Bdp Eş Başkanı Kışanak: "Kürtler Kürtçe Konuşur"

Diyarbakır 6. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen duruşmaya, sabahki oturumda Kürtçe savunma talepleri yeniden reddedildiği için "Böyle giderse, artık bize ihtiyaç yok. Yargılamayı bizsiz yapabilirsiniz" diyerek salonu terk etme kararı aldıklarını mahkemeye bildiren sanıkların katılmadığı görüldü. Mahkeme Başkanı Menderes Yılmaz, yaşananlarla ilgili aldıkları kararı okudu. Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (CMK) 204/1. maddesinde yer alan "Davranışları nedeniyle, hazır bulunmasının duruşmanın düzenli olarakyürütülmesini tehlikeye sokacağı anlaşıldığında sanık, duruşma salonundan çıkarılır. Mahkeme, sanığın duruşmada hazır bulunmasını dosyanın durumuna göre savunması bakımından zorunlu görmezse, oturumu yokluğundu sürdürür ve bitirir" hükmünü okuyan Mahkeme Başkanı Yılmaz, "Sabah ki oturumda sanıklardan Nejdet Atalay, tüm sanıklar adına beyanlarda bulunmuş, ardından tüm sanıkların ayağı kalkıp, alkışlayarak salonun disiplinini bozdukları görülmüştür. Bu nedenle ara verilerek sanıklar duruşmasalonundan çıkarılmış, sanıkların yokluğunda yargılamanın yapılmasına karar verilmiştir" dedi. Bunun üzerine söz alan sanık avukatları, müvekkillerinin bulunmadığı bir salonda savunma yapmak istemediklerini belirterek, duruşma salonundan ayrılmak istediklerini mahkemeye iletti. Bu arada sanık yakınlarının da yaşanan durumu alkışlaması üzerine mahkeme başkanı Yılmaz, aralarında BDP Genel Başkanı Selahattin Demirtaş ve Genel Başkan Yardımcısı Gültan Kışanak’ın da bulunduğu izleyicilerin, "salonun düzenini bozdukları" gerekçesiyle dışarı çıkarılmasını istedi. Sanık yakınları ve izleyicilerin duruşma salonundan çıkarılmasından sonra mahkeme heyeti, sanıkların tutukluluk halinin devamına karar vererek, duruşmayı 1 Şubat 2011 tarihine erteledi. Gergin geçen KCK davasına ilişkin açıklama yapan BDP Eş Başkanı Gültan Kışanak, arkadaşlarının mahkemeyi terk etme kararının onurlu bir duruş olduğunu belirterek, bu kararın sonuna kadar yanında olacaklarını belirtti. Kışanak, "AK Parti hükümeti ve bu mahkemelerin arkasındaki siyasi irade de çok iyi bilsin; eğer birdevlet aklı varsa o da bunu iyi bilsin ki Kürtler, Kürtçe konuşur. Bunu engellemeye hiç kimsenin gücü yetmez, yetmeyecektir" diye konuştu. Yargılamanın tarihe kara bir leke olarak geçeceğini ve Diyarbakır Cezaevi’nde yaşanan vahşet gibi insanlık vicdanında mahkum edileceğini söyleyen Kışanak, "Kamuoyu ve tüm dünya şunu bilmeli ki bu yargılama bu mahkeme tıpkı İstiklal Mahkemeleri gibi tarihe bir kara leke olarak geçecek" dedi. "Arkadaşlarımız sadece kendi anadillerini konuşmak istedikleri için susturuldular" diyen Kışanak, "Şunu herkes çok iyi bilsin ki dünyanın her yerinde olduğu gibi burada da onurlu insanlar kendi kimlikleriyle dilleriyle birlikte var olmak isterler. Dillerine kimliklerine kültürlerine saldırıyı onuruna, kişiliklerine yapılmış görürler. Biz de böyle görüyoruz" ifadelerini kullandı. "Kürtler Kürtçe konuşur, bunu herkes bilecek, herkes bunu kabul etmek zorunda" diyen Kışanak, yargılamanın 12 Eylül’de Diyarbakır cezaevinde yaşanan vahşet kadar toplum vicdanında yara açtığını söyledi. 18 duruşma boyunca Kürt siyasetçilerinin ana dilde savunma yapmalarının engellendiğinin ve hiçbir şekilde yargılamada söz sahibi olamadıklarını belirten Kışanak, "Mahkemenin 18 duruşmadır arkadaşlarımız dinlenmiyor. Aslında hukuken daha kimlik tespiti bile yapılmamış. Çünkü bizim arkadaşlarımız Kürtçekonuştu. Arkadaşların söylediği şeyleri mahkeme bilmiyor, tercüme etmedi. Bu mahkeme hukuken kimlik tespiti aşamasını geçmemiştir. Ama sanki mahkeme yapılıyormuş gibi göstermelik bir tiyatro var. Biz bu tiyatronun parçası olmayacağız" şeklinde konuştu.