve diğer beşeri faaliyetlerde temiz teknolojilerin kullanımı yaygınlaştırılarak, kirliliğin kaynağında azaltılmasısağlanacaktır. Büyük yerleşim alanlarındaki önemli bir çevresel sorun olan gürültü kirliliği ile mücadele hızlandırılacaktır. Hava kalitesi, atık yönetimi, su kalitesi, doğa koruma, kimyasallar yönetimi, endüstriyel kirlilik kontrolü, risk yönetimi, genetiği değiştirilmiş organizmalar, gürültü yönetimi gibi alanların altında yer alan ve sürekli gelişen Avrupa Birliği çevre müktesebatına uyum çalışmaları tamamlanacaktır. Çalışmaları devam eden çerçeve su koruma kanunu, temiz hava kanunu, doğa koruma kanunugibi tasarıların kanunlaşması sağlanacaktır. Çevre yönetiminde kullanılan araçlardan çevresel bilgi altyapısı, ilgili sivil toplum kuruluşları ile işbirliği yapılarak güçlendirilecek ve yaygınlaştırılacaktır. Bunların dışında, önümüzdeki dönemde çevre politikalarının temelini teşkil edecek; iklim değişikliği, bio-çeşitlilik, çevre sağlığı ve sürdürülebilir kalkınma konularında AB standartları gerçekleştirilecektir" dedi.

Türkiye`nin KYOTO protokolüne taraf olduğunu ifade eder Bayraktar, "Ülkemiz, Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi`nin sera gazı emisyonlarının azaltılmasına veya sınırlandırılmasına yönelik hukuki açıdan bağlayıcı belgesi olan KYOTO protokolüne ise 26 Ağustos 2009 tarihinde resmen taraf olmuştur. Türkiye, protokol kabul edildiğinde sözleşmeye taraf olmadığı için protokolün Ek-B listesinde yer almamıştır. Bu sebeple Türkiye`nin ilk yükümlülük döneminde (2008-2012) sayısallaştırılmışsera gazı emisyonu azaltım veya sınırlama yükümlülüğü yoktur. 2012 sonrası uluslararası iklim rejimine yönelik müzakereler şu anda devam etmekte ve ülkemiz bu çalışmalara aktif olarak iştirak etmektedir" diye konuştu.

"Biz, Türkiye olarak, küresel işbirliği ruhu içerisinde iklim değişikliği ile mücadelede ülkemiz içerisinde birçok adımlar attık ve atmaya devam ediyoruz" diye devam eden Bayraktar, "Bu konuda en son olarak 2011-2023 yılları arasında takip edeceğimiz yol haritası niteliği olan İklim Değişikliği Milli Eylem Planımbcrültü yönetimi gibi konuızı (İDEP) da tamamladık. Bu bağlamda gururla ifade edebilirim ki İDEP; ekonomi, enerji ve ekoloji olgusunu bir arada ele almayı ve ortak bir bakış açısıyla yönetimstratejisi belirlemeyi hedeflemekte olan Türkiye`nin ilk strateji dokümanıdır" ifadelerini kullandıç Çalışmaların kısa, orta ve uzun vadeli hedeflerle ortaya konulduğunu belirten Bayraktar, "Köklü medeniyet tarihimizin her deminde çevre hassasiyetini en güzel bir biçimde gösteren Türkiye, günümüzde de `gelişmekte olan çevreci bir ülke` şuuruyla yoluna devam ederek çevreci politikalar üretmeye ve stratejiler geliştirmeye devam etmektedir. 2023 yılını öngörerek hazırladığımız iklim değişikliği eylem planı ile ülkemizde bütün sektörlerimizi kapsayan iklim değişikliği ile mücadelede kısa, orta ve uzunvadeli hedeflerin ortaya konulduğu bir yol haritası belirlendi. Bu amaçla; enerji arzı, sanayi, ormancılık, tarım, binalar, ulaştırma, atık ve iklim değişikliğine uyum odak konuları olmak üzere 8 konu başlığında çalışma grupları oluşturulmuştur" dedi

Kamu kuruluşlarındaki enerji tüketimini aşağıya çekmeye çalıştıklarını ifade eden Bayraktar, "İklim Değişikliği Milli Eylem Planımızla üzerinde hassasiyetle durduğumuz bir konu da kamu kuruluşlarının bina ve tesislerinde, yıllık enerji tüketiminin 2015 yılına kadar yüzde 10 ve 2023 yılına kadar yüzde 20 azaltılmasıdır. 2017 yılından itibaren yeni binaların yıllık enerji ihtiyacının en az yüzde 20`sinin yenilenebilir enerji kaynaklarından temin edilmesi hedefleri ile, 2023 yılına kadar pilot olarakseçilen yeni yerleşmelerde yerleşme ölçeğinde sera gazı emisyonunun mevcut yerleşmelere göre en az yüzde 10 azaltılması da amaçlanmaktadır" diye konuştu.

"Bununla birlikte; enerji etkin şehirler imar etmek için hedefler belirlenmiştir" diye devam eden Bayraktar, bu hedefleri, "Binalarda enerji verimliliğinin arttırmak, binalarda enerji performans yönetmeliğinin uygulamak, 2017 yılına kadar tüm binalara enerji kimlik belgesi vermek, toplu konut projelerinde bölgesel enerji üretiminin yaygınlaştırılması. Ayrıca; kanalizasyon ve yağmur suyu toplama sistemlerinin ayrılması, su kayıp kaçak oranlarının azaltılmasına yönelik modern sistemlerinyaygınlaştırılması, yağmur suyu geri kazanım sistemlerini içeren yapılaşmanın özendirilmesi, akıllı şebeke sistemlerinin oluşturulması ile şehirlerimizde iklime dost altyapı gelişiminin sağlanması da hedeflerimiz arasındadır" diye açıkladı.

İklim dostu şehir şehirler oluşturma yolunda somut adımlar attıklarını sözlerine ekleyen Bayraktar, "Doğal afetler için izleme tahmin ve erken uyarı sistemlerinin geliştirilmesi, kuraklık ve taşkın bilgi sistemlerinin oluşturulması gibi eylemler ise, iklim değişikliğine uyum sağlayacak şehirlerin kurulması için gerekli bilgi zeminini sunacaktır. Şehirlerimizde enerji, ulaşım, konut, arazi planlaması, atık yönetimi, katı atık yönetimi ile geri dönüşüm ile halk sağlığı gibi konuların iklim değişikliğikapsamında ele alınarak, iklim dostu şehirler oluşturma yolunda ilk somut uygulamaları gerçekleştirmeye yönelik adımlar atılmaya başlanılmıştır" dedi

Çevre ve Şehircilik Bakanı Erdoğan Bayraktar sözlerini şöyle sürdürdü: "İklim değişikliği ile mücadele alanında günümbcrültü yönetimi gibi konuüz dünyasında yeni ekonomi ve kalkınma anlayışları gelişmeye başlamıştır. Düşük karbonlu kalkınma diye adlandırılan bu model ile çevre ve doğal kaynak kullanımları üzerindeki baskının en aza indirilerek, üretim ve tüketim zincirinde enerji ve su sarfiyatlarının en az seviyede tutulması, çevre dostu yeni enerji kaynaklarının enerji piyasasına teşviklerle arz edilmesi öngörülmektedir. Hibrit otomobiller, az yakıt tüketen ve düşükemisyonlu teknolojiler, yeşil binalar ve eko-kentlere yapılan yatırımları teşvik etmek için gerekli yasal altyapıyı hazırlamak, sübvansiyonları ve mali düzenlemeleri iklime dost Ar-Ge faaliyetlerine ve teknolojilere yönlendirmek rekabet ve kalkınma ortamında anahtar role sahip olacaktır. Bir diğer önemli husus ise KYOTO protokolünün yürürlüğe girmesinden bu yana hızla yaygınlaşan emisyon ticaretinin, iklim değişikliği ile mücadelede önemli bir iktisadi araç olarak kullanılmaya başlamasıdır.KYOTOprotokolü`nün emisyon ticareti mekanizmalarından yararlanamayan Türkiye`de gönüllü karbon piyasası`nda 150`nin üzerinde proje geliştirilmiştir." Konuşmasının ardından konuyla ilgili soruları değerlendiren Bakan Bayraktar, `Kentsel dönüşüm projesi ne aşamada` sorusu üzerine, "Afet riski taşıyan alanlarda kentsel dönüşüm değil, kentsel, kırsal yani afet riski taşıyan alanlarda dönüşüm adıyla bir yasa tasarısı taslağını bitirdik. Başbakanlığa teslim ettik. Bütçe süreci içersinde bunu da yasallaştıracağız. Bu vatandaş odaklı olacak. Yani Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarını koruyan, kollayan bir yasa olacak. Ama mutlaka afetlere yönelik, depremeyönelik zararları azaltmak için depreme dayanıksız binalardan Türkiye`yi kurtarmak için çok ciddiyiz. Bu Başbakanımızın taahhüdüdür. Zaten bizim seçim beyannamelerimizden bir tanesi yaşanabilir çevre ve marka şehirlerdir. Yüzde 80`lere yaklaşan şehirlerde yaşayan nüfusumuzu rahat ettirmek için kentlerimizde, kasabalarımızda yaşayan insanımızı rahat ettirmek için ciddi şekilde kolları sıvamışız ve kararlı bir şekilde yasamızı geçirdikten sonra bunun her türlü tedbirlerini almışız. Bu bakımdan herkestenyardım bekliyoruz" diye konuştu.

`Sultanbeyli dışında kentsel dönüşüm projeleri olacak mı` sorusuna Bayraktar, "Özellikler deprem aksı üzerinde bulunan şehirlerimizden başlamak üzere tüm Türkiye`de bu işe ciddi şekilde başlamış bulunuyoruz" yanıtını verdi.

Bakan Bayraktar, `Kentsel dönüşümün maliyeti ne kadar olacak` sorusu üzerine, "Bugünden net maliyetler vermek doğru değil. Türkiye`nin tablosu önümüzde. Türkiye`deki toplam konut stoku 19,5 milyon civarındadır. Ama son beş senede Türkiye`de 5 milyon konut yapıldı. Bunun 4,5 milyonunu özel sektör, 500 binini de devlet yaptı. Bu konutlar bizim bildiğimiz kadarıyla sağlamdır. Bundan sonra dönüşüm bir ayağı da denetim sistemlerini kuvvetlendirmektir. Biz Türkiye`de ruhsat ağırlıklı bir yapıdan denetimsistemi çok kuvvetli olan bir yapıya geçiyoruz. Yani bunların teknik müşavirliği sistemini geliştireceğiz. Dünya ölçeğinde teknik müşavirlik-mühendis müşavirlik- sistemiyle beraber yapı denetimi sistemine çok ciddi bir ağırlık vereceğiz. Bunlar Beraber eş zamanlı yürüyecek. Medeni kanun, borçlar kanunu, belediyeler kanunu, imar kanunun kentsel donuşum kanunu riskbcrültü yönetimi gibi konuli alanlardaki dönüşümler kanunu bunlar hepsi beraber eş zamanlı olarak yürüyecek ve modern Türkiye`nin adımlarınıberaber atacağız" dedi.

Bakan Bayraktar daha sonra toplantıyı düzenleyen ve katkıda bulunan kişileri plaket verdi. Bayraktar, Boğaziçi Üniversitesi öğrencilerinin yaptığı buharlı otomobili inceledi. Bayraktar, bir yarışmada birincilik kazanan araçla ilgili öğrencilerle sohbet etti.
Ana Sayfa
Manşetler
Video
Yenile