BDP: Kararın siyasi olduğu görüldü

"GEREKÇELİ KARAR ÇOK YAVAN"
BDP Hakkari Milletvekili Hamit Geylani, gerekçeli kararın içeriğinin hukuktan ve hukuk mantığından yoksun olduğunu savunarak şöyle dedi; "Bu kararın Resmi Gazetede yayınlanması oldu bittiye getirildi. Gerekçeye bakıldığında çok yavan. İçeriği hukuktan ve hukuk mantığından yoksun. Hatta savcının iddianamesinde adı geçmeyen şahıslar bile siyasi yasağa konulmuş. Bu iddianın genişletilmesidir. İlkel bir hukuk uygulanmıştır. Ayrıca Leyla Zana olayı bu çok önemlidir. Zana zaten siyaseten yasaklı. Partiye üye olmayan bir insanın demeçlerinden parti kapatılmaz. Siyasi yasakta gelemez. Onun için kararın erken yayınlanmasının tek amacı Ahmet Türk ve Aysel Tuğluk’un milletvekilliklerinin bir anca düşürülmesidir. Parti grubunun düşürülmesidir. Ve gerçekten siyasi bir karar verildiğinin somut bir örneğidir."

Ayrıca diğer milletvekillerinin ifade vermeye gitmesinin de söz konusu olmadığı ifade eden Geylani, "Çünkü haklarında dokunulmazlık fezlekeleri vardır. Eğer yargılanması gerekiyorsa öncelikle Baykal ve Erdoğan’ın yargılanması gerekir" dedi.

"İLGİSİZ İNSANLARA SİYASET YASAĞI GETİRİLDİĞİ"
BDP Diyarbakır Milletvekili Akın Birdal da ilgisiz insanlara siyaset yasağı getirildiği savundu. Anayasa Mahkemesi’nin kararını hukuki bulmadıklarını tekrarlayan Birdal şöyle konuştu;
"Kararın oybirliği ile verilmesi siyasi bir karar olduğunu gösteriri. AİHM’den de bizim lehimize döneceğine ben eminim. Avukatlarımız zaten çalışmalarını sürdürüyor. Leyla Zana’nın dışında parti ile ilişiği olmayan iki arkadaşımıza da yasak getirilmesi çok garip bunları anlamak mümkün değil."

"KARAR İNTİKAM DUYGUSU İLE VERİLDİ"
BDP Diyarbakır Milletvekili Gülten Kışanak ise "DTP’nin kapatılması, gerekçeli kararın hemen yayınlanması, belediye başkanlarının tutuklanmasının", "Kürt siyasal hareketine" yönelik olduğunu ileri sürdü ve şöyle devam etti; "Anayasaya Mahkemesi Başkanı bunu ifade etmişti. Yılbaşına kalmadan gerekçeli kararı yayınlayacağız diye. DTP’nin kapatılması davası tamamen siyasi atmosfer ile ilgiliydi. 2 yıldır bekletilen bir dava. Hukuken daha da bekletilmesinin koşulları olan bir dava. Çünkü kapatılmaya gerekçe gösterilen olaylarla ilgili kişisel dava sonuçları istenecekti. Ama siyasal gelişmeler nedeniyle ani bir kararla bunlar yapılmadan beklide intikam duygusuyla cezalarını vermek mantığı ile sonuçlandırılan bir dava oldu. Bu nedenle zaten siyasal bir yargılama olduğunu söyledik. Gerekçeli kararı da aynı şekilde yaptılar. Bütün bunlar birbiri ile bağlantılı. Milletvekillerinin dokunulmazlığını hiçe sayılması, polis zorunluluğu ile getirilmesi istenmesi, DTP’nin kapatılması, gerekçeli kararın hemen yayınlanması, belediye başkanlarının tutuklanması, hepsi Kürt siyasal hareketine yönelik, Kürtlerin politik alanını daraltmaya yönelik olarak görüyoruz. Leyla Zana ile olan durumda çok vahim. Mahkemenin bunu bilmemesi de mümkün değil. Partide daha önceki davasından dolayı siyasi yasaklı olduğunu bilindiği ve parti üyesi olamayacağı yönünde Yargıtay Başsavcısının gönderdiği yazının olmasına rağmen çok garip tekrar hakkında yasak getirilmesi. Ayrıca seçim döneminde adaylıklarının gündeme geldiğine söz konusu vekillerin siyasi yasaklığı olduğu hatırlatılmıştır. Parti üyesi olmadıklarının bilinmesine rağmen böyle yapılması Zana’nın katmerli olarak siyaset dışına itilmek istendi. Leyla Zana örneği gösteriyor ki kasıtlı bir durum var."

GEREKÇELİ KARAR 19 GÜNDE YAZILDI
Yüksek Mahkeme, 11 Aralık’ta DTP’nin "bölücü faaliyetlerin odağında olduğu gerekçesi ile kapatılmasına karar verirken, 37 kişinin hakkında da siyaset yasağı getirmişti. Anayasa Mahkemesi Başkan Haşim Kılıç, gerekçenin yıl başından önce yetiştirileceğini de söylemişti. Mahkeme kapatılma kararını verdikten sonra her gün toplanarak, gerekçeyi 19 günde tamamlamış oldu. Yüksek Mahkeme, Refah Partisi’nin kapatılmasına ilişkin kararın yazımını 37 günde, Fazilet Partisi’nin 192 günde, AKP hakkındaki gerekçeli kararını ise 86 günde yazmıştı.