CHP Sinop Milletvekili Engin Altay'ın AK Parti'li Kırıkkale Milletvekili Ramazan Can'ın konuşması sırasında ''çüş'' demesi, Genel Kurulda tartışma yarattı.
TBMM Genel Kurulunda Adalet Bakanlığı bütçesi üzerinde konuşan AK Parti Kırıkkale Milletvekili Ramazan Can, adliye binalarının 2002 yılı öncesi durumlarıyla ilgili bazı bilgiler verdi. Bugün ise 145 modern adliye binasının tamamlandığını belirten Can, Cumhuriyet tarihinde yapılanların beş misli adliye binası yapıldığını ifade etti.
Bu sırada, CHP arka sıralarından bir milletvekilinin ''çüş'' diye bağırdığı duyuldu.
TBMM Başkanvekili Sadık Yakut, ''Meclisin mehabetine hiç yakışmıyor. Hangi milletvekili ise açık yüreklilikle ortaya çıksın ve özür dilesin'' dedi.
CHP Sinop Milletvekili Engin Altay kürsüye gelerek, ''Sizin Cumhuriyet tarihiyle derdiniz nedir bilmiyorum. Bir milletvekilinin bu kürsüye gelip 'Cumhuriyet tarihinde yapılanların beş katı kadar adliye binası yaptık' ifadesi benim garipsediğim bir ifadedir. Doğru da değildir. Sarf ettiğim kelime kastı aşmış olabilir ama AKP milletvekillerinin her vesileyle bu kürsüye gelip Cumhuriyet tarihiyle uğraşmalarını da kınıyorum''diye konuştu.
Yakut'un, özür dilemesinde ısrar etmesi üzerine yeniden kürsüye dönen Altay, ''Bu kürsüde Cumhuriyet tarihiyle uğraşılmasına tahammül edemiyorum. Söylediğim kelime kastı aşmıştır, geri alıyorum'' dedi.
Ancak tartışmaların büyümesi üzerine, Yakut birleşime beş dakika ara verdi.
''İnsanlar ağır tahrik altına girer''
Verilen aranın ardından söz alan CHP Grup Başkanvekili Muharrem İnce, şunları söyledi:
''Burada 2012 bütçesini görüşüyoruz. Cumhuriyet tarihi bütçesini görüşmüyoruz. Cumhuriyet tarihiyle sadece asker kaçaklarının torunlarının hesabı olur. 1923'de devletin 10 lira parası varsa Osmanlı'dan kalan borç yetmiş liradır. Bu imkanlarla modern bir devlet kurulmuştur. Onlara dua edelim, şükredelim, teşekkür edelim. Şimdi 2012 bütçesini görüşüyoruz. İkide bir her kürsüye çıkan Cumhuriyet dönemiyle hesaplaşma derdine girerse insanlar ağır tahrik altına girer, bazen de şık olmayan sözler ağızdan kaçabilir.''
Yakut, İnce'ye ''Sarf edilen sözle ilgili de iki kelime edin. Sayın milletvekili özür dilemedi. Siz özür dileyin, bu büyüklüktür, erdemdir'' dedi.
İnce de ''Arkadaşımız sözünü geri aldığını söyledi. Sayın Can 'Cumhuriyet tarihiyle ilgili yanlış bir şey söylediysem özür dilerim' desin, ben de Engin Altay adına özür dileyeyim'' karşılığını verdi.
AK Parti Grup Başkanvekili Mahir Ünal da, ''Cumhuriyet tarihi hiç kimsenin tekelinde değildir. Hepimiz Cumhuriyetin çocuklarıyız. Bir siyasi parti Cumhuriyeti tekeline alamaz. Biz burada konuşurken bir kıyas yapıyoruz. Şu tarihlerde şu bizim dönemimizde şu olmuştur diye. Bizim ne Osmanlıyla ne Cumhuriyetle ne dünle ne bugünle hiç bir sorunumuz yoktur. Bizim Cumhuriyetle sorunumuz yok ama maalesef Cumhuriyetin CHP diye bir sorunu vardır'' diye konuştu.
Ramazan Can da yeniden söz alarak, ''Benim Cumhuriyetle hiç bir problemim yok. Mukayese etmek açısından söyledim. Cumhuriyete saygım var. Hele demokrasiyle taçlandırılan Cumhuriyetin başımın üstünde yeri var'' dedi.
''Adalet size de lazım olacaktır''
BDP Adana Milletvekili Murat Bozlak, özel yetkili mahkemeleri oluşturan AK Parti'nin ''statükocu'' olduğunu savundu.
Özel yetkili mahkemelere bütçeden pay ayırmanın ''yazık, günah'' olduğunu ileri süren Bozlak, ''Yapılması gereken bu mahkemeleri derhal kapatmaktır. Bu mahkemeler var olduğu sürece toplumsal barışı sağlamamız asla mümkün değildir'' dedi.
BDP Mersin Milletvekili Ertuğrul Kürkçü, cezaevi nüfusunun son on yılda yüzde 250 arttığını ileri sürdü.
En çok terör tutuklusu ve hükümlüsünün Türkiye'de bulunduğunu savunan Kürkçü, HSYK'nın, Adalet Bakanlığının gösterdiği listeyle oluştuğunu iddia etti.
Türkiye'nin geçmişte askeri vesayetten yakınırken şimdi polis, yargıç, hükümetle, Meclis dışı bir yönetim kurulduğunu öne süren Kürkçü, ''Ne zamandan beri yargı işleri başbakanlar tarafından yürütülmektedir'' diye konuştu.
Kürkçü, ''Adalet size de lazım olabilir, olacaktır. Sizin partiniz kapatılmaya kalkışıldığı zaman yanınızda el sıkıştıklarınız değil bizleri gördünüz. Biz, sizin gibi kendine Müslüman değiliz, adaleti herkes için savunuyoruz'' dedi.
Sırrı Süreyya Önder'den bardak esprisi...
''Şu bardağı da şuraya koyayım''
BDP İstanbul Milletvekili Sırrı Süreyya Önder, ''30 yıldır sürdürülen savaş kaybedilen bir savaştır'' dedi.
Yeniden güvenlik konseptiyle cepheyi tahkim etmenin meseleyi çözmeyeceğini belirten Önder, ''Meselenin büyüklüğü büyük ama Meclisin iradesinden büyük değil. Meclis olarak inisiyatif alsak, bu işe gönlümüzü yatırsak, bir haftalık süresi vardır. Niye bigane kalınıyor peki? Dün şike oylamasındaki gibi siyasi aklımızı seferber etme ihtiyacı hissetmememizden kaynaklanıyor'' dedi.
Önder, konuşması sırasında laf atılması üzerine, BDP Grup Başkanvekili Hasip Kaplan'ın bu sabah kürsüde bardağı kırması olayına atıf yaparak, ''Beni rayımdan çıkarmayın, şu bardağı da şuraya koyayım'' diye espri yapması, Genel Kurulda gülüşmelere yol açtı.
Bir sonraki konuşmacı olan AK Parti İstanbul Milletvekili Mehmet Doğan Kubat da konuşmasına başlamadan bardaktan su içerek, ''Biz içmek için kullanıyoruz'' dedi.
''30 yıldır sürdürülen savaş kaybedilen bir savaştır''
BDP Milletvekili Hasip Kaplan'ın kürsüde kırdığı bardak bugün ki TBMM Genel Kurulunda, BDP İstanbul Milletvekili Sırrı Süreyya Önder tarafından espri konusu yapıldı.