Karademir, yaptığı yazılı açıklamada, toplumun yüzde 80’inde bel ve boyun fıtığı belirtilerinin görüldüğünü fakat her bel ve boyun ağrısının bel fıtığı olmadığına dikkati çekti.
Öncelikle hastalığın nedeninin teşhis edilmesi gerektiğni vurgulayan Karademir, "Birinci basamak muayenesi yapıldıktan sonra kişiye medikal tedavi, yatak istirahati ve benzeri tedavi yöntemleri denedikten sonra eğer kişinin bel ve boyun ağrısı geçmemişse hasta ikinci veya üçüncü basamak muayeneye yönlendirilerek MR ve tomografi çekilmesi gerekir." ifadesini kullandı.
Hastanın hemen ameliyat edilmemesi gerektiğine vurgu yapan Karademir, "Hasta ilk olarak iki ay süreyle medikal ve fizik tedavi ile tedavi edilmeli. Ardından hastanın kuvvet kayıpları, kısmi felç veya ilerleyen felç veya geçmeyen şiddetli ağrıları varsa hastayı ameliyat için bir beyin cerrahi uzmanına yönlendirmek gerekir." açıklamasını yaptı.
Hastalığa yakalanmamak için kişinin sağlığına dikkat etmesi gerektiğinin önemine değinen Karademir, "Bel ve boyun fıtığının oluşmasında en büyük etken, kişinin uygunsuz yaşam şartlarının olmasıdır. Bu uygun olmayan şartlar; aşırı kilo alımı, stres, sigara içimi ve ağır iş ortamında çalışmaktır." dedi.
Karademir şunları kaydetti:
"Rektörümüz Prof. Dr. Alim Yıldız, üniversite hastanemizde gerek ekipman takviyesi açısından gerekse cerrahi tecrübesi olan hekim kadromuzu güçlendirdi. Artık Sivasımızda beyin cerrahisiyle ilgili gerek omurga cerrahisi gerekse tüm beyin ameliyatları mikro cerrahi yöntemle başarıyla yapılmaktadır. Sivaslı hemşerilerimizin öncelikle Cumhuriyet Üniversitesi Araştırma ve Uygulama Hastanemizde tedavi olmaya davet ediyorum çünkü bel ve boyun fıtığı hastalığının yüzde 95’ini tedavi edebilmekteyiz."
Bel Ve Boyun Fıtığında Ameliyat Uyarısı
Cumhuriyet Üniversitesi (CÜ) Araştırma ve Uygulama Hastanesi Beyin ve Sinir Cerrahisi Ana Bilim Dalı öğretim üyesi Yrd. Doç. Dr. Mustafa Karademir, her ağrının bel ve boyun fıtığı olmadığı uyarısında bulundu.