Bdp Grup Toplantısı
BDP Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’la Genelkurmay Başkanı Orgeneral Işık Koşaner’in balyoz davası duruşması sonrası Dolmabahçe’de yaptıkları görüşmeyi eleştirerek, "Dava Dolmabahçede mi görülüyor yoksa Silivri’de mi? Görü
Demirtaş, partisinin Meclis Grup Toplantısında yaptığı konuşmada terör örgütü elebaşı Abdullah Öcalan’ın Türkiye’ye getirilişinin 12. yıldönümü olduğunu hatırlatarak, 15 Şubat’ın hedefinin ve sonucunun ne olduğunun bugün daha iyi anlaşılması gerektiğini belirtti. 15 Şubat 1925’de Şeyh Sait’le başlayan, 15 Şubat 1999’da Öcalan’la devam eden siyasi operasyon dizisinin, Türkiye’nin geleceğini rehin alan operasyonlar olduğunu savunan Demirtaş, her birinin uluslararası bir bağının olduğunu ve halktangizlendiğini anlattı. Bu operasyonu yapan uluslararası güçlerin, Türkiye’de bir iç savaşın çıkacağını öngördüklerini ifade eden Demirtaş, bunun hesaplarının yapıldığını ama Türkiye’de halkın sağduyusunun buna izin vermediğini söyledi. Rusya’dan İsrail’e kadar Türkiye’nin kaynaklarının bir çok ülkeye peşkeş çekildiğini öne süren Demirtaş, bu operasyonun karşılığında ABD’ye, Rusya’ya, İsrail’e nelerin peşkeş çekildiğinin önümüzdeki dönemlerde ortaya çıkacağını ifade etti. Demirtaş, "15 Şubat 1999, Türksiyasi tarihi açısından rotayı tümden değiştiren, çözüm noktasına gelmiş bir sorunu kangrenleştiren bir tarihtir. Bu operasyon gerçekleşmemiş olsa belki Kürt sorunu çok daha rahat çözülecekti. Bu uluslararası komplo aslında Türkiye’nin aleyhine bir komploşdu. Ortadoğu’ya yayılabilecek bir kaos hedeflendi ama bu başarılamadı. 12 yıldır İmralı’da tutulanın, Türkiye’nin geleceği olduğu ileride daha iyi anlaşılabilecek" şeklinde konuştu."BU KADAR HALKI SAF GÖREN ANLAYIŞ OLUR MU?" Demirtaş, Mısır’da yaşanan gelişmelerle ilgili değerledirmelerde de bulundu. Başbakan Erdoğan’ın bugün grup toplantısında, ’Biz hiçkimseyi beklemeden Mısır halkından yana tavır koyduk’ ifadelerini kullandığını hatırlatan Demirtaş, Türk toplumunun hafızasının bu kadar zayıf olamayacağını vurguladı. Bir hafta boyunca Mısır halkı ayaktayken Başbakan’ın gıkının çıkmadığını belirten Demirtaş, "Ta ki Obama telefon açana kadar. Şimdi çıkmış, ’Bütün dünya suskunken biz Mısır halkının yanında kahramanlar gibi yeraldık’ diyor. El insaf. Mısırın püskülü senin ayağına dolanır. Neye uğradığını şaşırırsın. Türkiye toplumunun geldiği isyan noktasını görmeden bir kez daha halkı uyutmaya kalkarsan hükümet olarak vebalini sen ödersin. Bu kadar halkı saf gören, afedersiniz ama halkı enayi yerine koyan bir anlayış olabilir mi? Hepimiz izledik, bir hafta sessiz kaldın. Mübarek’in gitmesi kesinleşip, ABD desteğini çekince meseleyi anladın, ondan sonra Mübarek’e buradan çağrı yapmaya başladın. Eğer öyle olmasaydı 30 yıldır Araphalklarına kan kusturan bu diktatörlerle bu kadar işbirliği yapmazdın" şeklinde konuştu. "DENETİMLİ SERBESTLİK DAHİL BÜTÜN FORMÜLLER TARTIŞILSIN" Türkiye’de kalıcı barış için adım atılmak isteniyorsa, bugün İmralı’da devam eden görüşmeler gibi, diyalog ve müzakerelerle bu sorunun çözülmesi gerektiğini dile getiren Demirtaş, Öcalan’ın, Türkiye’nin iç barışı açısından hassas bir noktada olduğu kabul ediliyorsa, bunun gereğinin yapılması gerektiğini vurguladı. Demirtaş şunları söyledi: "İmralı sistemine son verilmelidir. İmralı’da hücre sistemine son verilmelidir. İmralı Cezaevi kapatılmalıdır. Denetimli serbestlik dahil bütün formüllerkonuşulabilmelidir, hayata geçirilebilmelidir. Sıradan bir tutuklama, sıradan bir operasyon, sıradan bir tutukluluk değil madem, çözüm de buna uygun olmalıdır. Bütün dünyada isyan liderlerine yaklaşım, isyanın kaderini, sonucunu belirler. Eğer siz son Kürt isyanını barışla, demokratik çözümle sonlandırmak konusunda irade sahibiyseniz, o isyanın sahibine de ona uygun bir biçimde yaklaşmak zorundasınız. Realite budur. Biz bunu, gerçekten barışın gelmesi gerektiğine inandığımız için ifade ediyoruz. Türkiyetoplumu intikam, öç alma saikiyle artık meseleye yaklaşmamalıdır." Balyoz davasında yaşanan tutuklamalarla ilgili de konuşan Demirtaş, yargıda yaşanan şeyin, Kemalist elitler tasfiye olurkan dinci elitlerin yargı üzerinde egemenlik kurması olduğunu öne sürdü. "Durum bundan ibarettir. Gerisi hikayedir" diye konuşan Demirtaş, burada halk çıkarına hiçbir şey olmadığını söyledi. Yargının, bir siyasi elitin hegamonyasından bir başka siyasi elitin hegamonyasına geçtiğini ifade eden Demirtaş, kavganın bu olduğunu, mağdur olanın ise halk olduğunu söyledi. Yaşanan tutuklamalarçerçevesinde darbe planlarının tartışılmadığını belirten Demirtaş, tutuklamaların, konuyu yargının siyasallaşması noktasına tıkadığını ifade etti. Gerçekten darbe girişimi varsa bunun gereğini yapmanın, bağımsız yargının sorumluluğu olduğunu dile getiren Demirtaş, adil ve tarafsız bir yargı olmadığı için gerçeğin ortaya çıkıp çıkmayacağını bilmediklerini söyledi. Demirtaş, "Gerçekten darbeyle hesaplaşma iradesi olsaydı, ’netekimciler’ Marmaris’te resim yapabilir miydi? 28 Şubatçılar dışarıda dolaşabilirmiydi? Darbeciyle hesaplaşma yok. Ortada bir hegamonya çatışması var. Bu da bizi ilgilendirmez" dedi. Demirtaş, tutuklamalar sonrasında Başbakan Erdoğan ile Genelkurmay Başkanı Orgeneral Işık Koşaner’in Dolmabahçe’de yaptıkları görüşmeyi de eleştirdi. Görülmekte olan bir davayla ilgili olarak Başbakan ve Genelkurmay Başkanı’nın resmi görüşme yaptıklarınını ifade eden Demirtaş, İçişleri Bakanı’nın da bu görüşmede davanın gündeme geldiğini kabul ettiğini bildirdi. Demirtaş şu değerlendirmeyi yaptı: "Dava Dolmabahçede mi görülüyor yoksa Silivri’de mi? Görünen o ki Dolmabahçe’de görülüyor. Böyle bir tarafsızyargı halka güven verebilir mi? O zaman hakime, savcıya ne gerek var. Zaten bütün davaları Başbakan ve Genelkurmay Başkanı Dolmabahçe’de hallediyor. Yargıya gerek yok. Türkiye şu anda darbeyle yüzleşmiyor. Yeni bir vesayetle yüz yüzedir. Bunu ortadan kaldıracak olan da CHP falan değil, halk direnişidir." "KOMİSYONUN KENDİSİ KAYIP" Demirtaş, Cumartesi annelerinin Başbakan’la görüşmesinin ardından Meclis İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu bünyesinde bir alt komisyon kurulduğunu hatırlatarak, bu komisyonun görev süresinin sadece 20 gün olduğuna işaret etti. Komisyonun tek BDP’li üyesi Akın Birdal’ın bütün ısrarlarına rağmen alt komisyona alınmadığını ancak MHP’li Şenol Bal’ın istememesine rağmen komisyona alındığını ve daha sonra istifa ettiğini belirten Demirtaş, "Bu komisyon kayıpları araştıracak. Komisyonun kendisi kayıp. Buacılarla oynamayalım" diye konuştu. Demirtaş, Afşin’de göçük altında kalan işçilerin çıkarılması için devletin bütün imkanlarının seferber edilmesi gerektiğini belirterek, bir devlet yetkilisinin ’2 yılda bile çıkarılamayabilirler’ sözlerini eleştirdi. Demirtaş, gerekirse TOKİ’nin bütün iş makinalarının Afşin’e gönderilmesini ve o işçilerin toprak altından çıkartılmasını istedi.