Belen Değirmeni'nde Meditasyon

Belen Değirmeni'nde Meditasyon

Menteşe ilçesi Çaybükü Mahallesi’nden bulunan Belen Değirmeni Osho meditasyon için gelen misafirlerini ağırlıyor.

Çaybükü Mahallesi’nde bulunan Belen Değirmeni Osho Meditasyon eğitmeni Anand Arun ve beraberindekileri ağırlıyor. Meditasyon için değirmene gelenler çadır kamp kurarak bir hafta süreyle Çaybükü Mahallesi’nde kalacaklar. Osho (sonsuz bilinç) meditasyon için 15 kişilik bir kafile olarak değirmene gelen misafirler doğa gezisi yaparak tabiatla iç içe oluyorlar. Meditasyon eğitmeni Anand Arun doğası, havası ve sessizliği nedeni ile Belen Değirmeni’ni tercih ettiklerini belirti.

Meditasyonun vücudu yaşamda sağlıklı ve iyi tutabilme olduğunu ifade eden Anand Arun; “Osho meditasyon ile vücutta ne varsa onu kullanıyoruz. Bu bazen nefes, bazen ses, bazen sessizlik bazen de karanlık oluyor. Burayı tercih etmemizdeki en büyük sebep meditasyonun temellerinden olan nefesin kaynağı olan temiz havadır. Büyük şehirlerde böyle bir şey yapma şansımız yok denilecek kadar az. Türkiye’nin değişik yerlerinde seanslar olarak meditasyon yapıyoruz, son kafile ile durağımız burası oldu” ifadelerini kullandı.

Meditasyon yapılması için gereken tüm özelliklerin Belen Değirmeni’nde olduğu söyleyen Arun; “Meditasyon için olması gerekenlerin başında yer alan yeşillik ve su yer alıyor. Burada yeşillik sonsuz, yeteri kadar su da var. Osho meditasyon felsefesinde yeşil sevginin rengi, su ise sevginin enerjisidir. Ayrıca buranın mistik bir havası var. Burası meditasyon için olması gereken 5 olguyu sağlıyor. Meditasyon için acı, korku, acz (çıkışsızlık) öfke ve sevgiye ihtiyacımız var. Burasının mistik havası da olunca aranan tüm şartları sağlamış oluyoruz” dedi.

YAPILAN TIPLA ALAKALI DEĞİL

Anand Arun, Meditasyon yaparak vücudu iyi tutmak için çalıştıklarını belirtti.

Yaptıkları seansların tıpla ilgili olmadığını ve ilaç ya da insan vücudunda ve doğada bulunmayan başka bir şeyin kullanılmadığını söyleyen Meditasyon uzmanı Anand Arun; “Bizim yaptığımızın seanslar tıpla ilgili değil, yaptığımız çalışmalarla vücudu zinde tutuyoruz. Bizler vücudumuzda ve doğada bulunmayan hiçbir şeyi kullanmıyoruz” dedi.

Belen Değirmeni Restaurant İşletmecisi Hasan Şimşek; “ Bu tip etkinliklerin sadece İstanbul, Ankara, İzmir gibi değil artık Anadolu şehirlerinde de olması gerektiği inancındayız. Doğal güzellikleri, sakinliği ve huzuru ile Muğla eşine ender rastlanan bir şehirdir. Bu çalışmaya katılan arkadaşlarımız eğitim seviyesi yüksek, üniversite mezunu üst düzey yöneticilerdir. Büyük şehirde taş duvarlar ve mekanik aletler içinde, adeta bir yarıştaymış gibi koşuşturma telaşı ile hayatlarındaki sevinçlerini, öfkelerini, heyecanlarını gözden kaçırmakta. Bu şehir yorgunu arkadaşlarımıza tekrar toprağın sıcaklığını, suyu şakımasını, havayı yüzlerini okşayan şefkatini hissettirerek güzel Muğla’mız da bir ilki gerçekleştirdik. İnsanların topraktan uzaklaştıkça kalpleri ve duyguları katılaşmakta, duyarlılıkları kısıtlanmakta, bakar ama görmez, duymaz adeta bir anlamda körleşmiş sadece nefes alan robotik canlılar halinde hayatlarına devam eder hale gelirler.

Köyümüzde ve restaurantımızda ilki gerçekleştirilen kamp ekinliklerinin artarak devam etmesi için Değirmen restoran çalışanları olarak biz elimizden gelenin en iyisini yaparak Muğla’nın yöresel yemeklerini, türkülerini dinleterek hikâyelerini anlatarak bölge tanıtımını yaptık. Muğla bu konuda çok bakir ve de çok şanslı bir ilimiz, sadece önderliğe ve bir başlangıca ihtiyaç vardır.

Çaybükü köyü Muhtarımız Bilal Özsoy ve eşi Feriştah Hanım çok iyi bir ev sahipliği yapmışlardır. Artık köyümüz alternatif turizme açılmıştır. Bundan sonra doğa yürüyüşçüleri, fotoğraf kulüpleri, el sanatları etkinlikleri olacağını müjdelemekteyiz. Muğla sadece denizi ve güneşi ile değil, doğası ve zengin tarihi ile hak ettiği değeri bulacaktır” dedi.

Ana Sayfa
Manşetler
Video
Yenile