'Bedelini Ödemeye Hazırım'

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu: (2) 'Memleketime, ülkeme, milletime yapmış olduğum hizmetin bedelini ödemeye hazırım. Bunun tayin edicisi ne Kılıçdaroğlu'dur ne de avanesidir' 'Kılıçdaroğlu'nun ve CHP'nin bu meseleye bakışı, tam da bugün ihtiyaç duyduğumuz yapıcı ve birleştirici bir bakış değildir' 'Kimsenin haberinin olmadığı bir katılıma yönelik olarak örgütlü bir organizasyon iddiasında bulunmak da hakkaniyetli ve doğru bir yaklaşım değildir' 'Bir taraftan PKK'nın siyasi koluyla HDP ile ortaklık yapıp daha sonra çıkan olayları İçişleri Bakanı'na yıkmak, tam anlamıyla seçim zamanında aldığı tutumda hafıza kaybıdır. Sizin hafızanız unutabilir ama milletin hafızası unutmamaktadır. Bu da bir güvenlik riski oluşturmaktadır'

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, "Memleketime, ülkeme, milletime yapmış olduğum hizmetin bedelini ödemeye hazırım. Bunun tayin edicisi ne Kılıçdaroğlu'dur ne de avanesidir." dedi.

Soylu, İçişleri Bakanlığında yaptığı basın toplantısında, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun Çubuk'ta katıldığı şehit cenazesinde uğradığı saldırıya ilişkin açıklamada bulundu.

Yetkililerin, CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu'nun cenaze törenine geleceğine dair bilgisinin olmadığını dile getiren Soylu, "Bunun önemi şuradadır, seçimin hemen akabinde oluşan bir cenaze olmasındandır. Takdir edersiniz ki seçimdeki pozisyonları açık ve nettir. CHP'nin HDP ile olan teması ve HDP'nin PKK'dan kendisini ayrıştırmayan politikaları, tamamen kamuoyunun önünde gerçekleşmiştir. PKK'nın terörist saldırısıyla evladımızı şehit ettiği, acının ve duygusallığın oluştuğu bir cenazede bu hesap edilmeli. Kılıçdaroğlu'nun bu cenazeye gelişi haber verilmeliydi." ifadelerini kullandı.

Kılıçdaroğlu'nun ne kendisinin ne güvenlik birimlerinin ne de partililerin cenaze törenine katılma konusuna dikkat ettiğini belirten Soylu, şöyle devam etti:

"Kimsenin haberinin olmadığı bir katılıma yönelik olarak örgütlü bir organizasyon iddiasında bulunmak da hakkaniyetli ve doğru bir yaklaşım değildir. Ayrıca, bir olayı da gözden kaçırmamak gerekir. Özellikle de bir gün önce Sayın İmamoğlu, Pervin Buldan ve Selahattin Demirtaş arasındaki güzellemeler, kamuoyu tarafından da takip edilmiştir. Biz bütün bu tedbirleri alırken, tedbirlerin yoğunluğunu değerlendirirken esasen seçim dönemindeki CHP-HDP yakınlaşmasını ve bu psikolojik ortamı da göz önüne alırız. Herhangi bir toplumsal olayda, bir cenaze merasiminde, bu kadar yoğun kalabalıklarda ve duygusal ortamlarda olaylarla ilgili alınacak tedbirler elbette buna göre hesaplanır."

- "CHP'nin bu meseleye bakış açısı yapıcı değildir"

Yaklaşık 2,5 yıldır İçişleri Bakanlığı yaptığını ve sorumluluklarının bilincinde olduğunu söyleyen Soylu, "Sayın Kılıçdaroğlu, Ankara'dan İstanbul'a yürüdü, en küçük bir güvenlik ihmali meydana gelmedi. İçişleri Bakanlığım döneminde birçok seçim kampanyası oldu. Sadece kendisine değil hiçbir siyasi parti yöneticisinin güvenliğine de bir halel meydana getirmedik. Herkes güven esası içinde seçim kampanyalarını ve siyasi çalışmalarını yürüttü. Buna memleketimizin Doğu ve Güneydoğu bölgeleri başta olmak üzere her alanı dahildir. Çünkü gerekli irtibatlar kuruldu, gerekli tedbirler alındı." diye konuştu.

Bakan Soylu, şunları kaydetti:

"Kimse kusura bakmasın, Kılıçdaroğlu'nun ve CHP'nin bu meseleye bakışı, tam da bugün ihtiyaç duyduğumuz yapıcı ve birleştirici bir bakış değildir. Olay sonrasındaki adımları da meseleye nasıl baktıklarını teyit etmektedir. Genel başkan yardımcılarının davranışları, CHP Genel Merkezi'nin önünde bir mitinge davet etmek, genel başkan yardımcılarının sürekli şahsımı hedef göstermesi, meseleyi kendilerine dönük bir organize eylem gibi anlatıp buradan bir siyasi rant çıkarmaya çalışmaları, sosyal medya üzerinden şahsıma, aileme, çocuklarıma ve eşime dönük hakaretler ve küfürler yağdırmaları, alelacele genel merkeze topladıkları insanlara şahsıma dakikalarca küfürler, galiz sözler ve hakaretler ettirmeleri bu meseleyi değerlendirirken hangi anlayışta olduklarını açıkça göstermektedir."

- "Nedeni, birlikte ortaklık yaptığı siyasi ortaklarına sormalıdır"

Eski bir meclis başkanvekilinin dün akşam, CHP'li bir grup başkanvekiline "geçmiş olsun" dileğini iletmek üzere telefonu ettiğini aktaran Soylu, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Bu meclis başkanımıza yönelik o edepten yoksun mevcut grup başkanvekili ortaya koyuyor ve bizi yok edeceğini bir şekilde tehditlerle beraber değerlendiriyor. Genel başkan yardımcılarıyla bu meseleyi bize yıkıp buradan siyasi rant elde etmeye çalıştıkları açıktır. Sayın Kılıçdaroğlu meseleyi İçişleri Bakanına yıkacağına, bu olayın nedenini, birlikte ortaklık yaptığı siyasi ortaklarına sormalıdır. Hatta şu saatlerde gerçekleşen 'geçmiş olsun' ziyaretlerinde de sorabilir. Bu siyasi ortaklıklar da milletin gözü önünde gerçekleşmiştir.

Bir taraftan PKK'nın siyasi koluyla, HDP ile ortaklık yapıp daha sonra çıkan olayları İçişleri Bakanına yıkmak tam anlamıyla, seçim zamanında aldığı tutumda hafıza kaybıdır. Sizin hafızanız unutabilir ama milletin hafızası unutmamaktadır ve bu da bir güvenlik riski oluşturmaktadır. Her seçimde, elbette ki partilerin söylemleri olmuştur ve olacaktır. Ancak seçimler yapılmıştır ve seçimler bitmiştir. Bizim seçimlerde de şimdi de söylediğimiz çok açıktır ve nettir. Herkes PKK terörü karşısında tavrını almak, safını belli etmek zorundadır."

- "Türkiye'nin terörle mücadelesi devam edecektir"

"Hayır ve evetli, yani 'havet'li yaklaşımlar, ikircikli tutumlar, millet tarafından kayıt altına alınmaktadır ve milletimizin hafızası bu konuda çok güçlüdür." diyen Soylu, seçimin bittiğinin, yeni bir dönemin başladığının, Türkiye'nin terörle mücadelesinin de devam edeceğinin altını çizdi.

Soylu, "Buradan sarfınazar etmemiz mümkün değildir, geri adım atmamız da mümkün değildir. Hiç kimse PKK terör örgütünün siyasi kolu HDP ile yaptığı ortaklığı, mahalle baskısı oluşturarak meşrulaştırdığını ve normalleştirdiğini, bu olay üzerinden saldırarak PKK terör örgütüne alan açtığını, toplumun bu ilişkiyi unutmasını sağladığını düşünmemelidir." ifadelerini kullandı.

Oluşturulmaya çalışılan "iklim ve kurgu"nun çok net ve açık belli olduğunu belirten Soylu, şöyle konuştu:

"Buradaki etkiyle seçim dönemindeki işbirliğinin tartışılması engellenmek istenmektedir. Bugün HDP, PKK ile arasına herhangi bir duvar örmemiştir, reddetmemiştir ve reddetmemektedir. Tam tersi seçim sonrasında da seçim öncesindeki keskin söylemleri ve eylemlerine devam etmektedirler. Bilinmelidir ki terörle mücadelemiz ve bu iklimle mücadelemiz aynı kararlılıkla devam edecektir. Buradan sarfınazar etmemiz mümkün değildir. Bu psikolojik iklime de, bu iklimi oluşturmak isteyenlere de teslim olmayız.

Burada bir noktaya daha temas etmek isterim. Herkes sağduyu ve itidal tavsiye ediyor. Bunu biz de tavsiye ediyoruz. Ama bunu tavsiye etmek yetmez, gereğini de yapmak gerekir. Maalesef kendisi dahil olmak üzere tüm yöneticilerinin ve genel başkan yardımcılarının yaptığı açıklamalar yangına körükle gitmek, kendilerinin dışında bir başka görüşe yer vermemek ve esas gerçeği örtmeye çalışmaktır.

Ben Sayın Cumhurbaşkanımızın kabinesinde görevliyim ve sorumluluk sahibi bir insanım. Benim için ülkemin ve milletimin menfaati her şeyden önce gelir. Ülkemin, milletimin menfaatlerine bir halel gelmesinde her zaman sorumluluk hissederim ve bunun gereğini yapmaktan da hiçbir zaman çekinmem ve tereddüt etmem. Memleketime, ülkeme, milletime yapmış olduğum hizmetin bedelini de ödemeye hazırım. Bunun tayin edicisi ne Kılıçdaroğlu'dur ne de avanesidir. Bunun tayin edicisi bana bu görevi veren Sayın Cumhurbaşkanımız ve Cumhurbaşkanımıza bu yetkiyi veren aziz milletimizdir."

Yaşanan olaydan büyük üzüntü duyduğunu ve geçmiş olsun dileklerini tekrarlayan Soylu, gerekli tüm adli ve idari soruşturmanın sürdüğünü vurguladı.

(Bitti)

Ana Sayfa
Manşetler
Video
Yenile