Görüntü yönetmeni Tevfik Şenol, sinemayı bir hayal olarak niteleyerek, "O hayali kuramadığınız müddetçe sinemacı olamazsınız. Yapmanız gereken en önemli şey hayal kurmak ve o hayale devam etmektir." dedi.
İstanbul’da 10-14 Mayıs'ta gerçekleştirilecek 10. Uluslararası TRT Belgesel Günleri kapsamında İstanbul Medipol Üniversitesi İletişim Fakültesi Kavacık Güney Kampüsü'nde "Belgesel Sinema ve Kurmaca Karşılıklı Etkileşimler" başlıklı panel düzenlendi.
Yönetmen Atalay Taşdiken'in moderatörlüğünü yaptığı panele konuşmacı olarak İranlı yönetmen Massoud Bakhshi, görüntü yönetmeni Tevfik Şenol ve yönetmen Faysal Soysal katıldı.İranlı yönetmen Bakhshi, belgeselle kurmaca arasında çok büyük bir fark olmadığını belirtti.
Bakhshi, belgeselin en basit haliyle gösterilen gerçeğin suretini çekmek olduğunu dile getirerek, "Kurmaca da aynı şey değil mi? Onlar da gerçeği göstermek için bir hikaye yoluyla anlatıyorlar. Kurmaca daha komplikedir, belgesel çok daha doğrudan olur. Seyircinin algılaması daha kolaydır." diye konuştu.
Görüntü yönetmeni Şenol ise belgesel ve kurmaca sinemayı birbirinden ayırmadığını ifade etti.
Sinemayı bir hayal olarak niteleyen Şenol, şöyle konuştu:
"Sinema bir hayaldir. O hayali kuramadığınız müddetçe sinemacı olamazsınız. Yapmanız gereken en önemli şey hayal kurmak ve o hayale devam etmektir. Belgeselin dramadan bir farkı yok. Kurmaca sinemada siz kurarsınız. Belgesel sinemada var olan atmosferden gidilir. Bence belgeselle kurmaca arasında bir fark yok. Belgesel sayesinde sinemayı öğrendim. Ben ikisini birbirinden ayırt edemiyorum. Aslında televizyon dizileri ile sinema arasında fark var. Benim burada bulunma hayalim bir Yeşilçam filminin yaşadığım kasabada çekilmesiyle oldu, 1963'te Kilis'te bir film setini seyrederek başladı. Ekonomi okusam da hayalim buydu ve peşinden gittim. En alttan başladım, siz de bunu küçümsemeyin. Sizi yukarıya taşıyacaktır. Sinemanın plazalardan yönetilmesi sinemayı batırır. Sinema bir sokaktır. Ömrümüz Ayhan Işık Sokak'ta geçerdi. Bugün plazalardan yönetiliyor. Toplumdan korkmamamız lazım."
Yönetmen-şair Sosyal, tahayyül etmenin, hayal etmenin yaşadığımız hayatı, amellerimizi anlamlı kılan en büyük unsurlardan bir tanesi olduğunu vurguladı.
Sanatın en büyük özelliklerinden birinin hayal etmek olduğuna dikkati çeken Sosyal, şunları kaydetti:
"Bu hayal etme de bize dönüyor. Biz yönetmeni dışarı çıkartarak bir filmden bahsedemeyiz. Bu öznel bakış eseri sanat olma yolunda bir adım öne taşıyor. Öznel yaklaşımdan sonra dolaylı anlatım sanatın alanına girer. Bazen belgesel kurmacaya göre yaşama daha yakın ama sanata daha mı yakın? Bu bir soru işareti. Kesin sınıflandırmalar yapmak yerine, 'eserin ortaya koyduğu şey bizi bir sanat eseriyle karşı karşıya bırakıyor mu?' bu açıdan bakmalıyız. Bazen sanat eseri olarak kurmacadan eksiği olmayan hatta fazlası olan filmler var."
TRT TV Daire Başkan Yardımcısı Nilgün Aydoğan ise amaçlarının farklı belgesel yaklaşımlarını teşvik ederek, hem yurt içindeki hem de yurt dışındaki belgeselcileri bir araya getirmek olduğunu söyledi.
2010 yılından bu yana uluslararası belgesel günlerinin yarışma bölümüne yoğun ilgi olduğunu belirten Aydoğan, "Bu sene 79 ülkeden 624 film için başvuru yapıldı. Bu çok önemli bir sayı. Özellikle yurt dışından birçok başvuru oldu. Bu da gösteriyor ki; yurt dışında artık markalaşmış bir belgesel festivali yürütüyoruz" dedi.
'Belgesel Sinema Ve Kurmaca Karşılıklı Etkileşimler' Paneli
Görüntü yönetmeni Şenol: 'Sinema bir hayaldir. O hayali kuramadığınız müddetçe sinemacı olamazsınız. Yapmanız gereken en önemli şey hayal kurmak ve o hayale devam etmektir'