Panelde konuşan CHP Manisa Milletvekili Özgür Özel, “halkın vekilleri burada halkın belediye başkanı nerede?” vurgusu yapmıştı. Bu açıklamalar çerçevesinde bugün basın mensuplarının karşısına geçen Serhat Orhan gündemle ilgili açıklamalarda bulundu. Turgutlu Belediye Başkanı Serhat Orhan, son günlerde CHP Manisa Milletvekilleri Hasan Ören, Özgür Özel ve Sakine Öz’ün hakkında hem mecliste hem de farklı ortamlardaki iddia ve ithamları ile karşı karşıya kaldığını söyledi.
Bu basın açıklamasını zaruri gördüğü için yaptığını anlatan Orhan, şöyle konuştu: "Geçen hafta TURÇEP Turgutlu Çevre Platformu’nun yapacağı panelle ilgili olarak belediyemiz tarafından ilan yapılması ile ilgili bir dilekçe verdi. Bu dilekçe doğrultusunda verilen ilan belediyemiz hoparlöründen yapıldı. Bunun yanı sıra konu ile ilgili ilan dağıtma talepleri Belediyemiz Encümeni tarafından uygun bulunmamıştır. Bu durumun ardından CHP Milletvekilleri Hasan Ören ve Özgür Özel “Halkın milletvekilleri burada, halkın belediye başkanı nerede” diye açıklama yaptı. Bu açıklama yapıldığı saatlerde ben, İmar Müdürlüğü’nden yetkili bürokratlarla birlikte İzmir 2 Numaralı Kültür ve Tabiat Varlıkları Koruma Bölge Kurulu’nda belediye eski binasının restorasyonu ve bahçesinin düzenlemesi ile ilgili kurul üyelerine sunum yapmaktaydım. Yaptığımız sunum neticesinde projemiz kabul edilerek önümüzdeki Ocak 2013 tarihinden itibaren belediye eski binasının restorasyon çalışmaları başlatılacak. Bu güzel gelişmeler olurken, CHP Milletvekilleri tarafından halkı yanıltan açıklamalar yapılması bizleri son derece üzmüştür. CHP Milletvekillerinin Çaldağı konusunda da halkımızı yanıltmaları, buradan siyasi rant elde etme çabaları da ayrıca bizleri rahatsız etmektedir. Bizlerin Çaldağı ile ilgili düşünceleri ise şu şekildedir; Çaldağ’da bulunan nikel madeni Türkiye’nin bilinen en büyük nikel yatağıdır ve yıllardır atıl bekleyen bu madenin işletilebilecek olması Turgutlu için bir şanstır. Önemli olan bu madenin çevreye zarar vermeden, ekonomik değere ve istihdama dönüşmesi ve Turgutlu’ya azami katkı sağlamasıdır." Bu madene devletin çeşitli kurumları, yaptıkları incelemeler sonrası izin verdiğini belirten Orhan, şunları söyledi: "Bunun üzerine 'acaba zarar verecek mi' endişesi bir kez de mahkeme tarafından incelenerek, alınan önlemlerin yeterli olduğuna karar verilmiştir. Bu anlamda, devletimizin kurumlarına, bağımsız yargıya ve yine bu madenin çeşitli aşamalarında görev almış ülkemizin yetiştirdiği teknik adamlara, mühendislere güvenmemiz gerekmektedir. Madenler, tabiatı gereği bulundukları yerlerde çıkarılmak durumundadır. Bu nedenledir ki Çaldağ’da bulunan bu madeni işleyecek tesisin yine Çaldağ’da yer alan ormanlık alanda kurulması gerekir. Bu alanın doğal orman olmadığı, endüstriyel ağaçlandırma sahası olduğu da unutulmamalıdır." Yasaların orman alanlarında yapılacak madencilik faaliyetleri için verilecek izinlerin usul ve esaslarını net olarak belirlediğini anlatan Orhan, sözlerini şöyle sürdürdü: "Çaldağ’daki madenin işletilebilmesi için kurulacak tesis alanında Bakanlıkça tek tek sayılmış 143 bin 500 ağaç var ve bu ağaçların kesilebilmesi için şirket, Orman ve Su İşleri Bakanlığı’na geçen yıl 6 milyon TL, bu yıl ise 3,4 milyon TL ağaç ve kira bedeli ödemiştir. Madenin faaliyette olacağı süre olan 15 yıl boyunca da toplam 50 milyon TL daha ilave ödeme, şirket tarafından her yıl düzenli yapılacaktır. Dolayısıyla, hazinenin kasasına giden bu paralarla hem kesilen ağaçların yerine Bakanlık çok daha fazla ağaç dikebilecek, hem de mevcut ormanların korunması ve geliştirilmesi için başka yatırımlar da yapılabilecektir. Orman alanlarında verilen izinlerde, ağaç kesimini de Bakanlık yapmakta ve bu alandan çıkan ağaçlar da yine Bakanlık tarafından değerlendirilmektedir.
Öte yandan, Türkiye genelinde her yıl odun, kereste, kağıt gibi ihtiyaçlar için yıllık 15-16 milyon metreküp yani 10-15 milyon adet mertebesinde ağaç kesimi yapıldığı düşünüldüğünde, Çaldağ’da kesilen ağaçlar bu miktarın içerisinden düşüleceğinden, ülkenin orman varlığının azalması da sözkonusu değildir. Başka bir deyişle ülkemizde bu yıl kesilmesi planlanan toplam ağaç sayısı değişmeyecektir.Söz konusu maden 400-500 milyon dolar gibi büyük bir ilk yatırım gerektiren, her detayının en ince ayrıntısına kadar hesaplandığı büyük yatırımların bir örneğidir. Böylesi büyük yatırımların, bulundukları yerin ekonomilerini bir anda canlandırdığı aşikardır. Şirketten alınan bilgilere göre bu madenin çalışmaya başlamasıyla birlikte 1000 kişinin doğrudan iş sahibi olacağı öngörülmektedir."
Dünyanın gelişmiş ülkeleri madenciliği çevreye zarar vermeden yapabiliyorsa bizim de aynı esasları takip ederek bunu Turgutlu’da başarabileceğimizi anlatan Orhan, şunları söyledi: "Şirketin önerdiği İzleme ve Danışma Kurulu’nun madenle birlikte hayata geçmesi bu anlamda çok önemli bir görevi yerine getirecektir. Bu kurul sayesinde, madenin faaliyetlerinin izlenmesi sadece devlet kurumlarına bırakılmayacak, Turgutlu halkını da temsil edecek sivil bir inisiyatif tarafından madenin izlenmesi ve sağlıklı bilgi akışı sağlanmış olacaktır. Madenciliğe karşı siyasi kimliklerin bir tarafa bırakılarak, madenciliğin doğru yapılması ve Çaldağ’ın bölgeye iş, aş ve ekonomik katkıya dönüşmesi, bunu yaparken de çevreye zarar verilmemesini tartışmamız gerekmektedir. Şirketin yanlış yaptığı veya daha iyi yapabileceği birşey varsa onları tartışmamız ve varsa şirketin kapısını önerilerle çalmamız gerekmektedir. "
Belediye Başkanı Orhan, Turçep’e Cevap Verdi
Turgutlu İlçesindeki Turgutlu Lisesi konferans salonunda düzenlenen “Çaldağı Sorunu ve Türkiye’de Madencilik” konulu panelde devlet göreve çağırıldı.