Alperen Ocakları’nın göreve yeni gelen genel başkanı Samet Bağcı ve eski genel başkanı Murat Aslan’ı BBP Genel Merkezi Muhsin Yazıcıoğlu Toplantı Salonu’nda ağırlayan BBP Genel Başkanı Mustafa Destici, daha sonra açıklamalarda bulundu. Kanal İstanbul projesinin vatandaşlara iyi bir şekilde anlatılması gerektiğini belirten Destici, “Bu tür büyük projelerin kamuoyuna iyice teferruatıyla anlatılmasında fayda olacağını düşünüyorum. Çünkü Kanal İstanbul’a yönelik olarak bazı iddialar var. Neticede bu Adalet ve Kalkınma Partisi’nin Cumhur İttifakı’ndan önce kamuoyu ile paylaştığı bir projeydi. Ben bu projeyi, proje başında belli bir süre görev yapan bürokrattan dinledim. AK Partili arkadaşlardan dinleme fırsatı buldum. Tabii muhalefeti de dinliyoruz. Baktığınız zaman aslında toplumu dinlediğimizde toplumun bu meseleye çok vakıf olmadığını düşünüyoruz. Bence bu ayrıntılarıyla topluma anlatılırsa kabul görme noktasında büyük avantaj sağlayacağını düşünüyorum. Burada Cumhur İttifakı karşısındaki muhalefet tarafından gündeme getirilen birkaç husus var. Birincisi İstanbul’a zarar vereceği, ikincisi deprem riskini arttıracağız, üçüncüsü su kaynaklarını kurutacağı ve en önemlisi de aslında bunun bir rant aracı olarak yapıldığını iddia ediyorlar ki bunu şahsen şık bulmuyorum. Hiç kimseye de bunu yakıştırmam. Çünkü sırf rant elde etmek için ne cumhurbaşkanı, ne bu işi gündeme getirenlerin bunu yapmış olabileceğine ihtimal vermiyorum. Öbür taraftan bunun Türkiye’nin içinden geçtiği ekonomik şartlarda buna yetecek bütçesi var mı? Bunun bütçesi nereden karşılanacaktır. Merkezi bütçeden mi karşılanacak, yoksa bununla ilgili farklı kaynaklar mı kullanılacak? Dışarıdan bir borçlanmaya mı gidilecek, yoksa önceden bir satış mı gerçekleştirilecek? Bütün bunların çok teferruatlı bir şekilde milletimize anlatılması lazım” şeklinde konuştu.
“Tankı biz üretelim de hangi iş adamı üretecekse üretsin”
“Aynı konuyu tank palet fabrikasında da yaşıyoruz” diyen Destici, şöyle devam etti:
“Şunu anlamakta güçlük çekiyorum. Bazı şeylere itiraz edilebilir. Birileri kayrılmıştır, birilerine verilmiştir. ‘Daha iyi birileri yapabilir’ diye gündeme getirilebilirdi. Fakat bunun Katarlılar ile yapılıyor olmasına karşı çıkılmasını anlamıyorum. Türkiye’nin bölgede dostlara ihtiyacı var. Katar’da bizim dost ülkemiz. Biz elbette Katarlılar ile proje geliştirmeliyiz. Azerbaycan ile sonuna kadar her şeyimizi bir yapmalıyız. Pakistan ile aynı şekilde. Balkanlar’da Kosova, Avrupa’da Macaristan, Afrika’da Libya. Bizim bu tür dostlukları ve işbirliklerini arttırmamız lazım. Dolayısıyla işin bu boyutunun gündeme getirilmesini doğru bulmuyorum. İşin farklı bir boyutu var. Savunma sanayiinde biz geri kalmışız. Geçmişte yapılmamış yapılması gerekenler. Ama bugün yapılıyor. Tankı biz üretelim de hangi iş adamı üretecekse üretsin. Devlet kontrolü altında zaten. Bir an önce üretelim. Bizim derdimiz bu. Devlet bu anlamda bir takım iş adamlarını, yatırımcıları çağırıp teşvik edebilir. Hatta 10 tane yatırımcıyı teşvik edersin, 5’i başarılı olur, 5’i başarısız olabilir. Hiç önemli değil, yeter ki 5 tanesinde başarılı ol. Merhum Özal bu konuda ismini vermeyeceğim çağırmıştır bir grubu, ‘Siz bunu yapın’ demiştir. O grup şuan savunma sanayiinde çok iddialı bir konumdadır. Dünyada baktığımızda Amerika silah sanayiinin en büyüğüdür ve orada üreticilerin tamamı devlet kontrolündeki özel şirketlerdir. Devletimizin savunma sanayii konusunda süratle hızlı adımlar atması gerekiyordu. Adımlar atıldı ve atılmaya da devam ediyor. Atılmasını da destekliyoruz.”
“Hiçbir proje iktidardan geldiği için peşinen karşı çıkmayın”
Projelerin bütün partiler tarafından dikkate alınması ve ona göre itirazlarda bulunulması gerektiğini dile getiren Destici, “Bizde bir muhalefet partisiyiz ama yıkıcı olan muhalefet partilerine çağrımız şudur. Hiçbir proje iktidardan geldiği için peşinen karşı çıkmayın. Alın bir inceleyin, okuyun, dinleyin. Eğer memleketin faydasınaysa hep birlikte yapalım. Memleketin zararınaysa elbette buna itiraz edilebilir. Her gelenin kabul edileceği bir durum yoktur. Demokrasilerde herkes itirazını yapacaktır. Ama haklı gerekçelerin olması gerek. Bölünmüş yollardan, hızlı trenlerden kimsenin şikayeti yoktur. Herkes teşekkür etmektedir. Ama yanlış bulunan işler yok mudur? Vardır ve onlar da dile getirilmektedir. Hatta hükümetin içerisindeki bazı bakan ve bürokratların da bu konuda itirazlarını görüyoruz. Bunlar doğal ve olağan şeylerdir” ifadelerini kullandı.
“Biz neden Suriye’deyiz? Çünkü oralara gitmezsek yarın vatanımızı kendi topraklarımız içinde savunmak zorunda kalabiliriz”
Libya ile yapılan işbirliğine değinen BBP Genel Başkanı Mustafa Destici, “Savunma sanayii konusunda Libya ile yapılan güvenlik ve askeri işbirliğine karşı çıkan CHP ve İYİ parti grubunu anlamıyorum. Hadi HDP’yi anlıyoruz. Ama onları anlamıyorum. Libya ile işbirliğine neden karşı çıkılır. ‘Askerimizin Libya’da ne işi var’ diyorlar. Gerekirse gidecek. Biz neden Suriye’deyiz? Çünkü oralara gitmezsek yarın vatanımızı kendi topraklarımız içinde savunmak zorunda kalabiliriz. Hem oralar bizim kardeş coğrafyamız oralara gitme yükümlülüğümüz var. Biz Libya ile askeri ve güvenlik iş birliği yapmazsak Doğu Akdeniz’deki hareket alanımız daralacak. Oradaki haklarımızı koruma noktasında zora gireceğiz. Gerekiyorsa Pakistan’a da, Suriye’ye de göndeririz. Çünkü Türkiye Cumhuriyeti bunu emperyalist bir anlayışla değil tam tersine dünyanın, özelliklede kardeş ve soydaş coğrafyamızın barışı huzuru ve güveni için yapmaktadır. En önce elbette kendi devletinin varlığını, vatanının bütünlüğünü, ülkesinin istikbalini garanti altına almak yada sürdürmek adına bunu yapmaktadır” diyerek açıklamalarını sonlandırdı.
BBP Başkanı Destici Açıklaması 'Hiçbir Projeye İktidardan Geldiği İçin Peşinen Karşı Çıkmayın'
Büyük Birlik Partisi (BBP) Genel Başkanı Mustafa Destici, Kanal İstanbul projesi konusunda, "Hiçbir projeye iktidardan geldiği için peşinen karşı çıkmayın” dedi.