Bennu Yıldırımlar'dan İlginç Benzetme

Ünlü oyuncu Bennu Yıldırımlar, Balıkesir Üniversitesi`nde yaptığı konuşmada, tiyatro ile ilgili olarak, "Tiyatro iki kalas, bir heves.

İki kalası çakıyorsun, üzerine çıkıp oynuyorsun" ifadelerini kullandı.

BAÜ Endüstri Bilimleri ve Teknoloji Topluluğu öğrencilerinin düzenlediği söyleşiye konuk olan Bennu Yıldırımlar, tiyatroyu soran gençlere önce mutlaka eğitimlerini tamamlamalarını tavsiye etti. Güzel sanatçı, "Tiyatro iki kalas bir heves. Oturmakla olmuyor, iki kalası çakıyorsun, üzerine çıkıp oynuyorsun, bu kadar basit. Bence tiyatro yapın. Herkes en azından 1 yıl drama dersleri almalı. Bunun lüks değil, ihtiyacımız olduğunu düşünüyorum" diye konuştu.

Çağış Yerleşkesi`ndeki Fen -Edebiyat Fakültesi Amfi Salonu`nda öğrencilerle bir araya gelen ünlü oyuncu, hayranları tarafından dizilerle ilgili soru yağmuruna tutuldu. Sanat yaşamı ve sinema ve dizi oyunculuğuyla ilgili soruları cevaplayan Bennu Yıldırımlar, hiçbir zaman, "Keşke bu mesleği yapmasaydım" demediğini ancak daha iyi şartlarda, mesleği daha iyi anlayan bir yapı içerisinde olmak istediğini söyledi.

Umutsuz Ev Kadınları isimli dizinin Amerikan yapımcı ile Türk yapımcının ortak bir çalışması olduğunu anlatan Bennu Yıldırımlar, dizideki tutumlu, titiz, temiz, zengin ve güçlü karakterdeki rolünün Güney Amerika kültürü olduğunu kaydetti. Yıldırımlar, "Amaç burada bu bölgeye, yani Balkanlar ve Orta Doğu`ya, Azerbaycan`ın kendi gelenek göreneklerine göre bu dizinin uyarlanması. Oradaki karakterler gerçekten bizim toplumumuza uyarlanmış. Benim karakterim Güney Amerika kökenli, ABD`nin güneyinde. Güneylilerdaha zengin, aristokrat, büyük çiftlik sahibi, silahları iyi kullanan insanlar. Ben o yapıda bir insanı oynuyorum. Sosyal yaşantılarında daha kurallı, evinde fazlasıyla titiz davranan, kendine göre en iyi yemekleri pişirdiğine inanan, `bal dök yala` dediğimiz o özel komşularımızdan birini canlandırmaya çalışıyorum. 12 bölümdür Sinan karakteriyle Yasemin karakteri sanki 100 yıllık evliymiş gibi ilişkilerini yürütüyor. Düşünün ki bunu Suudi Arabistan`a falan satacaklar. Ancak bu kadar olabilir" dedi.

İş yoğunluğu sebebiyle ailesine yeterince zaman ayırmasının güç olduğunu anlatan Yıldırımlar, "Sabahları çocuğumla birlikte olmak zorundayım, akşamları nadiren de olsa evde olduğumuz zamanlarda kesinlikle birlikte yemek yemeye özen gösteririz. Şu an edebiyat hocamla, ilkokul öğretmenimle hala görüşüyorum. Matematik öğretmenimi de görsem gidip boynuna atılacağım ama göremiyorum" dedi.

Tiyatro ve oyunculukla ilgili bir soruya cevap veren Bennu Yıldırımlar, "Oynadığın karakterin içinde senden de bir şeyler bulunuyor. Tiyatro, oyunculuk, 100 defa provası yapılıyor. Sahnede gözlüksüz at gözüyle görüyorsun. Her şeyi her an takip ederken oyununu oynuyorsun. İyi eğitmenlerle başlangıç yapmak her zaman daha avantajlıdır. Tiyatroda, oyunda her şey başrol için değildir, birlikte bir şey yapma duygusudur. İçindeki çocuğu bir yerde tutmak ve onunla birlikte oyun oynama isteğinden başka bir şeydeğildir" diye konuştu. "NERMİN BEHÇET`İ TERK ETMEZ" Behçet ve Kemal arasında kalacak gibi görünen Nermin karakteriyle ilgili soruya da cevap veren Bennu Yıldırımlar, "Şu ana kadar izlediğim, Nermin başkası için Behçet`i terk etmez gibi geliyor bana. Saçımın topuz olmasından şikayetçiyim, kadın takıntılı olduğu için kıyafetine göre toka takıyor, o belirlenmiş bir konsept. Onu uyguluyoruz. Bir tek tel çıkmayacak diye fısfısla yapıştırılıyor" ifadelerini kullandı.

Bir hayranının ısrarla gözlerinin çok anlamlı olduğunu söylediği sanatçı, "Beni korkutmaya başladın" diyerek esprili bir şekilde soruyu geçiştirdi. "YAVAŞ YAVAŞ SİNEMA SEKTÖRÜ OLUŞUYOR" Bennu Yıldırımlar, Türk sinemasını dışarıda başarıyla temsil edecek bir projenin içinde yer almayı arzuladığını söyledi. Türkiye`de sinema sektörünün yavaş yavaş oluşturulmaya başladığını, bunun önemli bir hareket olduğunu belirten Bennu Yıldırımlar, "Belki 80`lere göre daha az yapılıyormuş gibi gelebilir ama bence ülkemizde yavaş yavaş sinema sektörü oluşturuluyor. Mesela Dedemin İnsanları filmi. Bugüne kadar işlenmemiş bir konuyu ele almış, popüler sinema örneği ama insanların o bölgeden neden göçettiklerini fazla düşünmemiştik. Benim ailem, dedemler Girit`ten göçmen. Beni daha fazla etkilemesi gerekirdi, ben daha normal izledim. Ama böyle bir konuyu ele alıp başlangıç yapması hoşuma gitti. Tiyatro için hiçbir zaman geç değil, yapmanız gereken öncelikle üniversiteyi, okulunuzu bitirmek. Şu anda Şehir Tiyatrosu`nda iki oyun oynuyorum. Mesela ben okurken 19 yaşındaydım, Türker İnanoğlu`nun bir filmi için gittim, filmde de kocaman bir rolüm falan yoktu, Hacı Yusuf Efendi`de küçük bir şey oynadım. Amaburada keşfedildim diyemem. Okulu bitirdikten sonra Gençler diye bir dizi vardı, 4 üniversiteli erkeğin başından geçenleri ele alıyordu. Biz de orada 4 kızdık. 5-6 bölüm oynadık, sonra Londra`ya gittim. Hayatta, `Hadi bakalım, gel sana kocaman bir şey` yok. Kitaplar okumalı. Küçük de olsa bu işi başarabileceğinize inanmak güzel. 1980 yılında ilk televizyon filminde, TRT`de bir çocuk filminde oynadım, 90 yılında da yine TRT için Gençler dizisi. Ama biri, `Gel hadi bakalım kızım` demedi bana, bu konuda şansımyaver gitti. Tiyatroda eğitim için İstanbul`da fırsat bulursanız Şahika Tekand`ı tavsiye ederim. Bir şekilde buluşup kendinizi geliştirmenizde fayda var" açıklamasını yaptı. "TÜRKİYE`DE SESLİ ÇEKİM MÜMKÜN DEĞİL" Bennu Yıldırımlar, Türkiye`de şu anda sesli çekimin mümkün olmadığını, bunun ciddi bir sıkıntı olduğunu kaydetti. Umutsuz Ev Kadınları`nı Beykoz`da çektiklerini anlatan Yıldırımlar, "Uçak geçerken duruyor, ara veriyor, geçtikten sonra çekime devam ediyoruz" diyerek izlenen dizilerin o kadar kolay çekilmediğini ifade etti

Bennu Yıldırımlar, "Türkiye şu anda sesli çekim için iyi durumda değil. Biz en son Beykoz`da çekim yaparken, biraz ileride Keşanlı Ali Mahallesi var, biraz daha ötede Öyle Bir Geçer Zaman Ki`nin sokakları var. Her şey bir arada, çok ses gelmiyor, zaten bölgenin kendi sesi yetiyor. Birkaç hafta önce eşek sesi girdi araya, Keşanlı Ali`nin çekimleriymiş ama bizim çekimimiz tekrarlandı. Onların beslediği hayvanlar var, doğal olarak ses çıkarıyorlar. Biz uzaktan geçen uçakta bile duruyoruz. Platoyu altı eviniçine kurduk, evin dışı da Küçükyalı`da çekiliyor. Genel kanı oyuncuların başkaları tarafından seslendirilmesi. Yıllardır büyük oyuncuları siz hep başkalarının sesiyle dinlediniz. 85-90`larda sesli çekime yeni alıştırabildiler. O yüzden şaşırtıcı geliyor. Umutsuz Ev Kadınları`ndaki Handan karakterinin sesi bana ait değil, Tilbe Saran seslendiriyor ama inanmıyorlar. Eli yüzü düzgün, Türk sinemasını gerçekten dışarıda temsil edebilecek bir projenin içinde yer almayı isterim. Ama gerçekten nasıl bir ülkedeyaşadığımı ve neler üretildiğinin farkında olduğum için zamanı gelince ben de bir 60 yaşında falan bir sahne oynayıp öyle veda ederim herhalde" diye konuştu

Bennu Yıldırımlar, kendisini Balıkesir`e davet edip gençlerle buluşturan öğrenci topluluğuna teşekkür etti.
Ana Sayfa
Manşetler
Video
Yenile