Kışanak: Çözümün adresi ne Bağdat ne de Erbil'dir

Kışanak: Çözümün adresi ne Bağdat ne de Erbil'dir

Barış ve Demokrasi Partisi (BDP) Eşbaşkanı Gültan Kışanak, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın Irak ziyaretinin önemli olduğunu belirterek, Türkiye'deki Kürt sorununu çözmek için Erbil'e gidilmesinin ise yanılgı olacağını savundu.

Barış ve Demokrasi Partisi (BDP) Eşbaşkanı Gültan Kışanak, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan‘ın Irak ziyaretinin önemli olduğunu belirterek, Türkiye‘deki Kürt sorununu çözmek için Erbil‘e gidilmesinin ise yanılgı olacağını savundu.

Partisinin grup toplantısında konuşan Kışanak, Türkiye, bölgedeki insanların kendi özerk yönetimlerine kavuşması, ana dillerinde eğitim ve yaşam hakkına sahip çıkılmasını istiyorsa buna kendilerinin destek vereceğini belirtti. "Türkiye‘deki Kürt sorunun çözmek için Erbil‘e gidiyorsa yanılıyor. Türkiye‘deki Kürt sorununu Diyarbakır‘da Batman‘da Ankara‘da çözebilir" diyen Kışanak, "Çözümün adresi ne Bağdat ne de Erbil‘dir. Türkiye kendi çözüm sürecini yaşamak zorundadır. Başbakan‘a bir kez daha sesleniyoruz. Erbil‘e gitmeniz önemli ama Amed Meydanı‘nda toplanan 1 milyon Amedli‘nin sesini dinlemek de önemlidir. Seçime 2 ay kalmışken böyle bir gezi yapılması, burada bulamadığı desteği Erbil‘de aramaktır. Eğer Kürtlerden oy isteyecekse Türkiye Cumhuriyeti yurttaşı olan Kürtlerin taleplerini dikkate almak zorundadır." dedi.

 KÜRT HALKININ TALEPLERİNE KULAK TIKAYAN İKTİDAR VARLIĞINI SÜRDÜREMEZ

Kürt halkının taleplerine kulaklarını tıkayan hiç bir iktidarın varlığını sürdürmesinin mümkün olmadığını savunan Kışanak, Nevruz‘da ortaya çıkan asgari 4 taleple çadırlar kurduklarını hatırlatarak, "Anadilde eğitim hakkının bir hak olarak tanınması, askeri ve siyasi operasyonlara son verilmesi, siyasi tutukluların serbest bırakılması ve yüzde 10‘luk seçim barajının kaldırılması. Bu taleplere demokrasi içinde yanıt bulmak oldukça kolay ve mümkündür. Bu taleplere karşı bizim beklentimiz, bunlar siyasi ve demokratik taleplerdir. Bunlara karşı güvenlik konseptiyle yaklaşıp, terörize etmekten vazgeçin çağrısını yaptık iktidara. Bu taleplerin demokrasi içerisinde karşılanması konusunda karşılığınız nedir? Bu taleplerin muhatabı iktidar ve siyasi partilerdir." diye konuştu.

"ŞEHİR CEZAEVİNE ÇEVRİLDİ"

Kışkırtıcı söylemlerden uzak durulması gereken bir dönemden geçildiğine dikkat çekne Kışanak, eleştirilerini şöyle sürdürdü: "Halkın taleplerini beğenmeyebilirsiniz. Bunu eleştirebilirsiniz ama sokakları terörize edecek, kışkırtıcılık yapan söylemlerden uzak durulması gerektiğini vurgulamak istiyorum. Bu Türkiye‘nin geleceği için gereklidir. Sayın Bahçeli‘nin daha sağ duyulu bir söylem geliştirmesini önemsiyorum. Başbakanın Başbakanlık sağduyusunda bir söylem göremiyoruz. Başbakan sizin nereniz sivil diyor. Meydanlardayız, sokaklardayız. 4 gün önce Diyarbakır‘da bir eylem yapmak istedik. Kentin tüm girişlerini panzerlerle kapatarak adeta şehri bir kapalı cezaevine çevirdi. Silopi‘de, Batman‘da Nusaybin‘de sadece sesini duyurmak isteyenlerin üstüne polisi salan sen misin, yoksa başkası mıdır? Biz sonuna kadar siviliz. Ama siz çok iyi biliyoruz ki askeri vesayetle işbirliği yapan, şimdi de kendi güçleriyle toplumsal muhalefeti bastıran, bir post-modern darbe yapanların altına zırhlı araç veren, çocuk da olsa kadın da olsa gereği yapılacaktır diyen bir Başbakansınız. Önce kendinize bakın. Önce siz sivil siyaseti öğreneceksiniz. Sayın başbakanın bu tavrı kendisini tarihin hak ettiği yerine taşıyacaktır. 4 talebimizi kabul edin, demokrasinin önünü açın. Biz hiçbirimiz aday olmayacağız."

AYHAN ÇARKIN‘IN KONUŞMALARI AÇIĞA ÇIKARILMALIDIR

25 yıl önce Kasaplar Deresi‘nde toplu mezarın varolduğunun ortaya çıktığını dile getiren Kışanak, ancak halkın vicdanını rahatlatacak bir girişimde bulunulmadığını savundu. Toplu mezar gerçeğiyle yüzleşmeden, bu katliam mantığından vazgeçildiğine kimsenin inandırılamayacağını ileri süren Kışanak, Susurluk davası hükümlüsü eski özel harekatçı Ayhan Çarkın‘ın açıklamalarını hatırlatarak, "Bir özel timci çıkıp ‘her şeyi anlatmaya hazırım‘ dedi. Bunları açığa çıkartmadan, daha ne kadar gözünüzü kapatarak, kendinizi karanlıkta sanacaktır. Sanıyor ki Başbakan herkesin de kendisi gibi karanlıkta sanıyor. Artık ya gözünü açacaksın ya da kendi karanlığında yok olacaktır." diye konuştu.

Devlet bakanlıklarıyla ilgili yapılacak düzenlemeyi de eleştiren Kışanak, yasama yetkisini yürütmeye devreden sistemin olağanüstü rejimlerin bir yöntemi olduğunu iddia etti. Hükümetin Meclis‘in kapanmasına birkaç gün kala böyle bir tasarıyı gündeme getirmesinin demokrasi adına korkunç bir ayıp olduğunu iddia eden Kışanak, bunun açıkça demokrasi gasbı olduğunu savundu.
Ana Sayfa
Manşetler
Video
Yenile