Bdp‘nin Desteklediği Bağımsız Adaylar Basın Mensupları İle Bir Araya Geldi

Barış ve Demokrasi Partisi‘nin (BDP) desteklediği Diyarbakır bağımsız milletvekili adayı Leyla Zana, Diyarbakır‘ın Türkiye‘nin vicdanı olduğu inancını taşıdığını belirterek, "Çünkü çok acılar çekmesine rağmen Diyarbakır hiçbir zaman barış, demokrasi ve özgürlük ilkelerinden vazgeçmedi.

BDP‘nin desteklediği Bağımsız Diyarbakır Milletvekili adayları Kayapınar ilçesi Ekin Park‘ta basın mensupları ile bir araya geldi. Bağımsız adaylar halkın kendi bölgelerindeki adaylara oy vermesi talebinde bulundu. Toplantıya BDP Diyarbakır İl Başkanı ve Diyarbakır Bağımsız Milletvekili adayı M. Hatip Dicle‘nin vekili Mehmet Ali Aydın, Leyla Zana, Emine Ayna, Şerafettin Elçi, Altan Tan ve Nursel Aydoğan katıldı. Her adayın kendi seçim bölgesini hatırlatarak kısa açıklamalar yapmasının ardından bir

konuşma yapan Leyla Zana, bu seçim kampanyasının daha çok Türkiye demokrasisinin geleceğinin oylanması olacağını söyledi. Zana, "Halkın siyasal iradesini sandığa götürme kararlılığını hep birlikte gördük. Biz halkı yönlendirmedik, tam tersine halk bizi yönlendirdi. Bu da halkın geldiği düzeyin bir göstergesiydi. Basında geçtiğimiz günlerde ‘İktidarın yolu Diyarbakır‘dan mı geçiyor‘ diye bir haber gördüm. Her liderin öncelikle Diyarbakır‘a başvurduktan sonra stratejini çizdiği vurgulanıyordu. Ben de

Diyarbakır‘ın Türkiye‘nin vicdanı olduğu inancını taşıyorum. Çünkü çok acılar çekmesine rağmen Diyarbakır hiçbir zaman barış demokrasi ve özgürlük ilkelerinden vazgeçmedi. Diyarbakır aynı zamanda Kürt halkının meşru mücadelesinin kimliğidir. Diyarbakır 12 Haziran gününün demokrasinin ve barışın oylanacağını çok iyi biliyor. Diyarbakır nabzı çok iyi tutan bir ildir. Asla emeğe saygısızlık yapmaz" dedi.

"SADECE KARAYOLU DEĞİL, BARIŞ YOLUNUN DA AÇILMASI GEREK"

Bu seçimin barış yolunun açılacağı bir seçim olacağını belirten Leyla Zana, hizmet için köy yollarının açılmasının yeterli olmadığını, bununla birlikte barış yolunun da açılması gerektiğini dile getirdi. Zana, "Sayın Başbakan zaman zaman ifade ediyor, bir sürü hizmet ettiklerini söylüyor. Bu doğru, bölgenin ulaşımı çok kolaylaştırılmış, gittiğimiz her yerde yolların çok güzel olduğunu gördük. Ama barış yolunun açılmadığını da görüyoruz. Barış yolu açılmadan karayolunda açılan hiçbir yolun pek bir yarar

sağlamayacağını, bölge insanını rahatlatamayacağını da ifade ediyoruz. Barış yolu açıldığında bütün sorunların bunun akabinde çözüleceğini söylemek istiyorum. Bu kan durursa, gençlerin ölümü durdurulursa, hep birlikte çok şey kazanacağımızı ve ülkenin önünün açılacağını, dünyadaki saygın yerini alacağını biliyoruz. 13 Haziran günü Sayın Başbakan‘ın ülkeye hitap etmesi çok önemli ve anlamlıdır. Tümüyle sahadaki top başbakanın ayaklarında olacaktır. Kürt halkı kendi iradi gücünü ortaya koymuş, barışa dair

kararlılığını ifade etmiştir. Bundan sonrası hükümetin ve bir bütün olarak devletin vereceği kararla açıklanacak ve görülecektir. Toplum 13 Haziran sabahını nefesini tutarak beklemektedir. Umuyor ve diliyoruz ki en önemli yol olan barış yolu o gün startını verecektir, ülke rahat bir nefes alacaktır" şeklinde konuştu.

MHP Lideri Devlet Bahçeli‘nin Diyarbakır mitinginde ‘anadil anayasaya girerse karnınız mı doyar‘ şeklindeki sorusuna da yanıt veren Leyla Zana konuşmasını şöyle sürdürdü:

"Karnımız doyurmuyor ama, karnımız neden aç ona bakmak lazım. Eğer bu ülkede inkar, asimilasyon ve yok etme politikaları olmasaydı karnımız da tok olurdu. Topraklarımız bizi de Türkiye halklarını da doyuracak verimlilik ve zenginliktedir. Eğer bugün bölge insanı açsa, savaştan kaynaklı nedenlerden dolayıdır. Ana dil eğitimi karnımızı, aynı zamanda beynimizi, ruhumuzu, yüreğimizi doyuracaktır. Çünkü bir toplum kendi değerlerinden koptuğu an o toplumun kimseye yararı olmaz. O nedenle Sayın Bahçeli‘nin

karın doyurmaz dediği şey aslında bir toplumu ayakta tutan yegane etkendir. Bir insan kendi dilini konuşamıyor, yazamıyor, okuyamıyorsa o insan olmaktan çıkmıştır. O nedenle Sayın Bahçeli‘nin söylediği sözün hayatın gerçekliğiyle bağdaşmadığını ifade etmek istiyorum."

Gazetecilerin Kürçe ezan okutulması ile ilgili sorularını yanıtlayan Bağımsız Diyarbakır Milletvekili adayı Altan Tan, bunların provokasyon olduğunu söyledi. Tan, "Hiçbir İslam ülkesinde böyle bir şey kabul edilemez. Kürtler de bunu kabul etmez. Bu tür beyanatlar provokasyondur. Kürt halkı Müslüman‘dır. Kemalistlerin Türkçe ezan kararına karşı en büyük direniş Kürtler arasında olmuştur. Silvanlı Molla Hüseyin Küçük Efendi ezan Arapça okunana kadar camiye gitmemiştir. O konuda herkes müsterih olsun bu

provokasyonlara asla gelmeyeceğiz. Eğer kastı aşan bir şekilde dil sürçmesi veya şaşkınlık, sapkınlık içinde olanlar varsa bunlara hadlerini bildireceğiz tıpkı Kemalistlere bildirdiğimiz gibi" diye konuştu.

Ana Sayfa
Manşetler
Video
Yenile