Bayramda Mide Fesadına Uğramayın

Savaş, “Gıdaları karıştırmayın. Az ama sık yiyin. Yediğinizi iyi çiğneyin. Yoksa mide fesadına uğrarsınız” dedi.


Ramazanda uzun bir açlık döneminden sonra iki öğüne alışan insan bedeninde aşırı ve kontrolsüz beslenme sonrası pek çok mide ve barsak hastalığının ortaya çıkabileceğini belirten Prof. Dr. Cemil Savaş, bu nedenle Bayram ve sonrası beslenmemize özen göstermemiz gerektiğini vurguladı.

Bayram sabahlarında Gaziantep sofralarının vazgeçilmez yemeği olan yuvarlamanın yoğurtlu ve besleyici bir yemek olduğunu kaydeden Savaş, “Ancak yuvarlamanın aşırı ve yağlı yenmesi, baklava, çikolata, kahve, acılı gıdalarla karıştırılması nedeniyle bayramda ishal hastalarında artış olmaktadır. Yuvarlama çok güzel sağlıklı bir yemek, ancak kararında yemeli ve diğer gıdalarla kontrolsüz bir şekilde karıştırılmamalıdır” diye konuştu.

BAYRAM SOFRASINDA HAFİF YİYECEKLER OLSUN
Bayram sofralarının hafif yiyeceklerden oluşması önerisinde bulunan GAÜN Tıp Fakültesi Gastroenteroloji Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Cemil Savaş, “Genel olarak yuvarlama, pirinç pilav aşırıya kaçmadan iyi bir sabah öğünü olabilir. Yağlı ve acılı gıdalar kesinlikle yenmemelidir. Ama yuvarlama dışında hafif bir kahvaltıyla da güne başlanabilir. Gün içerisinde bayramlaşmalarda alacağımız kalorileri düşünerek, sabah öğününü hafif tutmaya özen göstermeliyiz. Bayram boyu gazoz, kola, soda gibi gazlı içeceklerden uzak durulması da sağlık açısından çok önemli” şeklinde konuştu.

"MİDE FESADINA UĞRAYABİLİRSİNİZ"
Bayram için yapılacak en önemli beslenme önerisinin az yenmesi olacağının altını çizen Prof. Dr. Cemil Savaş, “Yiyecek tercihinde pek çok gıdayı karıştırarak aşırı yemekten kaçınmalıdır. Özellikle her bayramlaşmaya gidilen yerde yenen tatlı ve sütlaçlar, içilen çay kahve sonrası kendimizi akşam acil serviste karın ağrısıyla mide fesadına uğramış olarak bulabiliriz” ifadelerini kullandı.

Savaş, Bayram süreci beslenmesiyle ilgili önerilerini şöyle devam ettirdi:
“Ramazan Bayramı boyunca baklava, tatlı, çikolata tüketimine dikkat edilmeli, bayramlaşmaya gidilen yerlerin ısrarcı tutumlarından ve aşırı yemeden uzak kalınmalıdır. Eğer tatlı tüketmek çok isteniyorsa yağlı, şerbetli tatlılar yerine sütlü tatlılar tercih edilmelidir. Bayram süresince ve bayramdan sonra sıvı alımı arttırılmalı, günde yaklaşık 1.5- 2 litre su içilmeli, sıvı tüketimini artırmak amacıyla öğünlere ayran, komposto gibi sıvı gıdalar eklenebilir. Özellikle yaşlı ve tansiyon hastalarının gün boyu kahve ve çay tüketimlerine dikkat etmeleri, bitki çaylarını tercih etmeleri, günde 2 fincandan fazla kahve tüketmekten kaçınmaları gerekmektedir.”
ANİ KİLOYA DİKKAT
Ramazanda iki öğün yemeye ve uzun süre açlığa alışan midenin, birden tıka basa doldurulmaması gerektiğini kaydeden Prof. Dr. Cemil Savaş, “Besinler iyi çiğnenmeli, yavaş yavaş, azar azar ve sık yenilmelidir. Ramazan sonrası ani kilo alımlarına dikkat edilmelidir” vurgusu yaptı.

Ramazan’daki alışkanlığı nedeniyle midenin normale dönme sürecinin kişiye göre değiştiğini ifade eden Savaş önerilerinin son bölümünde de şunları söyledi:
“Bununla birlikte bir hafta, on günlük bir geçiş dönemiyle yavaş, yavaş dengeli beslenerek normale dönebiliriz. Bu süreçte, acı, ekşi turşu gibi mideye dokunabilecek gıdalardan kaçınmalı, sigaradan ve ağrı kesicilerden uzak durulmalıdır. Midemizde özellikle açken, gece uyandıran ağrılar ülser belirtisidir. Ülserler kanama delinme ve tıkanma gibi ciddi sonuçlara yol açabilir. Şişkinlik ve sancı tarzı tokken olan ağrılar hazımsızlık ve mide tembelliğine bağlı belirtilerdir. Yavaş ve az yemekle geçmiyor ve devam eden kilo kaybı, kusmanın eşlik ettiği şikayetler varsa, endoskopi denilen mideye hortum atma tetkikinin yapılması gerekir. Kabızlık yeterli ve düzenli lifli posalı gıda alınmaması sonrası ortaya çıkabilir. Kabızlığı önlemek için mevsiminde bol sebze ve meyve tüketilmelidir. Yetişkinlerin, günde 5 porsiyon sebze ve meyve tüketmeleri, bol sıvı almaları, yürüyüş gibi düzenli spor yapmaları sağlıklı yaşamın vazgeçilmezleridir. Ramazan sonrası geçiş döneminde görülebilecek şikayetleri dengeli ve düzenli beslenerek ve hareket miktarımızı artırarak önleyebiliriz.”